3.BÖLÜM

3347 Words
Alev, kapının sert çalması ile yataktan fırladı.. Üstüne aldığı sabahlık ile kapıya koştu.. Kimdi bu sabahın köründe kapısına dayanan.. Kapıyı açtığında gördüğü kişi ile gözleri kocaman açıldı… “baba” Yaşlı adam, yüzünde ve vücudunda oluşan yaralarla kızının kapısına dayanmıştı.. “Çekil” deyip kendisini evden içeri attı Çetin.. Alev, babasına yardım ederek, koltuğa götürdü “Ne oldu sana böyle, yine kimin horonzuna kış dedin” Alışıktı genç kadın babasını böyle görmeye hiç umursamıyordu bile, yaralarını.. Yaşlı adam, koltuğa uzandı.. “Kes sesini de, bana bir pansuman malzemesi getir çabuk” Emir, komutaya uyar gibi ayağa kalkıp malzemeleri getirdi genç kadın.. Yaralarını kendisi sarması içinde , aynayı koydu masasının üstüne “All, çabuk ol işlerim var benim” Çetin umursamadı “Şerefsiz, acımadı vururken.. Babası yaşında adama yaptıklarına bak” “Kumarı bırakırsan, kimse dokunmaz merak etme” “O kumardan kazandıklarımla bu evi aldın unuttun mu” Haklıydı yaşlı adam.. Bu evi, sahiden Alev o parayla almıştı.. Zaten, geeride başka bir şeyde kalmamıştı babasının bu kumar aşkı yüzünden .. Alev, bu utancı kimse ile paylaşamıyordu. Bu sebeple de çalışmak zorundaydı zaten. “Senin iş güç nasıl.. Yaptılar mı maaşa zam” Tek derdi para olan bir adamın , başka ne muhabbeti olabilirdi ki. “Baba, bilmen gereken bir durum var” Alev, grurla başını dikleştirdi Çetin, kaşının üstünde ki çiziğe küçük bandı yapıştırdı.. “Neymiş” dedi.. İlgisini para dışında hiçbir şey çekemezdi.. O yüzden umursamıyordu kızının ağzından çıkacak sözleri.. “Emir ile ben beraberiz” Yaşlı adam, hemen kızına baktı.. “Ne dedin sen” Alev, başını dikleştirip bacak bacak üstüne attı.. “Aynen öyle, beraberiz.. Hatta niyeti de çok ciddi” “O adam, evli değil mi” Çetin, hatırlamak ister gibi kaşlarını çatıp düşündü.. Evliydi diye hatırlıyordu.. yanılıyor olamazdı yaşlı adam. Alev, bu soru karşısında elini sıktı.. “Eee ne olmuş, o aptal karısını yakında boşayacak” Çetin, burun kıvırıp yaralarına pansuman yapmaya devam etti. “Salak, sende bu yalana mı kandın” “Ne yalanı ya, Emir bana aşık diyorum anlamıyor musun” “Adamın elinde o kelepçe olduğu sürece.. Senin gibi kadınlar sadece gönül oyuncağı kızım” Alev, burnundan soludu “Emir, bana aşık diyorum anlamıyor musun sen ya.. Gözlerimin içine bakıyor.. O salak karısını da yakında boşayacak diyorum” Çetin, eline kumandayı aldı.. tv’yi açtı.. kızının saçmalıklarını dinlemekten sıkılmıştı “Emir piçi, sana yol verecektir yakında. Bu süreçte, sende Yola bildiğin kadar yol o kazı” Alev, babasını ikna edemiyordu işte.. delirmek üzereydi genç kadın.. Sahiden, bu neyin nefretiydi.. “Bana bak” dedi öfkeyle.. “Sen, karısını boşayacak demiştin demi” imalıydı ses tonu yaşlı adamın. “Boşayacak, çok yakında.. Göreceksin” dedi.. kendinden çok Emindi Alev.. Emir ile uzun bir gece geçirmiş ve artık ona sahip olmuştu.. Bu yoldan dönüş asla yoktu.. Emir, ne olursa olsun onun olacaktı.. Çetin gülerek tv’yi gösterdi.. “Önce, çok aşık olduğu ve değerli hediyelerle şımarttığı karısını bir boşasında” Genç kadın ayağa kalkıp, tv’de babasının söylediği sözleri alt yazı olarak okudu.. “Genç iş adamı Emir Kozcu, Güzeller güzeli Eşi Bahar Kozcu’ya aldığı elmas küpeleri .. Katıldıkları davette, herkesin içinde karısına takarken kameralara yakalandı.. Uzatılan mikrofonlara sessiz kalan, sosyetik çift.. Yine, herkes tarafından imrenilerek bakılıyordu” Alev’in hırsı , gözünü karartmaya başladı.. Çetin gülerek “Ben sana dedim.. Neyse, sana yol verene kadar Emir’i sömürmeye çalış.. Adam sana yol verirse erkenden, beş parasız ortada kalırız” Alev, başını babasına çevirdi… “Emir, benim.. O aptal kadının değil anladın mı beni” öfkeyle odasına gitti genç kadın.. Çetin umursamayarak “Kafayı yedi galiba” dedi ** Alev odasıan geçtiğinde burnundan soluyordu genç kadın.. Öfkesi, o kadar büyüktü ki kendisini sıktığı için yüzü kıarmıştı artık.. “Bahar” dedi.. öfkeylee. “Benim olanı almana asla izin vermeyeceğim” Emir’i ne ara bu kadar sevip sahiplenmişti Alev.. ** Haluk, evde çalışma odasındaydı.. Yaşlı adam, bilgisayara bakarak işlerini yapmaya çalışıyordu.. Kapı çalınca “Gir” diye cevaap verdi.. Gelen Mert’i.. “Gel oğlum, otur” dedi.. Mert, ceketini ilikleyerek yaşlı adamın karşısında ki tekli koltuğa geçti “Merhaba Haluk bey nasılsınız” “Ben iyiyim” dedi, gösünü gererek “Asıl sen nasılsın” grurla baktı Mert’e.. Mert, utanç bir tavırla “Teşekkür ederim efendim” “Gerçekten, Mert seninle grurur duyuyorum. Öz evlatlarımdan bir farkın yok gözümde. Afferin sana, hiç pes etmedin, tüm zorluklara tek başına gögüs gerdin. Sonunda doktor oluyorsun ha” Mert yine gülümsedi.. “Sizin sayenizde” Haluk, tonton bir gülüşle “Ben aracıyım evlat.. Asıl, senin azmin olmasa bir işe yaramazdı.. Helal olsun.. Bundan sonra neye ihtiyacın olursa, bu kapı sana daima açık sakın unutma” “Allah razı olsun, ben gerçekten hakkınızı ödeyemem” Lale, babasının odasına doğru yürürken.. İçeride Mert ile konuştuğuna kulak misafiri olmuştu genç kadın.. babasına, Mert’in ne zaman gideceğini soramıyor.. Mert’e , ona asla cevap vermiyordu.. Genç kadın, çaktırmadan kapı dinlemeyi kendisine hak gördü.. “İnşallah yakalanmam, tam bir rezillik” farkındaydı elbette yaptığı şeyin gülünç olduğunu.. Ama merak ediyordu işte .. “Söyle bakalım, mezun olunca istediğin bir hastane falan varmı.. Aracı olayım, hemen boşta durma mesleğine geç “ Mert, tüm samimiyeti ile “Çok teşekkür ederim haluk bey” Haluk, öfkeli bir sesle “Amca… Bir öğretemedim şu resmiyeti kaldırmayı be evlat sana.. Vallahi kızacağım artık sana.. “ “Özür dilerim” dedi “Hadi, Amca dede affedeyim” Haluk, saygıda kusur etmeyen , kendi ayakları üstünde duran her gencin arkasında olurdu.. Mert, çocuk esirgeme kurumunda yetişmiş. Bir, tesadüf eseri yolları kesismişti.. Anne ve babasız olduğunu kimseye söylemeden, ona koruyucu aile olmuş ve Mert’i okutmuştu.. Mert bu süreçte.. kapısına gelip “Size borcumu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum Haluk bey” “Evlat bana borcun, okulunu bitirip doktor olunca ödenmiş olacak zaten” “En azından , mezun olana kadar, sizin yanınızda çalışmak istiyorum” dedi genç adam. Haluk biraz düşünüp, Mert’in gözlerine baktı “Bizim şoför askere gidiyor.. o halde onun yerine bir süre bize destek ol.. Bizim ufak kızı okula götürür gelirsin olur mu? “ Mert, minnetle “Çok sevinirim. Gözünüz arkada kalmasın.. Kızınıza gözüm gibi bakacağım” 6 aydır, Lale’yi okula götürüp getirmişti bu süreçte.. Herkesden, onu korumuş. Elinden geleni de yapmıştı.. Haluk bey, müştemilatta boş olan bir odayıda genç adama vermişti.. Şimdi ise.. yol ayrımına gelmiişti ikili… “Hadi bakalım söyle , hangi hastanede görev yapmak istersin” “Aslında ben, yani köylerde görev yapmak istiyorum” Yaşlı adam şaşkınca baktı.. “Nasıl yani” dedi. “Haluk amca, burası büyük şehir. Haliyle çok alternatif seçenekler var. Ama köyde insanlar çok zor bir durumda. Orada hasta çocuklar, hasta insanlar var. Kasabada uzak olduğu için çoğu yetişemiyor, gidemiyor. Önümüz kış. Ben köylerde görev yapmak istiyorum” Haluk , gururla baktı genç adama.. “Helal olsun sana güzel kalpli çoçuk.. Seninle bir kere daha gurur duydum” Lale, kapının eşiğinde herşeyi duymuştu.. Mert, gidiyordu . Üstelik yakınında değil, bilmediği belkide uzak olan bir köye gidecekti.. Genç kadın yutkundu.. Elini kalbine götürdü.. Nasıl bu denli alışmıştı Mert’e, oda bilmiyordu ama .. Ama, gitmesini hiç istemiyordu Lale.. Gözleri doldu.. “teşekkür ederim Haluk amca” “Oraya gittiğinde haber et.. Bir şeye ihtiyaç olursa bizde buradan teymin ederim” Mert gülümseyerek “Çok teşekkür ederim” ** Bahar, yine çiçeklerine gömülmüş onlar ile güzel dünyasında mutlu oluyordu.. Bahar havası, bazı çiçeklerini soldurmuştu artık.. Genç kadın, makas ile onları keserek temizlemişti çiçeklerini. Saniye, uzaktan genç kadına baktı.. Dün, yıkık bir virane. Şimdi ise mutluluk kaplıydı genç kadının yüzünde. Eline aldığı taze sıkılmış portakal suyunu Bahar’a getirdi. “Şunu içte, biraz dinlen güzel kızım” Bahar, elinde ki eldivenleri çıkarıp , Saniye’nin uzattığı portakal suyunu eline aldı. Bir iki yudum çekip gülümsedi. “Nasıl güzel olmuş” Yaşlı kadın gülümseyerek “İçine birazda, tam senin istediğin gibi limonda sıktım” “Ellerine sağlık canım ablam. Çok güzel olmuş” “Afiyt olsun” Saniye, çekinerek “Kızım, dün” Bahar, olayları hatırlayınca yüzü buruştu. Yaşlı kadının kolunu sıvazlayıp “Merak etme, düzeldi herşey” “Oh, içim rahat etti. Sen mutluluğun en güzellerine layıksın güzel kızım” Saniye, Bahar’ın yüzünü okşayarak konuşuyordu.. Bahar’ı kendi evladı gibi severdi. Eşi ile evlendikten sonra hiç çocuğu olmamış. Çalışmaya başladıktan sonr bahar ve Lale’yi, kendi evladı gibi sahiplenmişti. “Aklın kalmasın , herşey yolnda” “Dün annen de aradı, seni çok merak ediyor. Gerççeği bir bilseler Bahar telaşla” Abla ne olur.. Bu sonsuza kadar, ikimizin sırrı olarak kalacak. Bir sen varsın beni anlayan, dinleyen. Sende beni üzme ne olur” Saniye, gözleri doldu “Yavrum, herşey sen iyi ol diye. Ama böyle olduğu zamanda en çok sen zarar görüyorsun. Nereye akdar böyle devam edecek. Bazen bazı şeyleri kabul etmek gerekir derler. Bahar’ım, en çok sen zarar görüyorsu bu yuvada” “Kim zarar veriyormuş Bahar’a” Bahar ve Saniye sesin geldiği yöne doğru döndü.. Necla öfkeyle bakıyordu ikisine de.. “Şeyy” dedi yaşlı kadın çekinerek. “Nee. Bakıyorum bir hizmetçi olduğunu unutmuş, burnunun karışmaması gereken yerlere karışmaya başlamışsın Saniye.. “ “Necla Anne” “Bahar’cığım, bu işçi sınıfına biraz yüz verirsen, olacağı böyle olur işte” “Siz beni yanlış anladınız” Bahar, Saniye’nin düştüğü durumdan bir hayli rahatsızdı.. Üstüne, Necla’nın ağır hitamları daha da sinir bozucu bir hal almıştı artık. Ve görünüşe göre iş çığrından çıkmaya hazırdı artık. “Necla Anne” Araya girip Saniye’yi savunmak istiyordu ama.. “Senin maaşını benim oğlum ödüyor.. Ama bakıyorum ki, yediğin kapa pislemeyi iyi biliyorsun. Bahar’ı doldup , evli çiftin arasına girmek kimin haddine.. Hele ki sen ? kimsin, hangi vasıfla söz hakkını kendinde görüyorsun” Necla’nın öfkesi çok ağırdı. Kelimeleri ise, bıçaktan daha keskindi Saniye bu denli aşağılanmayı hak etmese de, sessiz kalmakta istemiyordu Bahar’ın bu haline.. “Necla hanım, bakın ben sadece” “Sen sadece, yerini ve haddini bilmeyen bir hizmetçi parçasısın.. Haddini bilmezsen, defolup gidersin bu evden olur biter.” Saniye, olduğu yerde kitlendi.. Bahar ise, bu son sözlerle gözleri koaman açıldı “Necla anne yeter. Burası benim evim” sahiden , bu cümleyi kullanmış mıydı Bahar. Necla, sert bir şekilde baktı Bahar’a.. “Evet, farkındayım kızım. Ama bir hizmetçi parçası aile hayatında çok şey bilirse, gün gelir onu sana karşı kullanır.. Evet, senin evin ama güvendiğin şu kadına dikkat et derim” Saniye gözleri dolarak içeri girmişti. Bahar ise, ilk defa sinirlendiğini fark etti. “Necla Hanım, bu yaptığınız çok kötü” “Bahar, hala anlamıyorsun kızım” Necla, aslında Bahar2ın kendisine çemkirmesine sinir olmuştu artık.. Ama sakin kalarak, geliniine gülümsedi. “Ben, sadece size bir zarar gelsin istemiyorum. Her anne gibi, evlatlarının mutluluğunu isteyen bir anneyim ben. Bahar’ım, güzel gelinim. Görmüyorsun ama bu kadın resmen mutluluğunuzda gözü var” “Saniye abla öyle bir insan değil. Olmadı da, ben onun elinde büyüdüm. Hep bizim mutluluğumuzu istedi” Necla, bu inatçı kıza , laf anlatamayacağını artıkanlamıştı” Peki kızım kusura bakma, ben hata yaptım. Bir daha da gelmem.. Aman siz mutlu olunda, ben adım bile atmam” Necla, blörf yaparak kapıya doğru göneldi.. Bahar ne yapacağını bilemiyordu artık. Nasıl şu duruma geldi de, çıkmaza girmişti genç kadın. “Necla anne” “Tamam kızım, ben alınmıyorum sana merak etme.. sen sadece mutlu ol. Oğlumla hep mutlu olun” necla kapıdan çıkar. Saniye elinde valiz ile gelir. Bahar derin bir nefes alıp verir “Saniye abla” “Hakkını helal et kızım benden buraya kadar” “Abla” dedi sitemle “Kusura bakma kızım, yollarımız burada ayrılıyor. Ama merak etme, bu ikimizin sırrı olarak kalacak. Umarım, hak ettiğin o mutluluğu bulursun yavrum.. Sadece çok dikkat et Bahar.. Çok dikkat et” “Abla sahiiden beni bırakıp gidecek misin” “Zaten, köye yerleşmek hayalimizdi.. Benden bu kadar.. Hoşça kal kızım” Bahar, Saniye’nin kolundan tuttu “Abla, ne olur” yalvaran gözlerle bakıyordu. Yaşlı kadının onuru bir kere kırılmıştı.. Bu yaşına kadar saygıda kusur görmemişti ama şimdi o kadından işittiği ağır sözlerle tekrar burada kalıp işine devam edemezdi.. “Bahar, güzel kızım.. Çok dikkat et” tek bunu söylemeyi hak gördü kendisine saniye.. Başka da elinden bir şey gelmezdi artık.. Valizini de alıp çıktı.. Bahar öylece kala kalmıştı tek başına.. Tek sırdaşı, güvendiği yardımcısı onu terk edip gitmişti.. Kocaman ev, artık ona zor gelmeye başlamıştı bile.. “Şimdi ben ne yapacağım” dedi, gözleri dolarak ** Necla, öfkeyle salonda dönüyordu.. “Kadına bak ya, öyle laf edecek , yediiği kaba işeyecek , bende tutup sessiz olacağım öyle mi” Niyazi, burun kıvırarak “Bunlar ailecek sorunlu işte. İşçi sınıfı ile kendilerini bir görmeleri.. Şaka gibi” Necla olduça sinirlenmişti. Sinirden elleri titriyordu “Bahar’ı görmen lazımdı.. Bana aldığı tavır, resmen o hizmetçi kadını korudu bana karşı. Elim ayağım titriyor hala sinirden.. Bahar’a da ağzının payını veremedim ya” Niyazi hemen araya girip “Aman dur sakin ol, birde onun tribiyle uğraşmayalım” “Aman yok, sen merak etme. Güzel bir ağzının payını verdim. Aklı varsa, o hizmetçi parçasıda hala o evde durmaz.. Eğer durursa, bak Niyazi sana söylüyorum.. O kadını yolarım” “Kimi yoluyorsun sen Anne” Emir’in araya girmesi ile konuşmayı hemen kestiler “Oğlum” dedi ağlak bir sesle Emir, ilk defa annesini böylee görmüştü.. Şaşırdı genç adam “Bir şey mi oldu” Necla, oğluna sıkıca sarıldı “Ah oğlum ah, öyle kötü oldum ki bugün. Çok canım sıkıldı.. Senide aradım, inan ben “ Niyazi araya girip oğlu ile göz göze geldi. “Anneni bugün çok üzmüşler Emir” Emir, Annesini severdi.. Kıyamazdı ona.. Yaşlı kadının yalandan akan göz yaşlarını sildi “Ne oldu, anlat annem kim üzdü seni” Necla, burnunu çekerek “Yok oğlum ne üzmesi.. Bahar da haklıydı sonuçta kendi çappında” Bahar’ın adını duyunca tek kaşını kaldırdı “Bahar mı, bir şey mi oldu. Ne geçti aranızda” “güzel gelinim ile aramda ne geçecek oğlum” Emir, sakinleşti.. Bahar’ın kötü bir şey diyeceğini yada yapacağını hiçbir zaman düşünmedi Emir.. eğer ki yaptıysa, mutlaka vardır bir bildiği olarak yorumladı.. Belki sevmiyordu Bahar’ı, karısı olarak da benimsemiyordu ama kalbinin güzelliğinide iyi bilirdi genç adam.. Bahar, sahiden kimseye yanlış bir şey yapmazdı.. “Ne oldu anne anlatacak mısın, ne bu halin” “Ben size gittim bugün” “Eeee, ne oldu sonra” “Bahar, o hizmetçi parçası varya” Gözlerini yumdu genç adam. Ekmeğini , hizmet ederek kazanan birisi için böyle hitap şeklinden rahatsız olmuştu genç adam.. “Anne, Saniye hanım hizmetçimiz değil. Yardımcınız” Necla sinirle dişini sıktı.. Kendisini hızla çekti Emir’den. “Al işte Niyazi,, oğlundan aynı.. Hemen başkalarını savunun zaten “Oğlum bir dinlesene anneni” Emir, gözlerini yumdu “Anne kimseyi savunduğum koruduğum yok. Düzgünce söylüyorum. Neyse , sonra ne oldu da sen bu hale geldin” “içeri bir gindim.. Bana göre hizmetçi” üstüne bastırdı bu hitap şeklinin “Size görede yardımcı hanımcığınız.. Seni, Bahar’a karşı dolduruyordu” “Saniye hanım mı” inanamadı genç adam.. Bahar ile 8 aydır evliydi ve o kadından, ogünden beri kendilerine yardımcı olurdu.. Bahar ile aralarında geçen problemi biliyordu, buna rağmen de ağzı vardı dili yoktu.. Kendisine en ufak bir saygısızlığına şahit olmadığı gibi, bahar2ı da kendi evladı gibi korur kollardı .. “Evet, Adı her neyse o kadın işte.. Evladımı korumak en doğal hakkım.. Bende, haddini bildirdim” Emir, başını çevirdi sağ sola.. “Anne, Bahar gerektiği şekilde konuşurdu” Necla, oğluna baktı.. Bahar’ı sevmeyen adam, şimdi Bahar2ı da korumaya kalkmıştı “Bakıyorum, sümüklü karının tarafına da geçtin” Emir, dişini sıktı” Anne” dedi uyarıcı bir sesle “Ne var, yalan mı haa.. Sevmediğin zorla evlendiğin hatta o sümüklüye dokunmadığını bilmiyor muyum.. Ben de böyle bir şeye tutup sessiz kalacak da değildim tabiki, oğlumu koruyacaktım.. Ağzının payını vermiş olsaydı, şuan bu durumda olmazdım” Emir, yumruğunu sıktı “O ev benle Bahar’ın evi, içinde çalışanlara da bir had bildirilecekse benle Bahar yapar. Sen değil” Necla gözlerini açtı “Bak sen.. Hanımcı olmuş oğlumuz” “Anne, kalbini kırmak istemiyorum yeter artık” “Senin bu Bahar’ı savunma hallerin bana batıyor artık” Niyazi araya girerek “Acıdığı için hanım başka ne olacak” gülümsedi yaşlı adam.. “tam acınacak bir halde .. Emir de yufka yürekli, ne yapsın.. vicdanının sesini diliyor” Emir, arkasını döndü.. Tam karşıda masanın üstünde bahar ile çekilmiş başka bir evlilik resmi vardı.. Kendi yüzü gülmese de , Bahar bu resimde de çok mutluydu.. Necla araya girdi. “Ahh oğlum ahh.. yufka yüreğine bakma, sakın ipleri de koparma.. Merak etme o sümüklü ile işimiz bittiğinde , seni o zincirlerini kendii ellerimle çıkaracağım” Emir, gözlerini yumdu.. Bu durum artık canını sıkmaya başlamıştı genç adamın.. Bahar, kötü birisi değildi.. Hatta melek gibi bir kalbe sahipti.. Ama, onu sevmemesinin bedelini yine o ödüyordu.. iyi bildiği , aile olarak sahiplendiği insanlar, onunla alay ediyordu.. Burada suçlu olan kimdi peki.. “Sen merak etme evlat, çok az kaldı.. Kurtulacaksın “ dedi Niyazi’de ** Bahar, mutfağa girip kendisine bir kahve yaptı. Genç kadın için çok zor bir gün geçmişti.. Saniye’yi arayıp , telefonda dahi ikna etmeye çalışmıştı ama yaşlı kadının inadı, karadenize dayalıydı.. Ve asla geri dönüşüde yoktu işte.. Telefonu çaldı, Ekranda Annesinin numarası görüldü.. Dudağını ısırdı genç kadın.. Ya Saniye abla olan biteni anlattıysa diye düşündü.. Açmaktan başka şansı yoktu .. “Annem” “Prensesim, nasılsın” Bahar, gözlerini bir oh çekerek yumdu.. Sesi olddukça iyiydi Melek’in.. Herşeyi öğrenmiş olsaydı, asla bu tonda açamazdı.. “İyiyim, sen nasılsın Meleğim” dedi “Bende iyiyim , Saniye aradı kızım” Dudağını ısırdı “öyle mi” “İşi bırakmış” dedi sakince Gözlerini kaçırarak “Evet Annem, öyle oldu” “Hay Allah, Ne oldu da böyle bir anda bırakma kararı aldı anlamadım” Yutkundu genç kadın “Bende anlamadım” “Köyüne yerleşecekmiş, Eşide hastaydı zaten, orada kalacaklarmış. Böyle iyi oldu deyip durdu.. Ama çok kızdım Saniye’ye.. İnsan bir haber vermez mi canım.. Ben evladımı sana emanet ediyorum sende , hemen gidiyorsun” “Kızma anne Saniye ablaya, yoruldu demek ki” “Ben sana güvenilir bir çalışan ayarlarım, sen dert etme.. kendini de sakın yorma tamam mı kızım” “Tamam annem, var mı bir isteğin” “Yok . dikkatli ol kuzum” Telefonu kapatıp arkasını döndüünde Emir ile göz göze geldi genç kadın.. Necla hanımın herşeyi analttığını az çok tahmin ediyordu.. Dünün kavgasından sonra,, bugünde büyük bir kavga bekliyordu kendisini.. “Ben aslında, Anene saygısızlık yapmak gibi bir niyetim yoktu” gözleri yere bakıyordu.. “Sadece, Saniye ablaya öyle hakaret edince sessiz kalamazdım. Evet o bizim çalışanımız.. Aramızda” dedi yutkunarak “Özel durumu da biliyor olabilir” nefes aldı “Ama, herşeye rağmen saydığımız birisi.. Üstelik ben onun elinde büyüdüm. Sana karşı kötü bir cümle kullanmadı. Tek derdi benim üzülmememdi. Ama Necla hanım yanlış anladı, üstüne Saniye ablayı kovunca” Gözleirni yumdu Emir.. “Bahar” dedi.. Bahar, gözleri doldu.. “Sen, bağırmak kızmak için zaman bekleme o zaman şimdi kız bağır çağır söz ağzımı açmayacağım.. Hak ettiğimi düşünmüyorum , Ama için öyle rahat edecekse sende kız” “Bahar” sanki adını ezberler gibi tekrar etti genç adam “Dedim ya, sen bekleme direk bağır çağır.. Ama bir çalışana , yani yardımcı bir emektara öyle kelimeler çok ağır, ben böyle yetişmedim. İşçi sınıfı , fakir, zengin diye ayrım yapmadım kimseye de.. Herkes eşit benim gözümde..” Yutkundu “ Hem, için rahat olsun Saniye abla gitti.. Annene de bir şey söylememiş , yani için rahat etsin. Annenin, kullandığı korkunç kelime gibi.. İşçi sınıfı gitti, evimizden. Rahat ol” Emir, öyelcede baktı genç kadına.. Genç adam da yutkundu.. “Bahar, üzgünüm” Bahar, başını kaldırdı. Neden üzgündü ki bu adam şimdi. Gözleri doldu genç kadının. Zoruna gitmişti, bu yaşanılanlar.. Emir’in, şimdi gelip kavga çıkarıp bağırmasını beklerken. Mahcubiyeti, yüzüne yansımış bir şekilde , Üzgünüm demişti genç adam.. Peki, sahiden üzgünmüydü.. “Gerçekten, yaşanılan her şey için üzgünüm” Bahar, kahve bardağını tezgaha bıraktı.. Oda üzgündü ama artık her şey için çok geçti.. Saniye ablası gitmiş, tek sırdaşı yakın gördüğü kadın gitmişti. Şimdi, Bahar, kime anlatacaktı o büyük acılarını ve kim anlayacaktı onu şimdi. “İyi geceler” dedi.. Merdivenlere doğru ilerledi genç kadın.. Emir, yine acıyla gözlerini yumdu .. Bahar’ın, tek başına sessizce kaldığının da farkındaydı artık. Aralarında yaşanılan durumu kimseye anlatmıyordu, Hoş Saniye de, bilmezdi. Yani Bahar ona da bir şey anlatmazdı ama , Haliyle herşey göz önünde olunca, oda bir takım şeylere göz kulak misafiri oluyordu..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD