Geçmişin gölgesi, ne zaman karartır hayatımızı?Ailelerimizin işlediği suçların bedelini kim öder? Peki ya hiçbir şeyden haberdar değilsek.O zaman doğruyu bulmak nasıl mümkün olur?Aşka inanmak ve duygularımıza sarılmak bizi kurtarır mı ?Emre, İstanbul'un sayılı şirketlerinden olan Holding'in genç veliahtıdır. Karısı Elif ile parmakla gösterilen bir çifttirler. Biricik oğulları Emir yedi yaşındadır. Baba Ahmet bey oğlu ile gurur duyar. Ancak ailenin bu mutluluğu uzun sürmeyecektir. Çünkü kökleri yıllar öncesine dayanan bir düşmanlık nedeniyle, genç bir adam bu aileden intikam alma peşindedir. Üstelik şimdi elinde büyük bir koz da vardır.Bir gün Elif kaçırılır ve hem polis hem aile seferber olsa da kimse izini bulamaz. Ancak birkaç gün sonra Elif, hiçbir şey olmamış gibi eve döner. Herkes mutludur ama bir terslik vardır Küçük Emir daha görür görmez Elif'e bağırır : "Sen benim annem değilsin". Emre şoktadır. Karısına ne olmuştur da oğlu onu istemez. Ya da karısı değilse eve gelen ve karısına tıpa tıp benzeyen bu kadın kimdir.Oysa işin içinde şeytanın bile aklına gelmeyen bir plan vardır. İntikam peşindeki Barış gerçek Elif'i kaçırmış ve bir depoya hapsetmiştir. Yerine ise tüm aileyi yok etmek üzere başka bir kızı göndermiştir. Peki bu kız kimdir ve bu aile ile ne derdi vardır? Elif eski hayatına nasıl geri dönecektir?... Bundan sonra olaylar kimsenin tahmin edemeyeceği yerlere sürüklenecek, kim iyi kim kötü birbirine karışacaktır. Acaba bu fırtınadan sağ çıkmaya sadece aşk yetebilir mi?Gelin bunu birlikte öğrenelim.

Bazen en derin yaralar, sessizce atılan adımlarla açılır...Eylül, saf ve masum kalbiyle küçük bir kasabada büyümüştü. Hayatı; kendisini seven ailesi, parlak umutları ve temiz düşleriyle doluydu. O, gerçek kökenini bilmeksizin, hayata sıkı sıkıya bağlıydı.Ablası Lara'nın evliliği, İstanbul'un karmaşık dünyasına açılan bir kapı olmuştu onun için. Eğitim hayaliyle çıktığı yolculukta, kendisini hiç bilmediği duyguların kıyısında bulacaktı.Eylül, ablasının eşi Emir'e abisi gibi bakıyordu. Oysa Emir'in içinde, genç kızın masumiyetine karşı koyamadığı karanlık ve bastırılmış bir his filizleniyordu.İstemeden, sessizce, adım adım, yasak bir duygunun ağına yakalanacaklardı."Bazen en yüksek ses, hiç çıkmayan bir çığlıktır..."O sabah Eylül, hayatının değişeceğini bilmiyordu. Sırtında küçük bir çanta, kalbinde büyük bir umutla İstanbul'a doğru yola çıktığında, her şeyin güzel olacağına inanıyordu. Bilmiyordu; bazı yollar, insanı büyütmekten çok eksiltirdi..

Küçük bir köy, suskun geleneklerin gölgesinde... Ve o köyde, kendi yolunu bulmak için kalbini dinlemeye cesaret eden bir genç kadın: Elif. Ailesinin uygun gördüğü damat adayı Cem ile nişanı yaklaşırken, Elif’in kalbi çoktan başka birine ait olmuştur — kurallara karşı gelen, özgür ruhlu Ali’ye. Ama bu aşk, sadece iki kalbin çatışması mı, yoksa iki dünyanın mı savaşıdır? Zeynep, Elif’in en yakın arkadaşı… Peki ya bir arkadaş, en derin yarasına dönüşebilir mi? Zeynep, Elif’e ihanet etmeyi seçerse, dostluğun anlamı ne olacaktır? Gelenekler, Elif’in hayatını nasıl şekillendirecek? Ailesinin baskıları altında, kendi kimliğini bulmak için hangi bedeli ödeyecek? Bir kadın, sevdiği adam için ne kadar ileri gidebilir? Sadakat mi, ihanet mi? Gelenek mi, özgürlük mü? Korku mu, cesaret mi? Elif, sonunda hangi yolun doğru olduğunu bulacak mı? Ve sevdiklerinin beklentilerine karşı, kendi kalbinin peşinden gitmeye cesaret edebilecek mi? Her seçim, bir bedel ister. Peki ya Elif, kendi hayatını seçerken hangi fırtınaları göğüsleyecek? Ve en büyük devrim ne zaman başlar? "Ben kimim?" sorusuna cevap bulduğunda mı?

"Lanetli Kan: Karanlık mı, Işık mı?"Ayla Dragomir... Moroi soyunun son umudu, fakat kimsenin bilmediği bir lanetin taşıyıcısı. Annesi, yasak bir aşkın günahkâr meyvesi olarak bir Strigoi'den bir çocuk dünyaya getirdi-ve sonra onu terk etti. Ama giderken Ayla'ya mistik bir fısıltı bıraktı, onu koruyacak, fakat aynı zamanda kaderini mühürleyecek bir güç...Ayla'nın damarlarında hem büyü, hem de vampir kanı akıyor. Strigoi'lere karşı bağışıklığı var, ancak bu onu gerçekten güvende mi yapıyor, yoksa asıl tehdidin ta kendisi mi?Arın Ozera, geçmişin ateşinde yanarken, dost mu yoksa düşman mı olduğu belirsiz. Emma Gianna, Ayla'nın tek koruyucusu mu, yoksa kendi yolunu mu seçecek? Ve Luke... Gölgelerin Efendisi, onu karanlığa çekmeye hazır.Peki, Ayla hangi yolu seçecek? Karanlığın ona sunduğu güç mü, yoksa içinde hâlâ ışık kaldı mı?Gerçekler ortaya çıktığında dostlar düşmana, düşmanlar dosta mı dönüşecek?Büyücüler ve vampirler arasındaki ince köprü yıkılmak üzere. Kan, ihanet ve kaderin birbirine karıştığı bu hikâyede, geceye mi teslim olacağız, yoksa ışığa mı?