Bu kaçıncı kabustu uykusunu bölen, nefes nefese uyandığı bu kaçıncı yangındı. Gözyaşlarını bilmem kaçıncı kez ağırlıyordu geceler yine genç kızın. Aklını yitirmenin eşiğinde bir sağa bir sola gidip duruyordu zihni. Sığmıyordu aklına vicdanına dünyasına yaşananlar. O kabuslar sonrası uyanmak da ayrı bir lanetti az evvel rüyada gördüklerini canlı kanlı bir bir doluşturuyordu zihnine, bu buna ağır gelir kaldıramaz demiyordu. Penceresinin önüne adımladı yine, camı açtı zira aldığı nefes yetmiyordu artık ciğerlerine biraz destek lazımdı. Buz gibi şubat soğuğunu çekti içine. Ürperdi titredi ama dindi sancısı saniye miktarınca. Nefes almanın lütuf sayıldığı zamanlardaydı öyle ya.. Kara bulutlar dolaşıyordu Koroğullarının üzerinde belli ki biri kafayı fena takmış herkesi öldürmeden rahat etmeyece

