Bölüm 3

2890 Words
Ertesi gün Cherry’i almaya giderken yurtların olduğu yola saptığımda kızıl hatun karşıma çıktı. yolun kenarında durmuş kıçını zor kapatan mini eteğinin içindeki çıplak bacağının birini öne doğru uzatmıştı. Gülümseyerek baş parmağını havaya kaldırmış otostop çekiyordu. Kızı tekrar görmeye niyetim yoktu ama Cherry’i o sözleri söylediğinde pişman etmeye kararlıydım. Tyler Carter asla erkek orospuluğu yapmazdı. Kadınlar kendileri onun kucağına atlardı. Önünde durdum. Camı açıp gülümseyerek baktığımda cama doğru yaklaşıp “Arabanda benim için yer var mı yakışıklı?” diye sordu. Boş koltuğa bakarken “Sanırım” dediğimde gülerek kapıyı açıp içeri atladı. “Selam” diyerek bana doğru eğildiğinde önüme dönüp yola çıktım. Yüzü düşse de gülümsemeye devam ederek “Görüşmeyeli nasılsın?” dedi. “İyi…” dedim ancak adını hatırlayamadığım için sustum. Kahkaha atarak “Adımı unuttun mu?” dediğinde sırıtarak ona bakıp “Yaşlılık işte bebeğim” dedim. kafasını iki yana sallarken “Sasha” dedi. Kafamı onaylarcasına sallayıp “Sasha” diye tekrar ettim. Cherry’in yurdunun önünde durduğumda saatimi kontrol ettim. Evet biraz erken gelmiştim. Sasha “Neden durduk?” diye sorduğunda ona dönerek “Birini daha alacağız” dedim. tek kaşını kaldırıp bana bakarken “Beni becerdiğin başka bir kızla mı tanıştıracaksın” dediğinde güldüm. “Hayır tatlım. onu henüz becermedim” diyerek göz kırptığımda gülerek “Neden çok mu çirkin?” diye sordu. İç çekme isteğimi zor bastırdım. Yurda doğru baktığımda Cherry’in kapıda görünce Sasha’ya dönüp “Seni öpmek istesem” dedim. Başka bir şey söylememe gerek kalmadı. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp tutkuyla öpmeye başladı. Ah vantuz gibi yapışmıştı. Kahretsin öpüşmekten nefret ediyordum. Siktir nefret etmiyordum. Cherry’i öpmekten zevk alıyordum. Adı aklımdan geçer geçmez göz ucuyla kaldırıma çıkıp hızlı adımlarla yürüdüğünü gördüm. Hemen Sasha’yı iterken arabayı çalıştırıp Cherry’in hizasında sürmeye başladım. Korna çaldığımda dönüp bana baktı. Sasha’dan onu görebilmek için direksiyona doğru biraz eğilmek zorunda kalmıştım.  “Hey Li, seni beklediğimi görmedin her halde” dediğimde cevap vermeden yürümeye devam etti.  “Binsene şu arabaya derse geç kalacaksın” diye bağırdığımda “Seni ilgilendirmez” diye bağırıp yürümeye devam etti. “Siktir!” park halindeki araçlar daha fazla ilerlememe müsaade etmedi. Sasha “Bırak gitsin” dediğinde “Sen karışma” diye homurdanıp pikabı park ederek aşağı indim. Kaldırıma çıktığımda Cherry benden kaçarcasına koşmaya başladı. lanet olsun bir kızın arkasından koşacağımı söyleseler kıçımla gülerdim ama şimdi başıma gelene bak! Kolumdan yakalayıp geriye doğru çekerken “Neden binmiyorsun lanet olası arabaya?” diye bağırdım. Kolunu elimden kurtarmak isteyerek çekiştirirken “O sürtük varken arabana binmeyeceğim” diye bağırdı. Tepkisi beni şaşırtırken kaşlarımı çatarak “Ne yani tüm derdin Sasha mı?” diye sordum. “Her ne bokumsa” diye küfrettiğinde kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım. Ağzından çıkanlara kendi de inanamamış gibi gözleri büyüdü. Yüzünü dikkatle incelerken alt dudağımı kemirerek tepkisi düşündüm. Beni kıskanmış olma olasılığıyla gülümsedim. Hiçbir şey demeden onu bırakıp pikabıma ilerledim. Yolcu kapısını açıp bana şaşkınca bakan diğer kıza “Hadi Sasha seninle yolculuğumuz burada bitti” dedim. Sasha “Ti burada inersem okula nasıl geleceğim” diye itiraz ettiğinde “Nasıl gelirsen gel ama benim arabamla gelmeyeceksin tatlım” dedim. Ben karşısında çıkmadan nasıl gelmeyi planlıyorsa o şekilde gelebilirdi. İsteksizce aşağı indiğinde Cherry’in yanına gidip kolundan tutarak pikaba sürükledim. Pikaba binmesini sağlayıp kapısını kapattıktan sonra sürücü koltuğuna geçtim. Yola çıktığımızda Cherry oldukça sessizdi. Okula gidene kadar da bu böyle sürdü. Okula vardığımıza onu nasıl konuşturacağımı biliyordum. “Az önceki boktan durum Addy’e söz verdiğim için oldu. Yani ona söz vermeseydim arabaya binip binmemen sikimde olmazdı tatlım. Anlıyor musun?” dediğimde yanımda sinirden ateş topuna dönmüş bir sarışın vardı. Bana dönüp “Neden siktirip gitmiyorsun Tyler? Sana beni almanı istemediğimi söyledim. Addy ile ben konuşurum. Bir daha beni almak zorunda değilsin. Siktirip giderek sürtüğünü becerebilirsin” diye bağırdı ve kapıyı açıp aşağı indikten sonra çarparak kapattı. Okula doğru koşar adım gidişini izlerken ona karşı hissettiğim çekim git gide arttı. Arkasından gidip onu kucağıma alarak pikaba tekrar taşımak istedim. O sinirden çırpınırken vücudunun en gizli kalmış yerlerindeki tutkuyu açığa çıkartmak istedim. Lanet olsun! Ben bitmiştim. Cherry’i okula bıraktığım son günden sonra üstüne fazla gitmemeye karar vermiştim. Artık tamirhanede çoğu vaktimi onun pikabıyla uğraşarak geçiriyordum. Motorunu değiştirip güçlendirdim ama daha fazlasını yapmak istiyordum. Pikap tam bir tarihi eserdi ve ben içimdeki sanatçıya engel olamıyordum. Pikabı genel bir bakıma soktum. Bir hafta çok fazla iletişimimiz olmadı ama o bir haftada hakkında çok şey öğrenmiştim. Cuontry tarzı müzikleri o da seviyordu. Özellikle sevdiği bir tane vardı ki o pikaba geldiğinde genelde o şarkıyı açıyordum. O şarkı ne zaman başlasa gülümsüyordu. Ayrıca aşırı korumacı bir babası olduğunu da öğrenmiştim. Adam kızını korumayı saplantı haline getirmişti. Neyse ki burada değildi. Kızı yeterince işimi zorlaştırıyordu bir de babasıyla uğraşacak halim yoktu. Ayrıca biraz önce onu yurda bırakırken annesinin onu terk ettiğini öğrenmiştim. Annesi hassas konusuydu. Hakkında çok fazla konuşmak istemiyordu. belki de annesi hakkında hiçbir şey bilmiyordu.  