Londra, Birleşmiş Milletler Acil Durum Merkezi (2 Gün Sonra)
Floransa’daki elektrik kesintisi ve onu takip eden, dünya çapında kritik altyapılara yapılan düzensiz saldırılar (Tokyo’da bir veri merkezinin aniden erimesi, New York’ta bir iletişim kulesinin gölgeler içinde kaybolması), hükümetleri nihayet harekete geçirmişti. Tehdit artık ne terörizm ne de casusluktu; bu, tüm insan medeniyetine karşı yöneltilmiş bilinmeyen bir güçtü.
Kriz masası, resmi olarak "İsimsiz Tehdit Birimi" (İTB) olarak adlandırıldı. Thorne ve Elara, bu birimin çekirdeğini oluşturuyordu.
"Son 48 saatte 17 farklı olay rapor edildi," dedi Thorne, kriz masasının holografik haritasına bakarak. Harita, Sibirya’dan mor renkte yayılan bir enerji alanını gösteriyordu. "Voranlar’ın ilk dalgası güçlü ancak yavaş ilerliyor. Zırhları o kadar yoğun ki, konvansiyonel füzeler bile etkisiz kalıyor. Ancak asıl sorun Zemutlar."
Elara, parmağıyla haritadaki İtalya ve Japonya üzerindeki siyah lekeleri işaret etti. "Zemutlar, doğrudan savaşmak yerine, bizim enerji ve bilişim sistemlerimizi hedef alıyorlar. Onlar, AetherCorp'un Krono-Silis’i bulmasıyla zayıflayan boyutsal bariyerdeki delikleri kullanıyor. Tıpkı parazitler gibi, yavaş yavaş içeriden çürütüyorlar."
Lord Harrington, yüzü bembeyaz, oturduğu yerde çökmüş gibiydi. "Hala o 'tapınaklar' hakkında kesin bir şey bulamadınız mı, Dr. Vance? Eğer dediğiniz gibi bu varlıkları yeniden mühürlemenin bir yolu varsa, buna hemen ulaşmalıyız!"
"Çözümlemenin son aşamasındayım," dedi Elara, yorgunluğuna rağmen gözleri parlıyordu. "Frigya tableti, Zemut ve Voran enerjilerini dengeleyen, 'Sessizliği Koruyan' yedi kadim mühürden bahsediyor. Bunlar, bizim bildiğimiz manada tapınak değil; bunlar, Krono-Silis’in frekansını yayan resonans cihazları. İlk cihazın koordinatları, coğrafi bir anomali ile şifrelenmiş. Güney Amerika, Peru And Dağları’ndaki Machu Picchu’nun derinliklerinde."
Thorne, planlama ekibine döndü. "Peru. Bu mesafeyi Voranlar’dan önce kat etmeliyiz. Hazırlıklar başlasın. Dr. Vance, siz de geliyorsunuz. O rezonans cihazını aktive etmeyi bilen tek kişi sizsiniz."
Elara başını salladı. "Ancak, bir sorun var. Tablete göre, bu cihazlar sadece Krono-Silis’in bir miktar enerjisiyle aktive edilebilir. Sibirya’da sadece kalıntıları bulabildik."
"O kalıntıları biz aldık," diye araya girdi Thorne. "Rus askeri güçleri bölgeye ulaştığında, Voranlar'dan geriye kalan erimiş Krono-Silis kalıntılarını topladılar. Materyal şu anda gizli bir tesiste inceleniyor. Peru görevine başlamadan önce, o materyali alıp sizinle birlikte götüreceğiz. Bu bizim tek şansımız."
Moskova, Rusya (Eş Zamanlı)
Thorne'un planı uygulamaya koyuldu. Özel bir İTB ekibi, Rusya'nın derinliklerindeki yüksek güvenlikli bir askeri depoya sızmak için yola çıktı. Deponun adı: "Kafa Karıştıran Parça".
Bu sırada, Voranlar da boş durmuyordu. Yüksek Voran Kralı Zarkos, Sibirya'daki yarıktan sürekli olarak yeni, daha ağır zırhlı birlikleri yüzeye yayıyordu. Ancak Zarkos, sadece fiziksel gücüne odaklanmıştı. Onun kibirli görüşüne göre, insanlık zaten ilkel ve kolayca fethedilebilecek bir ırktı. O, Zemutlar'ın gizli ve yavaş ilerleyen planını ciddiye almıyordu.
Askeri depoda, İTB ekibi Krono-Silis kalıntılarını içeren bir konteynırı buldu. Materyal, canlı mor bir ışık yayıyordu. Konteyneri aldıkları an, tesisin alarmları çalmaya başladı.
Kapıları parçalayarak tesise girenler Voranlar değildi. Bunlar, tesiste çalışan, ancak Zemutlar tarafından zihinleri kontrol edilen, ihanet eden AetherCorp çalışanlarıydı. Zemutlar, insan altyapısını çökertmekle kalmıyor, aynı zamanda insanları da kendi amaçları için kullanmaya başlamıştı.
Thorne, uydu telefonundan gelen raporu dinlerken kaşlarını çattı. "İnsanlar mı savaşıyor? Zemutların işi bu. Zihin kontrolü ya da manipülasyon. Malzemeyi hemen oradan çıkarın, Kaptan! Onlarla oyalanmayın!"
Krono-Silis kalıntısını taşıyan İTB ekibi, Zemutlar tarafından kontrol edilen eski AetherCorp çalışanlarıyla çatışmaya girerken, Thorne ve Elara, Peru’ya giden özel bir askeri nakliye uçağına binmek üzere üsse doğru yola çıktılar.
Uçağa binmeden hemen önce, Elara elindeki tablete baktı. Metindeki bir uyarı zihnini kurcalıyordu: "Mühür, sadece saf olmayan bir kalple aktive edilebilir. Dengenin bozulması, yeni bir savaş başlatacaktır." Elara, Krono-Silis'in kendilerine yardım mı edeceğinden, yoksa daha büyük bir felakete mi yol açacağından emin değildi.
Thorne, onu uçağa binerken izledi. "Ne düşünüyorsunuz Dr. Vance?"
"Bu element," dedi Elara, mor ışık yayan konteynırı kastederek, "hem bizim kurtuluşumuz hem de onların geri dönüşünün anahtarı. Umarım doğru zamanda, doğru amaçla kullanırız."
Uçak, Peru'ya doğru yola çıkarken, dünya, Voranlar’ın teknolojik saldırısı ve Zemutlar’ın sinsi iç çökertme hareketleri arasında daha önce hiç yaşamadığı bir kaosa sürüklenmeye başlamıştı. İlk Sessizlik Tapınağı'na ulaşmak, artık insanlığın tek umuduydu.