Bahara dönen kışla hayatlarına tanık olduğumuz gençlerin yürüdüğü yollara şahit olmaya var mısınız? Onlar bizlerle büyüdü ve artık yetişkin oldular. Kendilerine çizdikleri yollar, hayalleri, kararları, aşkları, kalp kırıklıkları ve daha bir çok güzel an ile karşımızdalar. Kış bitmeye döndü, Cemreler düşüyor. Hadi gelin tomurcuklanan dalların yüzünü güneşe dönüşünüz birlikte izleyelim..

Ali ve Sinemis… Aşklarını evlilikle bütünleyen bir çift… Ve diğerleri. Bu hikâyede birçok aşk hikâyesinin ayak seslerini duyacaksınız. Kalplerinde "sevdayı" taşıyanların hikâyesi: Kış Masalı 2 Hayat akıp giderken azalır mı sevda, yoksa geçen zaman daha mı sevdirir âşık olduğunu insana... “Beni sevmekten hiç vazgeçmeyecekmişsin gibi hissediyorum” “Seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim” Yolu aşktan geçen herkesin bir şeyler bulacağı bir hikâyenin içinde her mevsimi barındıran yollarında yürümek ister misiniz? Kalbinizi açın, kocaman aşklar kucaklayacak sizi ve çok farklı atan kalplerle tanışacaksınız…

Aşklarına şahit olduğumuz, birlikte ağlayıp birlikte güldüğümüz kahramanlarımızın çocukları var şimdi sırada. Mahşerin dört atlısının ve hepsi birer çiçek olan kızlarının hikayesi. Hazırsanız başlayalım

Kendi karanlığının kovaladığı kaçak bir adam. Yaralı ve yardıma muhtaç. Tam her şey bitti derken karşısına çıkan bir kadın. Melek kadar iyi ve güzel. İkisinin de geçmişinde kesişen noktalar ve kucağına düştükleri aşk... Onlara bu aşkı yaşamak mı düşecek yoksa ayrılık mı olacak sonları... Gerard ve Elisa'nın aşkının karmaşık hikayesi...

Kalbimi aşkla tanıştıran adam, renklerimin hâkimi… Ne güzel şey tanımak seni, ne güzel şey seni sevmek… Şenliğim, neşem, umut ışığım benim. Ellerinin sıcağında ısınmak, gözlerinin renginde bulmak huzuru… Sen benim gökyüzümsün, gökkuşağımsın. Bütün renklerimi senden alıyorum ben. Sen olmazsan her şey gri… Ne siyah ne de beyaz, gri yalnızca. Öyle donuk, öyle soğuk ve belirsiz… Alma renklerimi benden, gri bırakma beni. Hep sev, hep tut elimi olur mu?

“Ben, vaktinde önce büyüdüm. Çocukluk elbisemi, kara bir haberle astım dolaba ve kapılarını sıkıca kapadım. Üzerime çokça büyük geldi yeni elbisem ama ben büyümek zorunda kaldım. Sıcacık ailem o kazayla dağıldığında, öğrendim büyümeyi acıya acıya. Küstü bana içimdeki çocuk, sustu o zamandan sonra. Ama şimdi, bunca zaman sonra onun gülümsemesini hissediyorum. Yavaş yavaş kendine gelişini, yeniden mutlu oluşunu ve koşuşturmasını hissediyorum içimde bir yerlerde…” Kocaman bir hayat var bu kitapta. Anne babalarından ayrı, birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışan iki kız kardeş. Çocuk yaşta yaşadığı kötü zamanların karanlığına gömülen ve bir yudum gün ışığına muhtaç Ali var. Her zaman dost olabilmeyi, dosttan öte kardeş olabilmeyi başaran Gülçin var. Amca değil “amcam” diye sevilen, kan bağından çok sevgi bağıyla Sinemis ve Defne’ye kol kanat geren Turgut var. Evlat acısını içinde yaşarken, torunlarının acısını almak için çabalayan bir babaanne var, nenej var. Ali’nin yol arkadaşları, kardeşleri Alp ve Timur var. Ne kadar yeni değil, ne kadar derin olursa dostluk bağının, o kadar değerli olunduğunun ispatı Efsun var. Bir sürü güzel insan var, tanışmak ister misiniz? Bu kitapta inanılmaz şeylere şahit olmayacaksınız. Büyüleneceğiniz tek şey sevginin gücü olacak. Okuduğunuzda, kendinizi içinde bulacaksınız bu dünyanın. Bir parçası olacaksınız. Kapınız çaldığında, onlardan birinin geldiğini sanırken bulacaksınız kendinizi. Bir kahve arası verdiğinizde, onların sohbetleri eşlik etsin isteyeceksiniz. Daha çok anlayacak, daha çok güveneceksiniz. Birine sırtını dönmek yerine, elini tuttuğunuzda nelerin değiştiğine şahit olacaksınız. Aradığınız mucizeyse, size mucizenin en güzelini sunuyorum. Bir dokunuşla yaşanan mucizeler ve değişen renkler… Kalbiniz ısınacak, seveceksiniz hepsini, inanın. Hadi gelin, tanışalım...

Yeni bir hayat, yeni bir okul, yeni bir şehir ve her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışan iki kardeş. Ve geçmişinden taşıdığı ama herkesten gizlediği yara izleriyle hayatına devam eden genç bir adam. Yolları kesişirken ayakları aşka takılacak, bir macreanın içinde yol alırken başlarına gelen olayları birlikte izlemeye, onlarla ağlayıp onlarla gülmeye var mısınız?

Hayatın getirdiği her şeyi sevgiyle kucakladık, sabırla kabullendiler. Onların hayatında her bahar içinde biraz kışı sakladı hep. En çiçekli ve güneşli günlerinde bile soğuk bir rüzgâr geçti saçlarının arasından. Her an yanı başlarında olan kış onlara “Ben buradayım” dedi hep. Sevgilerinin gücü ile her kışa, her soğuğa dayandılar ama önlerindeki son kış hayatlarının en sert karını, soğuğunu, tipisini ve buzunu getirecekti onlara. Son kışta, ayakta kalabilmek için son mücadeleyi vereceklerdi. Hazır mısınız onların bu savaşının bir şahidi olmaya?

“Sen plan yaparken başına gelen şeylerdir hayat” Onların hikayesinin de özeti tam olarak bu. Umdukları, planladıkları ve hayal ettiklerinin dışında gelişen her şeylebaş etmeye çalışarak, her şeye rağmen birbirlerinden vazgeçmeyerek devam eden insanlar bulacaksınız bu hikayede. Acılarının ardından gözyaşlarını silip de yine ayağa kalkan kadınları, sevdikleri kadınlar sabır ve mücadeleden vazgeçmeyen adamları tanıyacaksınız. Onlar sizinle büyüdü. Hadi gelin, bakalım şimdi neler yapıyorlar.