İnsanların hakkımda ne düşündüklerini hiç önemsemeyen o gamsız halim tek bir durumda yok oluyordu. Şirin varsa, ne düşüneceği önemliydi, hem de deli gibi önemliydi benim için. Saatin on olması demek Şirin'e kavuşmam demekse saat on olması demek benim için bayram demekti. Annemin bayramlara has yaptığı o cevizli kurabiyeler demekti. Saatin on olması hayata dair en büyük sevinçlerin hepsi demekti. Şirin'e çok hevesli görünmemek için onu biraz kapı önünde beklettim. Beklettim ancak içeride ben ondan daha sabırsızdım. Olsun, bu tarz taktikler en yıldızlı döneminde çok kız kazandırmıştı bana. Kapının önüne çıktığımda gülüyordu yüzü, bana sorgulayarak bakmıyordu. Güvenip güvenmemeyi düşünmüyordu bakışları. "Şşt!" diye elini salladı, apartman kapısından çıkar çıkmaz ben. Görünmemesi mümkün o