Genel itibariyle Cherry aslında kolay iletişim kurulan biriydi sadece biraz fazla gevezeydi. Her şeyi açıklama gereği duyuyordu. Aslında bu huyundan hoşlanmıştım. Kendini açıklamaya çalışırken büründüğü yüz ifadesi komik oluyordu. Neyse şimdi onu partiye götürmek için hazırlanıyordum. Addy beni gaza getirip Cherry’i partiye getiremeyeceğimi söylediğinde onu partiye davet etmiştim. Kabul edeceğini bende düşünmemiştim ama kabul etmişti. Addy’in verdiği ceketi giydiğimde aynadaki yansımama baktım. Siyah kot ile krem rengi kazak giymiştim. Addy’in lanet ısrarıyla da kazağın üstüne blezar ceket giydim. Siktir! Mezuniyet törenine giden bebelere dönmüştüm. Ceketin kollarını bir kere daha düzelttikten sonra küfrederek odadan çıktım. Addy beni görünce ıslık çalıp “İşte bu dostum. Li seni gördüğünde bayılacak” dedi. Ona gözlerimi dikip baktım. “Bana zaten bayılıyor dostum” dediğimde gülerek “Elbette o yüzden hala peşinden koşuyorsun” dedi. Ukalaca sırıtırken “Ben kimsenin peşinde koşmam Ad, bu seferki ön sevişme biraz uzun sürdü sadece o kadar” dediğimde Addy kahkaha attı. Gülüşü sinirlerimi bozmaya başladığında çıkışa ilerledim. Peşimden gelirken “Kendini kandırıyorsun Ti” dedi. Cevap vermedim. Hızla merdivenleri indim. Otoparkta onu bekleyen Black’in arabasına giderken “Kızı kap gel” diyerek güldü. “Piç” diye homurdanıp pikaba binerek yola çıktım. Addy’in saçma sözlerinin kafamı karıştırmasına izin vermeyecektim. Yurdun önüne geldiğimde arabadan inip mesaj attım. Pikabın önüne yaslanıp onu beklerken soğuk havaya aldırmadım. Aklım Addy’in söylemleri ve son zamanlarda aklımı fazlasıyla meşgul eden Cherry ile dağınıktı.    Yurdun kapısından çıktığında yaslandığım yerden doğruldum. Göğsümde bağladığım kollarım iki yana düşerken “Tanrım bana yardım et” diye fısıldadım. Cherry bir tanrıça gibi bana doğru gelirken kalp atışlarım hızlandı. Bakışlarımla tüm bedenini okşadım. Kabanının altında görünmeyecek kadar kısa bir kıyafet giymişti. Uzun bacakları gözler önündeydi ve o lanet topuklular bacaklarını daha da uzun göstermişti. Karşıma geldiğinde neredeyse aynı boydaydık. Sokak lambalarının ışığında parlayan mavi gözlerine bakarken kalbimdeki ritim değişti. Yutkundum. Ağzım kurumuştu. Kahretsin! Tekrar yutkunup öksürerek “Gidelim mi?” diyerek kenara çekilip pikaba geçmesini işaret ettim. Önümden yürüdüğünde arka manzaranın da tadını çıkarttım. Kapısını açıp içeri girmesini sağladıktan sonra sürücü tarafına geçtim. Yol boyunca sessizdik. Üstümdeki ceket her geçen dakika beni boğuyor ve terletiyordu. Evet dışarısı serindi ama şuan bedenini ateş basmıştı. Partinin olduğu eve geldiğimizde bu lanet ceketle oraya gitmeyecektim.  “Addy’in canı cehenneme oraya bu ceketle gitmeyeceğim” diye homurdandığımda Cherry kıkırdadı. Ona ters ters baktıktan sonra “Gülme Cherry arkadaşın tam bir baş belası” dediğimde sırıtarak “O senin de arkadaşın” dedi. “Kahretsin ki öyle” diyerek arabadan çıkıp onun tarafına ilerledim. Kapıyı açtığımda seksi bacakları karşımdaydı. Güzel bacak kasları vardı. Spor yaptığı belliydi. Elini tutup aşağı inmesini sağlarken gözlerimi seksi bacaklarından ayıramadım. Ve üstünden yükselen kiraz çiçeği kokusunu derinlemesine soludum.   Boğazını temizlediğinde bakışlarımı yüzüne kaldırırken “Sağlam koşuyor olmalısın. Bacak kasların seksi” diyerek sırıttım. “Sana göre seksi olmayan bir şey var mı?” diyerek gözlerini devirdi. Ah tatlım sende olan her şey seksiydi. Arabadan indikten sonra da elini bırakmadım. Elinden tutup partiye giderken bakışların üstümüzde olduğunun farkındaydım. Yıllar sonra ilk defa bir partiye kız getirmiştim. Üstelik elini tutuyordum. Kafaları karışmış olmalıydı. Kahretsin ki benim kafam da karışıktı. Yumuşak elini bırakmak istemiyordum. Bu saçmaydı. Bundan biran önce kurtulmam gerekiyordu. Kafam karma karışık halde Addy’in olduğu yere ilerledim. Yanlarına ulaştığımızda elimi Cherry’in omzuna atıp onu öne çıkarttım. Addy ile selamlaşırlarken etrafa baktım. Diğer köşede duran Sasha’yı gördüğümde rahatladım. Kafa karışıklığımı giderecek kişiyi bulmuştum. Günlerdir kimseyi becermeden sadece Cherry’e odaklanınca aklımı kaçırmıştım. Saçma sapan şeyler düşünüyordum. Biran önce birini becermem gerekiyordu. Bunun Cherry olmasını isterdim ama onu bu akşam beceremeyeceğimden emindim. Hayır Cherry olmayan birini becermeliydim. Kafamı eğip ona işim olduğunu söyleyecekken bakışlarıyla karşılaştım. Bana anlamadığım bir şekilde bakıyordu. Sanki bir şey olmuştu. “Ne oldu?” diye sorduğumda gözlerime daha dikkatli baktı ve “Yok bir şey” diyerek gözlerini kaçırdı.  Hiçbir şey anlamasam da üstünde durmadım. Ona doğru eğildiğimde fazla eğilmiştim ve dudaklarım tenine değmişti. Kahretsin yanından ayrılmak istemedim. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra “Benim biraz işim var tatlım. Birazdan gelirim” diye bağırdım. Cevap vermeden onaylarcasına kafasını salladı. Pekala, burada daha fazla kalamazdım. İnsanların arasından geçerek Sasha’yı gördüğüm yere doğru ilerledim. Ona birkaç adımlık mesafe kaldığında beni gördü. Sinsice gülümserken duvar kenarından ilerlemeye başladı. Düşünmeden peşine takıldım. Üst kata kadar onu takip ettim. Gözden kaybolduğu kapıdan içeri girdiğim an üstüme atıldı. Sırtım arkamdan kapanan kapıya çarparken Sasha bir eliyle kazağımı kavramış yüzüme doğru gülümserken “Küçük sürtük seni tatmin edemedi mi?” diye sordu. Kalçalarını kavrayıp onu kendime bastırırken “Konuşarak harcayacak vaktim yok tatlım. Ağzını bir daha açtığında sikimin üstünde olmasını tercih ederim” dedim. Gülümseyerek geri çekildi. Beni de beraberinde çekerek arkama döndürüp arkamdaki lavaboya yaslanmamı sağladı. Parmakları kotumun fermuarını indirirken “Benim kazancım ne olacak?” diye sordu. Gülümseyerek “Beni ne kadar memnun ettiğine bağlı” dediğimde daha fazla konuşmadı. Cherry sayesinde zaten erekte olan erkekliğimi açığa çıkartıp dizlerinin üstüne çöktü. Ağzına aldığında gözlerimi kapatıp başımı arkaya attım. “Ah, evet” diye inlerken saçlarını kavrayıp onu kendime bastırdım. Ağzı aletimin üstünde hızla kayıyordu ama aletim olduğundan daha fazla sertleşmedi. Sikti! Çünkü aklım hala aşağıdaki beyaz bacaklardaydı. Sasha da bunun farkında olarak hareketlerini hızlandırdı. Eliyle aşağıdan sıvazlarken ağzıyla başın sertçe emiyordu. Uzun süre uğraştı. Sonunda çabaları sonuç vermediğinde nefes nefese geri çekilip “Derdin ne senin?” diye soludu. Sinirle “Hiçbir derdim yok devam et” diyerek saçlarını tutup kendime bastırdım. İtiraz etmeden devam ediyordu ki kapı açıldı.     Kafamı kaldırdığımda hayretle bana bakan Cherry’i gördüm. Hayır büyük bir hayal kırıklığı yaşamış gibi bana bakıyordu. Sasha’yı sertçe itip “Li” dedim. Sasha arkasını dönüp lanet ağzını açarak “Bize katılmaya mı geldin tatlım?” dediğinde Cherry’in yüzü midesi bulanmış gibi buruştu. Arkasını dönüp gittiğinde öne atıldım. Pantolon ayağıma takılırken küfür ederek pantolonumu yukarı çektim. Fermuarımı kapatırken “Arkasından mı koşacaksın?” diye soran alaycı sesi duymadım. Koşarak oradan çıkarken pantolonumun düğmesini kapatmaya çalışıyordum. Aşağı indiğimde Addy de kalabalıktan geçerek Cherry’e ulaşmaya çalışıyordu. Arkasından Lena diye seslendim ancak durmadı. Kız o topuklularla bile tazı gibi koşuyordu. Kalabalıktan sıyrılıp kapıya çıktığımda Charlie’nin arabasının otoparktan çıktığını gördüm. Küfür ederek pikabıma doğru koştum. Addy arkamdan gelerek yolcu koltuğuna geçti. Önüme park eden bir geri zekalı yüzünden park yerinden çıkmam zamanımı aldı. Sonunda yola çıktığımda Cherry’i Charlie’nin arabasına binerken görünce “Hayır!” diye bağırdım. Gazı köklerken Cherry arabaya biner binmez hızlanmıştı. Pikabım onun altındaki spor arabaya göre oldukça yavaştı. Kısa sürede arayı açtı ve ben izlerini kaybettim. Boş sokakta pikabı durdurdum, ellerimi direksiyona vururken “Kahretsin!” diye kükredim.   Addy sessizliğini bozarak “Bu gecenin kazananı Charlie oldu ha” dediğinde “Kapa çeneni” dedim. “Aşağı indiğinde ağlıyordu Tyler! Ne yaptın?” dediğinde ona hayretle bakıp “Ağlıyor muydu?” dedim. Elbette öfkelendiğini tahmin etmiştim ama üzüleceğini düşünmemiştim. “Evet aptal yine ne bok yedin” diyen Addy’e bakarken “Sasha’ya sakso çektiriyordum” dedim. Addy okkalı bir küfür savurduktan sonra “Aptal. Senin gibi salak bir arkadaşa sahip olduğuma inanamıyordum” diye bağırdı. Sözleri sonunda tepemin tasasını attırmıştı. “Siktir git. Beni suçlamaktan vazgeç ben bir bok yapmadım” “Amcık beyinli! Hiçbir bok yapmadın mı? Kızı elinden tutup partiye getirdin göt herif, sonrada gidip başka bir kızın ağzını becerdin. Ne yapmasını bekliyordun!” “Sana ne Ad! Siktirip kendi özel hayatınla uğraşsana, ne o kendini becertecek bir adam bulamadın da benim hayatımı mı becermeye karar verdin” Addy karşılık vermeden arabadan indi. İki elimi birden direksiyona vururken kapıyı açıp arkasından gittim. Boş caddede ilerlerken “Dostum öyle demek istemedim” dedim. İki adım atıp durdu. Arkasına dönerek “Senin için endişeleniyorum Ti. Boktan bir hayatın var. Eski arkadaşımı artık göremiyorum” dedi. Benim zaten boktan bir hayatım vardı. Ne kadar boktan olduğu konusunda hiçbir bilgisi yoktu. “Ben çabalıyorum” derken omzu silktim. Addy kafasını iki yana salladı. “Dua et seni seviyorum adi pislik” dediğinde gülümsedim. Ona doğru yaklaştım. Bana sert bir ifadeyle baktığında kollarımı açıp onu kucakladım. Sıkıca sarılırken omuzlarıma vurup “Tamam bırak beni pislik” dedi. Gülerek geri çekildiğimde elindeki çantayı kaldırarak “Bunu Lena’ya geri vermeliyim” dedi. “Hadi gidip verelim” diyerek pikaba ilerledim. Onu görürsem belki daha iyi hissederdim. Yurda gittik ama orada yoktu. Addy çantayı resepsiyona bıraktıktan sonra pikaba geri bindiğimizde endişeliydim. Bu geceyi Charlie ile geçireceğine emindim. Lanet olsun onu becermesini istemiyordum. Ertesi günü tüm okul Cherry’in lanet dansını konuşuyordu. Ben yukarıda Sasha ile meşgulken o tüm okulu kendine hayran bırakacak şekilde dans etmişti. Video’yu izlediğimde onu canlı izleyemediğim için pişman olmuştum. Vücudunun nasıl kıvrıldığını kalçalarını nasıl salladığını izledikçe en edepsiz erotik filmi izliyor gibi hissetmiştim. Siktir kız tüm hücrelerime nüfus etmişti. Artık onu bünyemden atmam gerekiyordu. Biran önce onu elde etmeliydim. Ben kararımı verdiğim gün kız ortadan kaybolmuştu. Ders programına göre okulun önünde kamp kurmuştum ancak ne okula girerken ne de okuldan çıkarken onu yakalayabilmiştim. Üç gün olmuştu. Üç lanet gündür ortada görünmüyordu. Bu gün okulda olduğunu biliyordum. Addy onu uzaktan gördüğünü ancak yanına gitmediğini söylemişti. Okulun tek çıkış kapısı vardı ve ben o çıkana kadar hiçbir yere ayrılmayacaktım. Saatlerce bekledim ve sonunda okuldan çıkarken onu yakaladım. Kolundan aniden çekmemle geriye doğru tökezledi. Daha sıkı tutup arkamı dönerek pikaba ilerledim. Arkamdan sarsak adımlarla gelirken yavaştı. Kolumu omzuna atıp onu kendime çekince terle karışık kiraz çiçeği kokusu burnuma doldu.  “Bırak beni Tyler” derken omzunu silkip tutuşumdan kurtulmaya çalıştı. Sesimi çıkartmadan onu pikaba götürmeye devam ettim. Pikaba ulaştığımda yolcu kapısını açıp içeri girmesini sağladım. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra sürücü tarafına yöneldim. İçeri girmek için kapıları tekrar açtığımda kapısını açıp kaçmaya çalıştı ama onu içeri çekerek kapıyı kapattım. Üstünden eğilmiş bir elimle kapıyı tutuyordum. Nefes nefese kalmıştı. Göğsü hızla inip kalkarken kafamı kaldırdım. Göz göze geldiğimizde biraz daha doğruldum. Tam karşısında dururken ona dokunma isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Elimle yanağını okşadığımda dudakları ayrıldı. Ilık nefesi yüzüme çarparken ona daha çok yaklaştım. Aynı anda yutkunurken parmaklarımla çenesini kavradım. Yüzünü kendime doğru çektim. Dudakları aralık mavi gözleri bir okyanus kadar derindi. Dudaklarımız birbirine değdiğinde uzun zamandır tuttuğum nefesimi bıraktım. Aynı anda içine derin bir nefes çekti. Dudakları dudaklarımda öylece bekledim. Dudaklarımı sıkılaştırınca aynı şekilde dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Beklediğim onayı almıştım. Kafamı yana yatırıp dudaklarını aralayarak dilimi ağzının içine soktum. Dilini okşadıktan sonra dudaklarını sertçe emip dilimi dudaklarının üstünde gezdirdim. Onu öpebiliyorken bunun keyfini çıkarttım. Boynuma sarıldığında belini kavrayıp onu kendime doğru çektim. Koltuğuma otururken dudaklarından kısa bir an ayrıldım. Onu üstüme çekerken dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Sonra ise kendimi tamamen kaybetmiştim. Sertliğimi ona her sürttüğümde beni deli eden sesler çıkartıyordu. Lanet olsun biraz daha böyle devam ederse iç çamaşırlarıma boşalacaktım. Dudaklarından ayrılıp boynunu öptüm ve kendime engel olamadan dişlerimi yumuşak tenine geçirdim. Çığlık attığında nefes nefese geri çekilerek arkama yaslandım. Elini boynuna atıp bana öfkeyle bakarken dudaklarımı yaladım. “Bu- bu” diye kekelemeye başladığında ensesinden tutup onu göğsüme çektim. Göğsümde hareketsiz bir şekilde yatarken “Bu durumu çözmeliyiz” diyerek kelimelerinin devamını getirdim. Göğsümden destek alıp doğrulurken “Hangi durumu?” diye sordu. Bunu soracak kadar saftı. Gözlerimle dudaklarından kalçalarına kadar vücudunu süzdükten sonra bacağını sıkıp “Bekâretinden kurtulmak istiyor musun?” diye sordum. Dudakları şaşkınlıkla aralandı. Yanakları az önceki yaşadıklarımızdan sonra zaten kızarmıştı ama şimdi mora dönmek üzereydi. “NE!” diye çığlık attığında sırıttım. Gerçekten saf bir bakireydi. Sorumla düşüncelere daldı. Bu kadar düşünecek ne vardı? Alt tarafı bir seks yapacaktık. Bunu ona da söyledim ve ağzımın payını aldım. Ondan o gece Sasha ile olanlar için de özür diledim. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama yapmam gerektiğini hissetmiştim. Sanırım Addy yüzündendi. Beni yanlış yaptığıma çoktan ikna etmişti. Neyse ki Cherry artık beni suçlamıyordu. Sasha ile yukarı çıktığımı Charlie’den öğrendiğini duyduğumda öfkeden çıldırdım. Orospu çocuğu fırsatı kaçırmamıştı. Ona “Charlie’den uzak durmanı istiyorum Lena” dediğim an lanet telefonu çalmaya başladı. Ne şanstır ki arayan da Charliydi. Telefonu elinden kapıp cevapladım. Cherry telefonu elimden almaya çalışsa da “Charlie” diye bağırarak telefonu açtım. “Tyler” diye karşılık verdiğinde “Benim olanın peşini bırak Charlie” dedim net bir şekilde. Cherry bana vurmaya çalıştığında elini tutup geri ittim. “Son zamanlarda Lena ile iyi anlaşıyoruz Tyler, belki bilmek istersin” dediğinde lanet piçin karşımda olmasını dilerdim. “Lena bana ait Charlie seni bir kere daha uyarmayacağım ondan uzak dur” Yanımda Cherry öfkeyle solurken Charlie “O sana ait değil Tyler, Lena yetişkin bir kadın kiminle istiyorsa onunla görüşür” diye diretmeye devam etti. Buna daha fazla devam edemeyecektim.  “Bu konuyu yüz yüze halledelim yarım saate tamirhanede ol. Lena’yı yurda bırakıp geliyorum.” Diyerek telefonu kapattım. Pikabı çalıştırırken Cherry “Neyi halledeceksiniz?”  diye sordu. Pikabı otoparktan çıkartırken “Charlie ile tatsız bir geçmişimiz var. Önce benden intikam almak için tamirhaneyi aldı şimdi de sana takmış durumda. Seninle ilgilendiğimin farkında, bu sefer aynı şeyleri yapmasına izin vermeyeceğim” diyerek karşılık verdim. Daha fazlasını anlatamazdım. Cherry daha fazlasını asla öğrenmeyecekti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD