BÖLÜM 5:GÖRDÜĞÜNÜ SANMAK

323 Words
Bir uğultu duyuldu. Sanki ismi çağrılıyordu. Uzakta ama tanıdık bir ses… “...Elis…” Tekrar… “...Elis... uyan...” Gözlerini açtığında, odasındaydı. Tavanın loş çizgileri gözlerinde netleşti. Nefes nefeseydi. Yastığın altı boştu — defterini bu gece koymamıştı. Ama sembol... Sembol hâlâ avuç içindeydi. Uyumadan önce çizmiş miydi? Yoksa…? Tüm bu gördükleri rüya mıydı? Elis yatakta doğruldu. Kalbi göğsüne sığmıyordu. Elleriyle yorganı kenara itti, avuç içini açtı. İşte oradaydı. Sembol. İnce çizgilerle, titrek ama tanıdık. Tıpkı rüyadaki gibi. Ama nasıl? Gözleri duvar saatine kaydı. Sabahın ilk saatleri… Her şey çok gerçek gibiydi. Metin, kitaplar, o eski odanın kokusu. Ada'nın sesi hâlâ kulağındaydı. “Bak Elis… bu işaret sadece seni çağırmaz.” Düşüncelerini bastırmak istercesine başını iki yana salladı. Ada endişeli bakışlarını sürdürerek sordu; “Elis, iyi misin?” “Bilmiyorum. Bir şey yaşıyorum, ama… tarif edemem.” Ada kaşlarını çattı. “Rüyanda ne oldu?” Elis derin bir nefes aldı. ‘’Seni de gördüm…Birlikte bir yere gittik… bir adam vardı, Metin diye.Senin bahsettiğin adam.Sembol araştırmacısı. Sembolü tanıdı. Bize anahtardan,adadan bahsetti. Ama sonra… bir uğultu duydum. Biri bana uyan dedi. Gözlerimi açtım… buradayım yatağımda..Sembol de elimde çizili ada. Bak gerçekten avucumda’’ diyerek bir çırpıda elini açtı. Gördükleri karşısında ne diyeceğini bilemedi Ada. Arkadaşının ne yaşadığını bilmiyordu ama onun için endişe duyuyordu. Elis, Ada’nın gözlerine baktığında onun da artık bu yolculuğun bir parçası olduğunu biliyordu. Ama aynı zamanda… Ada’nın gözlerinde bir kırılganlık vardı. Sanki içten içe başka bir savaş daha veriyordu. Elis hafifçe seslendi: “Ada?” Ada başını salladı, gülümsedi ama o gülümsemenin altında bir sızı vardı. “İyiyim. Sadece… seni böyle görmek garip. Eskiden sen, ayakta tutardın bizi. Şimdi gözlerinin içinde başka bir şey var, Elis. Sanki…” Bir an duraksadı. “...sanki bir parçan eksik gibi.” Elis’in içi titredi. Ada, onun hissettiklerini hiç anlatmadan anlamıştı. Elis avucunu açtı. Sembol hâlâ oradaydı, hafif silinmiş ama belli belirsiz. Gözleri Ada’ya döndü. “Metin’i bulmalıyız. Gerçekten.” Ada yutkundu. “Bu kez… rüyada değil.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD