5. Yangın ve Endişeler

1433 Words
Zehra' dan; Zeynep gideli neredeyse bir saat olmuştu. Ben ise sağlık ocağında ilaçların kontrolünü yapıyordum. Karanlık çökmüş akşam olmuştu. Artık evime gitme vaktim gelmişti. bir ara gözüm pencereye takılmış bir hareketlilik görmüştüm. çantamı omuzuma takıp askısını sıkıca tutmuştum. İçimden bir ses bu gecenin zor geçeceğini söylüyordu. Hasan'ın odasına girdiğimde sağlık ocağının arka tarafını görmek istedim pencereden, fakat oradan çıkana kadar taşlar atılıp pencereler yerle bir olurken ben korkuyla Hasan'ın masasının altına saklanmıştım hiç fırsat vermeden pencereler taşlanıp kırılıyor içeriye yanıcı maddeler atılıyordu. bir ara elim Hasan'ın masasının üzerindeki ankesörlü telefona gitti henüz yeni iki gündür bu telefonu almıştık iyi ki almışız dedirtti bana elimdeki telefon hemen masanın altına çekip jandarma karakolunu aradım ve köyümüz Kıranlı için ihbarda bulundum. artık tek yapmam gereken masanın altında askerleri beklemekti. Dışarıdan bir haber oturmuştum masanın altında sadece silah sesleri geliyordu ve ben buna tahammül etmek zorundaydım. Hasan neredeydi? ne yapıyordu şuan? ya Zeynep en son benimle birlikteydi , peki ya köylüler onlar ne haldeler şimdi ? kafamın içi korku ve merakla allak bullak olmuştu. İçeriden ayak sesleri gelmeye başladığında iyice sinmiştim yerime, Hasan'ın kapısı yavaşça açıldığında alnımdan terler boncuk boncuk akmaya başlamıştı telefona ve çantama korkuyla sıkıca sarılmıştım gözlerimi ise sıkıca kapatmıştım. adım sesleri daha da yaklaştıkça kalbim korkudan yerinden çıkacak gibi atıyordu. yanımda bir nefes hissettiğimde gözlerim aniden açılıp sol tarafıma döndüğünde yanımda çömelip beni kendisine çekip sarılan Hasan'ı görmemle rahatlamıştım. " Şükür! iyisin burdasın" demişti o da rahatlamış gibiydi , elinde silah görmüştüm ama çokta bu durumda sorgulamamıştım. Beni masanın altından çıkardığında etrafın çok dağınık olduğunu ve içerideki askerlerin ellerindeki battaniye ile alevleri söndürdüklerini görmüştüm Hasan nereden bulduysa bir bardak su getirip bana içirmişti. " kendini nasıl hissediyorsun?" diye sorduğunda " iyiyim ben " demiştim. Kürşat buradaydı ve ben merakla ona doğru " köylüler nasıl? kimseye bir şey olmadı değil mi?" diye endişe ile sormuştum. Bir çatışmadan çıktıkları ve yorgun göründükleri o kadar belliydi ki bana doğru dönüp " şükür ölen yok ama yaralılar illa ki var toparlanmanız lazım birazdan getirirler." dediğinde biraz bekleyip etrafa bakıp daha sonra tekrar konuşmuştu."askerlerimiz kolaçan etmeye çıktı köyü " deyip etrafı gözleriyle incelemeye başlamıştı hatta incelemekle kalmamış sağlık ocağının odalarına girmiş bir şey arıyordu. Hasan da benim gibi farkettiğin de merakla"Kürşat ne arıyorsun ?" diye sormuştu. " Zeynep seninle beraber değil miydi?" diye sorduğunda bana taraf ,Zeynep'i aradığını gözlerinde ki endişeden anlamıştım. " bir saat önce çıktı muhtemelen evine gitmiştir ." dediğimde içeriye bir asker girip , " komutanım öğretmen hanımın evini yakmışlar. Haberi geldi şimdi" dediğinde Kürşat'ın gözlerinden çıkan ateş herkesi yakabilecek gibiydi ben ve Hasan ikilemde kalmış bir şekilde endişe ve Zeynep'e bir şey olma ihtimalinin korkusu ile gitmek ve diğer gelecek yaralılar için beklemek arasında kalmışken Kürşat hızlı düşünüp " siz burada kalın Hasan, yaralılar gelir birazdan ben gidiyorum" demiş ve aniden çıkmıştı. Ben Zeynep'in yakın arkadaşıydım belki ilk müdahale gerekebilir diye gitmek istediğimde Hasan beni onaylamış ve Kürşat'ın arkasından koşturmuştum. Tam arabayı kaşları çatık halde çalıştırıyorken ben kapısını açıp yan tarafa oturmuştum. Bana şaşkınca kısa bir an bakmıştı ve ben de kendimi açıklama gereği hissetmiştim. " ilk müdahale gerekebilir. O benim arkadaşım" dediğimde başını olumlu anlamda sallamıştı küçücük köydü ve Kürşat çok süratli gittiği için alevlerin püskürdüğü Zeynebin evinin önüne gelmiştik Kürşat'ın da benimde gözlerimiz endişe ile kocaman açılmıştı. İnşallah içeride değildir Zeynep diye, Allah'a dua ediyordum. Kürşat ise dış demir kapıyı açmaya çalışan askerlerine doğru gidip bağırmıştı öyle ki herkes onun öfke ve endişe dolu yüksek sesinden irkilmişti. " Daha şu kıytırık kapıyı açamıyorsunuz üç tane herif, çekil şuradan !" deyip askerini hafifçe yana çekmişti iki üç defa ayağıyla sert tekmeler attıktan sonra "Zeynep !" diye bağırmaya başlamıştı ben bu adama soğuk kanlı diyordum bir zamanlar ama anladığım kadarı ile damarına basılmamalıymış. Bir de Zeynep, beni sever mi? aşık olur mu ? diye kendini yiyordu adamın şu halini görse fikri değişirdi herhalde Kürşat kapıyı kırdığında herkes şaşkınlıkla onu izliyordu çünkü canla başla içeriye girmek istiyordu. köyden bir adam elindeki su dolu kovayı boşaltacakken Kürşat elinden çekip almış yarısını başından aşağı döküp diğer yarısını kapıdaki yangın için boşaltmıştı ateşten kül olcak kapı Kürşat'ın bir tekmesi ile yerle bir olmuştu. Kısa bir süre sonra kucağında Zeynep ile dışarı çıkmıştı. hemen arabanın kapısını açmıştım. ve koşarak Kürşat'ın yanına gidip Zeynep'in nabzını kontrol ettim. Kürşat bana bakıp cevap beklerken " nabzı düşük Kürşat biraz dışarıda dursun kalp masajı yapmam gerekebilir . Önce suni tenefüs yapıp ciğerlerini açmalıyım." dediğimde başını sallamış ve arabanın arka koltuğuna yatırmıştı Zeynep'i, ben müdahaleye başlamıştım her yeri duman etkisi ile kararmıştı, başında bir parlaklık vardı kan olduğunu anlamıştım. Ağızdan suni teneffüs yapıp ciğerlerini açmaya çalıştım arada nabzını kontrol ediyordum. Nabız gittikçe düşüyordu ve ben atışları hissedip duyamıyordum . Kürşat bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı ve bana " böyle olmayacak bin arabaya müdahale et Zehra, ben de sağlık ocağına götüreyim sizi" dedi endişe ile ben kalp masajına başlarken Kürşat hem yola hem Zeynep'e bakıyordu . uzun uğraşlarım sonucu nihayet tekrardan nabız almaya başladım bu defa suni teneffüs yapmaya başlamıştım. sağlık ocağının önüne geldiğimizde hafif bir nefes alma sesi ile Zeynep içimizi rahatlatmıştı , Kürşat derin bir nefes alıp bırakmıştı ama durmamış hemen aşağı inmişti. Kapıya baktığımda insanların ayakta olduğunu ve kiminin kolu kiminin bacağı derken içeriye doluştuklarını farkettim. şuanlık en ağır durumu olan Zeynep gibi görünüyordu. kapı açılıp Kürşat Zeynep'i kucaklayıp koşarak sağlık ocağının içine girmişti. Ben de arkasından koşmuştum. içeri dışarıdan daha kalabalıktı Hasan Zeynep'e oksijen maskesi bağlayıp serum hazırlayıp takmıştı. Ben de o sıra diğer yaralılar ile ilgileniyordum. saat gece yarısını geçmişti askerler hala buradaydı evi hasar görenler evi sağlam olan komşularına sığınmıştı. Tek tük yaralılar kalmıştı onlar ile ilgilendikten sonra yolcu etmiştim ama aklımız hala Zeynep'te onun uyanmasını bekliyorduk alnındaki yarayı temizleyip pansuman yapmıştım. Kürşat bir bir o başa bir bu başa gidip geliyordu. Hasan ise sadece Zeynep'in serumunu değiştiriyor ve bizim gibi bekliyordu. Kürşat beklemekten sıkılmış olmalı ki Hasan'a doğru dönüp , " neden hala uyanmadı ?" diye sormuştu. Hasan elindeki kağıtlardan başını kaldırıp "Başına darbe almış ama şuanlık ciddi bir durum yok Kürşat, zaten Zehra ilk müdahaleleri yapmış muhtemelen korku ve şoktan uyanmıyor. En geç yedi sekiz saat sonra uyanır için rahat olsun." Kürşat bana kısa bir an bakıp Hasan'a " benimle gelir misin? konuşacaklarım var seninle." demişti ve ben öfkelendiğimi hissetmiştim gerçekten onca olan şeyden sonra hala benden gizleyebilecekleri bir şeyler mi vardı. Hasan ayaklandığı gibi bende kalkmıştım oturduğum yerden " ne konaşacaksanız burada benim yanımda konuşun bugün ben ve Zeynep canımızla imtihan olduk ve siz hala sanki köstebekmişim gibi benden gizli konuşmak istiyorsunuz konu ne? bilmediğimiz yaşamadığımız ne kaldı Allah aşkına, neler saklıyorsunuz ?" diye içimi dökmüştüm. Hasan Kürşat'a baş hareketi yapıp kalktığı yerine tekrar oturmuştu. bana doğru başını çeviren Hasan konuşmaya başlamıştı." bazı durumlarda buranın dağını taşını iyi bildiğim için askerlere rehberlik ettiğimi bilmeyen yok Zehra " dediğinde başımı olumlu anlam da sallamıştım. Kürşat sanki Hasan'ın söyleyeceklerinden rahatsızmış gibi bir sırmış gibi uyarır tonda " Hasan!" demişti ama Hasan çok takılmamıştı. Ve devam etmişti. ben dikkatlice Hasan'ı dinliyordum. " aylar önce bir kadın... yani örgütle bağı olan bir adamın kız kardeşi bize iki adet olacak baskını önlememiz için bize ihbarda bulunmuştu." dedi ve Kürşat dişlerini sıkarak araya girmişti " hain çıktı." dediğinde Hasan devam etmişti. " bu sayede baskın yapacak olan adamların ensesine çökmüş ve tedbirimizi almıştık. Operasyon başarılı olmuştu. Ama bu gece..." dedi ve Kürşat devam etmişti. " o kadın bize yukarıdaki Binbir köyünde baskın olacağını söyledi tüm tedbirlerimizi o köy için aldık. Bugün bu köyde ölen kimse olmadıysa senin sayende Zehra sen karakola ihbarda erken davrandın bize telsizle haber verildiği gibi hızla buraya doğru yola çıktık gelene kadar bayağı çatıştık şükür yetişebildik ama senin , iki üç köylünün ve Zeynep'in evinin yanmasına engel olamadık." dediğinde tekrar Hasan konuşmuştu. " tek şansımız herkes hayatta şuan " demişti. " demek evde olsam şuan hayatta olamayabilirdim ya da yaralı olabilirdim." dediğimde Hasan; " düşünme bunları hele bir sabahı edelim sana ve Zeynep'e kalacak yer bulmalıyız. Ben de kalın diyeceğim ama köy küçük laf söz çıkar." demişti. Bir şey söylememiştim sadece ölüme ne kadar yaklaştığımı düşünmüştüm. Kürşat;" Zeynep bir kendine gelsin benim ilçedeki lojmanda kalırsınız, zaten ben pek gitmiyorum askerlerle karakoldaki yatakhanede kalıyorum çoğunlukla rahat edersiniz" ben merakla " peki işe nasıl gelip gideceğiz?” " ehliyetiniz var mı senin ya da Zeynep'in ?" diye sormuştu Kürşat. " ikimizinde var." demiştim " güzel şahsi arabamı size tahsis ediyorum o zaman bir süre benim ev ve arabamla idare edersiniz zaten aldığım duyuma göre okulu tahrip etmişler yani Zeynep iyileşse bile okula dönmesi iki ayı alır. Tadilat edilmesi lazım" Kürşat , Zeynep'in olduğu odaya girecekken "çok usta şoför değilim ama Zeynep bir keresinde çok iyi araba kullandığını söylemişti. " dediğimde Kürşat; " iyi " demişti sadece ve içeriye girip kapıyı kapatmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD