2- ~Karanlık Sokak~

691 Words
Aklımı kaçırmışım,delinin teki gibi. Her şey darmadağın, öyle yaşıyorum.? __________________________? Karşımda yirmiye yakın siyah giyimli adamlar, bir o kadar da görünüşünden pahalı olduğunu belirten siyah arabalarla doluydu. Siyah giyimli adamlar daire şekli oluşturmuştu. Orta kısım da ise bir adamın önün de kafasına silah doğrultulmuş, yer de diz çökmüş patronum Serkan Bey'i ateş etmemesi için yalvarırken görmemle şokun dibine vurmuştum. Bir adım geri çekilip omzumu hafifçe duvara yasladım. Ayakta duramıyor napacağımı bilemez şekilde kalakalmıştım. Patronum yüksek sesle bağırıyordu. "Abi yapma! Abi bir daha arkandan iş çevirmem! Yemin ederim. Öldürme nolur yapmaa!" "Kes lan sesini unuttun mu? Ben kimseye ikinci şans vermem bir de bana ihanet etmişse asla!" Burdan hemen gitmeliyim... Yakalanırsam ahh... onu düşünmek bile istemiyorum. Bi tarafımda ne olduğunu öğrenmek için deli gibi durup görmek istiyordu. Gitme tarafım ağır bastığı anda yönümü ters yöne çevirmiş gidiyordum ki patronumun yalvaran sesi yarıda kalmış bir el silah sesini duyup arkamı dönmemle patronumun bedeni, onu vuran adamın ayaklarının önüne düşüşünü öylece izledim. Nefesimi tutmuş, ellerim titriyordu. Destek almak için elimi yanımdaki kapı koluna uzatıp tuttum. Gözlerimin önünde patronumun yerdeki cesedine, gözlerim sonuna kadar açılmış şekilde bakıyordum. çok değil yirmi dakika önce patronum canlı bir şekilde karşımda duruyorken şimdi ise cansız bedeni yerde hareketsizce duruyordu. 'Burdan hemen gitmeliyim gitmeliyim!' Tekrar geldiğim yöne dönüp gidecekken adamın etrafında ayakta bekleyen, siyah giyimli adamlardan biri beni gördüğünde nefesim kesilirmiş gibi hissettim. İşte şimdi hapı yuttum. sol elini bana doğru kaldırarak işaret parmağıyla beni gösterirken; "Orada biri var!" diye bağırmasıyla o anda bütün gözler bana döndü. Patronumu vuran adamla göz göze geldik. Koyu siyah saçlarından bir kaç tel alnında usulca yer edinmiş, gözleri ise koyu mavi gökyüzü gibi karanlıktı. Uzun boyunu bu mesafeden bile görebiliyordum. Bakışları içimi korkuyla doldururken daha fazla burada kalamayacağımı anlayarak Hemen ters yöne koşmaya başladım. Geldiğim koridordan bu kez yürüyerek değil koşarak Bar'ın içine girerken etrafım sürekli etrafta geziniyordu. Eģer bir saniye bile duracak olursam hayatımın en berbat kararını vermiş olurdum. Kalabalık insan topluluğun arasından çarparak koşuyor, önüme bile zor bakıyordum ki aniden önüme çıkan elinde bardak dolusu tepsi olan garsonla çarpıştık. Garson elinde ki bardaklarla kalça üstü yere düştüğünde bile durmadım. Cam kırıklarına basarak çıkışa doğru koşmaya devam ettim. Beni yakalarlarsa hayatta kalmamın mümkün olmayacağı belliydi. Mekandan dışarı çıkıp sol tarafımdaki caddeye doğru koştum. Nefesim kesiliyor koşmaktan karnımın alt kısmı ağrımaya başlamıştı. Koşarken arkama baktığım da adamların bana çok yaklaştığını gördüm. Önüme dönerken nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Tek derdim peşimdeki adamlardan kurtulmaktı. Uzun süre koşmam nedeniyle nefessiz kalarak dengesiz adımlar atmaya başladığımda aniden saçlarımda bir el hissettim. Saçlarımdan tutulup sertçe geriye