Kafasının arkasındaki ağrıyla göz kapaklarını açmayı başarabildiğinde kısa bir an zihinsel bulanıklık yaşadı Aila. Sadece zihni değil, görüntü de pusluydu. Hafif bir baş dönmesi ve yorgunluk hissediyor, nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Üzerine uzandığı şeyin rahat bir yatak olmadığını anlaması gecikmedi. Saman, tahıl ve ağır bir nem kokusunu nefesiyle içine çekince hızla yattığı yerden doğruldu ve oturdu. Üstünde bir pelerin olduğunu yere düşerken gördü. Sonrasında bakışlarını dikmiş kendisini izleyen adamla göz göze geldi. Tanrım yaşadıkları rüya değil gerçekti. Ve içinde bulunduğu bu yer derme çatma bir samanlıktı. Buraya nasıl geldiğini ise kesinlikle hatırlamıyordu. Aklı başına geldiği anda, tuhaf bakışlarıyla kendisini izleyen adama "Beni nereye getirdiniz?” diyerek bağırmayı baş
