bc

İçimdeki Acı(Türkçe)

book_age18+
1.2K
FOLLOW
4.5K
READ
possessive
kidnap
family
goodgirl
drama
sweet
campus
highschool
secrets
shy
like
intro-logo
Blurb

Hayal kırıklıklarının içinden aşk çıkar mı?

Onca yalandan sonra inanabilir misin?

Peki severken uzak durabilir misin?

Tuna duyduklarına inanmak istemiyordu. Rüya onun kızıydı. Bunu hiç bir şey değiştiremezdi. Kalbi kabul etmese de gerçekler kulaklarına ulaşıyordu..

Bir anne evladını bulmaya çalışırken bir babanın kızını kaybetmeme hikayesini okuyacaksınız.

En güzeli de buldukları aşka şahit olacaksınız.

chap-preview
Free preview
1.
On beş sene önce Adam evin kapısını açıp etrafı kontrol etti. Kimsenin olmadığına emin olunca dışarıya çıktı. Elinde ki çantaya daha sıkı sarılıp köşede bekleyen arabaya doğru yürüdü. Her adımında etrafını kontrol ediyor ve daha hızlı davranıyordu.Arabaya yaklaşınca hızla arka kapıyı açıp içeriye girdi. Gizli iş çevirmenin gerginliği ile yanında oturana baktı. Karşısında ki kadın soğuk bir şekilde onu süzüyordu. Bir an önce işi halledip gitmek istediği çok belliydi. -Getirdin sanırım. -Evet çantanın içinde. Adam çantayı biraz açınca kadın baktı. Bu gün doğduğu her halinden belli kız bebek vardı. Hazırladığı zarfı beklemeden uzattı. -Bu da karşılığı. Adam kadının uzattığı zarfı zevkle aldı. İyi bir pazarlık olmuştu. -Bu saatten sonra ne sen beni tanıyorsun nede ben seni. Eğer beni rahatsız edecek olursan ne olacağını biliyorsun. Adam kadına baktığında daha önce söylediklerini hatırlayınca kafasıyla hemen onayladı. Zaten bir daha karşısına çıkma gibi bir niyeti yoktu. -Dediğiniz gibi sizi tanımıyorum. -Güzel, şimdi hemen in ve git. Adam arabadan indiği gibi eve geri gitti. Kızı uyanmadan yatağına yatması lazımdı. Odasına girdiği gibi yatağa girdi. Gözlerini kapatıp olanları unutmalıydı. Biliyordu ki uyandığında uğraşması gereken bir kızı vardı. """"" Araba hızla hastaneye vardı. Kadın arabadan indindiğin de, şoför çantayı alarak yanına geldi. -Bunu ayarladığımız hemşireye veriyorsun. Dikkat et kimse seni görmesin. -Tamam efendim. Kadın çantaya baktığında başkasına ait bir bebek olduğunu düşündükçe sinir oluyordu. İşler yolunda gitseydi bunları yaşamak zorunda kalmayacaktı. Her şey bir sene önce planlayarak bu yola girmeleri ile başlamıştı. Kızı aylarca Tuna'yı takip ettikten sonra yatağa atmayı başarmıştı. Ömer Yurdum'um büyük oğluna ulaşmak hiçte kolay olmamıştı. Daha yirmi yaşında olmasına rağmen herkesin gözü Tuna'daydı. Oğlan ailesine bağlı biriydi ve geleneklerine çok bağlıydılar. Bu da onların işini daha da kolaylaştırmıştı. Biliyordu ki Tuna'yı yatağa atabilirse ailesi kesinlikle kızla evlendirdi. Hele bir de hamile kalmasını başarırsa her şey istediği gibi giderdi. Kızı Tuna'yı gittiği bir partide sarhoş edip yatağa atmıştı. Bu kısımdan sonra kızının namusu giden anne rolüne girmişti. Beklediği gibi de Ömer ve Nergis çifti çocuklarının hatasını evlendirerek çözmeye çalışmışlardı. Hızla iki genç nikah kıymıştı. Asıl güzel yanı ise kızının hamile kalmasıydı. Bu onların garantisi olmuştu. Bu saatten sonra Tuna istese de boşanamazdı. Plan her şeyi ile iyi giderken bir hafta önce ellerinde patlamıştı. Bebek kızının karnında ölmüştü. Hemen yeni bir yol düşünmek zorunda kalmıştı. Babalık testi ilk anda yaptıkları için bir daha yapmayacaklarını biliyordu. Geriye sadece yeni doğmuş bir bebek bulmak kalıyordu. Hastahane de doktoru ve hemşireyi ayarladı. Bebek ameliyatla alınırken diğer bebek devreye girecekti. Tuna ve ailesi erken doğum zannedip diğer bebeği kucaklarına alacaklardı. Şimdi zenginliğin sefasını çekme dönemi başlamıştı. Aylardır stresten gerilmişti. Kızın odasına girdiğin de korku dolu gözlerle baktığını gördü. Sibel aynı kendisine benziyordu. Sarı saçları, renkli gözleri ve güzel bir vücudu vardı. Hamile kalsa bile vucudu çok değişmemişti. -Anne nerede kaldın? -Geldim işte. Tuna geldi mi yanına? -Evet bir kere geldi. Uyuyor numarası yaptım, sonra hemşireye sordu. Tedirgin gözlerle kızına baktı. Doktor ve bir hemşire dışında olayı bilen yoktu. Biri yanlış bir şey söylerse biterlerdi. -Korkma ayarladığın hemşire buradan hiç ayrılmadı. Ameliyatın biraz zor geçtiğini annenin ve bebeğin dinlemesi gerektiğini söyledi. Garibim Tuna'da inandı. İkisi de güldü, şu anlık planları iyi gidiyordu. Ciddi bir yüzle kızına baktı. -Bak Sibel artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Dikkat et ve yeni doğum yapmış anne rolüne gir. -Anne ben nasıl yapacağım onu? Hem bana ait olmayan bir bebeği kucağıma bile almak istemiyorum. Hoş kendi bebeğim olsa da değişmezdi. -Beni sinir etme. Şu hastaneden çıkıp eve gidene kadar iyi rol yap. Sonra Tuna işe gidince nasıl davranmak istiyorsan davranırsın. -Offff bir de bebekle uğraşacağız. Hem Tuna yüzüme bile bakmıyor. -Sen merak etme bebeği gördüğünde iş değişir. -Umarım dediğim gibi olur. Bana elini bile sürmüyor, aynı evde yaşayan iki yabancı gibiyiz. -Kızım biraz akıllı ol ve bundan sonra çocuğu kullan. Eğer seni karısı olarak yatağına almasa bile o evde kalmayı kendine garantile. Ben bu kadar sıkıntıyı boşuna çekmedim. Sibel cevap verecekken kapıdan Tuna girdi. İkisi birbirine bakıp maskelerini büründüler. -Aaa Tuna olmadı, karın yeni doğum yapmış sen yoksun. Sibel de nazlı kadın rolüne bürünüp kocasına baktı. Tuna ikisine de sinirli gözlerle izliyordu. Her şeye rağmen sakin olması gerekiyordu. Yirmi yaşında baba olduğunu hatırladıkça pek mümkün olmasa da denedi. -Kusura bakmayın, aşağı kahve almaya inmiştim. Bir ara geldim Sibel uyuyordu. -Tamam damat bey, ama bir daha kızımı yalnız bırakma. Tuna muhabbetin uzamasından sıkılıp "Kızımı ne zaman getirecekler?"dedi. Tek ilgilendiği şey kendinden bir parça olan kızıydı. Cevap alamayınca "Ben bir bakayım."dedi. Kapıyı açmıştı ki hemşirenin kucağında kızı karşısındaydı. Öylece kalırken sanki rüyada gibiydi. Kadın ise kızına bakıp 'bu iş tamam' dedi. -Kızınızı getirdim efendim. Acıkmış küçük prenses. Tuna hala donmuş bir şekilde bebeğe bakıyordu. Yanından geçip Sibel'e verilişini izledi. Nasıl emdireceğini bilmediği için hemşire yardım etti. Kapıyı kapatıp kızının yanına yaklaştı. Onca yaşadığı çirkin olayın içinde tek güzel olan küçük bedendi. -Çok tatlı değil mi? Kayınvalidesini sevmese de dediğine hayır diyemedi. -Rüya gibi... Tekrar kapı açıldığında içeri Ömer bey, eşi Nergis hanım ve küçük oğlu Koray girdi.Hepsi merakla bebeğe bakmaya başladılar. Ömer oğlunun omzuna elini koyup kendisine bakmasını sağladı. -Oğlum baba oldun, gözün aydın. -Tuna bu küçük kız bizim torunumuz mu? -Bende amca oldum ya. Kadın kızına zafer bizim der gibi bakıyordu. Küçük bir bebek bütün her şeyi çözmüştü. -Adı ne olacak Tuna? -Bilmiyorum anne. Kadın kızına kaş göz işareti yaptı. Sibel zeki kızdı ve annesinin ne demek istediğini anlamıştı. -Tuna ne koymak istersin? Sibel'e baktığında bir anlık öfkesinden vazgeçip tebessüm etti.. -Ben mi karar vereyim? -Evet canım, sen adını koy. Sibel her anı değerlendiriyordu. O geceden sonra Tuna'ya bir adım bile yaklaşamamıştı. Ciddi bir uyarıdan sonra evlenmeyi kabul etmişti. Şimdi fırsatları değerlendirmesi gerekiyordu. Tuna biraz düşündü, bu güzel kıza ancak "Rüya" ismi güzel giderdi. İsmi sesli söylediğinde herkes çok beğendi. Saatler önce dünyaya gelen bebek annesinden koparılıp başka ellere vermişti. Adı Rüya denmişti. Bir yalanın içinde olduğunu bilmeden kendinden olmayan bebeğe babalık yapacak olan Tuna'yı neler bekliyordu? Hayatın onlara neler sunacağını zamanla hepimiz göreceğiz.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
1.7K
bc

GECE GÜNEŞİ

read
2.1K
bc

O KIZA ŞİMDİ BAK

read
4.0K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
8.7K
bc

Zor Ajanlar

read
1K
bc

KARANLIĞIN GÖLGESİ

read
2.5K
bc

GİZ

read
6.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook