Masal… Bir gelin, bir eş, bir ağa karısı, bir kadın. Ama hepsinden önce; boyun eğmeyen, susmayan, korksa bile geri adım atmayan biri. Masal’ın hikâyesi bir masal gibi başlamadı. Zoraki imzalar, susturulan cümleler, başkalarının kararlarıyla çizilmiş bir kaderin içine düştü. Ama o kaderi olduğu gibi kabul etmedi. Direndi. Sorguladı. Kırıldı ama dağılmadı. Arel’le olan bağı bir anda “mutlu son” olmadı. Önce mesafe vardı, öfke vardı, güvensizlik vardı. Sonra yavaş yavaş… Bir bakış, bir dokunuş, bir sahipleniş. Masal, sevilmeyi öğrenirken; Arel de sevmeyi öğrendi. Masal sivri dilli, yer yer patavatsız, çoğu zaman kontrolsüz. Ama tam da bu yüzden gerçek. İçinden geldiği gibi konuşuyor, sinirlendiğinde kırıyor, sevdiğinde yakıyor. Haksızlığa tahammülü yok, özellikle kendisine yapılanlara. Bu hikâyede Masal; • sadece bir ağa karısı değil, • sadece bir eş değil, • sadece bir gelin hiç değil. O, kendi sesini bulan bir kadın. Ve bu ses, bazen kahkaha olur… Bazen bir tokat gibi iner… Bazen de bir kurşunun ortasında bile susmaz. Masal’ın masalı henüz bitmedi. Çünkü onun hikâyesi, “kurtarılmayı bekleyen” bir kadının değil; kendi kaderini eline alan bir kadının hikâyesi.

🔞 öğler vardır Cinsellik ve işkence sahneleri ayrıntı anlatılacaktır O piti piti kremalı sepeti, ya ondadır ya bunda… Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden baktım. Elimdeki silahı karşımda duran adama doğrulttuğumda, içimde sadece haz vardı. O gözlerdeki korku… bana yetiyordu. “O Güneş Kralı’na söyle… Buzlar Kraliçesi geri döndü.” Adam soğuktan neredeyse donuyordu. Kafamla adamlara işaret ettim, onu buzlu depoya sürüklediler. Koltuğuma otururken arkamdan seslendim: “Yeni gelmedik. Geri geldik.” Alina Soğuer, Norveç'in karları altında hayatta kalan bir kız çocuğuydu. Ailesi yok edildiğinde yalnızca 14 yaşındaydı. Sustu. Soğudu. Hayatta kaldı. Yıllar sonra şimdi Türkiye’ye dönüyor. Yanında getirdiği tek şey: intikam. Kaybolan kuzeni Alya'nın izi, onu yeraltı dünyasının kalbine sürükledi. Ve yolu, yıllardır onu arayan, karanlıkların içinde doğmuş bir adamla kesişti: KAĞAN TANIRHAN – namıdiğer GÜNEŞ KRALI. Oyun başlamıştı. Taraflar belliydi. Ama kurallar yoktu. Bu bir aşk değil. Bu bir hesaplaşma. Bu, aşkın bile izi kalmazsa… geriye sadece kanın kaldığı bir hikâye.

Yıllar, sadece mesafe ekledi. Ateş Sarrafoğlu, terk ettiğini sandığı topraklara adım attığı anda anladı bunu. Geçmiş bir pala gibi inip, tam kalbine saplandı. Ağır bir aile, sert bir töre... ve yıllardır göremediği, gözünün önünden hiç gitmeyen kız kardeşi Asmin.Dönüşünün ilk saatlerinde, çarşının kalabalığında kızıl saçlı bir hayalet çarptı gözüne. Elvin. Çocukluğunun tek masum anısı, şimdi bir tarih öğretmeni. Sessiz, derin, bir o kadar da güçlü bir bakış.Ama kaderin bu selamı sıcak değildi. Bir tokat gibi indi gerçek.Asmin, törenin karanlık gölgesine sıkıştırılmış, ailesi tarafından bir eşya gibi "kuma" yapılmak isteniyordu. Kaçtı. Ve kaçarken, hayatının mayınına bastı. Onu ölümden, yabancı bir askerin, Atakan'ın elleri kurtardı. Bu kurtarışın bedeli ise, ayıbı örtmek için kurulan soğuk bir pazarlık oldu: Asmin ile Atakan'ın zoraki evliliği.Haber Sarrafoğlu yaylasına ulaştığında, aile mahşere döndü. "El âlem ne der?" çığlıkları yankılandı.Büyüklerin kararı demirdendi:"Bu ayıp ancak bir berdelle temizlenir."Ve böylece, Ateş sadece geçmişine değil, bir çıkmazın tam ortasına döndü.Kardeşinin kaderini değiştirmeye çalışan bir savaşçı...Törenin demir çemberinde sıkışmış bir mahkum...Ve bir bakışta kül ettiği yüreğini,Elvin'in sessiz varlığında yeniden bulan bir adam...Bir adam, bir kız kardeş, bir öğretmen, bir töre...Ve ateşle yazılmış bir kader.

Bu kitapta +🔞 sahneler olacaktır ve Detay verilecektir aynı zamanda şiddet ve işkence sahneleri detaylı anlatılacaktır ‼️ Emir Durukan, Kırmızı Dosya: Aşk kitabında adı geçen kayıp askerin ta kendisiydi. Yıllar önce, bir zamanlar âşık olduğu kadın, gözlerinin önünde kendi canına kıydı. O günden sonra Emir, silahını elinden bırakmadı ama artık askerlik yapmak istemedi. Emir için savaş artık cephede değil, hayatta kalmanın ince çizgisindeydi. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, amcası Enes Yurdakul’un işini devraldı. Hayalet Birliği’nden eski dostları bordo bereli ve MİT ajanı olarak görev yaparken, Emir onların sivil dünyadaki bağlantısıydı — perde arkasında sessiz ama daima tetikte bir gölge. Ta ki bir gün, Fatih Vatansever ona son emrini verene kadar… Görev, büyükelçinin kızı İlkim Saruhan ile evlenmekti. Ancak bu sıradan bir evlilik değildi; tamamen anlaşmalı bir operasyondu. İlkim’in peşinde, Almanya’dan beri onu takıntılı bir şekilde izleyen Harun Karayel vardı. Üniversite yıllarında işlediği bir cinayete tanık olan İlkim’i susturmak ve elindeki USB’yi ele geçirmek istiyordu. Bir gün onu kaçırdı, işkence etti ve iz bırakmadan ortadan kayboldu. O dönemin Almanya Büyükelçisi Hakan Saruhan, kızını kurtardı. Ancak Harun’un yeniden izine düşmemesi için onu yok olmuş gibi göstermeye karar verdi. Bu planın en kritik parçasıysa, Emir Durukan’la yapılacak sahte bir evlilikti. Böylece İlkim’in kimliği gizlenecek, Harun’un gözünden tamamen silinecekti. Fakat hiçbir plan, duygular kadar öngörülemez değildir. Bazı emirler yalnızca görevle sınırlı kalmaz… Bazıları kaderin ta kendisidir. 🔴

İstanbul’un hiç durmak bilmeyen kalp atışlarına eşlik eden korna sesleri ve bitmek bilmez bir koşuşturmacanın ortasında, Suadiye’nin nadir çınar ve erguvan ağaçlarıyla süslü caddesi, şehrin karmaşasına inat bir sükunet köşesi gibiydi. Damla, bu caddenin en zarif binalarından birinin önünde durdu. Cam kapıdaki yansımasına kısa bir bakış attı: Üzerine mükemmel oturmuş beyaz önlüğü, toplu saçları ve kendinden emin duruşuyla, buraya ait olduğunu her haliyle belli eden genç ve başarılı bir estetisyen.Bugün, o sükunet köşesinde fırtınalar kopartacak önemli bir gündü. Kliniğinin kapısından içeri girerken, bugünkü son randevusunun kariyeri için bir dönüm noktası olacağını biliyordu. Milyonlarca takipçisi olan bir sosyal medya fenomeni olan hastası, sadece burun ameliyatı olmak için gelmiyordu; beraberinde getirdiği muazzam bir görünürlük ve itibar da getiriyordu. Bu operasyonun başarısı, Damla'nın adını İstanbul'un en aranan estetisyenlerinden biri yapacaktı.Her şey planlandığı gibi mükemmel ilerliyordu. Steril, şık ve modern kliniği, başarının somut bir kanıtıydı. En pahalı ekipmanlar, en nitelikli personel ve her detayıyla kusursuz bir işletme... Damla, yıllar süren emek, özveri ve çalışmanın ardından nihayet kariyerinin zirvesindeydi. Oysa zirve, aynı zamanda en sarp yokuşun da başlangıcıydı ve o, farkında olmadan, her şeyin bir anda altüst olacağı o uçurumun eşiğinde yürüyordu

"Unutulanla Hatırlanan Arasında Kalan Bir Aşk..." Yıllar önce yaşanmış, izleri silinmeyen bir aşk... Bir taraf her şeyi unutmuş, diğer taraf ise en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor. Buğra, geçmişinin karanlık gölgelerinde kaybolmuş, huzuru ararken kabuslarında bir kadının siluetiyle uyanan genç bir yazılım mühendisi. Hafızası parçalanmış, geçmişi eksik... Psikoloğu ve en yakın dostu Can Karaman, ona bir tek çarenin kaldığını söyler: Geri dönmek. İstanbul’a... Buğlem Yaren Kara, aşkı bir yara gibi içinde taşıyan bir çift terapisti. Zaman geçmiş, hayat değişmiş ama kalbi bir kez kırıldığı yerden hâlâ atıyor. Geçmişin yüküyle bugünü onarmaya çalışırken, hiç beklemediği bir anda yüzleşiyor; unutanla… Kesişen yollar, susulan gerçekler ve çözülememiş duygular arasında "Aşk, hatırlamak kadar unutmakla da ilgilidir."

🔞 ŞİDDET VE OLUMSUZ ÖGELER Ve CİNSELLİK MEVCUTTUR ‼️ Herkes hayata devam etmeliydi.Ama bazı kalpler, toprak altından ses gelir gibi hâlâ geçmişte çırpınır... Ela Karahan, ailesini beş yıl önce kaybetmiş, geride kalanlara tutunarak yaşamaya çalışan bir genç kadındır.Ama onun yaşamı, sadece bir “kayıp hikâyesi” değildir.Bu, aynı zamanda sessizce güçlü kalmaya çalışan bir ruhun, mecbur bırakıldığı hayatla hesaplaşmasının hikâyesidir.Bir vasiyet, bir evlilik...Ve karşısına çıkan o adam: Demir Araslan.Keskin bakışlı, duvar gibi suskun ve geçmişi sırlarla örülmüş bir yabancı.İkisini de istemedikleri bir bağda birleştiren kader, zamanla birbirlerine en derin sırlarını anlatacakları bir zemine dönüşecek mi?Geçmişin acısıyla bugünün yükü arasında sıkışmış bir kalbin, yeniden sevme cesareti bulabilir mi?Bir kere sevdiysen, başka birini sevmeye hakkın var mı?🕊 Aile yaraları, zorunlu seçimler ve kalpte biriken sözlerle örülü bu roman… seni kendi yalnızlığınla yüzleşmeye çağırıyor."Bir Kere Sevdim", sadece bir aşk değil, hayatta kalma savaşıdır.

Karanlık her zaman ölüm getirmez…Bazen bir kurtuluşun da habercisidir.Rüya Arın, hayatta kalmak için kaçarken kendini silah sesleriyle dolu bir gecede buldu.O gece onu kurtaran adam — Eymen Korhan — sıradan biri değildi.Kanla yoğrulmuş bir geçmiş, ölümle mühürlenmiş bir soyun varisiydi.Eymen’in tek amacı vardı: beş yaşındaki oğlu Oğuz’u korumak.Ama ölüm sessizce yaklaşıyordu.Hastalığı, geçmişi, ve intikamı arasında sıkışmış bu adamın tek çıkışı…Rüya’yla yaptığı bir evlilik anlaşmasıydı.Birini yaşatmak için bir başkasını öldürecek kadar karanlık,ama bir çocuğun gülüşüne boyun eğecek kadar kırık bir adam...Ve kendini “geçici bir hayat”ın içinde bulan bir kadın.Kan bağıyla başlayan bu hikâye,bir kalbin diğerini kurtarışıyla bitecek. Çünkü bazı kurtuluşlar, en karanlık soyların içinde doğar.

#2025TR-AŞK NÖBETİ ❤️🤍 Hayaletler görünenlerle savaşmaz... görünmeyenlerin izini sürer. Türkiye’nin en seçkin askerî akademilerinden birinde, yalnızca en yetenekli öğrencilerden oluşan beş kişilik efsanevi bir tim vardır: Hayalet Birlik. Sessizdirler, görünmezdirler ve kimseye kapılarını açmazlar. Onlar okulun hem korkulanı hem de hayranlıkla izleneni. Ancak iki yıl önce bu kural bir kez bozuldu. Bir öğrenci Hayalet Birliğe alındı… ve kısa bir süre sonra hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Resmî raporlarda "okulu bıraktı" yazıyordu. Oysa gerçekte, şehit olmuştu. Ama bunu kimse bilmiyordu. Şimdi, o öğrencinin kız kardeşi aynı okulda. Sessiz, kararlı ve inatçı. Abisinin sırrını çözmek, dosyadaki karanlık boşlukları doldurmak için üç yıl boyunca akademide en iyiler arasında yer aldı. Ve bir gün... Hayalet Birliğin başındaki komutan, onu gizlice izlediği eğitimlerden sonra çağırdı: “Senin gibi biri yıllardır yetişmedi. Bizimle misin?” Artık Hayaletlerin arasında yeni biri daha var. Ama onun savaşı sadece eğitim parkurlarında değil… Kalbinde ve geçmişte saklı kırmızı bir dosyada başlayacak. Ve bu dosya açıldığında, sadece emirler değil… duygular da ifşa olacak.