“Ben… Tanrım! Lütfen…” demek için kendini zorladı Aila. Kahretsin ki korkudan sesi adeta içine kaçmıştı. Karşısında ailesinin en büyük düşmanı duruyor ve kendisine doğru bakıyordu. Onunla karşılaşmak başına gelecek en kötü şeydi. Belki de yanlış düşünüyordu. Kralın sarayında kendisine zarar verecek kadar cesur biri değildi.
Gustov ona biraz daha çok yaklaşak genç kızı bedeni ile ağacın arasına sıkıştırdı. “Seni gördüğüme çok sevindim leydi Aila. Ya sen?” derken yüzündeki sinsi ifade Aila’yı ürkütmeye yetti. Bu ifade başının ciddi şekilde belada olduğunu ilan edercesine soğuktu. Şimdi ne yapacaktı? Kesinlikle hiçbir fikri yoktu. Kendisini sıkıştıran güçlü bedenin karşısında, adeta donup kaldı. Adım atacak alanı yoktu. Çığlık atacak gücü de bulamıyordu. Genç adamın keskin bakışları yüzünde
