Lale
Ne oldu anladı mı ? allahim anladı...
Elim kolum dolaşırken sanki bana hırsız diye bagiriyordu. Polis gelip beni götürürken nasıl da keyiflenirler ama. Cok tuhaf namuzsuz diye de bağırdılar ama neden bu kadar yara almamıştım.
Yoksa içten içe kendimi mi suçladım. İstemedim ben ama her gece acaba bilmeden fark etmeden bir şey mi yaptım diye düşündüm öyle ya herkes bana neden öyle davransın yoksa ki?
Bu farklıydı, bunda kendimi suclayabilecegim hiç bir şey yoktu, acaba deyip uykusuz kalacağım. Kimsenin olana dokunmam ki ben. Tüm bedenim şiddetle sarsilarak hazırladım kendimi en kötüsüne
Birazdan kolumdan sürüklenerek gidecegim bir polisin eşliğinde. Hırsız diyecekler, hırsız!
Ne kadar aptalsın Lale, adam kamera olmasa bu kadar rahat koyar mı parasını hiç cekmeceye. Aslında paradan çok daha değerli eşyaları vardı onlar da döke saça ortaliktaydi.
Çetin ile Ahmet konuşurken duyardım saatleri ev parası ediyormuş...
Odanın kapısı caldigi anda çoktan hazırdım itiraf etmeye suçumu korku içinde titrerken " Tamam güzelim korkracak bir şey yok " deyip kapıyı açtı. İçeri giren güvenlik muduruydu. Nasıl da çekinirdim ondan
Tuhaf bir havası vardı. Ülke koruyor gibi korurdu evi. ve şimdi o koruduğu ülkenin hirsiziydim. Adamın Bakışından bile korkarken birazdan karşısında ezim ezim edilecektim
" İlaçlama vardı üst katta, asagidaydik, sabah para zarfı duruyordu, Lale ile odaya çıktığımızda yoktu. Tüm personelin odasini arayin, kamera kaydı altinda arama olsun "
" Emredersiniz" deyip adam hızla giderken arkasını döndüğünde beni gördü. Nasıl görüyorsam koşarak geldi yanıma. Bense tuttuğum nefesimi bırakıp derin derin nefes almaya başladım.
Allahim şükürler olsun kamera yokmuş!
" Korkma bir şey yok, küçük bir hırsızlık olayı sadece, korkma" Kollarının arasına sardi. İlk defa kollarının arasında bu kadar güvende huzurlu hissettim. Az önceki tüm korkum yerini heycana bırakmıştı.
Adalet yerini bulacak... O pis elleri bedenimi kirlettiği andan itibaren aklımdaydı intikamımı almak. Gozumden yaşlar gulumsememle döküldü. Saklamaya çalıştığım mutlulukla
Bu kadar çabuk mu ? ben bir kaç gün sürer diyordum.
" personel mi yapti?" dediğimde " muhtemelen, sabah buradaydı paralar"
Titremem, kasilmalarim silindikce belirsiz bir vicdan azabina bıraktı yerini. Telefonunu gelen mesajı kontrol edip " Hadi inelim" deyip elimden tutarak götürdü beni.
Elleri ne kadar sıcak, yumuşak. Neden bana o kadar sert dokunuyor! Keske hep yummak dokunsa. Acitmasa canımı
" Polis geliyor efendim"
Salona indigimizde tüm personel sırası ile ayakta dikilmiş bekliyordu. Gözlerindeki korku o gece benim gozum de mi böyle bakıyordu?
Çetin... ağlıyor yalvarıyordu tabi beraberinde karisi ve kızı da. " kim yapmis" dedi kendine uzatılan parayı alırken " Çetin bey" dedi güvenlik muduru.
İlk defa başımı diktim, içimde sızlayan vicdan azabi susmuş yerini gurura bırakmıştı. Başardım. Kalbimde bir köşede canini acittiklari o masum kızın saçını okşadı içimde, sarildim. - geçti bak, kötüler cezasını buldu- dedim.
Korumaların elinden kurtulup ayağına kapandığında ,Kara prensin korku ile arakasina saklandım. Bir an bana saldiracak sandım. Hala beni korkutuyordu.
O da fark etti, elimi daha da sıkı kavrayıp bana dönerek oturmamı işaret ettiğinde Batın'in ayağına kaptan Çetin'e bakarak geçip koltuğa kuruldum.
" yapmayın beyim beni bilirsiniz , bende öyle şey olmaz. Ben büyük beyin milyonların taşıdım bir lirasina dokunmadım "
Sultan abla desen ağlıyor yalvarıyorum. Bir müddet izledim. Onları izlemek ruhuma iyi geliyordu. Sanki ilk defa yarama merhem sürülüyor, pansuman yapılıyordu.
Polisin gelmesi ile gözyaşları feryatlar birbirine karışmıştı. Çetin'i alıp götürdüler. " sizi de sabah burada gormeycegim, def olup gidin evimden" deyip kovdu Sultan ile kızını kara prens.
Beni kovdurmak istedikleri evden kovulmuslardi. Keyifle izlerken gözü Altana takıldı. Bana gözünü kimis öfke ve hatta nefret ile bakıp kafa salliyordu
Bakışından oyle çok korktum ... sanki... sanki... biliyordu
" dağılın siz de bu kadar gürültü yeter" deyip herkesi yolladiktan sonra yanıma gelip oturdu. Kolunun altına aldı. Saklar gibi...
Gözlerimi kapattım. Göğsüne saklanirken o gece beni incitmeden sarması geldi aklıma. Neden kara prens neden seni anlamiyorum? İyi misin kötü musun?
Neden her neysen sadece o olmuyorsun, bu gel gitti halin mahvediyor beni.
" aklım almıyor, ne geçiyordu aklından fark edilmeyeceğini mi? aptal adam" dediğinde merakla sordum dudaklarımı güldüğümü belli etmemek için ısırarak " hapse mi girecek"
Girsin, çürüsün... Bir daha hiç bir kadını, kizi rahatsiz edemesin!
Bana baktı, yüzümü okşayıp yanağımı öperken kalbim bu defa mutlulukla atıyordu
" onları ailen gibi gördüğünü biliyorum, istersen şikayetçi olmam"
Saka mi bu? Onu hapse attırmak için 9 kadar cabalamisken üstelik...
" hayir böyle bir hata affedilemez. Bazı şeyler affedilmemeli" dedim gözümü göz bebeğine dikerek. Başımı öpüp göğsüne yasladım başımı.
" Nasıl istersen"
" ama ailesi.... onların suçu yok. Dediğin gibi ailem sayılırlar ellerinde büyüdüm, kalabilirler mi?" Onlarla daha işim bitmedi.
Gözümü gözünü diktim. Derin derin soludu " kamera da takacaksin, bir daha cesaret edemez kimse" diye usteledim en masum bakisimla
Gülümseyerek sarıldı " Çok temiz, çok iyisin Lale" deyip sarıldı
" Tamam güzelim, senin için kabul ederim. Kalsinlar"
Kalsınlar tabi, daha 6 ay onlara kan kusturacagim ben.
Zafer kazanmış bir komutan edasında huzurla dışarıyı izlerken telefonume bir mesaj geldi
" yarın ya her şeyi itiraf edip adami hapisten kurtarırsın ya da ben her şey amlatirim. Altan."
İste yine başladı titremem, Sadece birkac saniye süren mutluluğum...
Anlamış... Nasıl itiraf ederim!
" Saat 12 'ye dek musade, ya sen anlatacaksin ya ben? "
Son mesajı ile bir daha titredim.
" iyi misin? Kötü bir şey mi var?" Elimden çekip almadan neyse ki kilitlemistim telefonun ekranını, " ben ben... sınava girecektim... cok iyi bir hoca vardı... Beni kabul etmedi öğrenci olarak"
Ne saçmalıyorum... Simdi ne yapacağım?
" Üzülme, ben sana en iyisini bulurum"
Kalbim tekrar ağzımda atmaya baslamisti. Neden karışıyor, ona ne? Para mı istiyor acaba? veririm yeterki sussun veririm ama bemim param yok ki... 100 bin kara prensten almıştım hepsini yollamıştım zaten ona.
O serefsiz hapisten çıkamaz! Bana kötülük yapan bari bir kişi cezasını çeksin.. .bir kişi!
Gözlerimi yakan yaşlarla sarıldım kara prense. Artık o mu daha karaydi ben mi bilmiyorum.
Ne istiyor, neden yapıyor bunu?