bc

Bir Evlilik Hikayesi +18

book_age18+
1.4K
TAKİP ET
10.2K
OKU
love-triangle
HE
friends to lovers
mafia
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Bu hikaye iki arkadaşın birbirinden bağımsız hikayesi.

Bir evlilik hikayesinde Mert ve Sıla'nın yalancı evliliğinin gerçeği dönüşmesini okurken Bir ayrılık Hikayesinde Hande ve Korhan'ın zorluklarla dolu hikayelerini okuyoruz.

Not: Bir evlilik hikayesi bittikten sonra bu başlık altında Bir ayrılık hikayesi yayımlanacaktır.

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
Bir Evlilik Hikayesi - Bölüm 1
Sevgili...................... Davetiyeniz Var! Çok yakında evleniyoruz. Aileler tarafından Medeni Kanun’un 4721 Maddesi’ne göre evlilik cezasına çarptırıldık. Sizleri de aramızda görürsek suçumuz ömür boyu mutluluğa dönüşecek. Düğünümüzün evliliğimizden daha iyi olacağını garanti ediyoruz. Güzel müzik, bedava yemek ve sürpriz aktivitelerimiz var. Çocuklarınızı yanınızda getirmeyin. Birbirlerini sevmeyen ve zoraki evlenmeye karar veren iki gencin trajikomik evlenme hikayesini sakın kaçırmayın! 1. Bölüm Birbirimizi pek sevmediğimiz doğrudur. Hatta hiç sevmiyoruz desek ya da daha da ilerletip nefret ediyoruz desek daha doğru olacak. Fakat evlenmiştik.Sevgili kocam yanımda yatmış kürek gibi olan ellerini de bedenime dolamış kaçmamı zorlaştırıyordu. Küçücük bedenimle nasıl kaldırabilirdim onu üstümden. Bense sinirden tırnaklarımı kemiriyordum. Bir kızın en güzel ya da bir kısmı korkulu olan hayalinin tam içindeydim yani bu benim ilk gecem evet tamda bugün evlendim ben ama o hayalin tam ortasına takım elbiseli bir kro girdi. Hatta inanırmısınız bu adam sanırım yatarken bile takım elbise giyiyor. Buralara nasıl geldik biliyor musunuz? Vaktiniz varsa biraz dertleşelim. Gelin size her şeyi en başından anlatayım... Bir kaç saat sonra yaşayacaklarımla dünyam kararacaktı fakat güneş ışıklar saçmaya devam ediyordu. Koskoca kahvaltı masasında duran bir sürü güzel yiyeceğe rağmen elinde bulunan portakal suyunu son damlasına kadar içmişti. Çatalının yanında duran peçeteyle ağız kenarlarını silerek masanın ucunda bulunan telefona yöneldi. Uyandığından beri takipçileriyle hiç bir şey paylaşmamıştı. Taş duvarı arkasına almış fotoğraf çekilirken "Sıla" diye seslendi babası. Sıla kim miydi? Sıla Korkmaz 21 yaşında moda tasarımı mezunu babasının servetini harcamaktan kaçınmayan şımarık bir kızdı. Hatta şımarık kelimesinin anlamına Sıla bile yazabilirlerdi. İsteklerine ulaşmak için insanları kullanmaktan kaçınmazdı. Kıyafetlere o kadar düşkündü ki bölümünü de bunun için seçmişti zaten. Süslü püslü kıyafetler, pahalı, büyük şatafatlı mücevherlerle dolu odaları vardı. Evet yanlış duymadınız tek bir odası yoktu. Bu kadar şımarık olmasının tek sebebi ise uzun tedaviler sonrası Korkmaz ailesinin tek kızları olmasıydı. "Geliyorum babacığım." Babasına düşkünlüğü annesinden daha fazlaydı. Babasının isteklerine hiç bir zaman hayır dememesi herşeyi yaptıran istemediği şeyleri ise o an orada kestirip atan kızın bile neredeyse her söylediğini yapmasına sebep oluyordu. Havuzun kenarından ilerleyip bahçeye ulaşmıştı ki telefonunun titremesiyle bakışlarını yönlendirdiği telefonda ki isim Semihti ve kalbinin hızla çarpmasına sebep olmuştu. Kalbinin hızlı atan ritmiyle açtı telefonu. "Bir tanem." Durun ben size bir de Semihten bahsedeyim. Semih Yıldırım 25 yaşında babasının şirketinde çalışan. Sarışın, uzun boylu etrafında ki kızlar tarafından oldukça beğenilen bir erkekti. Tarifimden de anlayacağınız gibi çapkın denilebilecek bir erkekti. 2 yıldır olan ilişkilerinde sadık olan taraf olmayı beceremese de kadını elinde tutmayı beceriyordu. "Küçüğüm seni çok özledim." Büyüdüğünü ailesinden sonra kabul etmeyen biri de sevgilisiydi. Fakat kızın sebepsizce hoşuna gidiyordu bu durum ama şöyle de bir durum vardı ki Semihten başkası ona Küçüğüm derse kıyameti koparabilirdi. "Bende seni özledim" dedi genç kadın sesini fazlasıyla incelterek. "Öyleyse öğleden sonra buluşuyoruz. Sen hazırlan ben seni almaya gelirim." "Olur. O zaman hemen kapatalım daha ne giyeceğime karar vermeliyim." "Sen her halinle güzelsin." Semihin sözleri karşısında şekilden şekile giriyor. İstemsizce kıkırdamalarına engel olamıyordu. "Sıla..." diye seslendi tekrar babası. Ah bu adam nasıl her seferinde aklını başından alabiliyordu ki? "Aşkım kapatmam lazım babam çağırıyor seni çok seviyorum." Karşıda ki adamın seni seviyorum demesini bile beklemeden kapatmış hızlı adımlarla eve doğru ilerliyordu. "Efendim babacığım." "Neredesin sen? Geliyorum dedin ortada yoksun." "Telefonla konuşuyordum." Yanına gittiği adamın yanaklarına öpücükler konduruyordu. "Yine o züppeyle konuşuyordun değil mi?" İkisinin anlaşamadığı tek konu Semihti herhalde. "Baba" dedi kız sesini uzatarak. Sevgilisine söylenen kelimelerde babasını dahi görmüyordu gözü. "Yakında kurtulacaksın zaten o heriften." Her zaman ki gibi Semihin kızını aldatacağını Sılanınsa onu terkedeceği umuduyla söylediği cümlelerden biri olduğunu düşündüğünden cevap vermeyecekti. "Birazdan Melih amcanlar gelecek Mert ve sana söylememiz gereken bir şey var." Saraçlı ailesinden de kısaca bahsetmek gerekirse tanışmaları Sıla ve Mertin doğmasına sebep olan hastane de olmuştu. Yani tanışmalarının sebebi Korkmaz ve Saraçlı ailelerinin tek çocukları olan Mert ve Sılaydı. Mertte uzun tedavilerden sonra dünyaya gelen tek çocuktu. Tedavi sırasında tanışmışlar ve yıllardır görüşmeye devam etmişlerdi. Sıla ve Mertin arası nasıl mıydı? Bir şeye benzetecek olsak Limonlu puding onlar için iyi bir tanım olabilirdi. "Ama baba benim çıkmam gerekiyor." "Çıkarsın kızım sadece yarım saatini istiyorum senden. İki aile içinde önemli bir durum var." Sözlerini bitirmeden kapı çalmıştı zaten. Yerlerinden kalktıkların da Melih bey, eşi Lale hanım ve Mert odaya girmişlerdi. "Bu çocuğun takım elbiseden başka giyecek kıyafeti yok mu acaba?" diye mırıldanırken misafirlere karşı zoraki bir gülümse kondurmuştu suratına. "Hoşgeldiniz." "Hoşbulduk Sılacım. Seni evde bulabildik sonunda" Kadının sözleri yani sevgili Leyla hanımın imalı ses tonu genç kadını oldukça rahatsız etmişti. "Oğlunuz gibi asosyal değilim Leyla teyzeciğim." "Sen kendine sosyal mi diyorsun bayan boş beyin. Beynin kadar çevrende ki insanlarda boş." Bu ikisi ailelerinin yanında bile birbirine laf sokmaktan geri kalmıyordu. Genç kadın tam ağzını açacaktı ki "Sıla" siye seslendi babası. Ses tonu baskılıydı babası Ömer beyin. Sıla ise karşısında ki takım elbiseli kendi tabiriyle kroya dil çıkararak bakışlarını telefonuna yönlendirmişti. "Aslında sizi buraya çok önemli bir şey konuşmak için çağırdık." "Mümkünse kısa kessek çıkmam gerekiyor da." "İlk defa sana katılıyorum bayan boş beyin." Kadının telefonda olan bakışları kısılarak genç adama yöneldi. Bakışlarını ona kilitlemiş kafasını sallıyordu. Konuya giriş yapan Ömer bey olmuştu. "Uzun zamandır iki ailenin de işleri pek iyi gitmiyor." Konu git gide daha da ilgi çekici bir hal alıyordu. Eğer bu konu iflasa giderse Mertin de Sılanında cenazesini hemen oradan kaldırabilirlerdi. İkisininde bakışları dudaklarından çıkan kelimelerdeydi. Giriş yaptığı konuyu devam ettiren Melih bey olmuştu."İki aile şirketleri birleştirmeye karar verdik. Bu yüzden de sizin evlenmeniz bizim birbirimize olan bağlarımızı güçlendireceği için daha iyi olacağı kanaatine vardık. Bu yüzden haftaya düğününüz var." Birbirine çevirdikleri bakışlarının ardından aynı anda ayağa kalkmalarıyla söyledikleri cümle birbirinin aynısıydı. "Ben bununla evlenmem!"

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

KAKTÜS| Texting

read
3.4K
bc

Yasak Sevda

read
85.1K
bc

TYLER (Cherry 2)

read
6.0K
bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
4.1K
bc

Çobanaldatan

read
2.1K
bc

Zor Ajanlar

read
1.5K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
13.0K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook