Araba da babamla birlikte birbirimize sarılmış bir vaziyette onun evine gidiyorduk. Yıllar boyunca aradığım babam şimdi yanımdaydı. O beni bırakmamıştı.
Bu düşünceyle kollarımı biraz sıkılaştırdım. Bir kız çocuğunun babasına sarılması kadar güzel bir duygu yoktu bu dünya da. Girdiğim düşünce bulutundan babamın sesiyle uzaklaştım.
"Geldik meleğim. Ailemiz seninle tanışmak için çok heyecanlı!" dedi. Huzurla gülümseyip başımı usulca salladım ve arabadan indim. O da arkamdan inip kolunu omzuna doladı ve eve ilerledik. Daha içeriye girmeden kapı açıldı. Babamdan 5-6 yaş küçük olduğunu tahmin ettiğim bir kadın bu babamın eşi oluyordu. Yanında benden iki yaş küçük bir erkek ve onun yanında da kadınla yaşıt ya da biraz daha küçük bir adam dışarı çıktı. Tedirgince gülümseyip babama biraz daha yaklaştım. Benim çekingenligimi anlayıp onlara ilerletti. Babam ağzını açamadan kadın babamı iteleyip kollarını bana doladı. Bu hareketi karşısında şaşkınlıktan bir kaç saniye tepki veremedim. Sonra bende sarıldım. Kadın ayrılınca konuştu yüzünde olan samimi gülümsemesiyle.
"Merhaba canım. Ben Alçin Haldun'un eşiyim." dedi. Biraz daha konuşacaktı ama arkadan biri kadını iteleyip bana sarılmadan önce sitem etti.
"Bırak anne biraz da ben sarılayım ablama." dedi benden küçük olan erkek. Uzaklaşıp konuştu. "Bende Batu senin kardeşin oluyorum." dedi. Sevimlice gülümseyip konusacaktım ama diğer adam elini bana uzatıp ismini söyledi.
"Bende Artun babanın yakın arkadaşıyım." dedi. Elimi avcunun içerisine koyup yüzüne bakıp hafifçe gülümsedim. Geri çekilirken elimin üşümesi garip hissettirdi. Hepsine baktım en son da babama ve konuştum.
"Bende Akel." dedim.
İşte yeni ailem bu insanlardı. Ama bir tanesi tek ailem olacaktı.
Hayatım, o gönlüme düştüğü anda bir anlam kazanmıştı. Daha çok küçüktüm ve hayatta çok fazla zorlukla karşılaşmamıştım ama öncesinde de bu şekilde hissetmemiştim. Sanki 17 yıldır bir bataklıktaydım ve onun gelmesiyle bir anda rahatlığa kavuşmuştum. Hayatıma yeni dahil olan birisi değildi, abimin en yakın arkadaşıydı ve ben ona bunca zaman hiç bu gözle bakmamıştım. Her şey bir anda gerçekleşmişti, her zaman girdiği kapıdan bu sefer farklı biri olarak girmişti. Görünüşte aynı kişiydi ama benim gönlümde bambaşka biri... Onu çok seviyordum, her şeyden çok ama o bana karşı aynı duyguları beslemiyordu. Onun için sadece en yakın arkadaşının kız kardeşiydim ve birbirimize çok yakın büyüdüğümüz için onun için de kız kardeş konumundaydım. Bu durum beni yeterince rahatsız etmiyormuş gibi bir de her gün gözümün önünde olması ona karşı olan duygularımı azaltmak yerine fazlalaştırıyordu.Keşke diyordum, keşke beni bir kadın olarak fark etseydi...Bu isteğim gerçekleşecek miydi? Bilmiyordum.
"Nasıl beni hala hatırlamazsın," odanın içinde sinirli bir şekilde ilerliyor oluşuyla kaşlarım çatıldı. Onunla daha yeni tanışıyorduk ama o benim onu hatırlamamı mı bekliyordu? Geri bana dönerek üzerime adımladı. "Onca yaşanılan zaman, anılar. Hepsini sadece ben mi yaşadım, Bade!" sona doğru yükselen sesiyle bir adım geriledim. "Neyden bahsettiğini anlayamıyorum, Kartal." dedim çekingen bir şekilde. Gözümün önünde yaşanan olaylar yüzünden sinirlenince nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum. Konuşmamla gözlerini sıkıca kapattı. Yüzünü dikkatle incelerken bir anda gözlerini açtı ve bir adım gerileyerek elini yukarıya kaldırdı ve aklındakileri dile getirdi."Anlamazsın tabi," duraksadı ve yüzüme çok değerli bir eşyasına bakarmış gibi bakarak devam etti. "Ama ilk önce gerçek ismimi hatırla." demesiyle şaşkınlıkla yüzünü arşınladım. Neyden bahsediyordu ve bunlardan benim neden haberim yoktu? Arkasını dönüp odanın kapısına ilerledi ve kilidi çevirip çıkmadan hemen önce bana dönerek ekledi. "Lütfen beni hatırla, Bade!"