Ambulans sirenleri uzaklaşırken konağın içinde derin bir sessizlik kaldı. Herkesin nefesi boğazına düğümlenmişti. Bu sessizliği ilk bozan, ağır adımlarla ortaya çıkan Mert oldu. Yüzündeki donukluk yavaşça yerini öfke ve kararlılığa bıraktı. Gür sesiyle merdiven boşluğunu çınlattı: — Anaaa! Gülsüm Hanım korkuyla başını kaldırdı. Mert’in gözlerindeki öfke, yıllardır içinde biriken kinle karışmıştı. — Sen evde bekleyeceksin! Yeterince zarar ettin bu aileye. Bundan sonra ne senin oyunların, ne de fısıltıların işitilecek bu konakta! Gülsüm Hanım gözyaşlarıyla, çaresizlik içinde oğluna bakakaldı. Mert’in sesi daha da sertleşti: — Amca! Sen de kızını al, gözüme gözükme bir daha! Bu hanede de, şirkette de yeriniz yoktur artık! Derya duydukları karşısında titredi, babasına sığındı. Gözlerinde

