Menzil...

1101 Words
Bu yakınlık ikisi için de tehlikeliydi. Turan insani dürtülerine engel olamadığı, onun sadece bedensel çekiciliğinden etkilendiği, ona karşı hissettiği şeyin sadece merak olduğu yalanını sürekli kendine tekrarlıyor ve oynadığı tehlikeli oyundan garip bir haz alıyordu. Sesini susturmaya çalıştığı içindeki Turan ise Narin'den duygularına karşılık bekliyordu. .... Narin ilişki kurma konusunda kendine güvensizliğini asla yenememişti. İlk ve tek ciddi ilişkisi, öğrenci değişim programıyla gittiği Lyon, Grenable Ecol' de histoloji bölümünde asistan olan Mael ile olmuştu. Mael, oldukça romantik ve hayalperest bir adamdı. Ama Narin'e ayak uydurmakta biraz zorlanıyordu. Kısıtlı imkanlarla geldiği ülkede kendini, sadece okuluna adayan biri olma çabası ve ondan sürekli ilgi bekleyen bir adam arasında sıkışıp kalmış hissediyordu. 8 ay süren ilişkilerini yine Narin sonlandırmıştı. Ama Mael ile arkadaş kalmayı başarabilmişler ve hobi olarak uğraştığı kişiye özel parfüm yapma işinden Narin de nasibini almıştı. Her yıl düzenli olarak, aynı formülden 4 şişe gönderiyordu. Dışarı çıkmadan aynı kokudan yeniden sürmüştü. Şimdi burnunun dibine girdiği adam bu kokunun esiri olmuş, ona daha önce kimsenin bakmadığı gibi bakıyordu. ... Günümüzün mafya hesaplaşmaları da artık militer güçten arınmış ve teknolojinin etkisi altına girmişti. Yüzlerce km uzaklıktaki ofisinizde oturup uzaktan kumanda ile yönettiğiniz silahla, hasmınızın dünyasını başına yıkabiliyordunuz. Narin kendine gelip, Turan'dan uzaklaşmaya çalıştığı anda, çalışma odasının boğazı gören devasa pencereleri büyük bir gürültüyle yere indi. Odanın kapısına, çalışma masasındaki bilgisayara, duvardaki tabloya ve Narin'in sırtına bir kurşun isabet etti. Her şey saniyeler içinde olup bitmişti. Köşkün etrafına yerleşen keskin nişancılardan biri, sonradan Rus yapımı olduğunu anladıkları dronu fark edip indirene kadar iş işten geçmişti. Köşkteki herkes kopan kıyametten nasibini aldı. Endişe ve korku içinde ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Kâhya koşarak Mehmet'in odasına gitti. Çocuk yatağının kenarına sinmiş ve altını ıslatmıştı. Tam Turan'ın odasına yönelecekti ki; Turan kucağında kanlar içinde kalan Narin'le çıktı. Hayatı boyunca bir çok pusuya düşmüş, sayısız çatışmaya girmiş olan Turan, hiç bir hasmının hane halkını bu derece tehdit etmemişti. Özellikle çalışma odası taranmış, Yaman'a göz dağı verilmek istenmişti ama o odada Mehmet de olabilirdi. Kucağına yığılırken derin bir inilti bırakan kız, gözlerini acıyla kapatmıştı. Sırtındaki ellerine kızın kanı süzülüyordu ve bu oldukça yoğun bir kanamaydı. Odadan aldığı havluyla acelece tampon yaptı ama kızın solunumu giderek zayıflıyor, ten rengi canlılığını yitiriyordu. Daha fazla vakit kaybedemezdi. Kapıdaki adamlara güvenliği arttırmaları talimatını verdikten sonra kızı kucaklayıp odadan çıktı. Cengiz'e bir bakışıyla ne demek istediğini anlatmıştı. Mehmet, onun sorumluluğundaydı. Arabası köşkün girişinde hazırlanmış, şöför arabayı çalıştırmış ve bekliyordu. En hızlı adamlarından biriydi. Turan kucağında kızla arka koltuğa bindi ve 'acele et' diye kükredi. Hastahaneye vardıklarında bir doktor ekibi kapıda onları bekliyordu. Her şey ayarlanmıştı. Gelen sedyeye aldırış etmeden, kendi kucağında acil müdahale odasına götürdü. Dışarı çıkması için ikaz ettiler ama kimse başarılı olamadı. Müdahaleyi her ayrıntısına kadar izlemekte kararlıydı. Narin'in üzerindeki sweati kesip çıkardılar. Sabah bilgisayar ekranında gördüğü manzara bu kez kanlar içerisinde bir bedenle karşısındaydı. Kızın kan gurubunu cüzdanındaki organ bağış kartından öğrenip hemen takviye için harekete geçtiler. Kurşun scapulae'den girmiş ve clavicula'nın distaline saplanmıştı. (Kürek kemiğinden girip, köprücük kemiğinde saplanmıştı.) Çok kan kaybetmişti, solunum sesleri yavaştı. Hemen ameliyathaneye aldılar. İki saat süren bir operasyonun ardından cerrah ameliyathaneden çıktı ve elindeki kanla yerde oturan Turan'ın yanına geldi. -Turan bey, Narin hanımın ameliyatı az önce bitti. Şunu belirtmeliyim ki; çok zor bir ameliyattı. Kürek kemiğinde parçalı bir kırık meydana gelmiş, aynı zamanda köprücük kemiği de ağır hasar almış durumdaydı. Ne yazık ki akciğer de hasar görmüş ve sönmüştü. Biz elimizden gelen bütün müdahaleyi yaptık. Hastanın durumu şimdilik stabil. Ama önümüzdeki 24 saat çok önemli, bu süreçte hastayı uyandırmama kararı aldık, duruma göre bu süre biraz daha uzayabilir. Hasta şimdi yoğun bakıma alındı, ben bütün bu süreci yakından takip edeceğim. Yoğun bakım ekibimiz de oldukça deneyimli ve donanımlı kişilerden oluşuyor. Bu nedenle sizin burada beklemenize gerek yok. - Hangi odada? -Turan bey yanına giremezsiniz. -Sana hangi odada dedim. Kıdemli cerrahın, çalıştığı hastahanenin sahibine daha fazla itiraz etmeye cesareti yoktu fakat yine de hekimliğinin gereğini yerine getirerek son uyarısını yaptı. -Bu yaptığınız çok riskli Turan bey. Onun hayatını tehlikeye atabilirsiniz. - Sen bana sadece ne yapmam gerektiğini söyle doktor. - Önce sterilize olmanız ve hazırlanmanız gerekiyor. Hastamız şu an en ufak bir enfeksiyonu kaldıracak durumda değil. Beni takip edin, arkadaşlarımız sizi hazırlayacaklar. Turan söyleneni yaptı. Steril kıyafetleri, eldivenleri, boneyi ve maskeyi söylendiği gibi giydi. Sterilizasyon bölmesinden geçerek hasta odalarının olduğu koridorda ilerledi. 1011 numaralı oda Narin Kırca'nın odasıydı. Kalp monitörünün nazlı sesi, Ventilatörün (yapay solunum cihazı) ışıkları, onları hastayla bağlayan sayısız kablo, işi şansa bırakmamak için takılan üç yollu santral venöz kataterin bir yolundan verilen trombosit, diğerinden antibiyotik ve ıv ilaçlar için asılı bir başka serum şişesi. Yatakta hareketsiz yatan, saçları bone içine toplanmış, solunum maskesi ile yüzünün yarısı kapanmış narin bir beden... Turan olduğu pozisyonda ne kadar hareketsiz kaldığını hatırlamıyordu. Sadece gözleri hareket eden İngiltere Kraliyet Muhafızları gibi, başka hiç bir yaşam belirtisi vermiyordu. Nefes aldığının bile farkında değildi. Neden sonra kendine geldi ve olanları bir bir hatırladı. Sayısız ölüm, sayısız yaralı beden görmüştü. En son Gökhan'ın ölümüne şahit olmuş ama onun yanında bilr bir kaç dakikadan fazla kalamamıştı. Şu anki ruh haliyle kıysaladı da, sanki hiç biri bu kadar etkilememişti onu. Acıyla inleyip gözlerini kapatışı gözünün önünden bir türlü gitmiyordu. Açıkta kalan incecik kollarına bakarken bir ayrıntı farketti. Sağ kolunun dirsek hizasındaki iç kısmında bir dövme vardı. İtalik el yazısıyla 'Mael' yazıyor, 'L' harfinin bitiminde kısa bir ritim çizgisi takip ediyordu. Anlamını merak etti. ... Lyon'a beraber geldiği arkadaşlarından biri uzmanlığını tamamlayınca bir gece içmeye gitmişler, sonrasında neden gittiklerini bilmedikleri bir dövmecide almışlardı soluğu. Mael ile birbirlerinin isimlerini dövme yaptırmış, ertesi gün de deli gibi pişman olmuşlardı. Narin'in hiç sevmediği, kurtulmak istediği bir vücut parçasıydı. Baktıkça sinirle gülerdi. Turan odadaki bir tabureye oturup, sırtını duvara dayadı. Kafasını istila eden düşünceler onu adeta soluksuz bırakıyordu. Son günlerde yaşadıkları, bu kızın hayatlarına girişi, Mehmet'in ona bağlanması, kendisinin şu an hissettikleri... Bütün bu duygular, Turan Tunalı'yı menzilinden uzaklaştırıyordu. Saatin nasıl geçtiğinin farkına varmadı. Öyle ki, o odadayken sayamadığı kadar personel girip çıkmış, Narin'in vital bulgularını saat başı çizelgeye işlemiş fakat Turan, yaslandığı duvardan olanları sadece hareketsizce izlemişti. 24 saat dolalı neredeyse 3 saat oluyordu. Bekleyiş bedenine isyan bayrağını neredeyse açtırmak üzereydi ama o, gözlerini bir an olsun Narin'in üzerinden ayırmıyordu. Bütün vücudunu sürekli kontrol ediyor, herhangi bir tepki verdiğini görmek istiyor fakat genç kız cansız halinden bir türlü sıyrılmayı başaramıyordu. Gözleri tekrar dövmeyi bulduğunda anlamı üzerine yeni teoriler üretmeye çalışan genç adamı daldığı yerden hırıltılı bir ses çıkardı. -Ben nerdeyim? Heyecanla yerinden doğrulup kızın yanında bitiverdi. Duyduğu bir yanılsama mıydı yoksa gerçek miydi? Onu anlamak için bir süre dikkatlice Narin'e baktı. Gözlerini hafif aralayan Narin; - Senin yaşadığın yer de pek güvenli sayılmaz ha Turan Tunalı. Turan gülümsemesine engel olamadı. ' O da senin şanssızlığın küçük hanım' dedi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD