bc

KAN BÜKÜCÜ

book_age18+
948
TAKİP ET
4.8K
OKU
dark
family
kickass heroine
witch/wizard
twisted
werewolves
vampire
supernature earth
twink
stubborn
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Arya Karaca

Normal ve sıradan bir hayat sürerken kendini birden vampirler kurtadamlar elfler ve avcıların olduğu bir dünyanın ortasında bulur.

Peki onun bu dünyadaki yeri ne?

Onu bu tehlikeli dünyadan kim koruyacak?

Arya bütün hayatını bir yalan üstüne kurulduğunu öğrendiğinde ne yapacak?

Arya'nın başlattığı savaşta kim galip gelecek?

Peki ya aşk tüm engelleri aşacak mı yoksa aşk tüm herkesin canını mı alcak

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1. Bölüm
"ARYAA!" Hayır ya hayır. Her sabah bu sesle uyanmak beyin hücrelerime zarar veriyodu. Yatağın yan tarafında duran yastıkları alıp vücudumun her yerine koydum kafamada 2 tane koyup saymaya başladım. 1.. 2 ve 3.. "Hooooopppppp!" Üzerime atlayan Enes ve Gül'e ölümcül bakışlarımı atıp sıkıntıyla nefes verdim. "Ya ben size demedim mi bu eve bir daha girmiyeceksiniz diye. Şifre koyucam artık kapıya!" Enesle Gül beni umursamayıp gıdıklamaya başladılar. Her sabah böyle uyandırılıyodum ve gerçekten bıkmıştım. Enesle Gül benim en yakın arladaşlarımdı ve bu iki meymenetsiz aynı anadan aynı gün çıkmışlardı. "Kızım sende biz gelmeden kalksana ne bu böyle bizde meraklıydık seni her sabah uyandırmaya" dedi Gül sırıtarak. İki dengesizi üzerimden atıp sinirle odamdaki banyoya yöneldim. Okul'un başlamasına daha 1 saat vardı. Hemen duşa girip üzerimi giydim. Aşağıdan güzel kokular geliyodu. "Günaydın annelerin bir tanesi." Annemi öptükten sonra Aysun teyzeme gittim. "Günaydın teyzelerin bir tanesi" Aysun teyzemide öpüp yerime geçtim. Enes sırıtarak bana bakıyodu. "E hani benim öpücüğüm, darılıyorum bak" Enes'e göz devirip, hızlıca tabağımdakileri yedim. Aysun teyze Enes ve Gül'ün annesiydi. Annelerimiz yakın arladaştı, babaları Bülent amca sürekli iş için yurtdışına çıkardı bu yüzdende çoğunlukla bize gelirlerdi. Servisin kornasıyla hep birlikte ayakkabılarımızı giyip servise bindik. Serviste ben Enesle Gül de flörtüyle oturuyodu. Enes bu durumdan ne kadar memnun olmasada benim hatrıma bir şey demiyodu. Enes Gül'den çok benim sözümü dinlerdi Gül de bu durumdan faydalanırdı işte. Enes kulaklığının tekini benim kulağıma takıp geri yaslandı. Çok uykum olduğu için kafamı omzuna yasladım. Bu iki meymenetsizi ne kadar azarlasam da hep yanımda olurlardı. Bu özelliklerini seviyodum ve yaklaşık 11 yıldır birlikteydik. 17 yaşındaydık ve ben onlardan 2 ay büyüktüm. "Lan ben bu serviste katil olurum bak!" Enes'in sinirli sesiyle gözlerimi araladım. Otomatikman Gül ve Eren'e baktım. Bir şey yapmıyolardı aslında konuşuyolardı. Enes'e baktım 'noldu' der gibi. "Lan şu çocuk bön bön bakıyo sana telefonun kamerasınıda bize doğru tutuyo hayırdır bi münasebetiniz mi var?" Gösterdiği çocuğa baktım. Gökhandı bu 12 lerde arkadaşı vardı Arel. Okulun güya popi çocuğu 9. Sınıf'ın ortalarından beri grubundaki arkadaşları sürekli beni izlerdi. Bana sataşan çocuklarıda uyarırdı bir güzel. Sürekli kulağıma gelirdi Arel'in benden hoşlandığı ama umursamazdım. Gökhan'ın oturduğu koltuğun camına baktım, camlar film kaplama olduğu için telefondan ne yaptığı görülüyodu. Fotoğrafımı çekiyodu, benim ona baktığımı görünce hemen telefonu kapattı. Sabrımın son noktasına gelmiştik artık. Servis okulun bahçesine park etti, herkesin inmesini bekledim. Enes'de bekliyodu, tam Gökhan da inecekken kolundan tutup arka koltuğa oturttum. Enes servisin kapısını kapatıp kapıları kitledi. "Hayırdır Gökhan dikizlemeyi bırakıp fotoğrafçılığamı başladınız" dedim sakin bir sesle. Gökhan kaşlarını çatıp salağa yattı. "Ne saçmalıyosun Arya?" "Yalan söyleme lan sürekli kızı dikizliyosunuz. Sapık mısınız oğlum siz!" Enes Gökhana bağırmıştı ama bu sadece ortamı geriyodu. Çünkü Arel okulda hatta okulun çevresinde baya bi çevreye sahipti. Gökhan'ın konuşmasına izin vermeden elindeki telefonu aldım. Resimlerimi çekmişti cidden birde arkadaş grubuna atmıştı. Gökhan üzerime atılıcakken Enes kolundan tutup yerine oturttu. "Cık cık cık. Yakıştıramadım hiç, senin gibi birisi sınavlarına odaklanıp ders çalışmalı ayak işleriyle uğraşmamalı." dedim. Gökhan kaşlarını çattı. "Ver şu telefonu!" Telefonumu çıkarıp fotoğrafları ve w******p grubuna attığı mesajşarın fotoğraflarını çektim. Gruptaki kişileride çekip fotoğraflarımı sildim her yerden. "Söyle o Arel'e uzak durun benden. Yoksa bu fotoğraflar savcılığa gider. Artık 18 yaşından küçük bir kızın habersiz fotoğraflarını çekmekten kaç yıl yersiniz oturup hesaplayın." Telefonu kucağına fırlatıp servisten indik. "Kızım o nasıl posta koymaktı nutkum tutuldu valla." Enes sırıtıp beni kolunun altına aldı. Birlikte sınıfa geçtik. Öğle arasına kadar derste uyudum, derslerle aram yoktu. Sınav zamanı biraz çalışıp geçiyodum. Öğle arası Gül herzamanki gibi bizi yalnız bırakıp Erenciğiyle takıldı. Allahtan başka kız arkadaşlarımda vardı. Enes ben Mert ve Naz kantine inip yemek yiyecektik. Enes ve Mert yemeklerimizi almaya gittiler bizde masa aramaya başladık. Kantinin en arka masasına doğru yöneldim ama Naz kolumdan çekiştirdi. "Saçmalama Arya Arel izin vermez bizim oturmamıza sana verir ama bize vermez." dedi panikle. Omuz silkdim. "Kim takar onu?" Kolundan tutup oturttum onu. Naz korkudan tırnaklarını yemeye başladı. 2 dakka geçmeden Arel geldi yanımıza. Bana bakıyodu dik dik. Noldu der gibi kafa salladım. "Konuşsak mı biraz?" dedi sakince. "Konuş" dedim "Yalnız konuşsak." Hayır anlamında kafa salladım ama Naz çoktan kalkmıştı. Allahtan arıyodu zaten. Arel karşıma oturdu. "Nasılsın?" dedi. "İyidir sen?" "İyi diyelim iyi olsun. Şey ben bugün olanlar hakkında konuşucaktım." "Dinliyorum." "Bak Arya Gökhan bir salaklık yapmış bugün icabına bakıcam merak etme. Senden ricam o fotoğrafları siler misin?" Kaşlarımı çattım. "Kimsin sen.. Kim oluyosunda başka bir insanın icabına bakıyosun.. Ne sanıyosun sen kendini. Sürekli peşimde dolanmaktan vazgeç anlamıyomusun sen. Kabadayı numaralarınıda bırak. Canımı sıkıyosun. Benden ve etrafımdakilerde de uzak dur he ayrıca o fotoğraflarda kalıyor!" Arel kaşlarını çattı. "Öyle olsun!" Sandalyesini hızla itip kantinden dışarı çıktı. Enes Mert ve Naz hızla yanıma geldiler. Ne olduğunu sorsalarda söylemedim Naz'a sinirliydim zaten. Aptal korkak. Dersler bittikten sonra yürüyerek eve gidicektim. Gökhan aptalını görmeye katlanamazdım bir de. Sahilden gidersem yol çok uzardı ormandan gitmeye karar verdim. Annem ormandan geldiğimi anlamasın diye de 1 saat Hüsnü abinin yanına giderdim. Annem ormana gitmemi yasaklamıştı, ormanda vahşi hayvanlar var diye zırvalıyodu. Sadece annem değil bütün şehir ormana girmekten korkardı ama ben sürekli gizli gizli ormana kaçar kafa dinlerdim. Bu güne kadarda hiç vahşi hayvan görmemiştim. Küçük yılanlar, yarasalar, değişik böcekler hariç. Hüsnü abinin bizim eve yakın sanat atölyesi vardı, çok severdim orayı. Resim yaparken dünyayla bağlantım kopardı ve bu durum çok hoşuma giderdi. Evde bana ait resim odam bile vardı. Yaptığım resimleri Hüsnü abi internette satar parasını bana verirdi. Hatta bu paralarla anneme yardım bile ederdim. Annem tek başına evi geçindiriyodu, babam ben doğmadan ölmüş. Ormanın girişine yeni tel çekmişlerdi Tellerin arasından geçebileceğimi hiç sanmıyodum ama biraz yukarıda küçük bir çukur vardı, oradan geçebilirdim.. yani sanırım. Eğilip geçmeyi denedim, biraz dardı ama başardım fakat eteğime yazık olmuştu. Eteğime baktığımda bacaklarım biraz açıkta kalmıştı ayrıca kanıyodu da. Hüsnü abinin yanına gitme işi yatmıştı. "Hay bu telleri buraya çekenin.." Sakin ol Arya tek derdin bu olsun. Annene yakalanmadan odana çıkarsın. Yerlerde gazeller vardı. Sonbaharı bu yüzden çok seviyodum etraf sapsarı oluyodu. Ormanda üzerine çıkıp manzarayı seyrettiğim ağaçım bile vardı ama şuan çıkamazdım. Dalları kırıp ağacıma zarar veremezdim ayrıca dalla bir tarafıma girebilirdi. Yürürken ayaklarımı bile bile sürterek yürüyodum gazel sesi çok hoşuma gidiyodu alnıma değen yağmur tanecikleri mutluluğumu biraz daha arttırdı. "Biraz daha bulutçuklar. Birazcık daha ağlasanız olmaz mı?" Islanmak istiyordum hemde deli gibi. Bulutlar sanki dediğimi duymuş gibi daha çok ağlamaya başladılar. Bense onların aksina kollarımı iki yana açıp kahkaha atıyodum. "Bak baba kızın çok mutlu!" Babam beni izliyodu biliyorum küçüklüğümden beri hep beni izlerdi. Küçükken annem beni böyle teselli ederdi. Gökyüzüne durup bakarken arkamda bir hışırtı duydum. Arkamı döndüm ama kimse yoktu. "Baba?" "Bana cevap mı veriyosun?" Bir hışırtı daha. Gülümsedim. "Seni çok seviyorum bunu bil olur mu? Gerçi sen biliyosundur zaten" Yine bir hışırtı. Kahkaha atıyodum. Hışırtılar birbirine tezat yerlerden geliyolardı. Hayvan olması imkansızdı. Şimşek çakmaya başladı. Bu demek oluyodu ki gitme zamanıydı. "Görüşürüz baba." Elimi öpücük kondurup gökyüzüne fırlattım. Bu sefer güçlü bir hışırtı duydum. Çantamı alıp hızlıca eve gittim. Annem evde yoktu Allahtan, mesaj atmıştı geç geleceğim diye. Üzerimi değiştirip uykunun tatlı kollarına kendimi bıraktım. "Arya!" "Arya git burdan." Etrafa baktım ama kimse yoktu. Bu sesin sahibini tanımıyodum. Karanlıktı ve tek bir sokak lambası vardı. Büyük bir depoydu burası. "Sende kimsin?" dedim bana seslenen kişiye "Arya uzaklaş burdan. Seni arıyolar. Annenide alıp git burdan çok uzaklara git." "Kimsin dedim." "Sen beni tanımıyosun Arya güven bana lütfen. Evin arkasındaki süs havuzun dibinde sana ait bir şey var. Al onu ve gidin burdan lütfen zamanım kısıtlı beni dinle Arya..." Deponun ışıkları yandı aynı zamanda hızla adamlar benim olduğum yöne koşmaya başladı. Ellerinde ışık vardı. Hızla koşmaya başladım. Yarım saat geçti ama hala nerde olduğumu bilmiyodum, etrafa baktım. Burası bana tanıdık geliyodu. Orman.. burası ormandı. Peşimdeki adamlar hala geliyodu. Ağacımı bulup tırmandım hemen. Yukarı bakmamaları için dua ediyodum ama onlar gelmeden güçlü bir el belimi ve ağzımı kapatıp beni kucağına aldı. Çığlık atamıyodum. Minik minik çığlıklar koparıyodum ve ayrıca çırpınıyodum da. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Kabustu. Nefesimi düzene sokup alt kata mutfağa indim. 5 bardak su içtim saat hala 3 dü. Bu saatten sonra uyunmazdıda. Sıkıntılı bir şekilde nefes verdim ve bahçeye çıktım. Gördüğüm kabus geldi aklıma evin arkasındaki -yani bahçemiz- süs havuzundan bahsediyordu, güya gizli bir sığınak varmış. Saçma bir kabustu çünkü evin arkasında bir süs havuzu falan yoktu. Küçük bir oturma grubu ve basket potası vardı. Kafamı iki yana sallayıp dizlerimi kendime çektim. Bugün ormanda olanlar aklıma geldi. Babam bana cevap vermişti bu olası bir şey miydi acaba? Tekrar denesem olur mu? "Baba?" Ses yok. "Beni duyuyor musun?" Yine ses yok. "Kızın deliriyor baba" kendi kendime güldüm. Yine de ses yoktu. Sanırım ormanda benimle konuşuyodu ya da gerçekten deliydim. Karşı evin ışıkları hala açıktı. Buraya yeni taşınmışlardı ve onları henüz tanımıyodum. Haftasonu hoşgeldinize giderdik artık. Bacaklarıma dokunan şeyle irkildim. "Korkuttun beni minik şey." Kıkırdadım ve kediyi kucağıma aldım. "Aç mısın ki sen. Dur salam veriyim sana, ama bak sakın sana salam verdim diye alışma bana hoşlanmam kedilerden. Anlaştık mı?" Kedi sanki mal olduğumu anlamış gibi bakıyodu bana. Dil çıkarıp dolaptaki salam paketlerini alıp kediciğe verdim. Kedi salamlarını bitirip yanıma sokuldu. "Yok yok git hem annemden azar yiyemem senin yüzünden birde. Yılışık mısın nesin anlamadım ki." Tasması da yoktu ama cins kediydi ev kedisiydi kesin yaşayamazda sokakta. "Asuman! Nerdesin kızım yaa" sokaktan sesler geliyodu. Kalkıp sesin geldiği yöne gittim. Kadın beni fark edince yanıma yaklaştı. "Pardon gece gece rahatsız ediyorum. Kedim kayboldu da gri bir kedi gördünüz mü acaba?" "Şu yılışıktan mı bahsediyorsunuz?" Kadın anlamayarak bana baktı. "Yılışık?" Elimle kediyi gösterdim. Kadın kediyi görünce neredeyse havalara uçucaktı. "Nerdesin asuman sen her yerde seni aradık" Kadın ciddi ciddi kediyi azarlıyodu. Demek ki tek mal ben değilmişim. Kadın bana baktı. "Çok teşekkür ederim aklım çıktı kayboldu diye. Karşı binaya yeni taşındık." Kadına tebessüm ettim. "Aa öylemi kusura bakmayın hoşgeldine de gelemedik annem çalışıyor bende okula gidiyorum haftasonu müsaitseniz geliriz." Kadında bana tebessüm etti. "Olur tabi bekleriz. Hem eşimlede tanışırsınız." "Olur tanışırız. İyi geceler." "İyi geceler." Kadın gittikten sonra arkasından baktım uzunca eve girer girmez camdan bana baktı. Bilmem size hiç olurmu bir insandan şüphelenirsiniz ve şüphelerinizde haklı çıkarsınız. Buna halk dilinde 6. his deniyor. Kadında garip bir şey vardı. Salakça bir his işte Arya geç yat. Saat 5 e geliyordu. Kalkıp yat Arya çünkü sabah Enes ve Gül uyandırıcak seni. Hayır birde meymenetsiz oldukları yetmiyomuş gibi kapının kilidinide çalmışlardı. Sabah bir değişiklik yapıp yürüyüşe gidicektim. Biraz salmıştım kendimi. Alarmı kurup yattım.

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Mit'te Bir Gece

read
5.3K
bc

Renklerin İçinde

read
1.7K
bc

Kör Savaşçı

read
10.4K
bc

Kara Cennet Serisi II - Metanoia

read
1.7K
bc

Vekil Tanrıça

read
1.6K
bc

Zamansız Sevgi

read
1.9K
bc

(Kurt Adam Serisi)- Yeni Bir Dünya

read
13.1K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook