Pes mi, Sevgili Kocacığım?!

1079 Kelimeler
Bay kasıntı; Şuan herkesin bize bakıp fısıldamasını değilde, sanki onun kulağına söylediğim o cümleleri daha çok önemsemişti. Resmen gözlerinde ki intikam ateşini görebiliyordum. Haha sinsice zevkten delirerek gülümsediğimi gördükçe, dahada kuduruyordu. Aslında söylediklerim gerçeklerdi, Akademi boyunca Prens hakkında birçok söylenti dolaşıyordu. Hiçbir kadınla birlikte görünmemesi, ona yaklaşan kızları elinin tersiyle itmesi ve erkek muhabbetlerinde kadınlarla ilgili atıflarda bulunmaması dikkat çekiciydi. Bu durum normal miydi? Bence değildi. Bu yüzden akademi içerisinde herkes, bazen onun eş-cinsel olduğunu, yada böyle şeylerin ilgisini çekmediğini, bazen de her şeyi gizli saklı yaptığını düşünüyordu. Fakat ben, çapkın olamayacak kadar soğuk olduğunu düşünüyorum. İşte tam da bu yüzden onu bekâret üzerinden vurdum. Sanırım bu nedendi gözlerinin o kadar büyümesi ve açılması. "Bekâretini bana teslim edersin" dediğimde içimden çığlık atıyordum; çünkü bunun onu delirteceğinin farkındaydım. Onu utandırdığımdan sanırım, gözlerindeki intikam ateşini görebiliyordum. Victor, yüzünde hafif bir tebessümle önümde reverans yaptı, elimi nazikçe öptü ve beni düelloya davet etti. "Müsaadenizle, müstakbel eşim bir düello yapabilir miyiz?" dedi, sesi meydan okurcasına. Etrafımızdaki herkesin bakışları üzerimizdeydi; bu, sadece bir idman değil, aramızdaki gerilimin sahneye çıktığı bir gösteriydi. İlk hamleyi üzerine atılarak ben yapmıştım. Kılıcımı zarif bir çeviklikle kaldırarak Victor'un etrafında daireler çizdim. Aniden havaya sıçrayıp üzerine atıldım; Victor ise güçlü kollarıyla hamlesini ustaca savuşturdu. Kılıçlar çarpışırken çıkan metalik sesler, çevredeki izleyicilerin nefeslerini tutmasına neden oluyordu. Victor, ani bir hareketle beni kolunun arasına kıstırdı; ancak çevik bir manevrayla kurtulup tekrar saldırıya geçtim. Bu amansız düello, resmen yeteneklerimizin sergilediği bir gösteriye dönüşmüştü. Her çarpışmada, aramızdaki rekabet ve çekim daha da belirginleşiyordu. Sonunda, onu yere serdiğimde, kalp atışlarının hızlandığını hissedebiliyordum. Bu, sadece bir düello değil, aramızdaki ilişkinin yeni bir evresiydi. Aklım karışmıştı, Bay kasıntının düello esnasında zevk aldığının hatta dudaklarını kıvırıp gülümsediğine yemin edebilirim. Yahu bu adam gülmeyi biliyormuydu, veya içine ne kaçtı.! Ortamın enerjisi etrafa yayılmıştı. Üzerindeyken, "Pes mi, sevgili kocacığım?" dedim. O da başıyla onayladı. Onu ter içinde, karın kasları önümde serilirken görünce düşüncelerime hâkim olamadım. Kabul edelim, tadına bakılası bir adam; ama uyuz işte. Bizden ne köy olur ne kasaba, boşa kasmanın âlemi yok. Arkamızdan hocamız Arthur'un sesi geldi. Alkışlayarak bize yaklaştı: "Sevgili Prens, Elly biraz fazla idmanlı; akademinin ilk yılından beri hiç ara vermedi kılıç sanatlarına," dedi ve gülümsedi. Victor ise ayağa kalkıp üstünü silkeledi, kılıcını kınına koydu ve Arthur'a dönüp, "O zaman ben de forma girmeye çalışırım, Usta Arthur," dedi. Ardından gözlerini sinsi bir gülümsemeyle bana çevirerek vurgulayıcı bir tonda, "Müstakbel eşimi hiçbir konuda hayal kırıklığına uğratmak istemem!" diye ekledi. Aklından neler geçtiğini merak ediyordum; Prens sonunda beni ilk kez korkutmuştu. Çünkü gözlerindeki bakış hiç hayra alamet değildi. Aceleci bir tavırla su mataramı ve çantamı alıp saçlarımı topladım. "Neyse, ben ayrılıyorum Usta Arthur; akşam malikanede konuklarımız var, hazırlanmam gerek," dedim ve kaçar adımlarla uzaklaştım. Göz ucuyla Prens'e baktığımda, hizmetlilerini bırakmış, bana doğru koşuyordu. Adımlarımı hızlandırdım ama yanımda belirdi. "Ne gibi hazırlık yapacaksın benim için?" dedi, saçlarını eliyle dağıtıp çapkın bir gülüş takınmıştı. Bir an sinirlendim; onu şaşırtıp sonra zevkten kuduran bendim. Ne ara rollerimiz değişmişti? Şunun yüzüne bak; resmen zevk içinde, uyuz herif! Alaycı bir tavırla, "Malikaneyi paspaslayıp sana börek açacağım, ne oldu, yardım mı edeceksin?" dedim. Açıkça gülüyordu, hem de dişleriyle. Şaka mı bu? Bir insan bu kadar güzel gülüp neden gülüşünü saklar? Yıllardır kasıntı kasıntı dolandı, manyak mı bu herif? Yanıma yaklaşıp, "Bilmem, yardım etmek isterdim ama senin gibi geniş bir yetenek yelpazem yok. Kraliyet ailesini zehirleyip idam edilmek istemediğim için, bence mutfaktan uzak durayım," dedi ve gülümsedi. Kendime hâkim olamadım, kahkaha atıyordum. Espiri yapıyor, hatta bu konuda çok iyiydi. Kahkahalarımdan sonra bakıyordu; enteresan bir şekilde sıcacıktı bakışları. Birkaç saniye birbirimize bakakaldık. Nefesimin kesilip kızardığımı fark ettiğim an, hiçbir şey söylemeden koşarak at arabasına bindim ve "Lütfen hemen gidelim," dedim. Sanki beni yakalayıp, "Az önce benim için mi kızardın?" diyecek diye korkuyordum. Yolda içimi enteresan hisler kaplamıştı. Bunca zaman akademideki tüm erkekler, okulda ilk kız olduğum ve hepsini her konuda haşat ettiğim için bana zorbalık yapmışlardı. Bende kendime sert dikenler inşa etmiştim; her bakışımda bir kalkan, her adımımda bir duvar örmüştüm. Şimdi ise ilk kez bir kalp çarpıntısı yaşıyorum; o da bay kasıntıya mı? Aslında bunu hissetmem gereken tek erkek o olabilir dünyadaki. Tabii gerçek bir evli çift olsaydık, ama değiliz. Malikanenin kapısına vardığımda, taşlı yolun üzerindeki adımlarımın yankısı, içimdeki karmaşık duyguları daha da derinleştiriyordu. Etrafımda, sarmaşıklarla bezeli duvarlar, rengarenk çiçeklerle süslü bahçeler ve kuşların cıvıltıları arasında yürürken, her şey bana tanıdık ve huzurlu geliyordu. Her ne kadar saray benim için, bulunmaz bir dünya olsada, Burası evimdi var olduğum , çiçeklendiğim yerdi. Açıkca Annem ve babam benim evleneceğim için çok mutlu olsada, ben onlardan ayrılmak için son derece isteksizdim. Büyük kapılardan içeri girdiğimde, evin içindeki koşuşturma ve hazırlıkların yoğunluğu hemen dikkatimi çekti. Hizmetliler, sofraları hazırlıyor, çiçekleri yerleştiriyor ve her şeyin mükemmel olması için çaba sarf ediyorlardı. Evin içi, sıcak ışıklarla aydınlanmış, her köşesi özenle dekore edilmişti. Annem Sophia, zarif bir şekilde yürüyerek yanıma geldi. Uzun, dalgalı kahverengi saçları omuzlarına dökülüyor, gözleri ise derin bir yeşil renkte parlıyordu. Yüzündeki hafif makyaj, doğal güzelliğini vurguluyor, bakışları ise içten ve sıcak bir etki bırakıyordu. Oldukça zarif bir elbiseyle salonda dolaşıyordu ve gülümsemesiyle etrafına neşe saçıyordu sanki. Gözleri, bana her zaman güven veren bir sıcaklıkla parlıyordu. Üzerindeki elbise, ince bir kumaştan yapılmış, zarif bir şekilde vücudunu sarıyordu. Beni görünce, "Ah, Eleanor, üzerindeki kıyafetler de ne? Kızım, gelmek üzereler, onlar senin yeni ailen. Gerçekten böylemi karşılarına çıkacaksın, çabuk gidip giyinir misin?" dedi. Gözlerindeki endişe ve sevgi karışımı bakışları hissettim. Gülümseyerek, " Öncelikle onlar benimle nasılsa bende onlarla öyle olurum, ayrıca aile olmak çok başka birşey , siz benim ailemsiniz. Ve Sakin ol, bebeğim, merak etme. O iş bende. Hemen gidip hazırlanıyorum," dedim ve koşar adımlarla yukarı odama çıkıyordum. Tam o an hızla geri dönüp, Ona bir öpücük kondurdum. Nefes nefese " Ayrıca fıstık gibi olmuşsun, dikkat et seni kaçırmasınlar." diyerek kıkırdadım. Annemin o imalı bakışlarını görünce, şımarıkça burnumu büzüştürüp , dil çıkararak koşar adımlarla yukarı odama doğru çıkıyordum. Merdivenleri hızla tırmanırken, annemin arkamdan '' Ah bu kız, Hala yaramaz bir çocuk'' diye mırıldanışını duydum. Gülüyordum , çünkü komikti. İçimden '' Küçücük çocuğu evlendiriyorsunuz işte, hemde bir uyuzla'' diyerek iç geçirdim... Odamın kapısına geldiğimde düşünceler beni sarmıştı, ailemi trollemek ve şu koca adayını kaçırmak isteseydim. Sanırım bir palyaço kostümü falan giyerdim. Ama malum evlilik karara bağlanmış ve birçok antlaşma yapılmıştı. Şimdi giyeceğim şeyler için iki seçeneğim vardı. Ya oldukça sıradan bireyler giyip '' bak senin malikaneye teşrif etmen, benim için çok da tın.! '' diyecektim. Ya da '' Çok şık , çok seksi bir şeyler giyerek çapkın kız tavırlarıyla onu köşeye sıkıştırmaya devam edecektim.'' Cevabı tahmin ediyor olmalısın , Tatlış okuyucum.! :)
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE