Önizleme
MİRA
Odanın içinde, duvarda eğitimle ilgili sert ifadelerin yazılı olduğu belgeler ve masada yetkililer duruyordu.
Ben ise ağır bir şekilde sandalyeye oturmuş, sırtım kamburlaşmış, yüzüm ise solmuştu.
Etrafımda, eğitim kurumunun yüksek pozisyonlarında olan kurulu üyeleri vardı. Her biri, sert bakışlarla bana odaklanmıştı.
“Ama ben… Hiçbir şey yapmadım! Kendisiyle ilişkim yoktu! Müdür yardımcısı bana teklif etti, ama ben reddettim!” sesim titriyordu, gözlerim ise mahcup bir tavırla yere dalgındı.
“Evet, seni dinledik. Ama bu olay, okulumuzun ve eğitim kurumlarının güvenliğini ciddi şekilde zedeledi. Öğrenciler ve diğer öğretmenler arasında yayılmaya başlayan söylentiler, profesyonellik sınırlarını aşmış durumda. Bu tür bir suçlamanın eğitim kurumunda işlendiği, bizim için kabul edilemez bir durumdur. Ayrıca, bu olayın bir eğitimciye yakışmayacak şekilde gelişmiş olması, hem senin itibarını hem de mesleki geleceğini olumsuz yönde etkileyen bir durum yaratmıştır.”
Bakışlarımı yerden çekerek, benimle konuşan Disiplin Kurulu Başkanı’na baktım. Sesi kesin çıkmıştı. Ardından Kurul Üyesi konuşmaya başladı.
“Bu sadece okulun itibarı ile ilgili değil. Eğitim mesleği, topluma örnek olmayı gerektirir. Mesleki ahlaka aykırı davranışlar sergileyen bir öğretmenin, ne yazık ki bu mesleği sürdürmesi mümkün değildir. Hem öğrenciler hem de diğer çalışanlar için bu tür bir güven kaybı kabul edilemez. Durum sadece okul ile sınırlı kalmamaktadır, Mira.”
Gözlerimde yaşlar dolmuştu, bağırmak istiyordum ama yapamıyordum, boğulmuş bir şekilde konuştum.
“Ama… Benim suçum ne? Gerçekten yapmadım diyorum! O istedi, ben yapmadım!” çaresizce onlara bakmaya devam ettim.
Bana inanmalarını istiyordum. Neden inanmıyorlardı? Ben, neden o adam ile gizli daklı ve ahlaksız hareketlerde bulunayım?
“İftira mı? Olası bir hata olabilir, fakat görgü tanıkları ve öğrencilerden alınan ifadeler, seninle müdür yardımcısı arasında uygunsuz bir ilişkinin olduğu iddialarını doğrulamaktadır. Ne yazık ki, bu tür bir iftirayı bile temizlemek için daha fazla zamanımız yok. Bu durumun senin kariyerine olan etkisi büyük. Eğitim alanında böyle bir geçmişi olan bir öğretmenin meslek hayatı, ne yazık ki sonlanmıştır.”
“Meslekten men edilmen kararlaştırılmıştır, Mira. Eğitim sektöründe artık bu unvana sahip olamayacaksın. Eğitimci olarak bir daha asla bir okula öğretmen olarak atanamayacaksın. Bu karar kesin olup, geri dönüşü yoktur. Mesleki itibarını kaybettin.”
Kafayı yemek üzereydim. Ben… Yapmadım! Kesinlikle böyle bir şey yapmadım. Ellerinde yeterli kanıt bile yoktu!
“Ben gerçekten suçsuzum! Neden bana inanmıyorsunuz?”
“Maalesef, bu karar son derece nettir. Sadece okulda değil, tüm sektörde bu tür bir davranış affedilemez. Mesleğini kaybettin.”
Oturduğum sandalyede bir süre sessizce kaldım, gözlerim boş bir şekilde ileriyi görmeden bakıyordum.
Bir anlık sessizlik sonra, gözlerim dolu bir şekilde, başımı yukarıya kaldırarak odadan çıkmak için hareketlendim.