Evin
Ela kağıda yazdığıma baktı. Sonra ellerini ağzına götürdü. Şaşırmıştı
Kağıda ‘hamileyim’ yazmıştım.
‘Abla burda kaldığımız gecelerin birinde gece çıkıp sabaha karşı gelmiştin. Miran abiyle o zaman mı oldu?’ Diye sordu.
Kafasımı evet anlamında salladım. ‘Onu istiyor musun?’ Diye sordu. Bebeği kastetmişti.
Hamile olduğumu öğrendiğim an içime sevgisi düşmüştü.
Kağıda ‘çok istiyorum. Daha şimdiden çok seviyorum onu’ yazdım.
‘Abla, bu yüzden evlenmek zorunda değilsin’ dedi.
Elimi kalbine götürdü. ‘Mirza abiyi seviyorsun’ dedi sorarcasına. Kağıda ‘Mirzayı çok seviyorum’ yazdım.
‘O zaman senin adına çok sevindim. Mutlu olacağına eminim’ dedi. Heyecanla gülümsedim.
Ela yataktaki gelinliğe üzüntüyle baktı. Evliliği bitmek üzereydi. Üzgündü. Çünkü Miranı çok sevdiğini biliyordum
‘Hadi seni hazırlayalım o zaman’ dedi ve giyinmeme yardım etti. Saçlarımı güzelce taradı.
Aynaya baktım. Gelinlik çok güzel duruyordu üzerimde. Birazdan evleneceğimiz için gelinliğimi kendim seçememiştim. Zaten bunun da bir önemi yoktu.
Hazırlık bitince kapı çalındı. İçeri Mirza girdi. Elaya ‘ bize bir müsade eder misin?’ Dedi.
Ela ‘Tabi’ diyip dışarı çıktı.
Mirza oda da yek kaldık. Bana baktı. ‘Çok güzel olmuşsun’ dedi. Gülümsedim.
‘Evin sana bir şeyler söylemem gerek. Otursana’ dedi. Yatağa oturdum o da karşısı ki koltuğa oturdu.
‘Sedat uyanmış. İfadesinde benim onu vurduğumu söylemiş. Adamları da ifade vermişler. Senin bana kaçarken yakalandığın için benim onu vurduğumu söylemişler’ dedi. Üzülmüştüm.
Derin nefes alıp devam etti. ‘Beni birazdan tutuklamaya gelirler. Sen sakin olup beni savunacaksın. Sakın kendin yaptığını söylemeyeceksin’ dedi.
‘Evin sana söz veriyorum. Bu evlilikle hayatın boyunca seni koruyacağım’ dedi. Mutlu olmuştum. Sevdiğim adamla evlenecektim.
Mirza yıllar önce de beni korumuştu. O zaman lise son sınıftaydık. Son sene şans eseri iki sınıfı birleştirmişlerdi.
Ders zamanıydı. Öğretmen bir soru sormuştu ve benim cevaplamamı istemişlerdi. Arka sıralardan biri ‘hocam Evin cevabı bilmediği için konuşamıyor’ dedi.
Diğerleri gülmeye başladı. Herkes konuşamadığım için bana zorbalık yapmakta hiç bir sakınca görmüyordu.
O sırada uyuyan Mirza uyandı ve onlara bağırdı. ‘Ne diyorsun lan sen?’ Dedi.
Hoca ‘susun çocuklar’ diye bağırdı. Öğretmenler bana zorbalık yapılmasını umursamıyordu bile.
Mirza ayağa kalktı. Bana laf eden çocuğun üzerine doğru yürüdü. ‘Sende şaşıymışsın. Bir daha Evine laf eden beni karşısında bulur’ dedi.
Çocuk korkup sindi. Mirza yerine geçip oturdu. Ona bakıyordum bana göz kırptı. Yüzüm hemen kızardı. Mirzanın sevgisi kalbime o zaman işlemeye başlamıştı.
O günden sonra Mirza beni hep korudu. Artık okulda kimse bana zorbalık yapamıyordu.
Bir defa derste bana matematik sorusunu çözmemde yardımcı olmuştu.
Ailelerimiz yakın olduğu için onu bir kaç kez konakta da gördüm. Konuşmuyorduk zaten ama hep uzaktan bana bakıyordu.
Mirzayı bir kaç defa derste de bana bakarken yakalamıştım. Benden hoşlandığını düşünüyordum.
Sonra biz liseyi bitirince Mirza üniversiteye gitti. Bene üniversite okumak çok istemiştim ama babamın eşi buna engel olmak için türlü numaralar çevirmişti.
Annem ben küçükken ölmüştü. O yüzden babam sonra Şevin diye bir kadınla evlendi ve ikiz kardeşlerim oldu. Baran ve Dicle. Neyse ki onlar vardı. Hayatımı güzelleştirdiler.
Şimdi de karnımda bebeğim vardı. Yanımda da Mirza. Çok mutlu olmam gerekiyordu ama Mirzayı benden alacaklardı. Sedat polise Mirza beni vurdu demişti.
Mirza ayağa kalkış elini uzattı. ‘Hadi nikah memuru bizi bekliyor’ dedi. Kapıdan el ele çıktık. Merdivenlerden indik ve bizim için hazırlanmış masaya oturduk.
Nikah memuru sorduğunda ikimizde ‘evet’ cevabını verdik. Memur evlilik belgemizi uzattı. İkimizde tuttuk. Çok mutluydum ama bu mutluluğum çok kısa sürecekti.
Çünkü tüm işkencelerim ve acılarım bu saatten sonra başlayacaktı.
Nikah memuru gidemeden polisler kapıya geldi. Polisler Mirzayı sorarken benim tüm kanım çekilmişti. Bunu bekliyorduk ama ben gene de çok üzülüyordum.
Mihra Hanım ‘oğlum’ diye bağırdı.
Polisler Mirzayı götürürken Mihra Hanım yanıma gelip ‘her şey senin yüzünden’ dedi. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Miran abi, Mirza’ya ‘arkandan hemen geliyorum. Merak etme sakin kal’ dedi.
Mirza polis arabasına binerken bana bakıyordu. Aynı lise zamanında bana baktığı gibi bakıp göz kırptı.
Ela yanıma geldi. ‘Üzerini değiştir abla bizde gidelim’ dedi. Hemen yukarı çıktık. Üzerime gömlek ve pantolon giydim.
Ela beni bekledi. Sonra babam, Baran, ben ve Ela arabaya bindik. Baran arabayı polis merkezine sürdü.
Oraya gittiğimizde daha Mirzanın ifadesi alınmamıştı. Miran abi ve annesi kapıdaydı.
Mihra Hanım bana doğru geldi. ‘Senin yüzünden’ diye bağırmaya başladı.
Ela ‘Mihra Hanım ablamla bu şekilde konuşamazsın. O artık Mirzanın eşi’ dedi.
Mihra hanım ‘sen sus sen kimsin ki? senin konuşmaya hakkım bile yok’ dedi.
Miran abi arkadan gelip ‘anne Ela benim hala nikahlı karım. Bir daha asla bunu sorgulama’ dedi.
Mihra hanım arkasını dönüp uzaklaştı.Ela ‘boşver onu sen, beni de zaten sevmiyor’ dedi. Omzunu silkti. Ben Ela kadar umursamaz olamıyordum sanırım. Mirzanın annesinin beni sevmesini isterdim.
Polis merkezinde biraz oturduk. Mirza ifade vermişti. Miran ani yanımıza geldi ‘ Mirza ifadesinde Evinle olduğunu söylemiş. Silahıda Sedatın elinden almaya çalışırken patladığını söylemiş’ dedi.
Miran abinin yanına avukatta geldi. ‘Evin Hanımın ifadesi şu anda çok önemli. Mirza beyi savunursa tutuklanmadan yargılanabilir’ dedi.
Miran abi ‘Evin konuşamıyor. İfadesini yazılı olarak verecek’ dedi. Avukat ‘Sedat neyse ki sağ bacağından yaralanmış. Büyük bir vaka olmadığı için savcıyı kasti bir saldırı olmadığı konusunda ikna edebiliriz’ dedi.
‘Mirza beyin söylediklerini onaylamanız gerekiyor Evin Hanım. Sakin olmanız bizim için çok önemli’ dedi. Kafamı salladım.
Polis gelip beni sordu. İfade vermemi istedi. Polisle birlikte içeride bir odaya girdim.
Avukat bey konuşamadığımı onlara bildirdi. İfademi yazılı olarak verdim.
Mirzanın bir an önce buradan çıkmasını istiyordum.
İfademi verdikten sonra dışarı çıktım. Mihra hanım yanıma geldi. ‘Eğer oğluma karşı bir komplo kurduysan seni öldürürüm’ dedi.
Miran abi de avukatla birlikte yanımıza yürüdü. Avukat bey ‘Evin Hanım, Mirza beyin ifadesini onayladı’ savcılıktan gelecek kararı bekleyeceğiz’ dedi.
Miran abi ‘avukat bey kardeşimle görüşme ayarla onu görmek istiyorum’ dedi. Avukat bey içeri girdi.
Miran abi herkesi arabaya bindirip evlere gönderdi. Ben gitmek istemiyordum. Miran abiye ‘kalacağımı’ yazdım telefona ve gösterdim. ‘Tamam’ diyip başını salladı.
Elada kalmak istemişti yanımda ama benimle beklemesini istemedim. Zaten bu ara zayıflamış gözüküyordu ve Miran abiyle aynı ortamda bulunması onu çok üzüyordu.
Bir süre sonra avukat geldi yanımıza ‘görüşmeyi ayarladım’ dedi. Miran abi görüşme içim giderken oturduğum yerde bekliyordum. Arkasını dönüp ‘hadi gel’ dedi.
Oturduğum yersen ayağa kalktım. İçeri girdik. Mirzayı parmaklıkların arasında görünce gözlerim doldu gene.
Miran abi parmaklıkları yaklaştı ben arkasında duruyordum. ‘Kardeşim merak etme çıkarıcam bir iki güne seni burdan’ dedi.
Mirza da parmaklıkların ardında ‘Tamam abi’ dedi.
Miran abi bizi tek bırakıp dışarı çıktı.
Parmaklıklara yaklaşıp tutundum. Mirza ellerini benim ellerimin üzerine koydu. ‘Üşümüşsün’ dedi. O ana kadar bunu fark etmemiştim.
Gözlerimden yaşlar akarken Mirza elini uzatıp göz yaşımı sildi. ‘Ağlama yakından her şey bitecek’ dedi. Kafamı salladım.
Gözlerine baktım. İlk defa o yeşil gözlerine bu kadar yakından bakıyordum. Mirza esmer siyah saçlı yeşil gözlü uzun boylu yakışıklı bir adamdı. Evlendiğimize inanamıyordum. Çünkü onu çok sevmiş ve beklemiştim. İmkansız gibiydi.
Umarım bir gün o da beni severdi.