1. Bölüm
Genç adam haftalardır uykuya hasret gözlerini açık tutabilmek için büyük çaba harcıyordu. Aldığı proje oldukça önemli bir projeydi. Birkaç hafta daha bu tempoya dayanabilirse kendine güzel bir tatil verecekti. Kendine güzel bir tatil verebilmesi için üç hafta daha sıkı çalışması gerekiyordu. Yorgunluktan bitmiş durumdaydı ama pes etmek ona göre değildi. Gece boyu başını eğmekten boynu iyice ağırlaşmış ve önüne düşmüştü. Sabahın ilk ışıkları ile artık dayanamayan bedeni kendisini uykuya bırakmıştı. Kapanan gözleri, yorgunluğa yenik düştüğünün deliliydi. Stresten doğru düzgün yemek bile yemiyordu. İki katlı dubleks evinin içini tamamen kendi zevkine göre dekor etmişti. Ona göre yaşadığı bu evin eşi benzeri yoktu. Etrafında ki her görüntü kendi eseriydi bu yüzden bir türlü kusur bulamıyordu.
Büyük bir özenle hazırladığı çalışma odası olmasına rağmen çalışmak için salonu tercih etmesinin nedeni, hem daha geniş bir yer olması hem de yatak odasından uzak olmasıydı. Bu şekilde uykuya dayanması daha kolay oluyordu. Ne kadar uyuduğundan ziyade nasıl uyuduğu önemliydi. Sadece birkaç dakikalık uyku bile doğru pozisyonda ona yeterince dinginlik sağlayabiliyordu. Tıpkı uzun yolculuklarda yarım saatlik bir uykuyla tüm uykunu almışçasına dinç hissedebildiği gibi.
Yaklaşık bir saat sonra ısrarla çalan kapı onun uyanmasına neden olmuştu. Gözlerini araladığında hemen yanı başında bulunana saate bakmıştı.
“Lanet olsun!” diye söylenen genç adam hala çalmakta olan kapıya doğru ilerlerken söylenmekten geri durmuyordu. Bu kadar uyuduğuna inanamıyordu. Yirmi dakikalık bir uykuya dalması gerekirken aradan bir saat geçmişti. Uyku sersemi kapıyı açan genç adam, kapıda kendisine cam mavisi parlak gözleri ile duran genç bir kadın görünce rüyada olduğunu düşünmüştü. Kısa bir süre genç kızı süzdükten sonra kararını vermişçesine, genç kızın tam konuşacağı sırada onu susturmuş ve “Tamam yorulma, içeri geç” deyivermişti. Genç kız şaşırsa da hemen içeriye girmiş ve kapıyı kapatmıştı.
Genç adam salonun kapısının yanında durmuş ve “Gerçekten çok yorgunum, sadece işini sessiz hallet tamam mı?” dedi. Genç kız onun rahatlığına şaşkınlık bir şekilde bakarken genç adam ona aldırmadan “Temizlik malzemeleri alt katta, iner alırsın. Ben odama çıkıyorum. Biraz dinleneceğim. Fazla ses yapmamaya çalış” dedi ve üst kata çıkan merdivenlere yöneldi.
Genç kız adamın ardından şaşkınlıkça bakmaktan kendisini bir türlü alamıyordu. İlk kez böyle bir adam ile karşılaşıyordu. Hiç tanımadığı birine evini bırakıp rahat bir şekilde uyumayı düşünebilecek kadar sorumsuz biri olduğunu düşündü.
Genç kız merdivenlerin başına çıkan adamın ardından “Hakkımda bilgi istemeyi düşünmüyor musunuz?” diye sorunca ilk kez onun bakışlarını kendi üzerine çekmeyi başarmıştı. Yorgun olduğu belli olan adam merdivenlerin başında duraksayarak ona bakmıştı. Sonrasında hiçbir şey söylemeden odasına yönelen genç adam “Ses yapmamaya dikkat et” diye onu yeniden uyarmıştı.
Haftalardır ilk kez rahat yatak yüzü görecek olan adam, harcadığı zamana kızarak “Lanet olsun!” diye söylenmiş ve yarım kalan uykusuna kendisini teslim etmişti. Genç kız ise etrafı incelerken masa da düzgün bir şekilde yerleştirilmiş olan projeye yaklaşmış ve başta yüzünü buruşturarak eline aldığı kağıtlarda ki projeyi görünce gözleri yerinden fırlayacak gibi bakakalmıştı. İçinden “Mimar mı?” acaba sorusunu geçirirken bir taraftan da gözleri bir köşede bulunan rafa yerleştirilen yığınla ödüllere kaymıştı. Ağır adımlarla ödüllere yaklaşırken bir yandan da evin dizaynına inceliyordu. Ödüllerden birini eline alarak üzerindeki yazıyı yüksek sesle okumaya başlamıştı. ‘Yılın en iyi mimarı’ altında yazan yazıyı okuyunca daha da şaşırmıştı. “Koziro Seichi” genç kız yanlış okuduğunu düşünerek yazan adı tekrar tekrar okumaya devam etmişti.
Elindeki ödülü yerine bırakırken dergilerde gördüğü bu adam ile aynı evde olduğuna inanmıyordu. Evet bu adam ünlü melez mimar Koziro Seichi’den başkası değildi. Nasıl olmuştu da onu ilk görüşte tanıyamamıştı. Ama adam yorgunluktan tanınacak durumda değildi ki.
Sonra onun hakkında duyduğu olumsuzluklar ve hizmetçilerinin çok sık değişmesinin nedenini merak etmeye başlamıştı. Aklından hemen bir plan kurmaya başlamıştı. Eğer bir süre bu evde kalmayı başarabilirse oldukça rahat edeceği kesindi.
Evin alt katını incelemeye başlayan genç kız her bir köşenin düzenine şaşkınlıkla bakıyordu. Bu evi hayranlıkla izlemekten kendisini alamamıştı. Merdivenlerin dibine geldiğinde ise yukarı çıkıp çıkmamak konusunda kararsız kalmıştı. Evet üst katta o vardı ve onun küçük bir sesle uyanacağına da emindi, adamı rahatsız etmek istemiyordu. Yorgun olduğu her halinden belli oluyordu.
Tekrar salona giren genç kız etrafta bir çok kağıdın buruşturulup atıldığını fark etmişi. Bu adam oldukça dağınık çalışıyordu. Aslında onun düzene önem verdini okuduğunu hatırlıyordu. Evet düzene çok önem veririm demişti bir konuşmasında.
Eline aldığı poşetle yerdeki kağıtları toplarken dikkatini çeken kağıtları düzeltmeye başlamıştı. Her biri onun şaşkınlığına şaşkınlık katıyordu. Beğenmeyerek attığı bu çizimler bir şaheser niteliğindeydi. Adamın hayal gücü müthişti. Başını kaldırıp tekrar eve baktığında ise hiçbir yerde görmediği bu mobilyaların bile onun eseri olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Neyse ki o aptal değildi.
Genç kız kağıtları bırakarak kendisini kanepenin üzerine atmıştı. Biranda içe çöken kanepe onun korkmasına neden olmuştu. Başta normal şekilde olan kanepe, üzerine oturulduğun da vücudunun şeklini almaya başlamış, genç kız sıkıştığını düşünerek endişe ile kanepeden kalkmıştı.
Elini kalbine koyan genç kız gerçekten korkan kalbini sakinleştirmeye çalışırken dışarıdan gelen ses ile irkilmişti. Evet birisi kapıyı zorluyordu. Heyecanlanan genç kız ne yapacağını bilememişti. Seslense yukarıda ki adam uyanarak aşağıya inecek belki de onu kaldırdığı için kızacaktı. Tıkırtılar artınca genç kız saklanacak bir yer bakınmaya başlamıştı. Evet saklanmalıydı. Ama o zaman bu güzel evi soyacaklardı. Evet buna izin veremezdi. Nefesi hızlanmıştı. Korkuyu ilk kez bu kadar yüreğinde hissederken tek korkusu yukarıda yatan adamdan başka bir şey değildi.
Etrafına iyice bakınan genç kız gülümseyerek kapı aralığında ki sopaya bakmıştı. Ağırlığı buradan bile belli olan sopayı almak için hızlı adımlar ile atak yapmış ve kapının arkasında ki yerini almıştı. Gözlerini kapatan genç kız hala zorlanan kapı ardından adamın sesini duyabiliyordu. Uzun saçları gözünün önüne gelince onları geriye savurmuş ve tam bu birkaç saniye içinde de kapının açılmasıyla karşısındaki adamla çığlıklar arasında göz göze gelmişti.
****
umarım bölümü seversiniz.