çekilmemle çığlığı bastım. Saçımı tutan kişi, hızla boştaki eliyle ağzımı kapattığında; "Bir kez daha lanet çeneni açarsan kafana sıkarım!" Yaşadığım korku içerisinde başımı tamam dercesine salladım. Elini ağzımdan çekerken beni kolumdan sertçe tutup, ileriye doğru yürüttü. Karşım da siyah giyimli iki adam nefes nefese bize bakarken kolumu tutan adam; "Gidip arabayı getirin!" İki adamda başını bir kez eğip kaldırdı. Dakikalardır koştukları tarafa dönüp gittiler. Yanımdaki adam kolumu sımsıkı tutması yetmezmiş gibi bir de elini saçıma atıp geriye doğru çevirerek kendine döndürdü; "Bu gece hayatının en büyük hatasını yaptın. O gözlerin görmemesi gerekenleri gördü işin bitti.." Saçımdaki el ile hafifçe inlerken "Saçımı bırak acıyor... bırakın beni nolur? gördüklerimi kimseye söylemem nolu.." "Kapa o lanet çeneni!" Bana karşı yaptığı uyarısıyla susmak zorunda kalmıştım.Bir süre öylece acıya dayanarak olduğumuz yerde sessizce arabayı getirmelerini bekledik. Korkumdan hiçbir şey yapamıyordum. Yorgunluk ve koşmanın etkisiyle burada hemen düşüp bayılabilirdim. Yanımdaki adam beni kolumdan tutmamış olsaydı; muhtemelen yeri boylamış olurdum. Çok geçmeden gözlerime arabanın farları değmesiyle hafifçe kıstım.. Elimi kaldırıp gözlerimi acıtmasına engel oldum. Araba yanımıza gelip durduğunda, beni kolumdan tutup bindirmeye çalışırken söylenmiş, yalvarmalarıma bile kulak tıkamışlardı. Beni zorla arabaya bindirirlerken Her iki tarafıma bir kişi oturmuştu. Arabadan atlama şansım bile kalmamıştı. Nereye gideceğimizi bile bilmezken sessizce durup gideceğimiz yere kadar kafamı toplamak istiyordum. Bu yaşadıklarım akıl alır gibi değildi. Kısa bir an bile hayatınızı dar geçitli taşlı bir yola sürükleyebiliyordu. Oysaki ben her zamanki rutinimdeki gibi taksiye binip, sıcak duş alıp önce soğuk olan ama zaman geçtikçe ısındığım yatağıma girip günün bütün yorgunluğunu uyuyarak geçireceğimi sanıyordum. Ama şu halim acınacak haldeydim. Hayatım tepetaklak olmuştu. Bir kez daha şansımı deneyerek yanımdaki adama; "Nolur bırakın beni? Gerçekten kimseye söylemem nolur" Aniden bana döndüğünde sinirli bakışları altında nefesim kursağım da kalmıştı. Çenemi tutup geriye doğru başımı koltuğa bastırdı; "Sana lanet çeneni kapa demiştim. Değil mi? kes sesini! Şansını zorlama yoksa sıkarım kafana! Çenemin acısına daha fazla dayanamayıp başımı salladım. İğrenirmişçesine elini çekip tekrar cam tarafına döndü. Ben ise sessizce yaşadıklarım yüzünden sakinleşmeye çalıştım. Nereye gittiğimizi bilmeden bekledim. Daha fazla konuşacak cesaretim kalmadı. En iyisi gideceğimiz yere kadar sessizce durup neler olacağını öğrenmek. Aksi takdir de ölümüm yanımda ki otuzlu yaşlarındaki, saçları geriye doğru taralı, açık mavi gözleri, sert yüz hattına sahip, kaslı ve heybetli vücuduyla, ben güçlüyüm dercesine bağırıyor, ölümümün bu adamın elinden olacağını biliyordum. Sessizliğime gömülüp kafamı koltuğa yasladım. kara kara bana neler yapacaklarını düşünürken koşmamın etkisi ve uzun süre çalışmamın yorgunluğu uykumun gelmesini bastırırken daha fazla dayanamadım. Gözlerim açık tutmakta zorlanarak karanlığa bürünmüştü. Ben Estella
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD