bc

DİLHUN(TÜRKÇE)

book_age12+
542
FOLLOW
2.1K
READ
second chance
goodgirl
sweet
mystery
scary
first love
crime
love at the first sight
affair
discipline
like
intro-logo
Blurb

Herkes koşarak dışarı çıkıyordu,büyük bir kargaşa vardı okulun içinde.Şaşkın şaşkın etrafıma bakındım.Kalabalığa karışıp bende dışarı çıktım.Okulun arka bahçesinde toplanmıştı herkes.O tarafa yöneldim.Herkes yukarıda bir şeyi işaret ediyordu.Kendime kalabalığın arasında bir yer bulup herkesin baktığı yöne baktım.Gördüklerim ile gözlerim kocaman açıldı.

‘Abi’

Abim,benim abim çatıdaydı.Benim abim çatıda durmuş,aşağı bakıyordu.Elim kalbime gitti.Nefes alamıyordum,gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.Kalabalığı yararak hızla önlere ilerledim.Polisler,ambulanslar itfaiye araçları her şey ,herkes vardı.Müdürün yanına yaklaştım.

‘Hocam,benim abim mi o?’

Müdürün beni görünce gözleri kocaman açıldı.Beni hızla kolumdan tutup polis memurunun yanına götürdü.Şoktaydım hiçbir şey düşünemiyor,hiçbir şey hissedemiyordum.

‘Amirim yukarıda ki çocuğun kız kardeşi belki konuşsa faydası olur.’

Adam kararsızca bana baktı.Elinde ki megafonu bana doğru uzattığında titreyerek megafona uzandım.Kafamı gökyüzüne çevirdim.

‘Abi’

Etrafta yoğun bir sessizlik oluştu.Sesim bana bile yabancı gelmişti..Ellerim zangır zangır titriyordu.Abim mümkünmüş gibi aşağı doğru eğildi.Ayakta duruyordu ve sallanıyordu.

‘Hüma git buradan’

Abimin bağırışıyla gözlerimi sıkıca yumdum.Benim abimin orda ne işi vardı,benim abim hayatı severdi ,yaşamayı severdi,hiçbir sıkıntısı yoktu ki neden oraya çıksın.Derin bir nefes aldım.Elimde ki megafonu sıktım.

‘Abi ,yapma.’

Abim bir iki adım geriledi.Başını olumsuzca salladı.Gözlerimden yaşlar süzülüyordu.Neden çıkmıştı oraya gerçekten kendini aşağı atacak mıydı?

‘Ailesi geldi amirim.’

Elimde ki megafon yere düştü.Annem kalabalığı aşarak bana doğru geliyordu.Ağlıyordu,benim annem kolay kolay ağlayan bir insan değildi ki neden ağlıyordu.Yanımda durduğunda gözleri üzerimde gezindi ardından çatıya çevirdi bakışlarını.Elini ağzına kapadı.

Babam beni kendine çekip kafamı göğsüne bastırdı.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Annem polislere yukarı çıkmak istediğini söylüyor babamsa megafonla abimi aşağı inmeye ikna etmeye çalışıyordu.Bu esnada bahçede toplanan herkesi öğretmenler sınıflara sokmuştu.

‘Abiii yapma’

diye bağırdım avazım çıktığı kadar.Eğer bu bir şakaysa ,hiç hoş değildi.Annem polisleri aşmış koşarak okula girmişti.Polis memuru eline başka bir megafon aldı.

‘Bak Hüda ailen çok üzüldü hadi in aşağıya.Her şey düzelir sen yeter ki in.’

Abime baktım umutla.Yavaşça çatının ucuna oturdu.Gözlerimi sıkıca yumdum.Abim ayaklarını aşağı doğru sarkıtmış oturuyordu.

‘Hüda oğlum in aşağı hadi babacığım.Lütfen in Hüda.’

Abim başını olumsuzca salladı.

‘Dayanamıyorum baba’

Babam başını olumsuzca salladı.Kafamı babamın omzuna yasladım.Yukarıda ki benim abim miydi gerçekten benim abim neden intihar etmeye çalışsındı ki?Benim abim hayat dolu biriydi,neden canından vazgeçmek istesin ki?

‘Baba’

bakışları beni buldu.İşaret parmağımı çatıya doğrulttum.

‘Orda ki abim mi?Benim abim mi yani?’

Ağzımdan firar eden hıçkırığa engel olamadım.Babam sıkıca sarıldı bana.Şu an her şeyin bir kabus olmasını o kadar çok isterdim ki..

‘Anne gelme dedim sana’

Abimin bağırışıyla kafamı yukarı kaldırdım.Annem de çatıya çıkmış abime doğru yürüyor bir şeyler söylüyordu.Abimse geri geri gidip anneme gelme diye bağırıyordu.Kalbim duracaktı sanki.Abim arkasına baktı kafasını yere eğdi.

‘Abiiiiiii’

Sesim yankılandı.Annem abimin kolundan sıkıca tuttuğunda derin bir nefes bıraktım.Babam sıkıca sarıldım.Biz güçlü bir aileydik her şeyi atlatırdık.Babam kollarını sıkıca bana doladı.Yüzümü babamın mis kokulu kazağına gömdüm.O esnada ne oldu bilmiyorum ama ömrü hayatımda belki de duyduğum en acı verişi haykırışı duydum.Kalbime bir sancı girdi.Gözlerimi sıkıca yumdum.Sonra sert bir şeyin yere çakılış sesi geldi.Babam beni bırakıp yanımdan koşarak uzaklaştığında ellerimi kulaklarıma kapadım,gözlerimi sıkıca yumdum.Kalbim acıyordu.Gözlerimden yaşlar boşalıyordu.Canım çok yanıyordu.Annemin feryatları yüreğime bıçak gibi saplanıyordu.Yavaşça yere çöktüm.Hemen arkamda yatan cansız bedene dönemedim.

Ben Hüma,Hüma AKSAK.Çok mutlu bir çiftin ikinci çocuğuyum.Ya da artık mutlu bir çift değildi onlar ,tıpkı benim ikinci çocuk olmadığım gibi....

Ben Hüda'sını kaybetmiş bir Hüma'ydım.

