2.

1108 Words
Keyifli okumalar Ah ben kafamı nerelere vurayım. En iyisi gidip bir güzel Özlem'e vurayım. Resmen rezil oldum. Gerçi kimse görmedi, duymadı, ama sonuçta çocuk beni gömdü işte. Ne mi oldu?Tam bir adım attım etkilendi biraz derken. Tekrar suratı eski halini aldı. -Bence kendine başka oyuncak bul. Şimdi izninle ders çalışacağım. -Ama.. -Güneş git rica ediyorum. Kibarca kovdu adam beni. Ya ben niye uğraşıyorum bununla? Oyuncakmış, kardeşim senden oyuncak bile olmaz. Ukala ,pis herif. Yakışıklı bile değilsin, neyin havasını yaşıyorsun anlamadım ki. Sinirle kendimi dışarı attım, yok burası bile beni sakinleştirmeyecek. Özlem'i bulup sinirimi çıkarmalıyım. Telefonla delinin yerini öğrenip o tarafa doğru hızla yol adım. Maksat boşa zaman gitmesin. -Güneş hanım ne oldu iş tamam mı? -Kızlar sabahtan beri bir gizemdir gidiyorsunuz. Ne oluyor size? -Sen merak etme Ömer kardeşim, birinin katili olduktan sonra ben sana bizzat anlatacağım. -Bu sinir ne? -Bana soru sormayın Sinan. Mümkünse sakin olana kadar beni rahatsız etmeyin. -Güneş... -Mert lütfen sinirim tepemde, kalbini kıramayayım. Herkes sessizleşirken daha ne kadar sinir olabilirim ki dedim ve başıma gelenler büyük konuştuğumun kanıtıydı. Pelin yine gıcık arkadaşları ile tepemizde belirdi. Ah bu kız kim mi? Mert hayranlarından biri. Tamam Mert yakışıklı çocuk. Hakkını yemiyelim. Boy bos yerinde, her kızın isteye bileceği bir erkek. Acaba Mert'e evet deyip bu Murat saçmalığından kurtulsam mı? Saçma olur. Biri oyun ve tavlayınca bitecek,ama diğeri esaret. Bence bir erkekle birlikte olmak esaretten başka bir şey değil. Neredesin, bana neden haber vermedin, giymeyeceksin, bakmayacaksın,........devam eden kelimeler ile uğraş dur. Evet Pelin, Sibel, Çağrı ve sevgilisi Gamze ile masamıza gelmiş bulunmaktalar. -Mert nasılsın? -İyidir Pelin, gelin oturun Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen oturdu. Arkasından da pek sevgili arkadaşları. -Mert partiye kiminle gidiyorsun? -Ne partisi bu bakayım? -Sene başı tanışma partisi. Sadece hukuk bölümündekiler olacak. -Güzelmiş. Peki ne zaman? Resmen kızla muhabbet ediyorum. Yani normalde selam dışında konuştuğumuz yoktur. -Cumartesi gecesi. Partiyi organize eden çocuklar yeni bir mekan keşfetmiş, orada olacakmış. -Vay ben, en azından biraz eğleneceğiz. Evet Mert kiminle gidiyorsun? Pelin heyecanla cevap beklerken ben Özlem ile birlikte güldüm. Diğerleri mi hepsi kendi havasında. -Bilmem sen kimle gideceksin? Pelin'in yüzü düşerken aklıma gelen şeyle daha çok güldüm. -Benim partnerim var. -Kim?!! Herkes mi susar canım? Millet ne kadar meraklıymış benim kimle gideceğime. -Sürpriz... Partiye Murat ile gideceğim. Doğru az önce beni kovmuştu, ama yaparsam tavlama işini halletmiş olacağım. -Senin erkek arkadaşın mı var? -Yani öyle demiyelim Pelinciğim. Sadece ona şans verdim diyelim. Ah kendimi rezil ediyorum. Lan adam bana şans verirse gideceğiz. Birde kabul etmezse gör ondan sonra hava atmayı. Ya ben ne zaman bu kadar umutsuz oldum. Bu çocuk beni psikolojimi bozdu. -Demek şans verdin. Sen kimseye vermezdin onu. -Uzatmayalım istersen Özlem. Evet tam olarak beş günüm var. Murat'ı benle partiye gitmek için ikna etmeliyim. Sıkıcı muhabbetten sonra dersliğin yolunu tuttuk. İçeri girdiğimizde Murat yine aynı yerde, aynı şekilde oturuyordu. Bu çocuk hiç mi etrafına bakmıyor? Oturana kadar gözümü ayırmadım, ama değişen bir şey olmadı. -Seninki bakmıyor. -Nereden benim ki oluyor Özlem? -Ne oldu, bakıyorum sana yüz vermemiş? -Evet vermedi, sevindin mi? Yüzümün düşmesi ile Özlem gülmekten vazgeçti. Acınacak haldeyim biraz anlayış. -Ya tamam şaka yaptım. O kadar kötü mü durum? -Hem de nasıl,kovdu resmen. -Vay be ben bile bu kadarını beklemiyordum. -Sen mi ,ben mi? -Ne yapacaksın? -Partiye onunla gideceğim ve onu tavlamış olacağım. -Çocuk seni kovmuş, nasıl olacak o? -İnat ettim bir kere. Benden kurtuluşu yok. -Balatalar yandı anlaşılan, hadi hayırlısı. -Sayende canım. Resmen inat ettim. O çocuk pes edene kadar peşindeyim. Sonuçta ne zamana kadar hayır diyebilir? Hocanın girmesi ile ders moduna geçiş yaptık. Sevdiğim huylarımdan biride bu. Ne olursa olsun ders dedin mi akan sular durur. ~~~~~~~ Yoğun geçen bir günün ardından dersler bitmişti. Murat mı ,hiç istifini bozmadan her ders aynıydı. Kesin bu çocuğun hiç sevgilisi olmamıştır. Benim oldu mu dersiniz, lisede ilk ve son bir tane olmuştu. Çocuk beni öpmeye kalkınca terk etmiştim. Tamam rahat bir kız olabilirim, ama o yaşta ilk öpücüğümü kaptıracak kadar salak değilim. Yani kaptıranlara sözüm yok tabi. Tamam boş verin zaten ondan sonrada sevgili olarak kimseyi kabul etmedim. -Güneş markete uğrayalım. Oradan da eve geçeriz. Gözüm Murat'ta kulağım Özlem'deydi. "Sen çık önden, ben yetişirim sana." -Ne yapacaksın? -Özlem uzatma hadi, anlatırım sonra.. -Çok geç kalma. Özlem giderken ben Murat'ı izlemeye devam ettim. Sınıf boşalırken o hala yavaş yavaş toparlanıyordu. Anlaşılan en son çıkmayı seviyor.Ben ki ders bittiği anda kendini dışarı atan insanım. Neyse adamımız toplandı, yere bakarak bize doğru geliyor. Yani yanımdan geçip gitmesi lazım. Hazır ,bekle ve şimdi... -ahhh!! Biraz çarpayım dedim, sonuç ezildim. Ben bu çocuk zayıf mı dedim, yanlış olmuş kusura bakmayın. Araba çapmışa döndüm. Şu an ki halimiz, o hala aynı yerde bana bakarken ben tekrar sıraya çarpmanın etkisi ile ayağımı kaldırmış zıplıyorum. Biraz abartsam sakınca almaz sanırım. -Çok acıdı ahhh.... -Aklın nerde acaba senin? -Benim burada canım acıyor, sen beni azarlıyorsun. Farkındaysan senin yüzünden oldu. Diyorum ben size,kaba işte. Tamam ben çarptım, ama bilmiyor. İnsan bir yardım eder. -Sakın senin sakarlığın yüzünden olmuş olmasın. -Sen ne diyorsun ya.... Sinirden gözlerimden alev çıkıyordu. Bu çocukta ki öz güven nereden geliyor acaba? Silik bir şey olması gerekmiyor muydu? Yani yakışıklı değilim fobisi filan. -Tamam özür dilerim. Konu burada kapansın. -Dileme özür filan. -İyi geri aldım. Birde alay ediyor beyimiz. Aha gülüyor, evet Murat bana şu anda gülüyor. Bir dakika bu çocuğun gamzesi var ve baya güzel gülüyor. -Yardım edeyim mi? Yürüyebilecek misin? İşte kaçırılmayacak fırsat. Ben ne ara bu kadar oyuncu oldum ya. -Yok sağol. Kendim yürürüm. Önce istemem dedim. Sonra yürümeye çalışır gibi yaptım. Tabi topallamaktan yürüyemedim. Sonuç Murat şu anda kolumu tutuyor. Ben dahiyim ya. Murat beyin güzel bir kokusu var. Bir ara parfüm markasını sormayı unutmamalıyım. Sınıftan çıktık, bir çok kişi gittiği için koridor boştu. Sessizce çıkışa doğru yürürken konuşacak bir şey arıyordum. Yok aklıma gelen hiç bir şey yok. O da susuyor mübarek. -Güneş ne oldu sana??!!! Telaşla bize gelen Özlem'den başkası değildi. Ah be kızım tam zamanında geldin. Şurada çocuğa numara yapıp etkiliyorduk. Hızla gelip koluma girerken alıştığım diğer kol çekildi. Ama o benimdi. Ben onu bırakmak istemiyordum. Şu anda ağlaya bilirim. -Ayağımı çarptım Özlem, iyiyim. -Kızım sen sakar mısın? Yani bilmesem öyle olduğunu düşüneceğim. Hem beni niye çağırmadın? Özlem beni rezil edip beynimi yerken, Murat bize gülüyordu. Ay ben kıyamam bu çocuk yine gülüyor. Gel bakayım şu gamzene bir dokunayım. -Güneş sana diyorum. Yürüye bilecek misin? -Kulağımın dibinde bağırma Özlem. Tamam yürürüm. -Ben gideyim o zaman. Murat gitmek için harekete geçince sadece 'görüşürüz, teşekkürler' diyebildim. Kendine has baş selamı verip gitti. -Offffff..... Özlem her şeyi mahvettin. -Ben ne yaptım acaba? -Kızım çocuk benim koluma girmişti. Tam yakınlaştık derken sen çıktın ortaya. -Bir dakika ,her şey oyun muydu? Yani senin ayağın iyi mi? Yürümeye başlayarak cevabımı verdim. Yok arkadaş şurada ağız tadıyla bir erkek tavlayamıyoruz.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD