kekemeUpdated at Nov 7, 2021, 03:53
Gözlerimi açtığımda annem yine başımın üzerinde dikilmiş beni sarsıyordu.
Hemen yataktan kalkıp anneme baktım.
Ben:günaydın anne.
Annem: bi git be düzgün de konuşamıyor zaten.
Annem odamdan kapımı kıracak şekilde kapatıp çıkmıştı.
Saate baktığımda saat 7 olmuştu. Her zamanki satte kalkmıştım.
Okul kıyafetlerimi giyinip hazırlanmıştım.
İsmim alev. Alev yüksel. 15 yaşındayım. Kekemeliğim var ve bu benim elimde değil.
Annemin cimriliği yüzünden babam beni tedavi ettiremiyor.
Babamı seviyorum. Ama annemi pekte sayılmaz. Beni küçüklüğümden hiç sevmedi.
Bazen el kaldırmaya bile kalktı. Açıkçası yaptıda. Aslında ben pek te suskun sakin biri değilim.
Tabi konu kusuruma gelene kadar. Babam her keste kusur vardır ve bu kusurlardır insanı insan yapan dese de.
Annem hep kusurlatımla yargılamıştır beni. Ailemiz üç kişilik.
Babam ben ve annem. Okuluma gelince. Çalışkan biriyimdir.
Derslerim çok iyidir. Hedefim avukatlık. Benden iyi avukat olurmuş.
Hayellerim iyi güzel de hep hayellerde kalacağına idda girerdim.
Belli ki kusurum hep benimle. Annem insafa gelene kadar tabi.
Düşüncelerimi bırakıp hazırlanmıştım. Evimiz tek katlı küçük ama tatlı bi evdi. Annem hep isyan etse de ben seviyordum evimi.
Odamdan çıkıp mutfağa girmiştim. Annem salonda oturmuştu. Babam uyuyordu hala.
Kahvaltı masasını hazırlamaya başlamıştım. Annem yine başlamıştı söylenmeye.
Annem:okula böyle mi gidilir. Şu süse püse bak. Sen okumaya mı gidiyorsun yoksa koca aramaya mı. Ay seni kim alır. Kaldın yine başıma. Düzgüm de konuşamıyon da zaten...
Gibi şeyler vırlıyordu. Eskiden daha da beter şeyler derdi ama doktor üzerime gelmemelerini deşişti.
Belki düzelirmiş diye. Ama annem hala bitirmiyordu beni şu ezmelerini.
Başkası olsa cevabını veriyordum da annem yani. Sesimi çıkaramıyordum.
Sofrayı hazırladıktan sonra babamın odasına girmiştim. Yanağıya öpücük kondirduğumda uyanmıştı.
Ben:günaydın baba sofra hazır gel.
Babam:günaydın güzelim geliyorum.
Annem sofrayı benim kurduğumu dememi istemese de ben araya sıkıştırıp diyordum.
Babam da geldiğinde yemeğe başlamıştık. Bir süre sonra ben doymuştum.
44 kiloydum zaten. Kekemeliyim sinirimi bozuyordu bazen onu kafaya taka taka e bide annemin ezmeğe çalıştığı cümleleri.
Saate baktığımda okul saatimin geldiğini anlamıştım.
Ceketimi alıp çıkmıştım. Yolda yavaş adımlarla ilerliyordum.
Okul zaten yakınımızdaydı. Annemin diyişine göre tabi ki.
Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimi bırakmıştım.
Telefonu da devlet vermişti. Anneme kalsa asla bana telefon aldırtmazdı.
Arayan tek arkadaşım cemreydi. Aslında çirkin değildim.
Ama kekemeliğim yüzünden bu güne kadar bir tane bile ne sevgilim ne de bi arkadaşım olmuştu.
Olan kalan tek arkadaşımdı cemre. Telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.
Ben:alo cemrem
Cemre:aşkım nerdesin
Ben:evden şimdi çıktım sen
Cemre:otöbüsteyim bende birazdana ulaşırım
Ben:tamam.
Telefonu kapatıp hızımı arttırmıştım. Bir süre sonra okulun önündeydim. Sınıfa yürüdüğümde insanlar yine bana o bakışlarla bakmışlardı.
Sanki uzaylı görmüşlerdi. Ne yapayım benim elimde değil ki kekelemek.
Gözlerim yine dolmuştu. Hayır alev hayır ağlamayacaksın. Onların konusu daha da olmayacaksın.
Kendimi avutarak sınıfa girmiştim. Tabi çocukların o bakışları fısıltılarını da görmezlikten gelmiştim.
Cemre de kızlarla konuşuyordu. Ona yaklaşamıyordum.
Benim arkadaşım olduğunu kimsenin bilmemesini istiyordu.
Bende mecburen tamam demiştim. Gözlerimi ondan çekip yerime geçmiştim.
Yerime oturup kitap defterlerimi çıkartmıştım. Derslerimi tekrar etmeye başlamıştım.
Bir süre sonra hoca içeri girmişti. Selam verdikten sonra derse başlamıştık.
Okulun son zili de çaldığında her kes sınıftan çıkmıştı.
Kitap defterlerimi çantama topladıktan sonra bende çıkmıştım sınıftan.
Okulun bahçesine inip yavaş adımlarla eve ilerliyordum.
Telefonumu çıkarıp cemreye mesaj atmıştım. Ona bu gün bize gelmesini hatta piknikte yapacağımızı demiştim.
Tamam yazdığında yüzüme gülümseme yayılmıştı. Koluma bilerek çarpan emre o gülüşü soldurmuştu.
Emre:ne oldu gene yüzün gülüyo
Alaylı bir şekilde gülerek konuşuyordu. Benimle dalga geçmeleri tabi ki sinirimi bozuyordu.
Anneme demiştim. Tabi ki oda kekemeye kekeme denir demiş ve babama ya da hocalara demememi demişti.
Derin bir nefes alıp emreye bakmıştım. Kekelememek için çok uğraşmıştım.
Ben:sanane
Kekelemiştim. Bu elimde değildi. Yine alay konusuydum. Arkamı dönüp ilerlemiştim.
Emre:sa sa sa na ne ne
Arkamdan büyük kahkaha kopmuştu. Gözlerimden yine her günkü gibi yaşlar akmaya başlamıştı.
Biraz ilerlediğimde cemreyle kızlar sohbet ediyordu.
ve cemreyi de çağırıyorlardı.
Cemre de olur demişti. Olur...