BÖLÜM 3:GÖLGENİN ARDINDAN

382 Words
BÖLÜM 3:GÖLGENİN ARDINDAN Elis, o taşın başında biraz daha kalsaydı yere çökeceğini biliyordu. Dizlerinin bağı çözülmüştü. Ama kendini zorlayarak yürümeye devam etti. Geriye bakmadı. Evine vardığında saat neredeyse akşamı geçmişti. Üzerindekileri çıkarıp yatağın kenarına oturdu. Ellerini dizlerine koydu, sonra yavaşça başını ellerinin arasına aldı. Rüyalar, şekiller, o gözler, taş döşeme, yanan sokak lambası... Hepsi ayrı ayrı tuhaf değildi belki. Ama hepsi birlikteyse? Hepsi bir bütünse? İçini kemiren bu sorularla saatler geçti. Sonunda, başucundaki defteri aldı. Yastığının altına koymadan önce sayfalarını çevirdi. Ortalarında bir yere geldiğinde durdu. Bir gün önce çizdiği şekle baktı. Aynıydı. Sokağın taşında gördüğü işaretin aynısı. Kalemi aldı. Çizimin etrafına sorular yazmaya başladı. “Bu işaret ne?” “Bunu neden hatırlıyorum?” “Ben… bunu nerede gördüm ilk?” Kalemi bıraktı. Derin bir nefes aldı. Sonra, ilk kez biriyle konuşma ihtiyacı hissetti. Kafasında sadece bir isim vardı: Ada. Çocukluk arkadaşı, şimdilerde başka bir şehirde okuyan, ama onun rüyalarını ciddiye alan tek kişiydi. Telefonu eline aldı. Parmakları duraksadı. Geç değil mi? Ama yine de mesaj attı: “Uyanıksan sana bir şey anlatmam lazım. Garip bir şey…” Birkaç dakika geçti. Ekranda beliren üç nokta… “Uyanığım. Sesli konuşalım mı?” Elis bir an tereddüt etti. Sonra aramayı başlattı. Ada’nın sesi tanıdıktı. Güvende hissettiren bir yankı gibi. “Ne oldu, yine mi rüya gördün?” dedi Ada yorgun ama ilgili bir ses tonuyla. Elis birkaç saniye sustu. “Bu… sadece rüya değil gibiydi bu sefer,” dedi. Ve anlatmaya başladı. Taşları. İşareti. Gözleri. Cafedeki adamı. Hepsini. Ada sessizce dinledi. Sonunda sordu: “Bana o işareti çizebilir misin? w******p’tan gönder.” Elis defterinden fotoğraf çekti, gönderdi. Cevap anında geldi: “Bekle… bunu çözebilecek birini tanıyorum galiba’’ Elis’in kalbi hızlandı. Yatağın ucuna geldi, titreyen elleriyle telefonu tuttu. Ada tekrar yazdı: “Birkaç ay önce biriyle tanıştım. Sembol araştırmaları yapıyor. Üniversite kütüphanesindeki eski metinlerle ilgili incelemeleri var.Bu konuya çok hakim.’’ Elis’in başı döndü. Sorular artmıştı. Ama bu sefer yalnız değildi. Ada son bir mesaj daha gönderdi: “Hafta sonu senin yanına geleyim mi? Belki birlikte çözebiliriz.” Elis’in gözleri doldu. Evet. Bu artık onun tek başına taşıyacağı bir şey değildi. Ve birisiyle paylaşmak, karanlığı biraz olsun dağıtmıştı. O gece ilk defa defteri yastığının altına koymadan uyudu. Ama uyumadan önce, fısıltı gibi bir cümle geçti zihninden: “Tanımadığın biri, seni senden daha iyi tanıyorsa…”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD