bc

KAN DAVASI ( töre)

book_age16+
68
FOLLOW
1K
READ
family
opposites attract
friends to lovers
arrogant
badboy
stepfather
heir/heiress
drama
bxg
highschool
like
intro-logo
Blurb

“Kızın küçüktür, Resul. Ve kuma olacak.”Bu cümle, Arîn’in hayatının son sözüydü. Bir abisinin işlediği cinayetin bedeli, onun genç bedenine ve ruhuna ödetilecekti. Ailesi, oğullarının canı karşılığında onu, gaddarlığı dillere destan olan Baran Ağaya‘kuma’ olarak verdiler. Hiçbir suçu, günahı olmayan Arîn, bir mal gibi pazarlığı yapılan, duyguları sorulmayan bir ‘kan bedeli’ydi.Baran’ın konağına getirildiği ilk anda başlayan işkence, sadece fiziksel değildi. Avlunun ortasına atılıp aşağılanması, “bu evde bir hizmetçiden bile değeri yok” denilerek insanlığından soyutlanması, onu bir ‘hiç’e dönüştürmek içindi. Odası bir zindan, bakışlar bir hançer, suskunluk bir kabullenme bekçisiydi.Ancak Baran’ın hesaba katmadığı bir şey vardı: Arîn’in adı, ‘Ateş’ anlamına geliyordu. Ve o ateş, en karanlık zindanlarda bile sönmeyen bir kördü. İçindeki bu direniş, ne yalvarış ne de başkaldırıydı. Sessiz, dik, ve yıkılmayan bir onurdu.Bu öykü, bir kadının, kendisini ‘hiç’ olarak gören acımasız bir dünyaya, sadece var olarak meydan okuyuşunun hikayesidir. Bir mal değil, bir insan olduğunu kanıtlamak için, ruhundaki ateşi söndürmemenin verdiği amansız bir iç savaştır.

chap-preview
Free preview
1. bölüm
--- Bazı evlerin duvarlarından içeri hiç sevgi sızmazdı. Bazılarının her tuğlası ise, sanki sevgiyle dizilmişti. Ben, kendi evimde sevgiyi hiç hissedememiştim. Bu coğrafyaya doğmuşsanız, kader zaten yeterince zordu. Ama bunun doğusu batısı yoktu; sevginin olmayışı vardı. Ve ben, sevgisiz büyüyen ama kalbinde tüm dünyaya yetecek kadar sevgi taşıyan biriydim. Bazen, sevgi girmese de evinize, içinizde onu kendiniz büyütürsünüz. Kader size kötüyse, siz kendinize iyi olacaksınız. Benim kaderim kötüydü. Ama ben, kendime hep iyi olmaya çalıştım. Ben, Arîn. Zalim Ağa Baran'ın kuması olmaya zorlandım. Ve zorla "Evet" dedirttiler. Daha önce hiç görmediğim, ama zalimliğini, acımasızlığını o kadar çok duyduğum bir adamın... Baran Şahmeran'ın kuması olacaktım. Her şey o lanet günle başladı. Abimin, Boran Şahmeran'ı vurmasıyla. İki büyük aşiret, Şahmeranlar ve Karadağlılar, bir anda düşman olmuştu. Burada kötü ve haksız olan, abimdi. Boran Şahmeran ölmüştü. Belki de o kurtulmuştu bu dünyadan, ama geride kalanlara, olan bize olmuştu. Karısı ve Üç çocuğu kalmıştı Ve barış karşılığında, beni Baran ağaya verdiler. İki büyük ailenin daha fazla kan dökmemesi için. Ama kimse bana sormamıştı. "Neden?" diyememiştim. Sadece haykırmış, ağlamış, "Hayır!" demiştim. Benim hiç suçum yokken, işlemediğim bir günahın vebalini ödeyecektim. Ben, kuma olmuştum. "Boşa dememişler Kızlar annelerinin kaderini yaşar," diye. Ama benim tek şanssızlığım bu değildi. Asıl şanssızlığım, beni gerçekten sevecek bir ailemin olmamasıydı. Bazen diyordum ki, belki bir kız kardeşim olsaydı... Belki beni seven tek kişi o olurdu. Ama yoktu. İki erkek kardeşin ablasıydım sadece. Onlar da beni savunamayacak kadar küçüktüler. Ve evet, övey annemin yedi erkek evladı vardı; hiç kızı yoktu. Bu da benim acı hikayemin bir parçasıydı. Ve şimdi, bu hikayenin sonunun ne olacağını merak ediyorum. Nasıl olmuştu da, kalbindeki bütün sevgiye rağmen, kimsesiz bir kız, bir aşiret ağasının karanlık konağında, bir "kuma" olmuştu? Ve nasıl olacaktı da, bu sevgi, o karanlığı delip geçecekti? .... Arin, kız! Haydi, çayları getir! diyen övey annemin sesiyle, “Tamam,” dedim. Narin Ana, getiriyorum. Son doldurduğum çay bardağını da tepsiye yerleştirdim .Ellerim titriyordu. Bugün kan davası için barış olacaktı ve abimin canına karşılık hüküm verilecekti. Allah’ım, ne olur, korktuğum şey olmasın. Çünkü olursa,buna karşı gelecek kimsem yoktu. İnşallah barış olurdu ve bunu kavga ettikleri topraklarla hallederlerdi. Kadınların olduğu odaya girdiğimde, en başta oturan büyüğümüz Sultan Nene’ye çayı uzattım. “Sağ olasın kızım,”diyerek çayı aldı. Sonra anneme,övey anneme, sonra da diğer kadınlara ikram ettim. Onlar da bugün için gelmişti. Sultan Ana’nın sözü geçerdi. Çaylarını içtikten sonra oda,erkeklerin olduğu odaya geçti. Tek umudum,az da olsa, Sultan Nene’ydi. Boşalan çay bardaklarını alıp mutfağa geçecektim ki,erkeklerin odasından gelen sesle olduğum yerde taş kesildim. “Kızın küçüktür, Resul. Ve kuma olacak.” Diyen Sultan Nene’yle,korku içinde gelecek cevabı bekledim. “Ben kabulüm, ağalar. Gidin Şahmeranlar’a deyin: Oğlumun canı karşılığında, istedikleri toprakları ve şirketimin hisselerin yarısını veriyorum. Kızım Arin’i de, aile bağları için, onlara gelin veriyorum.” Babamın bu sesiyle,ellerimdeki çay bardakları yere düştü. Ben de dizlerimin üstüne çöktüm. “Olmaaz! Hayır!”dedim.Gözyaşlarım, akıp gitti çaresizce.elime ve dizlerime batan camın kesiğinden canım yanmıyordu .Kalbimdeki ateş canımı yakıyordu .Babam, oğlunun canı için beni vermişti. Yanıma gelen annem, ne olduğunu sordu. “Anna, beni verdiler, ana. Yalvarırım, bir şey de ana, beni vermesinler. Ana, ben kuma olamam. Ana, ben kan için bedel olamam!” dediğimde,Narin Ana’nın yüzündeki şaşkınlık, bir anda yerini soğuk bir gerçeğe bıraktı. “Sus kız! Sana laf söylemek düşer mi?” dediğinde,gözlerinin içine baktım. “Ne o, ana? Senin oğlunun günahını ben mi çekeceğim?” Üzerime eğilerek saçlarımdan tuttu. “Bana bak, aptal kız! Ne sandın? Abini ölüme mi göndereceksin?” Ama ben ona bakmadım bile.Annemin gözlerine baktım, beni kurtar dercesine. Ama o, sadece susup izledi. “Ana?” dedim.Ama ses bile etmedi. Salonun açılan kapısıyla tüm erkekler, benim o halime acıyarak baktı. Babam ise öfkeyle, “Götürün bunu!” dedi. Ama ben son çare olarak Sultan Nene’nin elini tuttum.Elimdeki kan, onun eline bulaştı. “Nene, ne olur! Senin sözün geçer. Ne olur, yardım et. Zaten arsaları verdiniz, şirketi de verdiniz. Benden ne istersiniz?” dediğimde,Sultan Nene gözlerime baktı. Sadece. Babam bağırarak,“Bunlar onları durdurur mu? He, evlilik olacak ki bu iş sağlamlaşsın!” Babama döndüm. “Baba, sen ne diyorsun? Ben de senin evladınım. Bir evladını cehennemden çekip alırken, diğerini neden cehennemin ateşine atarsın?” Güçlükle ayağa kalktım. “Siz o adamın ne kadar gaddar olduğunu bilmez misiniz?” diye gelen adamlara baktım. “Başka yolu vardır elbet!” dediğimde,herkes başını öne eğdi. Sultan Nene,“Kaderinde bu varmış, Arin kızım. Sen de razı gel.” dediğinde, elimi geri çektim. “Bu benim kaderim değil!” dediğimde,babamın yüzüme attığı tokatla yere düştüm. “Götürün bunu! Odasına gideceği güne kadar odasından çıkmayacak!” Eve gelen iki kadın, beni yerden kaldırdı ve yukarıdaki odaya çıkardılar. Babam bu evlilikten çok emindi. Demek ki Şahmeranlar kabul edecekti. Odamda,kanlar içinde sabahı ettim. Ama kimse o kapıyı açıp bana bakmadı. Belki annem gelseydi, “Sabret kızım,” dese, “Senin de kaderinde bu var, dayan,” deseydi, belki dayanacak gücü bulurdum. Ama biliyorum babam söylemeden,kimse kapıyı açmayacaktı. ---

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

30 Days to Freedom: Abandoned Luna is Secret Shadow King

read
315.3K
bc

Too Late for Regret

read
322.1K
bc

Just One Kiss, before divorcing me

read
1.7M
bc

Alpha's Regret: the Luna is Secret Heiress!

read
1.3M
bc

The Warrior's Broken Mate

read
145.3K
bc

The Lost Pack

read
441.1K
bc

Revenge, served in a black dress

read
154.1K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook