bc

EY YÂR

book_age4+
118
FOLLOW
1K
READ
family
HE
arranged marriage
comedy
spiritual
love at the first sight
wife
sisters
friends
shy
like
intro-logo
Blurb

Sukeynâ ortamı sakinleştirmeye çalışarak

-Tamam kızlar gitmeyin Demet'in üstüne. İnanıyorum ki bir yanlış anlaşılma oldu. Peçe sevgiye aşka engel değildir canım. Nasıl başörtülü, başörtüsüz kızlar sevebiliyorsa peçeli feraceli çarşaflı kızlarda sevebilir. Rabbim bizleri helâl olmayan sevdalardan uzak eylesin.

Kızlar "âmin" derken, Demette utanarak "âmin" deyip özür diledi.

-Sukeynâ ben özür dilerim. Etrafımda peçeli insanlar az. Bende yüzünüz gözükmüyor pek konuşmuyorsunuz erkeklerle diye. Sevmeden görmeden sırf aileler istedi diye evlenirsiniz sanmıştım.

-Sevda yüz aynası ile değil, gönül aynası ile görülür canım... Hadi kapatalım bu konumuzu da biraya gelmişken tadını çıkartalım gecemizin...

chap-preview
Free preview
SEVDA YÜZ AYNASI İLE DEĞİL, GÖNÜL AYNASI İLE GÖRÜLÜR
 Semâyı Yüce Allah'ın kutlu daveti; Ezan-ı Muhammediye kaplarken, namaza hazırlanan âşık yüreklerin sahipleri, duâlarını ederek namazlarını edâ eylediler... Namaz bitiminin ardından arkadaşının evinin önüne gelen Sukeynâ "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek Gülnur'ların bahçe kapısını açarak içeri girdi. Gülnur'un annesi Gül Hanımı görmesiyle -Selamun aleyküm teyzem yetişebildim mi? diye sordu telaşla... -Ve aleyküm selam kızım hoş geldin. İçeri gel daha gelmediler. dedi... Sukeynâ Gül Hanıma sarılarak -Elhamdülillah yetiştim... demesiyle... -Yetiştin çok şükür de Gülnur'dan dayak yersen karışmam. Başımın etini yedi sabahtan beri Sukeynâ nerde kaldı? diye. -Eyvahhh yandım desene teyzem... dedi Sukeynâ tatlı telaşıyla ve besmele çekerek bildiği tüm duaları okumaya başladı, Gülnur'un tatlı azabından kurtulabilmek için... Odasının önüne gelince kapısını tıklattı. İçeriden hafif sinirli bir şekilde Gülnur'un -Gelll... demesi ile içeri girdi. Sukeynâ arkadaşının güzelliğinden etkilenip -İtiraf edeyim böyle bir güzellik ile karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim... diyerek kapının önünde kala kaldı. Gülnur arkadaşına tatlı kızgınlıkla bakarak. -Zaten sana kızgınım, biraz daha kızmamı istemiyorsan yanıma gel çabuk... dedi... Sukeynâ şaşkınlığını atar atmaz yanına gidip boynuna sarılarak -Çok çoook güzel olmuşsun gül yüzlüm. -Maşallah de. -Maşallah Maşallah... -Sen nerdesin? Nerde kaldın bu saate kadar? Kardeşinin nişanı var ama kime ne? Misafir gibi en son gelecek neredeyse. -Gülnur'um gülyüzlüm bi dinle. Her şeyi açıklayacağım. Sende hak vereceksin bana. Öncelikle Selamun aleyküm. -Ve aleyküm selam anlat bakalım seni dinliyorum. Geç kalmış hanım... diyerek sitemle, yatağına oturup karşısına da Sukeynâ'yı oturtturdu Gülnur... Sukeynâ, Gülnur'un sakinleşmesi için, içinden duâ ederek başladı anlatmaya... -Gülnur'um gülyüzlüm biliyorsun Sivas'a çok fazla gelemiyorum artık. Dün gece indim Sivas'a. Yağmur ile Yakup abi karşıladılar beni. Eve vardığımızda çocuklarının bir üzerime atlayışları vardı ki Sukeynâ teyzem gelmiş diyerek görmen lazımdı. Saat 2'yi geçti ne kendileri uyudu ne de bizleri uyuttular. Zor zar Yakup abi onları ikna etti de gidip uyudular. Sonra Yağmur'umla oturup muhabbet ettik. Sizleri konuştuk. Çok özlemişiz birbirimizi. -Hem de çok özledik seni deli kız... diyerek sımsıkı sarıldı arkadaşına... -Şiişş güler yüzlüm bak geldim. Bugün senin mutlu günün... Başını sallayarak "hıhı" demesiyle Gülnur'un Sukeynâ devam etti anlatmaya... -Kahvaltıdan sonra çocuklardan zor ayrıldım bırakmıyorlardı beni. Gitme teyze diyerek. Allah izin verirse gelince masal okuyacağım diye söz verdim de ancak öyle izin verdiler. Sağ olsunlar geç kalmayayım diye de Yakup abi ve çocuklar buraya kadar da bıraktılar beni. -Yağmur gelmeyecek mi? -Gelmez olur mu? Çocukları annesigile bırakıp gelecek. 4 yaşındaki ikizlerle (Yusuf ve Yiğit) nişanı rahat geçiremem dedi. -Onlar da gelseydi. Koşuşturup dururlardı. -Yağmur bu diyeceğini tahmin etti. Hatta dedi ki benim çocuklarımı kötü emellerine alet etmesin. Kim bilir bu yaramazlarla damada neler yapacak? Gülnur da yüzüne düşünceli bir ifade takınıp tatlı tatlı gülümseyerek -Hiçte bile sadece belki biraz sırtına çıkarttırırım. Biraz çocuklar şunu istedi bunu istedi diye bakkala gönderirim. Belki biraz da ... -Tamam Tamam. Anlaşıldı. Sen damadı damat olmadan pestilini çıkartacaksın garibin. -Eee kız evi naz evi... dedi göz kırparak... Sukeynâ işaret parmağını kaldırıp arkadaşının yüzüne sallayarak -Sen varya sennn. Hep mutlu olun. İnşallah ömür boyu musmutlu olursunuz. -Âminnn güzelim âmin. Darısı başına. Yağmur evlendi çocukları bile oldu. Bak ben arifesindeyim. Eee artık sıra sende. -Nasip güzelim nasip... dedi Sukeynâ da... Onlar konuşuyorken kapı çaldı. -Bizim kızlar geldi herhalde. Sesler tanıdık geliyor... derlerken. Bir de baktılar ki Arzu, Sude, Demet. Çocukları annesine satmayı başarmış Yağmur gelmiş. Gülnur ile Sukeynâ aynı anda kalkarak arkadaşlarını karşıladılar. -Hoş geldiniz kızlar... diyerek. -Hoş bulduk... demeleri ile birbirleriyle selamlaşıp oturdular. İçeriye Gül Hanım girip -Kızlar hazırlanın telefon ettiler geliyorlarmış. Bende Aslan amcanızla (Gülnurun babası) Zeyd Zeynel abileriniz (Gülnurun abileri) bahçedeler çağırayım gelsinler... dedi. Gözü güzel kızına takıldı. Gözleri doldu. Ana yüreği işte. Belli etmemek için hemen gitti. Gülnurun da gözleri dolunca onu böyle gören arkadaşları -Kıyamam ben sana ya... -Gülnurum gülyüzlüm yapma böyle ama... diyerek destek olup Gülnurun kafasını dağıtabilmek için Demet atıldı söze -Gülnur Kerem abi ile nasıl tanıştınız? Gülnur utanarak "Şeyyy" diyince, kızlar aynı anda "Ney?" diye sordular. Kızların bi anlık ani çıkışına Yağmur araya girerek -Gitmeyin kızın üstüne. Utanıyor kıyamam ben kardeşime, anlatmak isterse anlatır. Gülnur Yağmur'a dönüp başı ile teşekkür ederek -Kızlar nişan bitsin söz veriyorum anlatacağım. Şimdi o anlara tekrar dönüp al yanaklı bi kız olarak Kerem'i karşılamak istemiyorum... dedi tebessümle gözlerini kaçırarak... Demet Gülnur'a tebessüm ederek bakıp "Tamam" diyerek, sonrasında Yağmur'a dönerek kısık sesle -Sen biliyorsun tâbii o yüzden hiç merak etmiyorsun... dedi. Yağmurda göz kırpıp -Tâbikisi de... dedi gülümseyerek Muhabbet eşliğinde Gülnurun son düzenlemelerini yaparlarken Kerem ve ailesi geldiler. Gülnur'un eli ayağı birbirine dolaşınca, kızlar onun bu hallerine tebessüm ederken içeriye Gül Hanım girdi. -Hadi kızım gelin. Misafirleri karşılayın. Gülnur'un "Taa..mam" deyip dilinin dolanmasıyla odayı gülme sesi doldururken, kızlar Gülnur'a takılarak -Kızım sen daha enişteyi görmeden böyle oluyorsan onunla ömür boyu nasıl yaşayacaksın? -Uğraşma kızla ne yapsın heyecanlı. Sen bakma canım bu deliye hadi gel ben seni kaldırayım da gidelim. Senin şimdi heyecandan ayaklarında tutmuyordur yardım edeyim. -Bana deli diyene bakın hele. Bizim kıza ne diyor? Arzu ile Sude'nin tatlı atışmalarında araya girerek -Gel gülyüzlüm gel. Sen bakma bizimkilere. Seni rahatlatmaya çalışıyorlar. Dualarımızla her daim yanındayız senin. Hadi geçelim içeri... dedi Sukeynâ da... Gülnur arkadaşlarına minnetle bakarak -Hepinizden de Allah razı olsun. İyi ki varsınız iyi ki yanımdasınız... dedi ve salona geçtiler. Gülnur ve Kerem'in bugün önce ailelerin isteği üzerine dini nikâhları kıyılacak ardından nişanları olacaktı. Gülnur gelen misafirler ile tek tek selamlaşıp "hoşgeldiniz" derken, Kerem'e sıra gelince elindeki gülleri utangaçça alarak "hoşgeldin" dedi... Kerem'in de "hoşbuldum" demesiyle aileler salona geçerek oturdular. Aslan Bey ile Gül Hanımın yüzlerinden hüzünlü mutluluk okunurken, içlerinden evlatları için duâ ediyorlardı. Hoş beş muhabbetten, Gülnur'un abilerinin damadı terletecek sorular sormasından, kayınpederlerin ve kayınvalidelerin koyu muhabbetinden ve ayrıca aşıkların göz ucu ile birbirlerine bakışmalarından sonra önce Gülnur ile Kerem'in dini nikâhları kıyıldı ardından nişan yüzükleri dualar eşliğinde takıldı. Çok güzel geçen akşamın ardından misafirleri uğurlayınca kızlar Gülnur'a takılarak -Ooo eniştemizle alttan alttan bakışmalar -Zeyd ve Zeynel abi nasıl terletti ama damadı -İyi de yaptılar bizden kardeş almak kolay mı? ... Daha neler neler... Kızlar âdeta akşamın özetini geçtiler Gülnur'a... Ve tüm gönüllerden aynı duâ yükseldi arş-ı âlaya... "Rabbim herkese hayırlı huzurlu bir yuva nasip etsin..." Kızlar muhabbet ederken konu tekrardan aşıkların tanışma hikâyesine gelince Gülnur şakadan öksürdü... Kızlar ellerine can acıtmayacak ne bulduysa alıp ona atarak -Gülnurrrrrrr... diye bağırdılar... Gülnurda ellerini yüzüne kapatıp tebessümle -Tamam tamam... deyip başladı anlatmaya... -Şimdi bu benim yakışıklı yârim Kızlar "ooooo" "yârimler başladı" diyerek araya girip onu dinlemeye devam ettiler... -Sivasa yeni taşınmışlar. Nakliye tırındakilere, "Siz önden gidin abi ben bi su alayım bakkal bulup" demiş. Bu su almak için bakkala girince yönünü şaşırmış. Tevafuk bende ekmek almak için bakkala gidince orda karşılaştık. Utana sıkıla bana adresi sordu. Bende bi anda göz göze gelince etkilendim. Sonradan öğrendim ki o da beni ilk gördüğünde etkilenmiş o yüzden benle biraz olsun konuşabilmek için bakkalcıya değil de bana adresi sormuş. Hemen kendimi toplamak için adresi tarif etmeye başladım. Rabbimin işi ya bizim evin arka sokağına tanışıyorlarmış. Teşekkür ederek ayrıldı. Daha sonra yollarımız çok kesişti. En son geçen ayda caminin önünde karşılaşınca beni birisine gösterdiğini fark ettim. Annesiymiş. Öylelikle de anneler tanıştı, babalar tanıştı derken olay bu raddeye geldi. Seviyorum yaaa ben bu adamı... demesiyle Gülnur'un mutlulukla Sukeynâ da arkadaşının elini tutarak -Rabbim ömür boyu sevdanızı daim eylesin canım. -Aminnnnn canım cümlemizin. Rabbim inşallah seni de sevdiğin ile evlendirir. -Âmin canım cümlemizi... sözünü bitiremeden Demet araya girerek -Peçelilerinde sevdiği mi olur? Aileler birini söyler olur gider evlenirler. Ortamda bi anda hava soğurken Yağmur -Niye Demet? Peçeli insanların gönülleri yok mu? Seni kalbi ile yaratan Allah Sukeynâ'yı kalpsiz mi yarattı? -Şeyyy tabikiside öyle değilde. Sukeynâ yüzünü helali olmayan kimseye göstermiyor. Adam da yüzünü görmeden mi sevip âşık olacak? Kızlar Demet'in söylemine karşı çıkarak -Gönülden sevilir yüzden değil -Görüşmede peçesini açacaktır. Karşısındaki bey yüzünü görecek -Allah aşkına Demet lafın nereye gittiğini bilmeden konuşma lütfen. Sen ben yapamıyoruz bari yapana kardeşine saygı gösterde de onu incitecek söz söyleme. Sukeynâ ortamı sakinleştirmeye çalışarak -Tamam kızlar gitmeyin Demet'in üstüne. İnanıyorum ki bir yanlış anlaşılma oldu. Peçe sevgiye aşka engel değildir canım. Nasıl başörtülü, başörtüsüz kızlar sevebiliyorsa peçeli feraceli çarşaflı kızlarda sevebilir. Rabbim bizleri helâl olmayan sevdalardan uzak eylesin. Kızlar "âmin" derken, Demette utanarak "âmin" deyip özür diledi. -Sukeynâ ben özür dilerim. Etrafımda peçeli insanlar az. Bende yüzünüz gözükmüyor pek konuşmuyorsunuz erkeklerle diye. Sevmeden görmeden sırf aileler istedi diye evlenirsiniz sanmıştım. -Sevda yüz aynası ile değil, gönül aynası ile görülür canım... Hadi kapatalım bu konumuzu da biraya gelmişken tadını çıkartalım gecemizin... Demesiyle Sukeynâ'nın, Gülnur'un kahve teklifi ile konu tuzlu kahve hatıralarından girerek, şu anda nişanlısının yemin töreninden dolayı şehir dışında olan Berra ile de telefonda konuşup, arkadaşların birbirleriyle tatlı hatırlarını anlatmalarıyla devam etti...  Vaktin ilerlemesiyle Sukeynâ ve arkadaşları, nasip olursa yarın görüşmek için sözleşerek ayrıldılar. Sukeynâ ve Yağmur eve geldiklerinde çocukların Sukeynâ'nın kucağına atlaması ile az kalsın dengesini kaybedip düşecek iken kendini toparladı. Yağmur çocuklarına kızarak -Kız sağlam geldi sakat gidecek sayenizde inin kızın üstünden. Ayrıca siz niye hâlâ ayaktasınız? dediğinde eşi Yakup -Nişandan sonra annem gile gidip getirirken de evde de başımın etini yediler. Sukeynâ bacım söz vermiş masal okuyacağına, gözlerinden uyku akmalarına rağmen uyumadılar o yüzden... Sukeynâ da çocukları öperek -Doğru söz verdim. Haydi bakalım yataklara ben de kitabı alıp geliyorum... dediğinde çocuklar da -Tamammm. İyi geceler annem ve iyi geceler babam... diyerek öpüp odalarına gittiler. Sukeynâ da elini arkadaşının elinin üzerine koyarak -Ben de müsadenizi istiyorum. Hâyırlı geceler. Allah rahatlık versin... dediğinde Yağmur -Sana da güzelim... derken eşi Yakup ise -Bacım bizimkiler yaramazlık yaparsa eti senin kemiği bizim... dedi gülerek... Sukeynâ yeğenlerine kıyamayarak tebessümle -Estağfurullah abim onlar Cennet Çiçekleri. Onlara kıyılır mı hiç? Yağmur arkadaşının elini sıkarak -Teyze anne yarısı diye boşuna denmemiş... Bak yeğenlerine kıyamıyor teyzesi... -Efendimiz (sav)'in hangi sözü boşa ki Yağmur'um... -Haklısın canım. Allah razı olsun. Hâyırlı geceler. -Sizlere de... diyerek Sukeynâ kitaplıktan masal kitabını alıp çocukların yanına geçti.  Daha birkaç sayfa okumuştu ki çocuklar uykuya daldılar. Onların yanaklarını öpüp üzerlerini örttü. Annesine nişan fotoğraflarını gönderdi. Fotoğrafları gönderirken sevdiği kitapların güncelleme bildirisi gelmiş olduğunu farkedip "biraz okuyayım" derken kitaplara daldı gitti... Teheccüd (Gece Namazı) Namazı için kurmuş olduğu alarm olmasa her halde sabah ezanına kadar okurdu. Besmele çekerek kalkıp abdestimi aldı. Namazını edâ eyledi. Sesli bir şekilde duâ edip bitirirken içten bir "âmin" sesiyle irkildi. Arkasını dönüp arkadaşını görmesiyle -Canım... demesiyle, Yağmur da -Allah mübarek etsin güzelim. Korkuttuysam özür dilerim. O kadar çok dalmışsın ki seslendim duymadın. -Amin cümlemizin canım. Estağfirullah. Yağmur arkadaşının yanına oturup elini tutarak -İnşallah bende gece namazı kılmaya başlarım. Beni de duâlarına ekler misin? diye sordu... -Eklerim tabi canım ama neden şimdi kılmıyorsun? -Şimdi mi? Kılarım ama devamlı kılamam diye kendime güvenemiyorum. Sukeynâ ve çocuklarını göstererek. -Şu masumların en çok sevdikleri şey nedir? -Çikolata da. Konumuzla ne alakası var? -Anlatacağım canım. Çocuklara size çikolata vereceğim beni dinlerseniz dersen çocuklar seni dinler mi? -Beni dinlerler sonuçta çikolata var tabi. -Peki dinlemedikleri zaman? -Çikolatayı yiyemediklerinden dolayı pişman olurlar ve beni dinlemek için daha çok özen gösterirler. -Gece namazını da böyle düşün. Çikolatayı hangi gün kalkarsan o gün yiyebilirsin. Kalkamadığın gün ise pişman olup yarın kalkabilmek için daha çok gayret gösterirsin. Böylelikle hem çikolatayı kazanmış sen mutlu olursun hem de Rabbimizi mutlu etmiş olursun. Yağmur arkadaşının söylediklerinden sonra ona gıpda ederek bakıp... -Ben şimdi daha iyi anlıyorum çocuklar seni neden çok seviyorlar. Dinimizi onları korkutmadan kırmadan sevdirerek anlatıyorsun. -Estağfurullah... dedi mahçupça Sukeynâ... Yağmur arkadaşının omzuna dokunarak -Utanmana gerek yok canım. Doğruyu söylüyorum. Hadi kalk yat artık sen. Uykusuz kaldın. Sabah eşkiyalar canını okurlar senin. Dinlen bari... -Tamam canım. -Bende kalkayım da çikolata yemeye gideyim. Şeytanın bacağını kırayım. İnşallah her gece kılabilirim namazımı. -Aminnn canım Rabbim mübarek ve daim etsin. Duâlarından bizleri de eksik eyleme. -Âmin güzelim. Hiç eksik eder miyim can kardeşimi...  İki arkadaş birbirlerine minnetle bakıp tebessüm ederek ayrıldılar... Yağmur odadan ayrıldıktan sonra çocukların yanında olan l koltuğa yattı. Öyle uykusuz kalmış ki Sukeynâ da, başını yastığa koyduğu gibi uyudu... Sabah ezanlarının sesi nasipli kulların kulaklarını doldururken, Yüce Allah'a duâ ettiler... "Bizleri küçük ölümden uyandıran Allah'a hâmd olsun." Namazlarını kılıp tesbihlerini çektikten sonra Yakubun güzel sesinden Kur'an-ı Kerim dinlediler. Yağmur'ların çok güzel bir âdetleri vardı. Her sabah namazdan sonra biraz Kuran okuyup ardından da mealini okuyorlardı. Dün Yağmur Kuran okuyup mealini de Yakup okuyunca, bugün Kuran okuma sırası Yakuba geçmişti. Kuran mealini de Yağmurdan dinledikten sonra kahvaltı hazırlamak için Sukeynâ ve Yağmur mutfağa geçtiler. Sukeynâ arkadaşına gıpda ederek bakıp -Ne kadar güzel bir adetiniz var sizin böyle. Dün çocuklar erken kalkınca bir türlü söyleme fırsatı bulamamıştım. Allah kabul etsin güzelim. Evinizden,gönüllerinizden Kur'an nuru hiç eksik olmasın inşallah. -Âminnn cümlemizin canım... Tam sözüne devam edecekken Yakup Yağmur'a seslendi, o yanına giderken Sukeynâ hazırlığa devam etti. -Evimin neşesi ben çıkıyorum. -Kahvaltını yapsaydın canım. Öyle çıkardın. -Ben dışarıda yaparım canım. Çocuklar hazır uyuyorken sizde rahat rahat kahvaltınızı yapın. -Tamam canım. Anlayışlı kocacım benim... diyerek yanaklarını sıkınca, Yakup da eşinin alnından öperek -Bu arada öğleden sonra hazır olun. Bacım da buradayken Sivas'ı gezelim. Ben müstakbel bacanağıda haber verdim. Onlar da gelecekler. Tamam mı güzel hatunum? -Tamam yakışıklı kocacığım... deyip vedalaşarak Yağmur Yakubu uğurlayıp tekrardan mutfağa geldi. Sukeynâ mahçupça -Canım, abim niye gitti ki. İnşallah rahatsızlık vermedim size? diye sorunca, Yağmur tatlı kızgınlıkla -Delinin ettiği lafa bakın hele. O nasıl söz. Senin yanımızda kalmandan kimse rahatsız falan değil. Abinde öğleden sonra bizi gezmeye götürecekmiş. İşlerini toparlamak için o yüzden erken çıktı. Çocuklarda uyuyorken rahat bir kahvaltı yapın dedi. -Allah razı olsun. Niye zahmet ediyo... diyeceğini bitirmeden Yağmur işaret parmağı ile sahte kızgınlıkla Sukeynâ'nın ağzına vurarak -Düş bakalım önüme çekingen hanım hedefimiz kahvaltı sofrası Asker selamı vererek "başüstüne komutanım" dedi Sukeynâ da... İki arkadaş gülüşürken çocuklar uyanıp yanlarına gelerek -Yiğit baksana annemler askercilik oynuyorlar. -Anne bizde oynayalım lütfennn. Yağmur ellerini kaldırıp duâ ederek -Allah'ım sen bana sabır ver. Yavrularım siz uyumak nedir bilmez misiniz dünde az uyudunuz. Bugün uyurlar dedim. Daha karga bo... Yağmurun o kelimeyi kullanmaması için şakadan öksürünce Sukeynâ, o da hatasını anlayıp düzeltti -kahvaltısını yapmadan benim çocuklarım ayakta. -Anne telefon sesine uyandık baaaak. deyip telefonu gösterince çocuklar Sukeynâ mahçupça -Galiba o telefon benim özür dilerim. Benim yüzümden uyanmış oldular. -Anne Sukeynâ teyzeme kızma... -Ben teyzene hiç kızar mıyım annecim. Size de kızmadım. Hadi bakalım herkes kahvaltıya. Çocukları güldürmeye çalışarak -Musmutlu bir kahvaltı sizi bekliyor... deyince Sukeynâ -Musmutlu bir kahvaltı nasıl oluyo teyze? diye sordular çocuklar... -Gelin bakalım göstereyim ben size... deyip kahvaltı tabaklarını gösterince çocuklar mutlulukla kahvaltı yaptılar  Yağmur arkadaşına minnetle bakarak -Sen çok yaşa emi güzelim. Ben çocuklarımın böyle iştahlı bir şekilde yumurta yediklerine hiç şahit olmamıştım. Allah senden razı olsun. -Âmin güzelim cümlemizden. Onlar yeter ki yesinler teyzeleri onlar için hep yapar... derken telefon tekrardan çalmaya başladığında Sukeynâ telefonu açarak. -Efendim annecim. -Kızım nerdesin? deyince endişeli ses tonuyla Mihriban Hanım -Yağmurlardayım annecim kahvaltı hazırlıyorduk. Duymadık telefonun sesini. Çocuklar duyunca getirdiler. Hâyırdır inşallah annem? diye sordu endişelenerek Sukeynâ... Mihriban Hanım önce haber vermek istemese de durumun ciddiyetini bildiğinden kızını da bu zor duruma hazırlamak amaçlı gerçeği saklamadan söyledi... -Kızım...şey... babaannen gece fenalaştı hastaneye kaldırdık. Annesinin telefonda söylediğiyle yüzü asılıp gözleri dolunca, Yağmur telaşlanarak arkadaşına bakıp, elini omzuna koyarak -İyi misin canım? diye sordu... Sukeynâ telefonu hoparlöre alıp arkadaşının da duymasını sağladı elleri titreyerek -Doktorlar babaannenin durumunun ağır olduğunu söylediler yavrum... Hemen İzmir'e dön kuzum... Sukeynânın kelimeler âdeta boğazında tıkalı kalınca, Yağmur cevap verdi üzülerek... -Mihriban teyzem tamam biz en yakın uçakla göndeririz Sukeynâ 'yı. Yağız amcam nasıl? -Ayakta durmaya çalışıyor yavrum nasıl olsun. Kızım iyi demi? -İyi teyzem bi anda haber alınca kelimeler boğazında takılı kaldı... -Tamam yavrum. Sukeynâm size emanet. Allah'a emanet olun kuzum. -Allah razı olsun teyzem sizde... diyerek telefonu kapattılar. Gözünden akan yaşlar durmadan aklındaki soruyu sordu Sukeynâ -Baba.aa.nnem ha.yat.tadır de mi? -Öyle karamsarlığa düşme canım. Yaşıyor çok şükür. Yaşayacakta inşallah. Ailen seni de yanlarında görmek istiyorlar. Lütfen güçlü olmaya çalış. Onlara destek olman gerek. -Haklısın canım... demesiyle Yağmur ona sarılarak -Allah'ın izniyle iyileşecek canım. Şişşt. Dursun bakalım o göz yaşları. Çocuklarda yanına gelerek teyzelerinin göz yaşlarını sildiler. -Ağlama teyze bak biz senin yanındayız... demeleriyle Çocuklar ve Yağmura sarılarak -İyi ki varsınız. İyi ki yanımdasınız. Çok teşekkür ederim... dedi Sukeynâ... -Asıl sen iyiki varsın canım kardeşim. En zor zamanlarımızda bile desteğini bizlerden hiç eksik eylemedin. Rabbimize karşı ne güzellik yaptıkki bizlere senin gibi bir dost, çocuklarıma da senin gibi bir teyze verdi. Yağmur'un söylediklerine karşılık ağlaması daha çok artınca. -Asıl ben ne yaptım ki sizin gibi dostlarla mükafatlandırıldım. Asıl ben ne yaptım... dedi...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
520.3K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.9K
bc

HÜKÜM

read
223.4K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook