25. Bölüm: Fırtınanın İlk Tokadı Sabah, konak avlusuna çöken sessizlik, fırtına öncesi bir durgunluk gibiydi. Gökyüzü kapalı, hava ağırdı. Sanki bulutlar bile bu evin üzerine çöken baskıyı taşıyordu. Devran, avlunun bir köşesinde, elinde sigara, dalgın dalgın boşluğa bakıyordu. Geceyi neredeyse hiç uyumadan geçirmişti. Cüneyt’in sözleri beyninde dönüp duruyordu: “Ya bu kadını tam anlamıyla ‘karın’ yaparsın… ya da biz gereğini yaparız.” Sigarasından derin bir nefes çekti, dumanı ciğerleri yakmasına rağmen içindeki yangını söndüremiyordu. Kapı gıcırdadı. Cüneyt Amca içeri girdi. Yanında iki yaşlı daha vardı; töre meclisinin sessiz ama etkili adamları. Üzerlerinde ağır pardösüler, yüzlerinde taş gibi ciddi ifadeler… Cüneyt, Devran’a yaklaşmadan önce avluyu şöyle bir süzdü. “Kız nerede?

