bc

Pac-Man

book_age18+
269
TAKİP ET
1.3K
OKU
revenge
dark
badgirl
mystery
scary
enimies to lovers
crime
tricky
brutal
sacrifice
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Karaca Aksoy...

İki kelime içeren bir isim ve korkutucu bir meslek. Ben bir tetikçiyim, seri katilde dene bilir. Benim için çok bir şey fark etmiyor ikisi de aynı yola çıkıyor ikisinin de ellerinde kan var. Benim de ellerimde kan var kanın rengi ve kokusu hak edenlerin hak ettiği bir hayat yaşamıyoruz ve asla da yaşamayacağız.

- "Nerede aptalı oynayacağını biliyorsan zekisindir..." -

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
- GİRİŞ -
“Başarıların konuşulmaya başladığı zaman senin konuşmana gerek kalmaz.” 4 Mayıs 2021 Gözlerimden sıra sıra damlayan yaşlar tek tek önümde duran masaya damladığında içimde gezinen oyuncu tarafımla hafifçe hıçkırdım. Karşımda oturan komiser kadına ufak bir bakış attığımda tekrar başımı eğdim ve hıçkıra hıçkıra ağlama başladım. Elimi kaldırıp burnumu hafifçe silerken arada bir ağlamaktan nefessim kesiliyormuşçasına derin nefesler alıyordum. Tedirgince etrafıma bakındım, kafamın üstünde sallanan bir lamba vardı ortamızda bir masa ve karşılıklı iki sandalye. Sorgu odasının o ürpertici havası beni içine alırken karşımdaki kadına korkak bir bakış attım. Gözyaşlarımın arasında dudaklarımı hafifçe yaladığımda bana daha fazla tahammül edemeyip masaya sertçe vurdu. Onun vuruşuyla sanki korkmuşçasına yerimde sıçradım eğer bu sorgu biraz daha uzun sürerse bu sümüklü halim gerçekten beni çileden çıkartacaktı. “YETER ARTIK KONUŞSAN İYİ EDERSİN!”ayaklanıp ellerini masaya birleştirdiğinde üzerime doğru eğildi. “Be- ben bir şey yapmadım ki.” “Yalan söyleme!”sinir bozukluğuyla güldüğünde bir adım geri attı. “Sen olduğunu adım kadar iyi biliyorum.” “BEN HİÇ BİR ŞEY YAPMADIM DİYORUM SANA!” “Hayır yaptın onu sen öldürdün ruh hastası bir kişiliğin var öyle iyi bir oyuncusun ki herkesi kolayca kandıra biliyorsun.” “Sana benim bir ilgim yok diyorum neden anlamıyorsun.” “Anlamıyorum çünkü bütün bunları sen yaptın eşek gibi de itiraf edeceksin suçunu.” “Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun.”hafifçe ağlarken mırıldandım. “Ben masumum silah kullanmasını bile bilmiyorum.” “Sana silahla öldürüldüğünü söylememiştim.”kafamı eğdiğimde alt dudağımı ısırdım ve kafamı kaldırıp hafifçe güldüm. “Böyle mi oynuyoruz amirim?”bana bilmiş bir şekilde baktığında hafifçe burnumu çektim. “Bak itiraf edersen cezanda senin için bir şeyler yapabiliriz hala bir şansın varken doğruları söylemelisin.”kısık bir kahkaha attığımda hemen sesimi kestim ve ona doğru eğilirken fısıldadım. “Neden sen söylemiyorsun? Sende oradaydın öyle değil mi? Ama ispatlayamıyorsun.”geri çekildiğimde eskisi gibi ağlamaya devam ederken sorgu odasına ilk girdiğimiz andan beri masanın üzerinde duran maktülün o fotoğrafını alıp üzerindeki yarayı işaret ettim. “Kurşun yarasına benzettim silahla öldürüldüğünü söylemenize gerek yoktu yani.”hafifçe gülümsediğimde arkadaki cama bakışlarım kaydı. “Be- ben masumum!” “Seni yalancı!”hiddetle üzerime atılacağı sırada sorgu odasının kapısı bir hışımla açılmıştı karşımda Egmen’i gördüğümde sonunda bu tiyatro gösterisinin sona ereceği için mutlu olmuştum, hafifçe gülümsediğimde yanıma oturdu. “Müvekkilimin o gece başka bir mekanda olduğu şahitler tarafından ispatlandı ve üzerindeki  tüm şüpheler düşürüldü anlayacağınız onu burada tutacak ve göz altı süresini uzacak hiçbir şeyiniz kalmadı. Egeme baktığımda bana hafifçe göz kırpmıştı kollarımı göğsümde bağladığımda karşımdaki kadının çaresiz öfkesini izledim. “Şeytansın sen!”Egemen kolumdan kaldırıp beni sorgu odasından çıkarırken kadına dönüp hafifçe göz kırptım ve gülmeye başlarken sorgu odasından çıktım. Egemen birkaç belgeyi imzaladığında birlikte karakoldan kurtula bilmiştik onun arabasına bindiğimizde kafamı ona çevirdim. “Silahı yok ettiniz mi?” “Evet, söylediğin gibi yaptık. Zaten başkasının üzerine ruhsatlı ve çalıntı bir silahtı parmak izleri silinip denize atıldı cesetteki mermi kovanını zaten adli tıptaki adamlarımız halletti. Ne silah ne de mermi ortada yok senin üzerine yönelen tüm şüphelerde sahte şahitler sayesinde ortadan kaldırıldı.” “Bir kişi hariç o kadın polis beni gören tek kişi.”Egemen bana döndüğünde hafifçe sırıttı. “Ortada şahit bırakmak adetin değildir Karaca.” “Ya bugün ya yarın merak etme.” “Dikkatli ol karşındaki bir polis bu işin şakası olmaz.” “Zaten bugün yapmayacağım yoksa bütün gözler bana döner olayın üzerinden zaman geçmeli uzun bir zaman…” 2 Nisan 2021 Karşımda duran işletme fakültesine bakarken hafifçe gülümsedim. Bugün burada olma sebebim yine işim içindi ama bu kez bir başkasının değil uzun zamandır planladığım kendi intikamımın ardından buraya gelmiştim. Ben Karaca Aksoy ailesi korkunç bir şekilde katledilmiş, annesi tecavüz uğramış sonra da kadın tacirlerinin arasında satılan ve o sırada üç yaşında çocuk tacirlerine verilen o küçük kızım. Çocuk tacirlerinden sokağa düşmüştüm sonra da yetimhaneye büyüyüp gerçek kimliğimi öğrenmem beni çok uğraştırmıştı. Kendimi korkunç bir katil olarak bulmuştum. Düştüğüm yetimhanede normal bir çocukluk yaşamamıştım korkunç bir geçmişim vardı ve o yetimhaneden atıldığım gün ise tek korkum polisin eline geçmekti. Bir hademeyi öldürmüştüm orada, merdivenlerden atmıştım beni döven ve taciz etmeye çalışan o iğrenç adamın düşmesiyle boynu kırılmıştı ve ölmüştü. Ben sadece kendimi korumuştum ama kimse bunu anlamamıştı, yetimhaneden atıldığım bu olay kaza olarak gösterilmişti yoksa yetimhanenin adı lekelenirdi. Sokaklara düştüğümde kendimi korumam zorlaştı insanları yaraladım kötü şeyler yaptım sonra karşıma bir adam çıktı. Bana birini öldürmem karşılığında yüklü bir para verdi ve ben bu hayatta sürünmemenin tek yolunun para kazanmak olduğunu öğrenmiştim. On beş yaşından beridir bu işi yapıyordum, ortada kanıt ve iz bırakmadan zekice yaptığım hamleler karşılığında kimse bu masum yüzlü şirin kızdan şüphelenmiyordu ama gerçek buydu ben bir seri katildim! O yaştan bu yaşa birçok kişiyi öldürmüş ve birçok soruşturmadan suçsuz gözüyle geçmiştim. Şimdi ise kazandım onca paradan sonra çok güzel ve daha korunaklı bir hayata sahiptim. Geçmişimi kurcalamış bu konuyla ilgili bir sürü insanı öldürmüştüm ve sonucunda beni bu hayata sürükleyen insanları bulmuştum. Kara listemde altı kişi vardı. Benimle yaşıt altı kişinin ailesi benim hayatımı mahvetmişti ve şimdi bende onların hayatını mahvedecektim, bu altı çocuğun gittiği işletme fakültesine girmeyi başarmıştım sıra onların arasına karışmaktı. Onlar beni tanımıyorlardı ama ben onları çok iyi tanıyordum. Adımlarımla okula girdiğimde herkesin gözleri benim üzerimdeydi, kızıl saçlarımla koridorda salına salına ilerlerken ders programındaki sınıfa ilerliyordum. Sınıfa güler yüzle girdiğimde tüm bakışlar bana dönmüştü. Herkes şaşkınca bakarken yeni kızı süzerken aralarında bazı dedikodular dönüyordu bazı insanlar not alışverişi yapıyorlardı aralarında. O altı kişiyi gördüğümde hafifçe gülümsedim önce kendime amfide oturacak boş bir yer buldum ve oraya geçtim işte o an onları usulca süzmeye başladım. Yusuf Çukur Ailesinin benim ailemin ölümünde parmağı olan birinci kişiydi ama onunla bir işim yoktu benim işim babasıylaydı. Ailesi ondan nefret ediyordu ama tek erkek çocukları olduğu için de ondan vazgeçemiyorlardı ailesinin ondan nefret etme sebebi ise kardeşini öldürmüş olmasıydı. Aldığım duyumlar ve derin araştırmalarımdan sonra küçük kardeşini kıskanıp onu merdiven boşluğundan attığını öğrenmiştim. Normalde çocuk katilleri asla acıdığım kişiler değillerdi ama bunu yaparken oda bir çocuktu ve ailesi cezasını yıllarca ona çektirmişlerdi. Berfin Bozan Babası ve Yusuf’un babası birlikte ailemi katletmişlerdi. Berkay Keskin Onun babası da bu işin içindeydi aynı zamanda Berfin ile kuzendiler. Yaren Özsoy Onun babası ise bu işin başını çekiyordu. Ailem  onların yaptığı uyuşturucu sevkiyatlarına geçiş vermedikleri için katledilmiştiler. Rüzgar Fetih Ve onun babası da annemi satın alan tacirdi ve benim sokağa düşme sebebim olan adam. Hepsi cezalarını çekecekti, hepsinin babalarını bir bir öldürecektim eğer bu pis işlere bulaştılarsa onları da öldürecektim. Ve geriye kalan boş zamanlarımda ise kendi işime bakabilirdim, bana gelen dosyaları inceleyip kimi öldüreceğime karar veriyordum ama bu sıralar bu intikam uğruna ara vermiştim işlerime. Benim tek dostum bu okula girmemde bana aşırı derece de yardım eden kişi Egemen Alkoç. O olmasaydı çoğu davadan kolayca sıyrılamazdım, o benim sağ kolum gibiydi ama tabi ki de yaptığım işleri ayrıntılı bir şekilde oda bilmiyordu. Çünkü ne derler bilirsiniz çok bilen çabuk ölürmüş ve ben onun ölmesini istemiyordum o benim kardeşim gibiydi. “Hey sınıf bugün evimde okulun ilk gününün stresini atmak üzere parti veriyorum herkes davetlidir sende öyle yeni kız.”Yaren parmağıyla beni işaret ettiğinde tüm gözler bana dönmüştü. Hafifçe gülümseyip kafamı salladım bugün tek bir ders vardı. Amacım ders değildi elbette zaten bütün ders boyunca onları tek tek incelemiştim belli ki beşinin ayrılmaz bir dostlukları vardı. Ders bitiminde herkes gibi ayaklanıp eşyalarımı toparlarken o gurubun içindeki Berkay usulca yanıma geldi, arkadaşları anfiden çıktıklarında sınır da yavaşça boşalmıştı. “Merhaba, ben Berkay.”elini uzattığında kısa bir tebessüm sunup elini sıktım. “Bende Karaca.”kabusunuz karaca ya da celladınız artık hangisini kullanırsanız. “Bu akşam istersen seni evinden alayım malum adresi bilmiyorsun tabi bende senin adresini bilmiyorum.”deyip hafifçe sırıttığında derin bir nefes aldım ve bir kağıda adresimi yazdım. “Tamam sekizde seni alırım.” “Sekizde dışarıda olurum.”ikimizde amfiden çıktığımızda evlere dağıldık. Şayet akşama kadar yapacak işlerim vardı, eve girdim ve üzerimdeki fazlalık ceketi koltuğa fırlatıp sehpanın üzerindeki bilgisayarı aldım. Kendi özel yaptığım sisteme giriş yaptım. Bu işlere girdiğimde Hacker bir arkadaşım olmuştu ondan kimseden öğrenemeyeceğim şeyleri yapmayı öğrenmiştim. Cambazla ilk tanıştığımızda bana bu sistemi kurmamda yardımcı olmuştu, kesinlikle polislerin güvenlik ağını kırması veya sızması imkansız olan paravan bir sistemdi. Öldürmemi istedikleri kişilerin dosyasını bu ağ üzerinden yolluyorlardı ve ücreti de ibanıma gönderiyorlardı. Sisteme kendim bile şifreyle giriyordum sebebi ise birisi bilgisayarımı bulduğunda sisteme benden izinsiz giremesin. Sayfada dolanırken en son aldığım işe takıldı gözlerim, bir adamı öldürmem isteniyordu. Dosyasına giriş yaptım ve incelemeye başladım. Adı Soyadı: Rasim Ağaoğlu Yaşı: 36 Neden ölmesini istiyorsunuz: Çünkü o iğrenç bir çocuk katili! Oğlumu öldürdü. Ücret tutarı: 10 bin dolar. Çocuk katili ha, adi pislik ölmeyi çoktan hak etmiş bir orospu çocuğu! Şu partiden sonra bu işe el atacağım, işi kabul edip programı kapattım. İntikamımı alacağım güne kadar ara ara küçük işler almaya devam edeceğim sonuçta bu benim para kaynağım ve mesleğim. Ayrıca birilerinin bu pislikleri dünya üzerinden kazıması gerek malum her şeyi devletten beklememek gerek hoş adalet bu aralar çok yoğun. Ayağa kalkıp odama çıktım hazırlanmak için dolabımı açtım kıyafetlerimde ellerimi gezdirmeye başladım. Sarı fırfırlı ve rahat elbisemi dolaptan alıp üzerime giydim ayaklarıma da beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp banyoya ilerledim yüzüme soğuk su vurup güzelce kendime geldiğimde çıktım. Aşağıya indim ve mutfağa girdim Berkay’ın gelmesine yarım saat kala bir sandviç hazırlayıp yemeğe başladım. Yemeğimi bitirip ellerimi yıkadığımda dışarıdan gelen korna sesi ile hızlıca telefonumu aldım kenarda duran çakımı eteğim altından bacağıma koydum ne olur ne olmazdı. Hızlıca evden çıktığımda koşturarak Berkay’ın arabasına ilerledim arabaya bindiğimde sıcacık gülümsedim. “Merhaba.” “İyi akşamlar fıstık.”sanki utanmışçasına başımı eğdim. “Utanmana gerek yok sonuçta aynı sınıftayız.” “Pekala.”kafamı kaldırıp gözlerimi gözlerine çevirdiğimde arabayı sürmeye başladı. Kısa sürede Yaren’in evine geldiğimizde indik, birlikte evin dışına kadar taşan müzik sesiyle içeriye girdik. Herkes etrafta dans ederken evi disco gibi kullanıyorlardı. Dans edenler, kenarda öpüşenler, içkiyi fazla kaçıranlar ve havuz başında takılanlar vardı. “Gel bizimle takıl istersen malum kimseyi tanımıyorsun.”diyen Berkay’ın peşinden ilerledim. Arkadaş gurubuna girdiğimde herkesle tek tek tanışıp el sıkışmıştım Berkay içki getirmeye gittiğinde onlarla oturmaya başladım. “Demek adın Karaca güzel isimmiş buraya yeni mi geldin seni hiç görmemiştik bu çevrede.”dedi Berfin. “Hayır ama bu üniversiteye yeni geçiş yaptım.” “Anladım, hah Berkay getir.”herkese tek tek içki servisi yaptığında elinde kalan son viski bardağını bana uzattı. Bardağı ellerinden alıp içmek için dudaklarıma yaklaştırdığımda burnuma o keskin kokusundan farklı bir koku daha ilişti. Her zaman ki viski gibi kokmuyordu daha doğrusu sanırım içinde ilaç vardı. Herkesin bakışları bana döndüğünde hafifçe gülümseyip direk kafama dikmiştim. Onlar bana memnuniyetle gülümserken hızlıca kalktım. “Tuvalet ne tarafta acaba?”diye mırıldandığımda yukarı katı işaret etti. “Yukarıda sağdaki kapı.”dedi Yaren. Hızlıca merdivenlere adımladım her ne içtiysem o etki etmeden kusmam gerekiyordu. Tuvaleti açıp içeriye girdiğimde kapıyı kilitledim bunu yapmaktan her ne kadar nefret etsem de parmağımı boğazıma sokup midemi bulandırdım ve kusmaya başladım. İçimdeki her şeyi çıkardığımda rahatlamıştım. Sifonu çekip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim yanlarına geri geldiğinde elimden geldiğince gülümsemeye çalışıyordum. Bu onlar için bir nevi güven testi gibi bir şeydi sanırım ve hiç biri içmemi beklemiyor gibiydi. “Viskiye alışık mısın umarım çarpmamıştır?”dedi Rüzgar. “Hayır daha önce de içiyordum çarpmadı.” “Bir bardak daha getirmemi ister misin?”dedi Berkay. “Hayır istemiyorum bu kadar yeterli.”dediğimde Yaren ellerini açıp bağırmaya başladı. “Hadi hep beraber bir oyun oynayalım!”herkesi etrafına topladığında oyunu anlatmaya başladı. “Doğruluk ve cesareti biraz daha değiştirelim ve doğruluk gibi sıkıcı bir şeyi kaldıralım itiraf ve cesaret olsun.”kenarda duran boş içki şişesini aldığında oynamak isteyenlerle yere oturup bir daire oluşturmuştuk. Bende aralarına oturduğumda Yaren şişeyi yere koyup çevirdi, şişe sarışın bir kızla Berkay’ın arasında durdu Berkay kıza soruyordu. “İtiraf mı cesaret mi?”dediğinde kız hafifçe yutkundu. “Cesaret.”dediğinde Berkay sırıttı. “Kucağıma otur ve beni öp!”dediğinde kız ilk başta şaşırdı biraz tereddüt etse de herkesin içinde Berkay’ın kucağına oturup onu öpmeye başladı. Bir süre sonra geri çekilip yerine döndüğünde herkes onları destekleyen bağırışmalar yapıyordu. O sarışın kız şişeyi çevirdiğinde şişe Yusuf ile benim aramda durmuştu ve Yusuf soruyordu. “İtiraf mı cesaret mi Karaca?”dediğinde hafifçe geriye yaslandım. “İtiraf.”dediğimde tüm gözler bana döndü. “Ben birisiyle seviştim.”diye ortaya attığımda herkes bağırıp destekleyen çığlıklar atmıştı yine, Yusuf hafifçe sırıtırken şişeyi çevirdi. Şişe bu kez Yaren ve benim aramda durduğunda ben soruyordu. “İtiraf mı cesaret mi?”dediğimde omuz silkti. “Cesaret.”dediğinde hafifçe ellerimi ovuşturdum. “Kendine jilet çekebilir misin?”diye sorduğumda şaşırmıştı ama kalabalığın destekleriyle kabul etti. “Tabi ki bundan korkacak değilim.”ayağa kalkıp yukarıya çıktı aşağıya indiğinde yanımıza geldi elindeki jiletle koluna hafif bir kesik aktığında sırıttım ve şişeyi tam çevirecekken konuştu. “Hadi oyunu biraz daha zorlaştıralım.”dedi ve elindeki kanlı jileti ortaya koydu. “Yapmak istemeyen kendini jiletler ama oyunda artık kolay şeyler istemek yok.”diye şart koştuğunda birkaç kişi istemeyip kalkmıştı ama biz yine de kalabalıktık, şişeyi çevirdiğimde kumral bir çocukla Berfin arasında durdu. “İtiraf mı cesaret mi?”dedi Kumral çocuk. “Cesaret.”diye Berfin ile gülümsedi. “Bu gece benimle birlikte ol.”dediğinde Berfin önce sırıtmış ve sonra ortadaki jileti alıp kolunu çizmişti. Kumral çocuk istediğini alamamanın verdiği mutsuzlukla şişeyi çevirdiğinde başka kişilerde durmuştu birkaç çevirmeden sonra tekrar bana geldiğinde soran kişi Berkaydı. “İtiraf mı cesaret mi?”dediğinde daha önce itiraf dediğim için cesaret demiştim. “Pekala henüz aramızda yenisin o yüzden seni fazla zorlamak istemem. “Hadi elbiseni çıkar.”deyip piç bir şekilde sırıttı yapamayacağımı düşünüyordu aklı sıra beni okuldaki herkesin önünde küçük düşürecekti. Ayağa kalktığımda kafamı dik tuttum ve bende onlar gibi sırıtırken elbisemin fermuarını indirdim tüm gözler bana dönerken elbisemi kollarımdan çıkarıp bıraktım. Elbise bacaklarımı sıyırıp yere düşerken herkes siyah iç çamaşırlarımla bana bakıp gülüşüyordu ki elbisemi geri giyerken konuştum. “Sahilde o kadar insanın içinde bikiniyle gezerken utanmıyorum o yüzden bundan da utanacak değildim ikisi de aynı şey neticede.”geri yerime oturduğumda cüretim Berkay’ı şaşırtmıştı. “Pekala devam edelim.”diyip bütün ilgiyi üzerine çeken Yaren şişeyi tekrar çevirdi. Şişe onun ve Rüzgarın arasında durdu. “İtiraf mı cesaret mi Rüzgar?”dediğinde Rüzgar gerine gerine konuştu. “Cesaret.”dediğinde Yaren hemen atıldı. “Hadi yeni kızı öp!”bu kızın sürekli bana dadanma niyeti neydi böyle? “Pekala oda izin verirse?”dediğinde usulca kafamı salladım benim için öylesine bir öpücük olacaktı çokta bir anlamı yoktu aptal bir oyun sadece. Yanıma gelip önüme oturduğunda iki elini yanaklarıma yerleştirdi tam yüzüme eğilirken Berkay bizi ayırdı. “Bu çok saçma sapan bir hal almaya başladı kesin şunu!”dediğinde Yaren ayaklandı. “Sana ne oluyor Berkay? Bu alt tarafı bir oyun ayrıca Karaca rahatsız değil istemiyorsan sen gidebilirsin.”diye çıkıştığında Berkay sinirle çıkıp gitmişti. Onun çıkmasıyla Rüzgar tekrar bana döndü ve dudaklarım ufak bir öpücük kondurdu. Oyunun bu şekilde bir süre daha oynanmasından sonra sıkılmıştım zaten halletmem gereken bir iş vardı ve artık çıkmam gerekiyordu. Herkesle vedalaşıp evden ayrıldığımda Berkay’ı göremediğim için eve yalnız dönmüştüm. Eve girdiğimde üzerimi değiştirmek için çalışma odasına ilerledim, çalışma odasındaki parkeyi ayağımla sertçe itip açtığımda yerdeki gizli bölmenin şifresini girdim. Duvarda kendiliğinden açılırken hızlıca içeriye girdim, üzerimdekileri çıkardığımda siyah kapşonlu ve deri bir tayt giydim siyah spor ayakkabılarımı da giydiğimde elime deri eldivenlerimi geçirdim. Saçlarımı örüp kapşonu kafama geçirdiğimde kenarda duran silahı belime yerleştirdim. Hızlıca gizli bölmenin gizli çıkışından dışarıya çıktığımda elimdeki dosyanın içinde yazan adrese ilerledim. Telefonumu kapattığımda dışarıdan evi izlemeye başladım, bahçeli içeride alarmı olan klasik güvenlik sistemli bir evdi. Sistemi kırıp kapıyı açmak benim sadece birkaç dakikamı alırdı. Bahçe duvarından atlayıp gizlice kapıya yanaştım ve maymuncuk ile hızlıca kilidi açtım. İçeriye girdiğimde alarmın çalması için sadece birkaç dakikası olduğunu biliyordum. Alarm sisteminin kutusunu çıkarıp hızlıca içine telefonumu bağladığımda kendi özel programlarımdan birisini kullanarak saniyeler içinde alarmı etkisiz hale getirip kapatmıştım. İçerideki odaları tek tek kontrol edip kamera odasını bulduğumda girdim ve benim girişimi çeken görüntüleri sildim ve kameraları kapattım. Dışarıdan gelen araba sesiyle geldiğini anlamıştım bahçe kapısından çıkıp garaja ilerledim. Arabasını garaja park etmişti arabadan indiğinde cebimden çakımı çıkardım, arkasından yaklaşıp defalarca bıçakladığımda yere yığılmıştı. “Şimdi geldik işin sıkıcı tarafına ortalığı toparlamayı oldum olası sevmiyorum.”adamı zar zor kaldırıp arabasının bagajına tıktım. Garajın dışındaki kanı temizlediğimde kenarda duran küreği de arabaya koydum ve arabaya bindim, ve üzerindeki anahtarla çalıştırdım. Sürmeye başladım, garajdan çıktığımda uzak bir ormana sürdüm. Arabadan indiğimde küreği de çıkarttım ve biraz ilerleyip kazmaya başladım, bu kazı bir saatimi almıştı. Anlımdan akan teri sildiğimde tekrar arabaya ilerledim, adamı indirip sürükleyerek mezarın içine attım ve üzerini örtmeye başladım. Toprak atma işlemi bittiğinde sürükleme izlerini ayağımla düzelttim. Küreği alıp tekrar arabaya bindim ve sürmeye başladım bom boş otobanda durduğumda arabadan indim, arabanın kapılarını açık bırakıp arabayı orada bırakıp terk ettim. Sanki çalınmış izlenimi verip koşarak oradan uzaklaştım bir saatte eve geldiğimde hızlıca yukarıya çıktım üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp küvete attım ve üzerlerine Hidrolik Asit döktüm onlar orada erirken ben genzimi yakan kokuyla banyodan çıktım ve aşağıya indim. Kıyafetleri çıkardıktan sonra elimde kalan çakıyı güzelce yıkayıp bir beze sardım ve sabahın erken saatleri olmuşken evden çıkıp sahile ilerledim. Sahilin en kuytu köşesini bulup elimdeki bıçağı denizin dibine yolladım. Derin bir nefes alıp denizin eşsiz kokusunu içime çekerken hafifçe gerneştim ve kemiklerimi rahatlattım. Denizin soğuk rüzgarı ile kollarımı göğsümde bağlarken huzurla gülümsedim. Bugün de geçip gitmişti işte. Bir seri katilin güncesinden bu kadar diyelim mi? Her günüm de bu güne benzeyecekti. Dışarıdan masum duran ama içten içe vahşet dolu bir kadın vardı şimdi. Küçükken herkes masum olurdu masum olmayı iste ya da isteme. Asıl masumiyet büyüdüğünde belli olurdu ben masum olmayı seçecek kadar şanslı değildim o yüzden başkalarının masumiyetlerini korumaya karar verdim. “Yeni kız denizleri kirletmeye utanmıyor musun?” Geçmiş adım adım peşimi bırakmazken vücudumdaki izler bana birer hatıra olarak kalmıştı. Bu pis insanların varlığı yüzünden bir sürü kötü şey yaşayarak bu zamana gelmiştim ve benim gibi binlerce çocuğun da böyle büyümemesi için birisinin bu insanları yerle bir etmesi gerekiyordu. Tabi ki de süper kahraman falan değilim ben sadece şerefsiz orospu çocuklarına tahammülü olmayan yaralı bir kadınım. İnsanlar dışarıdan baktıklarında bende sadece sıradan ailesiyle mutlu mesut bir şekilde yaşayan uslu bir aile kızı görüyorlar. Ne derler bilirsiniz asıl korkmanız gereken insanlar sessiz kalanlardır. Çünkü sessiz atın çiftesi pek olurmuş hiç beklemediğiniz bir anda hiç beklemediğiniz bir yerden yermişsiniz darbeyi. Benimde olayım buydu zaten insanları şaşırtmayı severdim. “Yeni kız denizleri kirletmeye utanmıyor musun?”arkamı döndüğümde bana bakan Berkay’ı gördüm. Bozuntuya vermeden tebessüm ettiğimde omuz silktim. “Benim için unutmam gereken eski bir anıydı kurtuldum bitti sadece.”anlayışla karşılayıp yanıma geldiğinde önümde durdu. “Bugün okulu ekmeye ne dersin birlikte dolaşa biliriz?”dediğinde omuz silktim. “Size gidelim mi?”kaşları şaşkınlıkla havalanırken kafasını salladı. “Film falan izleriz gerçekten pek dışarıda olacak bir havada değilim.”maksadım onun evine girip içerideki kameraların ve korumaların durduğu yerleri tespit etmekti, dışarıya yönelen kaç kapı olduğunu da bulursam eğer güzel plan kurabilirim. “Olur.”birlikte sahil otoparkına ilerlerken devam etti. “Hangi filmlerden hoşlanırsın?” “Korku.”dedim ruhsuz sesimle. “O filmini çok severdim mesela palyanço, kan, korku ve vahşet birlikte iyiydi ayrıca fantastik de vardı.”irkildiğini hissettiğimde kaşlarımı çattım. “Ne oldu?” “Palyanço fobim var.”diye mırıldanıp güldüğünde bende güldüm. “Gerçekten mi?” “Evet görmeye tahammülüm yok panik atak krizi geçiriyorum da.” “Geçmiş olsun.”bunu öğrendiğim iyi oldu! “Sağ ol.”birlikte arabasına bindiğimizde bana döndü. “Seni dün partide öyle bıraktığım için üzgünüm.” “Sorun değil dün ki çocuk değildim eve kendim dönebilirdim.” “Anladım yani kızgın değilsin?” “Hayır böyle aptalca şeyler beni kızdıramaz.” “İyi o zaman.”arabayı çalıştırdığında sürmeye başladı. Kafamı cama yasladığımda yolları aklıma kazımaya çalıştım, aslında adresi biliyordum ama önceden incelemek fena olmazdı. Yoldaki kameraların yerlerini gözetledim hepsini tek tek aklıma işledim elbet bir gece ansızın uğrayacaktım o zaman için güzel bir plan gerekiyordu. Evine geldiğimizde büyük villaya baktım. Arabasını garajın önünde bırakıp indiğinde gelip kapımı açtı, bende inip ardından ilerledim. Birlikte eve girdiğimizde içeride göz gezdirdim, büyük gösterişli bir salonu vardı. “Gelsene.”birlikte koltuğa oturduğumuzda içerideki kadına bağırdı. “Sena abla bize atıştıracak bir şeyler getirir misin?”eline televizyon kumandasını aldığında açtı ve internete girdi. “Ne izliyoruz?”diye mırıldandığında gülümsedim. “Güzel bir şeyler izleyelim bir ilk yapıp romantik izleye biliriz mesela titanik.” “Nasıl istersen.”televizyonu ayarladığında sırtını koltuğa yasladı bende ona yanaşmak adına sırtımı aynı şekilde koltuğa yasladım. “Ailenle mi kalıyorsun?” “Evet.”bakışları bana döndüğünde gülümsedi. “Biliyor musun yarın Rüzgar’ın babasının doğum günü aile arası bir şey olacak ama aile dostu olarak bizde geleceğiz istersen sende benimle gelebilirsin?”böylelikle ilk kurbanımız belli olmuştu. Rüzgar Fetih’in babası bütün bu kadın ticaretini yöneten ve insan kaçakçılığını götüren kişiydi. Babam öldürdüklerinde annemi mahveden de oydu onu insanlara pazarlayan adam oydu diğerleri de ona yardımcı oldular evimize yapılan baskında hepsinin suçu vardı. Benim kaçırılıp çocuk ticaretinde sokaklara düşmemde de onların payı büyüktü. Şimdi elime büyük bir fırsat geçmişti, madem mutlu mesut ailesiyle doğum gününü kutlamak istiyordu ona bomba gibi bir hediye vermemizin de zamanı gelmişti. “Evet, tabi göze batıp rahatsız etmeyeceksem çok sevinirim sıcak aile ortamlarına bayılırım.” “O halde seni yarın alırım.” “Olur.” “Bana telefonunu vermelisin?” “Okul gurubundan al.” “Aah evet doğru okul gurubu.”hizmetli kadın elindeki atıştırmalıkları sehpanın üzerine bıraktığında uzanıp cips tabağından bir parça alıp ağzıma attım. Telefonumun titrediğini fark ettiğimde ayaklandım “Şey konuşabileceğim bir yer var mı?” “Tabi bahçeye çık istersen.”salondaki bahçe kapısından çıktığımda telefonu kendime çevirdim, dedem arıyordu. Evet bir dedem vardı, yetmişine merdiven dayamış ama babamın pis işlerini devam ettiren sevgili dedem. Zamanında bize sahip çıkamadan bu adamlar yüzünden ondan da kopmuştuk. Ben geçmişimin ardından koştururken onu şans eseri bulmuştum şimdi ise seri katilliği bırakıp babamın işini devralmamı istiyordu ama ben halimden memnundum. Telefonu açtığımda yavaşça kulağıma yasladım. “Efendim dede?” “Neredesin?”direk mevzuya girmek canımlı cicimli bir şekilde uzatmak bizim genlerde yoktu sanırım. “İş üzerindeyim.” “Sana kaç defa söyledim korumasız gezmemeni artık şu işleri eline alıp kaldığı yerden ilerletmem gerek.” “Üzgünüm dede ama ben böyle saman altından su yürütürken gayet rahatım.” “Kimse seni tanımıyor şuanlık ama bir kişi bile senin kim olduğunu anlarsa ne olur biliyorsun öyle değil mi? Tonlarca düşman edindin kendine bir sürü insanı öldürdün hepsinin de ailesi vardı peşine düşmek istediler ama izini bile bulamadılar.” “Ve böyle devam edecek.” “Hiçbir sır sonsuza dek saklı kalmaz kızım.” “Ne zaman safa yatacağını biliyorsan o zaman zekisindir dede.” “Babana benziyorsun sırf amacın intikam olduğu için seni zorlamayacağım ama bu iş bittiğinde işlerin başına geçmek zorundasın artık bir ayağım çukurda ben ölsem bile yine üzerine kalacak ama bu kez zorla.” “Biliyorum dede.” “O yüzden güzellikle işleri devralmanı istiyorum hem bıkmadın mı şu saf kız ayaklarından.” “Dede işlerime karışma biliyorsun ayar oluyorum.” “Tamam kızma beni ne zaman görmeye geleceksin?” “İşleri devralmaya geldiğimde.” “Hiç yani?” “Hayır intikam işi sonlandığında geleceğim o zamana kadar ölmemeye çalış.” “Oldu görürsem söylerim.” “Kimi?” “Azraili.” “Of dede.” “Ne yalan mı Azrail randevuyla gelmiyor ya can almaya.” “Tamam dede hadi işim var şimdi.” “Ne işi?” “Of dede.” “Bilmiyoruz sanki ne iş yaptığını söylesen ölür müsün?” “Hayır ama sen ölürsün bilirsin çok şey bilen çok yaşamaz.” “Beni tehdit mi ediyorsun evlat?” “Hayır sadece soru sorma.” “Pekala öyle olsun ama sen yine de dikkatli ol.” “Dede seni görmeye gelmiyorum çünkü seni ne kadar az görürsem kim olduğum o kadar geç anlaşılır.” “Anlaşıldı kızım o halde ömrüm nasip ederse görüşürüz.” “Kendini acındırma dede kötüye bir şey olmaz bilirsin.” “Terbiyesiz!”telefonu suratıma kapattığında sırıttım. Gerisin geri içeriye döndüğümde Berkay filmi durdurmuştu yanına gelip oturduğumda filmi devam ettirdi. “İyi misin?” “Evet.”onun sıkıldığı her halinden belli oluyordu aslında bende sıkılmıştım. “Sıkıldım.”diye mırıldandığımda bana dönüp çarkınca sırıttı. “İstersen seni motor yarışına götüre bilirim?”heyecanla dibine girerken kıkırdadım. “Gerçekten mi? Ama çok tehlikeli olmaz mı?” “Olur.” “Yani ürkütücü de olur.”sikerim ürkmesini ne olur ısrar et yoksa sıkıntıdan öleceğim! “Güzel tarafı da bu zaten ne kadar korkunç o kadar heyecanlı.”yanağına bir öpücük kondurdum. “Beni düşürmeyeceğine söz verirsen olur.” “Söz veriyorum ufaklık.”ufaklık mı öğhh bu nasıl bir düşürme taktiği cidden bunu hala yiyen kızlar var mı? “Hadi o zaman!”ayaklandığımda elimi tuttu birlikte koşar adım garaja girdiğimizde üstü örtülü bir şeyin yanına yaklaştı. Örtüyü kaldırdığında altından çıkan lacivert renginde aşırı harika görünen bir yarış motoruydu. Boş zamanlarımda bende motor yarışlarına girerdim aslına bakarsanız bu bir nevi tutkuydu beni mutlu eden bariz şeylerden biriydi. Garajda duran bordo renkli motorumu anımsadım bir an ne zamandır kullanmıyordum şu işlerden sonra bir ara bende sokak yarışlarına göz atsam iyi olurdu. “Hadi al.”elinde tuttuğu kaskı bana uzattığında alıp kafama taktım önce o bindiğinde bende gösterdiği gibi arkasına binmiştim. “Sıkı tutun ve bana güven.”ah işte bu yapacağım son şey birine güvenmek.”motoru çalıştırdığında kollarımı beline dolayıp kafamı sırtına yasladım. Motoru sürmeye başladı yol uzadıkça o hızlanıyordu aklı sıra beni korkutup daha çok sarılmama sebep olacaktı denesin bakalım. Kollarımı sarmadım aksine tutuşumu incelttim şaşırdığını kasılan bedeninden anlamıştım. Bir süre daha böyle devam ettiğinde normal hızda yarışın olacağa yere giriş yapmıştık. İkimizde aşağıya indiğimizde ondan bir dakikalığına izin isteyip yanından ayrıldım ve telefonumu elime aldım. Herkes gibi benim de bazı kuşlarım vardı onlardan birinin numarasını çevirdiğimde kulağıma yasladım. “Emret abla?”diye telefonu açtığında gülümsedim benden büyüktü ama aileme saygısı vardı. “Şimdi yarın Salih Fetih’in doğum günü mutlaka bir pasta sipariş etmiş olmalılar pastayı nerede sipariş ettiklerini bul ve pastanın içine bizim bombalardan yerleştir kumandası bende olacak unutma.” “Peki abla.”telefonu kapattım ve hızlıca Berkay’ın yanına döndüğümde o gözlerini kilitlemiş bir yere bakıyordu kafamı çevirip onun baktığı yere baktım bende. Koyu yeşil mat bir motorun üzerinden inen sarışın bir çocuk vardı kaskı kafasından çıkardığında etrafına kısa bir bakış attı. “Kim bu?”diye mırıldandığımda nefret dolu sesiyle konuştu “Mete Karan.”

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

TUTKUYA TUTSAK (+18)

read
42.3K
bc

Genç Polisler

read
2.1K
bc

Patika

read
13.8K
bc

CEHENNEM ÇUKURU

read
8.5K
bc

A D A M

read
4.7K
bc

Kara Kutu

read
7.1K
bc

Ajan Akademisi 2 / Kara Liste

read
3.0K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook