5.Bölüm “Acı Benzerlik”
Sevda Kara…
Sabah yine Kerem'den önce kalktım ve kahvaltı hazırladım. Uzun süre aç kalırsam midem hemen bulanıyordu. O yüzden uyanır uyanmaz kendimi mutfağa atıyordum. Gece gelip söylediği sözü çok düşündüm acaba eski karısını mı unutamadı ondan mı imkansız demişti. Ama ben neden bu konuya takılı kaldım ki. İmkansız olması benim için iyi birşeydi.
Kerem uyanmıştı banyodan gelen su sesinden anladım bunu. Hem kişisel temizliği hemde evinin tertip ve temizliğine dikkat ediyordu. Bu arada akrabalara annem Sevda birine aşık olmuş babası vefat edince söyleyemedi çocuk kandırdı bunu gizlice nikah için gün almışlar bende mecbur kızım için kabul ettim yalnız kalmasın diyede yanına geldim diye bir dünya yalan atmıştı. Başka türlü inanmazlarda rahatta bırakmazlar demişti. Sevde yurt dışı eğitimi için başvuru yapmıştı şanslıydı o hayaline kavuşacaktı.
“Kendimi kurtarayım sizide yanıma aldırıcam çok zengin olacağız” deyip bizimle kafa buluyordu.
Kerem'le kahvaltıda yine sohbet etmiştik. Gerçekten çok iyi biriydi. Hâlâ bu kadar iyi birini karısı neden aldatır anlamadım. Sonra telefon geldi konuşmak için çıktı ve geri geldiğinde;
“Benim için iyi senin için kötü haber, şirkette kriz çıkmış boykot için tırları çekmişler seferden. Karşı taraf bizim şirketin şartlarını kabul edene kadar yolculuk yok yani bana. Bu bir ayda sürebilir 3 günde. Tamamen belirsiz”
“Olsun önemli değil hem komşulara daha iyi ispat etmiş oluruz evliliğimizi”
“Doğru karımdan ayrılamadım o yüzden gitmiyorum derim” deyip güldü.
Sonra günlerimiz belirli bir rutine oturdu. Aramızda gizli dile getirmediğimiz bir anlaşma var gibi ikimiz birbirimizin özel alanına saygı duyuyorduk. Mesela ben duş alacaksam evden çıkıyordu. Asla odama kapıyı tıklatmadan girmiyordu. Kıyafetlerim için henüz uyarı almamıştım. Ama yemekler konusunda orta yolu bulamadık. Biraz beceriksizdim o benden daha güzel yemek yapıyordu. Annem arada gelip bir iki tarif ve yemek yaptırıyordu bana ama olmuyordu. Ne anneminki gibi ne Kerem’in ki gibi lezzetli değildi.
Bir ay olmuştu Kerem evde kalalı. Bir kaç komşu akşam oturmasına gelip çaktırmadan bizi kontrol etmişlerdi. Sanki onlara neyse başka hayatlardan. Kerem'le birbirimizi daha yakından tanımıştık, annemin tabiri ile kriz fırsata çevrildi. İyi denk geldi bu durum demişti. Neden öyle dedi anlamadım. Gündüz Kerem çarşıya ben anneme geçmiştim. Otururken Türkan teyze aradı ve ‘gençten bir çocuk geldi sizi sordu galiba çete hâlâ peşinizde bende o panikle Sevda intihar etti öldü dedim aileside acısına dayanamayıp Antalya'ya taşındı dedim haberiniz olsun’ diye olayı anlatınca panik oldum ama annem umutları kesilir bulamazlar artık seni korkma dedi. Unutmaya çalışıyorum ama aniden aklıma gelmişti herşey yine.
Sabaha karşı kabus görmeye başladım. Aslında rüya olduğunun farkındaydım ama bir türlü uyanamıyordum. Galiba gündüz ki olayın etkisinde kaldım. Yine saldırıyordu o adam bana. Kahverengi gözleri delecek gibi bakıyordu bana. O gözlerden çok korkmuştum. Bakma bana dokunma bırak beni diye yalvarıyordum. Sonra sarsıldığımı hissettim ve gözlerimi açınca Kerem’le göz göze geldim. Aniden çığlık atıp bırak beni diye kendimi geri çektim ama sarılıp;
“Korkma geçti rüyaydı, benim Kerem benden sana zarar gelmez korkma” diye sakin sakin konuşup saçımı okşadı. Kendime geldim sonra su içirdi bana ve uykun yoksa salona bi geçelim dedi. Kaçmıştı uykum salona geçtik. Kerem;
“Sen taciz mi edildin. O kelimeyi ağzıma almak hiç istemiyorum ama sana tecavüz mü ettiler” deyince ağlamaya başladım..
“Tanıdık biri miydi” diye sordu. Yanıma geldi saçımı okşayarak;
“Anlat bilmeliyim ayrıca bunu sana koz olarak asla kullanmam” deyince bu sözünü beklermiş gibi o geceyi anlattım. Gündüz Türkan teyzenin dediklerini ve etkisinde kaldığım için kabus gördüğümü söyledim.
“Tamam daha dikkatli olalım bundan sonra ve maalesef beni dinler misin bilemem ama Antalya'yı unut. Oraya uzun bir süre gitmesen senin için daha iyi olur”
“Gitmem zaten ama sen hemen nasıl anladın başıma böyle birşey geldiğini”
“Sevda senin sırrın bende güvende benimde sırrım sende güvende olacaksa anlatırım”
“Tabiki olur lütfen bana güven çünkü ben sana güvendim. Tamam normal şartlarda bir arada değiliz ama bu birbirimize güvenmemek için bir neden değil”
“Sevda biz iki kardeşiz ablam ve ben, 7 yaşındaydım ablam evlendi ama evlendikten bir ay sonra kocası olacak puşt bana farklı davranmaya başladı. Dışarıdan bakınca küçük kaynı ile ilgilenen enişte gibi duruyordu ama taciz ediyordu beni. Yaşım küçük olduğu için anlamadım ablama ve anneme eniştem beni değişik seviyor dedim ama umursamadılar. Sonra ben büyüdükçe tacizin boyutuda büyüdü ve iş tecavüze kadar ilerledi. Söylersen anneni ve ablanı öldürürüm dedi. Bi müddet korktum söyleyemedim. Zaten ilk söylediğimde de inanmamışlardı. Ailemi trafik kazasında kaybedince ablam yanına aldı beni. Kurtla kuzu aynı kafeste gibi olduk. Dayanamadım ablama söyledim tabiki inanmadı ve sen evliliğimi dağıtacaksın git burdan dedi. Gittim bende. 16 yaşındaydım sağda solda günübirlik işler yapıp bekar evinde kalan başka insanlarla anlaşıp bende onlarla kalmaya başladım. Ama işte yaşadığım o olaydan dolayı bende isteksizlik var. Evlenince bi umut düzelirim dedim ama olmadı. Tedavi de gördüm fakat düzenli ve kalıcı bir sonuç alamadım. Sonrada bıraktım. Karımda aldatınca işte dosta düşmana karşı bende bir sorun yok izlenimi vermek için seni duyunca hemen kabul ettim. Ayrı odada yatıyorsun ya soyunup koynuma girsen yine sana dokunmam, dokunamıyorum olmuyor. Bende kendimi zorlamayı bıraktım. Karımda aldatıp aldattığı kişiye benim bu durumumu söyleyince kadınlar konusunda iyice içime kapandım. Resmen mesajlaşıp o adama benimle ilgili herşeyi anlatmış ve karşılıklı dalga geçmişler benim bu durumumla. Adamı bulamadım sadece mesajda her sabah seni sokakta görmek için bu mahalleden ayrılmıyorum diye yazmış. Oradan biliyorum mahalleden biri”
“Yani sen mesajları görünce mi anladın seni aldattığını”
“İkinci bir telefon kullanıyormuş. Araç bozulunca yola çıkamadım ve eve tekrar döndüm. Telefonu ortada bırakıp duşa girmiş. O zaman gördüm ve anında yolladım zaten”
“Kerem çok üzüldüm ikimiz adına da ama başkasının başına gelmeyince inanmıyorlar işte. Kimsenin başınada gelmesin istemem ama maalesef sapıklarla aynı dünyada yaşıyoruz”
İki saat daha konuştuk ve uykumuz gelince yatmak için odalarımıza geçtik. Kerem umarım bir gün aşık olup yeniden tedavi olmayı dener ve başarılı olur. Ona çok dua edeceğim hamileyim belki duam kabul olur.
Günler ışık hızıyla ilerledi. Şirketin krizi çözüldü ve Kerem yola çıktı. O gidince evi mutfağı buzdolabını ayarlayıp anneme geçtim. Geldiğinde evi temiz ve düzenli bulurdu ancak yiyecek pek bulamazdı. İki arkadaş iki kanka olmuştuk. Yanında gerçekten rahat ediyordum. Bu arada doktor kontrolüne gittiğimde kalp atışını duydum bebeğimin. Çok enteresan gelmişti. Annem yüzüme imalı imalı bakıp bu kalbi durduracaktın ben engel olmasaydım dedi. Haklıydı o an dünyanın sonu gibi gelmişti. Ama şimdi kalp atışını duymam içimde başka başka duyguları harekete geçirmişti. Bir daha ki kontrolde cinsiyetini öğrenebiliriz demişti doktor. Bulantılarım çok fazlaydı ve Kerem tam zamanında gitmişti. En azından bu hallerimi görmedi. Mahallede herkes çok sevinmişti hamilelik haberime. Kerem aslında mahalleli tarafından da sevilen birisi.
Ayda bir gelecekti aslında eve ama başka iş çıktığı için eve uğramadan tekrar yola devam etmiş. Azerbaycan’a gitmişti. Bu arada artık karnım belli oldu ve bebeğimin cinsiyeti de erkekmiş. Kendi evime değilde annemin evine beşik ve bebek malzemeleri almıştım. Annem mahallede lohusayken ben bakacağım en az iki ay kalacak yanımda demişti. Dikkat çekmedi hiç bu durumlar. İstanbul’da da arayan soran olmadı bir daha bizi. Türkan teyze de İzmire yanımıza geldi. Bebeğimin cinsiyetinin erkek olmasına hem sevindim hem üzüldüm. Babasını tanımıyorum ama baba genleri baskın çıkarda onun gibi bi adam olursa diye kız çocuğu olsa sanki daha elimde avucumda büyür gibi hissetmiştim. Sağlıklıydı durumu gayet iyiydi ama bulantılarım hâlâ devam ediyordu. Bazı gebeliklerde 9 ay devam edebilirmiş, galiba bende öyle olacaktım.
Hamileyken günler hiç geçmiyordu çünkü önceden hem okul hem iş derken yoğundum ancak hamile kalınca sabahtan akşama kadar oturuyordum. Ev işini bitirip kitap okuyordum bende. Birkaç kez internetten boksör araması yaptım ama çıkan görsellerde o adam yoktu. Belki gerçek mesleği değildi. Zaten o gece orada kimse resmi iş yapıyor gibi değildi. Herkeste bir sahtelik vardı. En azından adını öğrenmek isterdim.. Kimden uzak durmam gerek onu bile bilmiyorum…
Kerem 4 defa gelip gitmişti eve 3 er gün kalıp yola çıkıyordu. Doğumda benimde izin almam gerekiyor dikkat çeker demişti. Son geldiğinde 9 aylık ve hatta 9 ayında son günleriydi ve;
“Kanka kusura bakma ama balinaya dönmüşsün sen bu kiloları veremezsin” demişti bende ağlamıştım. 21 kilo almıştım ve nasıl vereceğim bilmiyordum. Beni teselli etmek hemde özür dilemek için yemek söylemişti.. Yemek yerken ki halime gülüp;
“Tam hamile olmuşsun işte, hormonlar tavan filan, iyiki gerçek eşin ben değilim. Allah seni alıp kendine gerçek eş yapacak adama sabır versin” deyince bir posta daha ağladım ve bu defada tatlı ikram edince barışmıştım..
Birazcık iştahlıydım. Zaten o gecede doğumum oldu bu gelgitlerim sanırım ondanmış. Nur topu gibi bi oğlum oldu. Minicik geldi bana ama anneme ve hemşirelere göre kilosu boyu maşallah çok iyiydi. İlk emzirmeyi yapınca anneme;
“Ablası değil annesi olmak istiyorum, bu güzellikten mahrum olmak istemiyorum annee” deyip ağlamıştım.. Annem;
“Böyle olacağını biliyordum zaten” deyip sarıldı bana.
Sonrasında da annemde daha fazla kaldık bebekle beraber. Kerem'in bebekle çok vakit geçirip duygusal bağ kurmasını istemiyordum ayrılınca üzülmesin diye. Annemde bana uyum sağladı bir sürü bahanelerle o yoldan gelincede annemde kalmıştım. Çocuk 1 yaşına gelmeden de anlaşmalı boşandık. Zorluk çıkarmadık birbirimize. Hayatına kaldığı yerden devam etti ama benim çok duamı aldı.