Evli ve iki erkek annesi olarak yazmak benim hayat mottom. Elimdeki tüm imkanları kullanırken aklımdaki her şeyi yazıya dökmekten dolayı kendimle gurur duyuyorum...
GEÇMİŞİN GÖLGESİ ÜZERİME ÇÖKÜNCE, ANSIZIN GELEN KARANLIK ÇULLANDI KALBİME. NEYE UĞRADIĞINI ŞAŞIRAN SAF YÜREĞİM BİR ERKEĞE NE KADAR YAKIŞIRDI BİLEMEDEN KAPILDIM BİR RÜZGARA.
ADIM AYDIN ALPARSLAN DİNÇSOY. BABASININ İLK VELİAHDI, ANNESİNİN KALP AĞRISI.
AŞKIN DEĞİŞMEZ KURALI VARDI, BEN DE O KURALA TAKILDIM BALIK GİBİ.
AŞK DEĞİŞTİRİRMİŞ. SİYAH VE BEYAZIN OLDUĞU HAYATTA BENİ GRİ YAPTI, BADE'YE KAVUŞTURDU...
3 senelik arkadaşının bölümde kendini astığını görmeleriyle başlamıştı onların hikayesi. Karşinin böyle bir şey yapmayacağını düşünerek, fazla dikkatli olan Ezgi, bu işin peşine düşüp Ayşenur'un katilini aramaya başlamıştı. Bu süreçte o, grubun beyin takımlığını üstlenirken geriye kalan diğer arkadaşlarıyla beraber başlarına gelmeyen bela kalmadı.
Okulun reisi olan Kutay ve yanındaki elektrik erkekleri de olaya dahil olunca, toplamda 9 lise öğrencisi okuldaki sapığı aramaya koyuldular.
İbreti alem olacak bir hikayeye var mısın?
Sürükleyici bir hikaye okumak istiyorsan psikolojinin sağlam olması gerekir zira, akıl almaz planların içine düştüğün zaman kafayı yedim demen an meselesi.
Burası bir lise. Meslek Lisesi hem de.
Erkek kavgalarına korkmadan giren kızlar, kavgaları eksik olmayan erkek meslek lisesi...
Her okulun bir lideri olurdu, bu okulun lideri de Aykut reisti. Karşısına okulun en giderli ama en delikanlı kızlarının olduğu Makina Ressamlığı sınıfının en delisi Mısra çıktı. Tüm ressamlık sınıfı, tüm metal sınıfına düşmandı aslında. Aykut gününü gün edeceğini düşünürken Mısra, Aykut'u tüm kötü alışkanlıklarından kurtardı. ama kendisinin farkında değildi. Her geçen gün büyüyen aşkları komedi-drama tadında geçiyordu. Her gün yeni bir olay, bitmeyen maceralarla dolu bir meslek lisesi okumaya hazır mısın?
Ressamlık ve Metal sınıfı arasındaki savaşın galibi kim oldu dersin?
Tabii ki aşk...
Biz, 5000 kişilik bir okulda yalnızlar şehri kurduk, ve aşkımızı o metrekarenin içinde yaşadık. Suskun, adı üstünde bir aşk hikayesi.
Ben Beste Dinçsoy, Poyraz Ömer Hancı'ya delicesine aşık, engellere takılan o küçük ama cesur aşık kız...