4

1631 Words
Yüzümü yakan güneşin ışıklarıyla gözlerimi kamaştırıp yatakta oturur pozisyona geldim, sessizce yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Ilık su ile yüzümü ıslatıp kendime gelmek için saniyelerce bekledim, odama geri dönüp pencereleri açtım. Dağınık yatağımı hemen toplayıp dolabımdan kıyafetler çıkardım, dün gece duş alamadığım için saçlarım berbat görünmekteydi. Bu yüzden öncelikli olarak duş alma kararına vardım, kıyafetlerimle beraber odamda bulunan banyoya girerek üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine attım. Jakuzinin su ile dolmasını beklerken telefonumu elime aldım, dün gece şarja takmıştım ancak bildirimlere hiç göz atmamıştım. İnternetimi açarak bildirimlerin sırayla gelmesini bekledim, telefonum önce dondu. Sonrasında bildirimlere sırasıyla bakarken, tanınmayan bir numaranın mesajına denk geldim. Gönderen: 0546 *** ** ** Merhaba küçük hanım, dün gece arabama çantanızdan bir kaç parça makyaj malzemeleriniz düşmüş. Çöpe atmak istemediğimden size ulaştım, eşyalarınızı almak ister misiniz? Ağrıyan şakaklarımı ovalayarak mesajı bir kaç kez daha okudum, dün gece çantam mı vardı benim? O kadar sersemleşmiştim ki, pek fazla bir şet hatırlamıyordum. Üstelik dünü tamamen hafızamdan silmeye çalışırken, bu adam tekrardan hatırlatmıştı her şeyi. Bir saniye... Telefon numaramı nereden bulmuştu? Gönderen: Aslı Öncelikle güzel düşünceniz için teşekkürler, ancak numaramı nereden buldunuz? Gönderen: 0546 *** ** ** Telefon numaranızı nereden bulduğum önemsiz, üstelik babanız iş ortağımken. Su ile dolan jakuziye girdim, ılık su bedenimi rahatlatırken gelen mesaja ne vereceğimi düşünmekteydim. Konumuz neydi? Ha, makyaj malzemelerimdi. Gönderen: Aslı Her neyse tekrardan teşekkür ediyorum, makyaj malzemelerimi babama verirseniz çok mutlu olurum. Zira şirkete pek adım atan bir insan değilim. Bu arada tanıştığıma memnun oldum Ilgaz bey. Gönderen: 0546 *** ** ** Bende memnun oldum küçük hanım. Mesajına cevap verecek bir şey bulamadığımdan görüldü atarak, jakuzide biraz keyif yapmaya karar verdim. Bugün evde durmak istemiyordum, belkide bugün kendime vakit ayırabilirdim. • Nemli saçlarımı kuruladıktan hemen sonra makyaj masama oturmuş, cildime bir kaç kez fırça darbesi vurmuştum. Dudaklarıma bordo ruju iyice yedirdikten sonra ayağa kalkıp çantamı aldım, kapımın kilidini açarak merdivenlerden aşağı indim. "Hayatım diyorum ki, Aslı'nın odasına acaba Sıla'yı mı alsak? Biliyorsun Sıla artık büyüdü, geniş bir odaya ihtiyacı var. Sıla ile Aslı'nın odasını değiştirsek mi?" duyduklarımla gözlerim fal taşı gibi açılırken hızla salona girdim, bu kadın çıldırmış mıydı? "Pardon?!" diye çıkıştım. "Sıla'nın odasıda gayet geniş, ben bu yaşıma kadar o odada büyüdüm. Hadi onu geçtim Gonca hanım, neden bunu gelip benimle değilde babamla konuşuyorsun? Odanın sahibi benim, farkındasın değil mi?" "Evin sahibide benim Aslı." Babamın otoriter sesiyle gözlerim ona döndü. "Ben ne istersem o olur." babamın ağzından çıkan cümlelerle dudaklarım aralandı, derince yutkunup bir iki adım geriledim. "Bundan sonra..." Diye bağırdım, ne söyleyeceğim hakkında en ufak bir şey bilmezken öylece durdum. "Ne haliniz varsa görün, banane ya! Size dil dökmekle mi uğraşacağım ben." hızla kapıya yönelip dışarı çıktım ve kapıyıda olabildiğince sert kapattım. Bugün kafa dağıtmak istiyordum. Park halinde duran aracıma koşar adımlarla gittim, kapıların kilitlerini açıp hemen koltuğuma yerleşmiş arabanın camlarını açmıştım. Son ses pop bir müzik açarak arabayı çalıştırdım, biraz bakıma ve alışverişe ihtiyacım vardı. İlk rotam her zaman gittiğim kuaförüm oldu, salondan içeri adım atar atmaz Aydın, başıyla beni selamladı ve güler yüzüyle "Hoş geldin şekerim, uzun zamandır göremiyorum seni. Nerelerdesin?" hafifçe gülümseyip elimi havaya doğru salladım. "Uzun zamandır kendime vakit ayıramıyorum, doğrusu evden dışarı adım dahi atmak istemiyorum. Artık sıkıldım, biraz hava alayım dedim." "İyi yapmışsın hayatım, özletme kendini. Ne ile başlamak istersin?" yanıma doğru adımladığında tırnaklarıma baktım, maniküre ihtiyacım vardı sanırım. "Şu saçlarıma bir değişiklik mi yapıversen? Çok sıkıldım. Sen saçlarımla uğraşırken, manikürümde yapılsın." saçlarıma dokundu. "Kırıklarını alır, rengini değiştiririz olur mu?" başımı sallayarak onu onayladım. "Evet rengini değiştirelim lütfen. Aynı renkten sıkıldım, biraz farklı renk istiyorum." "O zaman seni şöyle alalım Aslıcığım." işaret ettiği koltuğa oturdum. "Bende Dora'yı çağırayım." yanımdan hızla ayrılırken, geriye doğru yaslanarak beklemeye başladım. Az sonra yanıma gelen kız bana tatlı bakışlar atarak sandalyeye oturdu. Sağ elimi ona uzatıp Aydını beklemeye başladım, çok geçmeden Aydın'da hemen arkama geçerek saçlarımla ilgilenmeye başladı. O saçlarımla ilgilendikçe rahatlıyor gözlerimi kapatıyordum. ''Ay şekerim senin saçlarını kızıl mı yapsak?'' dedi Aydın parlayan gözleriyle, aynadan kendime bakarak kızıl rengin bende nasıl duracağını düşündüm. Anlık bir kararla başımla onu onayladım. O saçlarımla ilgilenirken tırnaklarıma özenle uğraşan kıza baktım, sağ elimdeki tırnaklarımla işi bittiği anda sol elime geçti. ''Buyurun Aslı hanım, soğuk kahveniz.'' bana sıcak bir gülümseme sunan kadına baktım. Hafif bir tebessüm ile teşekkür ettim. • Kızıl saçlarıma ilgiyle bakarken verdiğim kararın süper olduğunun farkına vardım, parlayan gözlerle Aydın'a doğru dönüp omzuna doğru bir yumruk geçirdim. ''Aydın mükemmelsin!'' yediği yumruğa karşı kaşlarını kırparak vurduğum yeri kibirle temizledi. ''Mükemmel olduğumu biliyorum şekerim, bir dahakine farklı bir iltifat istiyorum.'' demesiyle güldüm. Oturduğum yerden hızla kalkarak yaptırdığım işlemleri ödemek için ilerledim, fiyatı öğrenmeden kartımdan ödeme yapıp kuaförden çıktım. Sonraki rotamı henüz belirleyemezken telefonuma gelen bildirimle dikkatim dağıldı. Gönderen: 0538 *** *** Gönderilen: Merhaba Aslı, uzun zamandır görüşemiyoruz ben Yüsra. Hatırlarsan aynı fakültedeydik, o zamanlar çok yakındık tabi ancak üniversite bitince yollarımız ayrıldı ve bir daha asla görüşemedik. Müsaitsen bugün görüşebilir miyiz acaba? Çatık kaşlarla yazdıklarını okuyordum, bu kızla bir zamanlar yakındık ancak aniden ortadan kaybolmasıyla ona bir süre ulaşamamıştım. Şimdiyse geri mesaj atması biraz garip hissettirdi, başına bir şey geldiğini düşünmüştüm. Ailesiyle ayrı yaşadığı için ailesine de ulaşamamış, öylece unutulmuştu. Peki neden şimdi mesaj atıyordu? Acaba gerçekten başına bir şeyler mi gelmişti? Derin bir soluk verip numarayı kaydettim, mesaj kutucuğuna tıklayıp parmaklarımı ekranda dokundurmaya başladım. Gönderen: Aslı Gönderilen: Evet, hatırladım seni. O zamanlar yakın olduğumuz doğru ancak bir anda ortadan kayboldun. Sahi seni çok aramıştım, neredeydin? Uzun bir süre senden haber alamayınca başına bir şey geldiğini düşündüm. Ailenin telefon numarası da bende yoktu, üstelik onlarla ayrı yaşıyordun. Gönderen: Yüsra Merak etme, buluştuğumuzda her şeyi anlatırım. Her neyse seni çok özledim, gönderdiğim mekanda buluşalım. *konum* Gönderen: Aslı Gönderilen: 10 dakikaya orada olacağım, yakınlardayım. Telefonumdan navigasyonu açarak telefon tutucuya sabitledim, arabamı çalıştırıp yavaşça ilerlemeye başlarken ne olduğunu anlayamadan öne doğru savrulup kafamı direksiyona çarptım. Dudaklarımdan tiz bir çığlık kaçarken hızla kafamı kaldırıp aynadan arkamdaki arabaya baktım. Gerizekalı önündeki arabayı görmüyor muydu acaba? Emniyet kemerimi çıkarıp kapıyı açarak hızla dışarı çıktım, kapıyı sertçe kapatarak arkadaki araca doğru ilerleyip cama resmen elimi yapıştırdım. "Önündeki arabaya çarpacak kadar gerizekalı mısın? Ehliyeti manavdan mı aldın yoksa?" Arabanın camları siyah filmle kaplı olduğu için içindeki kişiyi göremiyordum, bu yüzden içinden çıkacağı tehlikeyide bilmiyordum. Cam bir süre açılmayınca bu kez camı yumrukladım, "kör olduğun kadar sağır mısın acaba? Arabama zarar verdin, dışarı çık bari özür dile hayvan!" cam yavaşça aşağı doğru inerken kollarımı bir adım gerileyerek arabanın içine doğru kafamı soktum. "Şükür ya! Bir an hiç açmayacaksın sandım, arabama zarar verd-" bana dönen bir çift gözle konuşma yetimi kaybettim. Tanıdık gelen o gözler, kirpikler, bakışlar. "Alnın kanıyor." dedi bariton sesiyle. Kafamı camdan geri çekerek doğru görüp görmediğimden emin olmak için karşımdaki adamın suratını inceledim. "Siz..." diyebildim, yanağıma doğru süzülen ılık bir sıvıya gitti parmaklarım. Parmaklarıma bulaşan kan lekesiyle midem ağzıma gelir gibi oldu. Olduğum olası kandan tiksinen biriydim. Kalıplı bedenini arabasından çıkardı, tam karşımda durarak cebinden çıkarttığı bir peçeteyi alnıma bastırdı. Kaçamak bakışlarım arada ona değiyor, sonrasında etrafta dolanıyordu. "Ben Ilgaz." dedi hafif gülümser tonda. "Babanızın ortağıyım, unuttuysanız eğer tuvalette tanışmıştık." bunu derken burnundan nefes vererek sessizce güldü. O, bunları söylerken alnımdaki kanı peçeteyle temizliyor ve dikkatle beni izliyordu. Ben ise bunları duyduğum için utançtan yerin dibine girmek istedim. "Hatırlıyorum Ilgaz bey." dedim, ellerim alnımdaki eline doğru gitti. Peçeteyi ellerinden kurtarıp kanayan yarama bastırmayı ben devam ettirdim. "Kusura bakmayın bir anlık dalgınlığıma geldi, telefonumda önemli bir işim vardı." tek kaşımı kaldırdım, bu olayı dramatize etmek istemezdim ancak bu arabanın içinde farklı bir insan olabilirdi üstelik sonuçları daha kötü olabilirdi. "Öyleyse araba kullanırken telefon kullanmayın Ilgaz bey, ya da önemli işleriniz varsa önceliğinizi onlara verin sonrasında araba kullanın. Çarptığınız kişi ben olmayabilirdim, bir farklı kişide olabilirdi ve bunun sonucu daha kötü bitebilirdi. İnsana çarpmasanız bile, bir hayvana da çarpabilirdiniz. Sakın kibirli olarak görmeyin beni, kibirimden yada herhangi bir kötü amaçtan dolayı söylemiyorum. Mâlum trafik kazalarını görüyoruz haberlerde." başını ağırca salladı. "Teşekkürler uyardığınız için küçük hanım. Arabanızın zararını şirketim karşılayacaktır, isterseniz hastaneye gidelim. Alnınız hâlâ kanıyor." onun yanından geçerek arabasının aynasından alnıma baktım. Oysaki çokta derin ve kötü bir yara değildi, hastaneye gitmek gereksiz olurdu. Tekrar bakışlarım Ilgaz beyin yüzünde gezindi tatlı bir tebessümle geri çekildim. "Bu kadar küçük bir yara için hastaneye gidersem, kesin hemşireler bana gülerler. Üstelik arabamın zararını ödemenize gerek yok, ben öyle korkutmak amaçlı söylemiştim." dudakları kıvrıldı. "Arabanızın zararını ödemekten değilde, camı kırıp her an boğazıma yapışacağınızdan korkmadım desem yalan olur." gözlerim fal taşı gibi açılırken pişmanlıkla alt dudağımı ısırdım, bir kaç yumruk daha atsaydım eğer o camlar sanırım kırılırdı. Bir anda gelen gülme isteğiyle kıkırdamaya başladım. "Bende arabanın içinden bir hanzo çıkacak diye korkmadım desem yalan olur." omuzlarımı silktim. "Her neyse görüşmek üzere Ilgaz bey, bu arada ceketiniz bende kaldı. Acaba ev adresinizi verebilir misiniz? Ceketi size göndermeliyim." başını usulca salladı. "Sana konum atarım Aslı, bu arada artık sizli bizli konuşmayı keselim. Yabancı değiliz biliyorsun küçük hanım." güneş gözlüğünü gözlerine takarken pür dikkatle onu izledim, ne dediğini önemsemeden sadece başımla onayladım onu. Elini uzattığında şaşkın bakışlarla yüzüne baktım, "Görüşmek üzere, tekrardan tanıştığımıza memnun oldum küçük hanım." uzattığı elini tutarak sıktım. "Bende." dedim tek nefesle. "Bende memnun oldum Ilgaz." dudakları tekrar kıvrılırken kuvvetli bir rüzgar saçlarımı öne doğru savurdu. Ne o elini çekmek için bir hamle yapıyordu ne de ben, ikimizde öylece birbirimize bakıyorduk. Bunun bir sonu gelmeliydi, saçmalıktı. Neden bu kadar uzun süre ellerimiz birbirindeydi? Elimi yavaşça çekerek arkamı döndüm, hızlı adımlarla arabama geçip camı açtım. Torpidodan bir krem alarak aynaya bakıp alnıma krem sürmeye başladım, bir korna sesiyle başımı sola çevirdim. Siyah filmle kaplı camını açmış bana ufak bir tebessümle bakarak yanımdan geçip gitmişti. Bir ürperti ulaştı tenime, tüylerim bir anda diken diken oldu. Gözlerim hâlâ giden arabanın üzerindeydi. Neden bu kadar saçma davranıyordum? Derin bir nefes alarak gözlerimi kırpıştırdım. Ondan etkilendiğimi inkar edemezdim, evet ondan etkilendim. Aşk değil, ufak bir etkilenmeydi sadece. Gözlerimi kapatarak alnımı direksiyona yasladım, saçmalama Aslı. Sakın aklından saçma sapan düşünceler geçirme, o senin babanın iş ortağı. En kötüsü ise, babanın en yakın arkadaşı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD