Küçük Bir Sürpriz

1025 Words
Bilinmeyen: Günaydın. Hümeyra: Tanıyamadım? Bilinmeyen: Sevgilin Baran :) Hümeyra: Benimle dalga geçme Ayrıca numaramı nereden buldun? Baran: Kızacaksın ama numaranı iki yıldır biliyorum. Hümeyra: Gerçekten sapık olmadığına emin misin? Baran: Haydi ama beni kendinle karıştırma sevgilim. Hümeyra: Bana böyle seslenmeyi kes. Sevgilin falan değilim. Baran: Ne dememi istersin? Bebeğim, hayatım, küçük sapık haydi birisini seç:) Hümeyra: Meyra... Sadece Meyra demen yeterli. Ayrıca ben sapık falan değilim. Beni sinirlendirmek istiyorsan başardın Baran. Şu an çok sinirliyim ne söyleyeceksen söyle. Baran: Hazırsan oyuna başlayalım. Hümeyra: Hazır değilim desem ne yaparsın? Baran: O zaman bekle ve gör. Hümeyra: Bana bak sakın aptalca bir şey yapma. Yaa! duydun mu? Baran görüldü atma! Yaa! Sen gerçekten!!!! Görüldü... Baran gerçekten benim kim olduğumu biliyordu ama neden iki yıldır susmuş şimdi ise bana yardım ediyordu. Benim bunları bir ana önce öğrenmem gerekiyordu. Telefonu sinirle cebime koyup mutfağa doğru gittim. Umarım Baran aptalca bir şey yapmazdı. zira ona asla güvenmiyordum. "Bu kadar güzel yapmayı nasıl beceriyorsun?" Eğilip fırında kızarmaya başlayan keke baktım. "Bu bir sır." İzgi pastanın kremasını karıştırmak için elime kabı verip sözlerine devam etti. "Saçma işlerle kafanı yoracağına sende öğrenebilirdin." Gülümseyerek bana bakarken ben hala kremayı kıvam alması için karıştırıyordum. "Meyra, yine ne düşünüyorsun?" iç çekip "Hiiiç." dedim. "Anlaşmayı düşünüyorsan fazla düşünmene gerek yok iki ay uzun değil. Bence Kadir'in peşinde dolanacağına Baran'ı kendine aşık et o daha havalı duruyor." Ona sinirle göz devirdim. "Saçmalama İzgi. Ona zaten çok sinirliyim gerçekten. Resmen sapık yerine koyuyor beni." Kadir'le sevgili olmayı düşünmüyordum. Sevgili olursak bir süre sonra ayrılma ihtimali var ama ben onunla uzun süreli bir arkadaşlık bağı kurmak istiyordum. Uzun ve güvenilir ve bunun için Baran'ın aptal planına ihtiyacım vardı benim tek amacım onun dışında diğer üyelerle arkadaş olmak. Muhtemelen onunla iyi anlaşamayacağımız için arkadaş olmazdık. "Öyle değil misin?" Diye sordu manalı bir şekilde. "Hiç de bile, bir kere o sapık." diyerek resmen üste çıkmaya çalıştım. Baran ile konuştuğumuzdan beri sanki yanlış bir şey yapmışım gibi hissediyordum. Bu oyunda Baran'ı kandırıyordum ve kalbim yapmamı istemese bile beynim yapmam için beni ikna ediyordu. Umarım bu oyunun sonunda ikimiz de kırılmadan ayrılırız. Kısa bir sessizlikten sonra burnuma değen soğuk pasta kreması ile düşüncelerimden ayrılıp İzgi'ye baktım. "Umarım bu oyunun sonu mutlu biter tatlım." deyip gülümseyerek tekrar burnuma kremayı sürdü. "Hümeyra Hanım misafirleriniz geldi. İçeride sizi bekliyorlar." Garsonun bana seslenmesiyle şaşırarak elimdeki kabı İzgi'ye uzattım. Merakla mutfaktan çıktığımda karşı masada oturan grup üyelerini görünce bir an duraksadım. Karşımda gördüğüm yüzler beni şaşırtmıştı. Kadir ve grup üyelerini asla burada beklemiyordum. Kadir bana el sallayıp gülünce şaşkınlıkla elimi kaldırıp hafifçe salladım. Üsümdeki şaşkınlıkla birlikte yanlarına gittim. "Seni özledim bebeğim." Baran oturduğu sandalyeden kalkıp belimden tutup bana sarıldı. Burayı nereden bulmuştu? Ben nasıl bir oyunun içine girmiştim? Baran varlığın bile beni sinir etmeye başladı. Burnumun üstüne sıcak bir ıslaklık hissedince irileşen göz bebeklerimle Baran'la göz göze geldik. Kıkırdayarak burnuma bu sefer küçük bir öpücük kondurdu. "Tadı güzelmiş." İzgi'un burnuma sürdüğü pasta kremasını silmeyi unutmuştum ve Baran'un böyle yapması beni yine sinirlendirmişti. Burnumu öpmek yerine silmem içim uyarsaydı bu kadar utanmaz ve kızmazdım. Ayrıca bana böyle dokunulmasını sevmiyordum. Grup üyeleriyle teker teker tanışıp masaya oturdum. Hepsi gerçekten içten bir şekilde gülümsüyor ve konuşuyordu. Onlar Baran'a göre daha sevimli ve cana yakındı. Hepsini sevmiştim ama Baran'ı hala sevemiyordum ve bu elimde olan bir şey değildi. Sohbet boyunca bana sinsice bakması elimden tutup öpmesi sinirlendiğimi bile bile yaptığı iğneleyici konuşması beni daha çok sinirlendiriyordu. * Baran: Sürprizimi beğendin mi sevgilim? Hümeyra: Senden nefret ediyorum Kim Baran. Baran: Kalbimi kırıyorsun bebeğim. Hümeyra: Mümkünse bir süre gözüme gözükme yoksa seni gerçekten boğarım. Baran: O zaman bekle geliyorum. Hümeyra: Saçmalama ve sakın gelme. Beni seninle anlaşma yaptığıma pişman etme. Bana bak! Bu sefer görüldü atıp gelirsen seni gerçekten gebertirim! Ya da gel vazgeçtim. Hemen gelmezsen ben gelirim! Görüldü... * "Senden nefret ediyorum Baran!" Geldiğinden beri aynı şeyi söylememe rağmen sırtını sandalyeye dayayıp hiçbir şey olmamış gibi bana küstahça bakıyordu. "Bu anlaşmayı sen istedin." Nihayet bir tepki vererek konuşmuştu. "Ama bana sarılmanı, öpmeni falan istemiyorum." "Abartıyorsun Hümeyra." "Ben mi abartıyorum?" Sesim yükselmişti çünkü ona çok sinirliydim. "Sevgililer ne yapar Hümeyra?" Sorar gözlerle bana baktığında karşısına geçip oturdum. Sesimi kontrol ederek, "Konumuz bu değil." "Konumuz tam olarak bu." Dirseklerini masanın üstüne koyup yüzünü bana yaklaştırdı. "Şimdi sessizce beni dinlemeni istiyorum." Sırtını tekrar sandalyeye yaslayıp diliyle dudaklarını ıslattı. "Sevgililer; öpüşür, el ele tutuşur, birbirine güzel şeyler söyler ve sevişir. Biz sahte de olsa sevgili rolünü oynayacağız ve bu yüzden üyelerin yanında böyle hareketler yapmazsak oyun oynadığımızı hemen anlarlar. Bu yüzden bunu yapmaya mecburuz eğer rahatsız oluyorsan oyunu bitirelim." İlk kez sessizce onu dinlemiştim. Haklıydı, bunu yapmak zorundaydık ama bana dokunulmasını sevmiyordum aptal geçmişimi hala unutmamıştım ve bu yüzden bir erkeğin bana sık sık dokunmasını sevmiyordum. "Hala devam etmek istiyor musun?" Ona bağırmama rağmen sakinliğini korumuş ve hala benimle sakince konuşuyordu. "Ama lütfen bana fazla dokunma." "Neden diye sormayacağım. Özür dilerim bundan sonra daha dikkat edeceğim." Hiçbir şey söylemeden kabul etmesine şaşırmıştım. Nedenini merak edip sormamasına da rahatlamıştım. Neden benimle aptalca bir oyun oynuyor bilmiyorum oyunun sonunda eline hiçbir şey geçmemesine rağmen neden böyle yaptığını er ya da geç öğrenecektim ayrıca grup üyelerinden sakladığı şeyi de bulacaktım. Ona hala güvenmiyorum. Benim sırrıma karşı onun sırrı... Bu sayede beni ikide bir tehdit etmeyi keserdi. "Sinirlenince hiç hoş görünmüyorsun." Tekrar dirseğini masaya dayayıp yüzünü avuçlarının içine alarak bana bakmaya başladı. "Ben sinirli biri değilim Baran!" Bende dirseklerimi masaya dayayıp yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Sinirle gözlerine bakarken o hiçbir şey olmamış gibi dudaklarının kenarını hafifçe yukarı kaldırarak yüzümü incelemeye başladı. Bende aynı şeyi yapıp yüzünü incelemeye başladım. Kahverengi gözleri, bronz teni ve dudakları gerçekten kusursuzdu. Yüzü hoştu. İyice baktığımda gerçekten yakışıklıydı hemde çok fazla. Diliyle dudaklarını ıslatması istemeden yutkunmama neden olmuştu. "Bittiyse gidebilir miyim artık?" Küstahça sırıtması bile ona ayrı bir hava katıyordu. Ve bu sinirlenmeme neden oluyordu. Onun hiçbir hareketi beni etkileyemez,etkilememeli! "Yine ne saçmalıyorsun?" Yüzümü geri çekerek kollarımı göğsümde birleştirip ona ters bir bakış attım. "Az önce yüzümü çok güzel inceliyordun, sakın yanlışlıkla benden etkilenme bu çok komik olur, senin için." "Ben o kadar aptal değilim Baran ayrıca dikkat et tam tersi de olabilir." Tek kaşımı kaldırıp sırıttım. Bu dünyada ikimiz tek kalsak bile ben onu sevmem. Çünkü gerçekten varlığı bile sinirimi bozuyordu ve bu elime olan bir şey değildi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD