Kenan, yakında gerçekleşecek teslimat için bir an önce İstanbul’a dönmesi gerektiğini biliyordu. Buradaki planları henüz tamamlanmamıştı. Asiye Sultan’ın yaylasında geçirdiği bu kısa zaman, ona hem huzur hem de Mihrimah’la yakınlaşma fırsatı vermişti. Ama onun işi sıradan bir iş değildi. Silah ticareti, bir anlık hatayı affetmezdi. İpler elinden kayarsa, bu piyasadan silinip giderdi. Kararını verdi; İstanbul’a dönmek zorundaydı. “Ada, bugün hazırlanın, dönüyoruz,” dedi Kenan, sabahın erken saatlerinde, kararlı bir sesle. “Abiii, ne dönmesi? Daha gezmedik, yayladan bile çıkmadık!” dedi Ada, hayal kırıklığıyla. “Söz gülüm, bir dahakine geniş bir tura getireceğim sizi. Ama şu an dönmemiz lazım. Teslimat var, biraz sıkıntılı geçecek,” dedi Kenan, kardeşinin gözlerine bakarak. Ada, abisinin

