“Ama siz şanslı taraftasınız sanırım,” dediğimde, “Biraz öyle… Babam okumamı çok istemişti, ben de okudum. Amerika’da yüksek lisansımı yapıp geri döndüm. Daha doğrusu dönmek zorunda kaldım, çünkü babam vefat etmişti. Aşiret ağırlıktayken yarım kalmak zorunda kaldı bazı heveslerim. Tabii benim de çok büyük projeler çizmek, büyük işler yapmak gibi hayallerim vardı. Aşiret yönetmek en son sırada geliyordu,” demişti. Sonra, “Annem hastalandı… Biz zaten iki kardeşiz. Yani, tabii üvey annemden kardeşlerim var ama pek görüşmüyoruz. O İstanbulluymuş, varlıklı, zengin bir ailenin kızı. Annemi ve beni öğrenince terk etmiş babamı.. Babam öldüğünde cenazesine gelmişlerdi, orada görmüştüm. Arada, tabii, ben kardeşlerimle sadece telefonda konuşuyorum. O da soğuk bir şekilde, benim zorumla… A