chap-preview
Free preview
1.BÖLÜM:MUTLU SON (H)
‘Ya kızla erkek sonunda evlenmeyecek mi yani?’ Gülümsedim.Pınarın eline uzandım.Gözleri bana kaydı.Niye son denince illa evlenmeleri,çocukları olması falan ordu bir türlü anlam veremiyordum.Evli insanlar çok mu mutluydu ya da çocuk olunca hayatta ki tüm sıkıntılar,mutsuzluklar kayboluyor muydu sanki? ‘Her aşk mutlu sonu hak etmez.’ Kayıtsızca omuz silkti.Evlilikte her zaman mutlu sonu ifade etmezdi. Neden sürekli aynı şeyi konuşuyorduk anlamıyordum.İnsanların birbirini sevmesine bir lafım yoktu.Elbette herkes birbiirini sevebilir birbiirine büyük bir aşkla bağlanabilir bunu da evlilik ile taçlandırırdı fakat burda ki en kritik sorun diz,film ,kitap gibi alanların çoğunda evliliğin mutlu son olarak gösterilmesiydi. Ne yani evlenince insanlar hiç sıkıntı çekmiyor muydu,hiç kavga etmiyorlar mıydı,hiç ağlamıyorlar mıydı o zaman neden boşanma diye bir kavram vardı. ‘Banane ya eğer evlenmeyeceklerse ben oynamam bu oyunda.’ Başımı olumsuzca sallayıp arkama yaslandım.Pınar en başından beri grupta ayrık otu olarak parlamaya devam ediyordu arada onu almasamıydım diye düşünmeden edemiyordum. ‘Ya valla yeter ha!Hadi bi yemek yiyelim artık.’ Volkan hüzünlü gözlerle tabağında ki yemeğe bakıyordu.Elimde ki küçük defterimi sertçe kapadım. ‘Çok doğru.Yiyelim ve evliliğin mutlu son olmadığını idrak edelim.’ Pınar bana bakıp gözlerini devirdi.Gülümsemem genişledi.Herkes yemeğine gömülmüşken Pınar kollarını göğsünde bağlamış öylece etrafa bakınıyordu.Çok uzun zamandır tanışmıyorduk belki ama Pınarla oturup bir saat konuşan biri onun karakterini çok net çözümleyebilirdi. ‘Pınar neden yemiyorsun?’ Candan elini Pınarın omzuna koyup,endişeli gözlerle ona bakmaya başladı.Pınar kısa bir an bana baktı ardından Candana döndü. ‘Onlar yazar diye oyunun tüm haklarını kendilerinde sanıyorlar.’ Gülümsedim.Başımı olumsuzca sallayıp derin bir nefes verdim.Pınar belki de görüp görebileceğiniz en duygusal ve romantik insandı.Çok kolay gözyaşı dökerdi bu hayata.Galiba şu an aramızda ki ağlama potansiyeli en yüksek kişi o olmalıydı.Her an ağlayabilirdi bu yüzden onunla konuşurken kelimelerinizi dikkatli seçmek zorunda kalabilirdiniz. ‘Elbette ki sizde oyun hakkında ki düşüncelerinizi söyleyebilirisiniz.Yazarlar biz olabiliriz, ama asıl zor ve önemli olan kısım sizde.Biz hayalimizi kağıda aktarıyoruz fakat siz bizim hayalimizi yaşatmaya çalışıyorsunuz.Bu hem çok meşakkatli hem de çok güzel bir duygu.’ Pınar dönüp bana bakmamıştı bile.Alayla gülümsedim,başımı olumsuzca salladım.Bunlar çok çocukca hareketlerdi.Derin bir nefes aldım.Sakin olmalıydım o benim en değerli taşımdı ve onu kaybedersem diğer takımlar onu hemen kapacaktır. ‘Tamam söyle,hangi kısmı beğenmedin?’ Heyecanla bana döndüğünde aslında hangi kısmı beğenmediğini çok iyi biliyordum.Çünkü yaklaşık bir haftadır Pınarın beğenmediği kısım üzerinde tartışıyorduk zaten. ‘Sonu mutlu bitsin istiyorum sadece.’ Ofladım.Başımı arkaya attım.Bitmeyecekti biliyordum ki bunu devam ettirecekti.İstediği olana kadar bunu sürdürerecek ve istediğini olmadan da bu işten vazgeçmeyecekti. ‘Pınarcığım kime göre mutlu neye göre mutlu?Mutluluk kişiden kişiye değişir.Senin mutluluk anlayışın başka ,benim ki bambaşka.Lütfen bu konuda diretmesen de hazırlıklara devam etsek.Bak çok geride kaldık.Diğer gruplar okumaları bitirip çoktan provalara geçtiler bile.’ Dudak kıvırdığında ellerimi yüzüme kapadım.Bu kız insanı delirtirdi.Vardı onda öyle bir potansiyel görüyordum ben. ‘Ayy çok uzadı bu muhabbet yalnız ya.’ Selinin sözleriyle hızla kafamı salladım.Gerçekten gereğinden fazla uzamıştı bu sohbet. ‘O zaman başka bir son yazsınlar.’ Ay çıldıracaktım şimdi.Yani çıldırmama ramak kalmıştı.Derin bir nefes alıp,gülümsedim.Resmen ona göre oyunu tekrar düzenlememi istiyordu. Bunu isterken de rica minnet değil de sırf o başrol olduğu için değiştirmemi istiyordu.Her oyuncu bir şey isterse ve bende onların istediğini yapmak zorunda kalırsam bu oyun benim oyunum olmaktan çıkardı neden bunu kimse anlamak istemiyordu. ‘Bak Pınarcığım bu hikayeye senin istediğin gibi bir son yazamam tamam mı?’ Ters ters bana baktı ama bilmiyordu ki bu bakışları boşunaydı.Tamam ben hiçbir zaman dediğim dedik bir insan olmamıştım.Diğer insanların görüşlerine,fikirlerine saygı duyardım.Bu her zaman için böyle olmuştu.Eleştiriden korkmazdım ya da çekinmezdim.Eleştiri beni güçlendirirdi. ‘Niye feminenliğin mi baskılanır?’ Gözlerimi sıkıca yumdum.Bir haftadır sürekli aynı konu üzerinde konuşmamız beni çok sıkmıştı artık.Ona da hak veriyordum ama onun da bana hak vermesini istiyordum.Dışarıdan bu kadar çok müdahale olursa bu oyun benim oyunum olmaktan çıkardı. ‘Lütfen’ diye fısıldadım.Artık bitmeli ve sonsuza dek kapanmalıydı bu konu.Neden bu kadar direttiğimi bilmiyordum.Pınarla hiç bir sorunum yoktu.Benim sorunum Pınarın düşünceleri ileydi.Evliliği neden mutlu son gibi görüyordu anlayamamıştım ‘Lütfen yeter artık.Uzatmayalım konuyu.Oyunun sonu bu ve asla değişmeyecek.’ Pınarın kaşları havalandı.Ellerini masaya koyup bana doğru eğildi.Kaşlarım havalandı tam da Pınardan beklenecek hareketler sergiliyordu şu an.O elimde ki en değerli oyuncuydu ve okulda ki popülarittesi de göz önünde bulundurulunca onu kaybetmemem lazımdı. ‘Bak oyunun yazarı sen olabilirsin ama bu sana her şeye hükmedebileceğin anlamına gelmez.’ Bu kız şartlanmıştı.Beni anlamamak için şartlanmıştı.Pınar benden gözlerini çekip geri yerine oturdu. ‘Sen nasıl bir son istediğini detaylıca anlatasana’ Gözlerim kocaman açıldı.Yanımda oturan Utkuya baktım.Beni umursamadan Pınara bakıyordum.Şu an bu yaptığı ne kadar doğruydu ben olmaz derken o kıza nasıl bir son istediğini soruyordu tamam biliyorum mesele büyümesin diye yapıyordu ama bu duırum aramızda büyük çatlaklar oluşmasına neden olabilirdi. ‘Utku!’ Ban dönmeden elini havaya kaldırdı.Kafamı olumsuzca salladım.Derin bir nefes aldım.Sakin olmalıydım.Gözlerim masanın en ucunda oturan Pınara kaydı.Heyecanla Utkuya bakıyordu.Ellerini yumruk yapıp çenesinin altında birleştirdi, gözlerini tavana dikti. ‘Ben mutlu olsunlar istiyorum.Çok acı çekiyorlar herkes onların kavuşamayacağını düşünüyor ,kimse bu aşka inanamıyor .Oysa ki bana göre onların aşkı çok kuvvetli.Aşk,’ Gözlerini yumdu.Sanki bambaşka bir dünyaya ışınlanmıştı bir anda ‘Ben sadece aşkın gücüne inanıyorum eğer iki insan birbirini gerçekten seviyorsa muhakkak birbirlerini bulurlar ve aşk asla bitmez.Aşk sonsuza kadar sürer.’ Gözlerimi sıkıca yumdum.Sakin olmalıydım.Psikoloğumun sözleri zihnimde yankılandı;Sinirlenmemeye özen göster.Sinirlendiğini hissettiğin an önce derin bir nefes al ve ona kadar saymaya başla.Her sayıdan sonra tekrar derin bir nefes al ve ona kadar bu işlemi yapmaya devam et eğer işe yaramıyorsa bulunduğun ortamı terk et.Derin bir nefes aldım.Ona kadar saymaya başladım.Rahatladığımı hissettim. ‘Peki senin için final bölümünde birkaç değişiklik yapabiliriz diye düşünüyorum.Ne dersin Utku?’ Utku kafasını olumluca salladığında Pınar heyecanla ellerini çarptı.Koşarak yanımıza geldi.Bir kolunu benim omzuma diğer kolunu Utku'nun omzuna dolayıp bize sıkıca sarıldı.O esnada yemekhanenin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.Yemekhanede derin bir sessizlik oluştu.İçeriye giren yüksek sesli gruba bakıyordu herkes.Okulda aşırı popüler olan ve bunu benim bir türlü anlamlandırmadığım insanlar üzerinde gezindi bakışlarım.Hiç kimseden çekinmeden yavaş ve gürültülü adımlarla hakları olmadığı halde kendilerinin masası olarak konumlandırdıkları yere geçip oturdular.Gözlerimi onlardan çekip Utkuya döndüm. ‘Okul çıkışı zamanın vaktin varsa oyunu hakkında konuşalım’ Tepsimi alıp ayağa kalktım.Daha fazla duramayacaktım burda yoksa benden tüm oyuunu değiştirmemi isteyebilirlerdi ve bu korkunç bir şey olurdu. ‘Bugün olmaz, özel dersim var.’ Kafamı salladım.Masadakilere kafamla selam verip son kez Utkuya baktım..Ona öfkeli olup olmadığımı bilmiyordum sadece biraz bozulmuştum.İnsanlara güvenmemem gerektiğini hayat bana acı bir şekilde hem de fazla acı bir şekilde öğretmişti. ‘O zaman ben kendim bir taslak hazırlarım daha sonra birlikte üstünden geçeriz.’ Kafasını salladığında yanlarından ayrıldım.Tepsimi boşaltıp,bahçeye çıktım.Temiz havaya ihtiyacım vardı.Aslına bakarsanız oyunun genel hali bitmişti sadece üzerinde yapılması gereken birkaç değişiklik kalmıştı ha bir de tekrar yazılması gereken bir final kalmıştı.Utku ile iki yıldır birlikte çalışıyorduk ve şimdiye kadar hiçbir sorun yaşamamıştık.O daha çok alttan alan,anlayışlı olan kısım da yer alırken bense daha çok her şeye isyan eden,sürekli sorun çıkaran kısımdaydım.Geçen yıl ki Kore'nin Kiraz Çiçeklerinden esinlenerek yazdığımız oyunumuz çok beğenilmişti.O yüzden bu sene oyuncu bulmakta pek de güçlük yaşamamıştık ,geçen yıl ki başarımız bize fazlasıyla oyuncu adayı kazandırmıştı hatta okulda belki de ilk defa olan bir şeyi yapıp oyuncu seçmesi bile gerçekleştirmiştik.Utku,ben ve Songül Hoca jüri olmuştuk ve herkesin eline kısa bir text vermiştik ve bunu oynamalarını istemiştik. Bizim bu sene ki oyunumuzun başrolü ise Pınar olmuştu.Neden sürekli sorun çıkardığını belki şimdi daha iyi anlamışsınızdır.Boş bir banka oturdum.Okul gözlerimin önündeydi.Gözlerimi çatıya diktim.Çok yüksekti,fazla yüksek.Derin bir nefes aldım.Gözlerim çatı ile zemin arasında mekik dokuyordu.Gözlerim dolduğunda kafamı olumsuzca salladım.Kafam allak bullaktı.Hiçbir şey düşünemiyordum,hiçbir şey hissedemiyordum.Ruhum çekilmişti sanki sadece yaşıyordum.Kalbi olmayan bir insan olarak yaşıyordum.Gözlerim istemsizce tekrar çatıya kaydı.Çok yüksekti,fazla yüksek...Gözümün önünde beliren sahne ile gözlerimi birbirine bastırdım.Psikoloğumun sözleri yankılandı zihnimde;Eğer seni rahatsız eden bir görüntü zihninde oynamaya başlarsa bulunduğun ortamdan hızla uzaklaş.Su iç ve su içerken zihninde ona kadar saymaya başla. Hızla ayağa kalkıp hızlı adımlarla sınıfa girdim.Çantamdan su şişemi çıkarıp kafama diktim bir yandan da ona kadar yavaş yavaş sayıyordum.Biraz daha sakinleştiğimi hissettiğimde soluk soluğa yerime oturdum.O kadar hızlı içmiştim ki,boğazım tahriş olmuştu sanırsam.Kafamı masaya koydum.Gözlerimi sıkıca kapadım.Sadece yazmam gereken oyunu düşündüm;önce o oyuna odaklanmalı daha sonra ise kitabımı yazmalıydım. Artık yazmanın vakti gelmişti.Yazmalı ve kanatlanıp göçmeliydim.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

HÜKÜM

read
223.7K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

AŞKLA BERDEL

read
79.0K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
521.2K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook