Story By Yazarlize
author-avatar

Yazarlize

ABOUTquote
“Hayal gücüm, kelimelerin dansıyla hayat buluyor. Her satır, ruhumun derinliklerinden gelen bir hikâyeyi anlatıyor. Yazmak benim için sadece bir tutku değil, aynı zamanda bir yolculuk: Kimi zaman acıdan doğan umutlara, kimi zaman kaybolmuş kalplerin birbirini bulduğu anlara. Satırlarda kaybolurken, kendi dünyamı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.”
bc
(Töre yazgısı serisi +18 ) Kalbinin Esiri
Updated at May 28, 2025, 12:09
O an, sanki varlığımı hissetmiş gibi gözlerini araladı. Kızarmış, uykusuz gözleri bana döndüğünde içimde bir yer acıdı. “Gözlerin kan çanağına dönmüş,” dedim, sesim hafif bir tınıyla yankılandı. “Uyu istersen.” Derin bir nefes alarak başını hafifçe sağa sola oynattı. “Doğrudur,” dedi kısık bir sesle. “Üç gündür uyuyamadım.” Tepsideki kahveyi alıp fincanı elinde tuttu. Parmakları porseleni kavrarken bir an duraksadı. Sonra gözlerini kaldırdı ve yüzüme derin, sorgulayıcı bir bakışla baktı. “Ne zamandan beri biliyordun?” Sorduğu şeyi tahmin etmek zor değildi. O an, içimde düğümlenen ne varsa hepsi boğazıma oturdu. Sırtımı dikleştirdim, derin bir nefes alıp gözlerimi kaçırmadan cevap verdim. “Yeni öğrendim,” dedim sessizce. Başını hafifçe öne eğdi, kahve fincanına uzun uzun baktı. Konuşmadı. Sanki içine çöken kelimeleri toparlamaya çalışıyor ama hiçbirini dile getiremiyordu. Sessizliği ben bozdum. Çünkü bu sessizlik, benim içimi daha çok sıkıyordu. “Ben çok üzgünüm,” dedim yavaşça. “Böyle öğrenmeni istemezdim. Öğrendiğimde de içim hiç rahat değildi.” Gözlerim onun yüzünde gezinirken kelimelerime daha fazla ağırlık yüklendi. “Annen çocuk için üzerime gelince… bir anda ağzımdan çıktı.” Başını kaldırmadı. Kahvenin içinde kaybolmuş gibiydi. “ O yüzden gitmeni istiyorum , daha çok üzerine gelecek çünkü. “ diye cevapladı beni. Gitmemi tekrar hatırlattığında, içimde derin bir boşluk oluştu. Sanki ruhumdan bir şeyler eksiliyordu, kopuyordu ama acısını bile hissetmeye fırsatım olmuyordu. Elimdeki kahveden küçük bir yudum aldım, ama tadını alamadım. Boğazımda bir yumru vardı, yutkunmakta zorlandım. Bardağı dudaklarımdan çektiğimde, gözümden bir damla yaş süzüldü. Sessizce önümüzdeki tepsiye bıraktım fincanı. Rohat gözlerime baktı. Önce nefes aldı, sonra oturduğu yerde doğruldu, bana biraz daha yaklaştı. Başparmağıyla yanağımda süzülen yaşı sildi, hareketleri kararsız ama dokunuşu sıcaktı. “Ağlama,” dedi, sesi boğuk ve kısıktı. “Böylesi ikimiz için daha iyi.” Bana bakışları, kelimelerinden daha gerçekti. Mavilerinin ardında bir fırtına saklıydı, ama kendini tutuyordu. Yüzüme bakıyordu ama bakışları titriyordu. Sonra, sesini biraz daha alçaltarak fısıldadı: “Evar, ben kalbimin esiri olmuşum. Halimi göremiyor musun?”
like