Belki Bir Gün ve Güç Savaşı kitabının Serkan'ı Kendi inandığı doğruladı yapmayı seven zeki, kurnaz ve söyleyeceklerinden hiçbir zaman çekinmeyen bir adam. Artık savaşının bittiğini düşünürken geçmişten gelen bir hesaplaşma ile daha zor bir savaşa dahil olur. Bu sefer yaptıkları kötülükler onun kapısını çalacaktı.

Alara sinirden güldü. Adam sadece iptal ettiği rendevusu için buradaydı. Çekip gitmek istese de aklında ki çelişkiyi bitirmek için ona ihtiyacı vardı. Neden onda takılıp kaldığını anlamak için kollarını bağlayıp yaklaştı. Merakla izleyen gözlere bir süre baktıktan sonra onda ne olduğunu bulmaya çalıştı. Mesela şu anda tedirgin bakışları fazla çekici duruyordu. Dokunmasa da yaydığı his heyecanlanmasına neden oluyordu. Gözleri yine dağınık saçlarına takıldı. Üstünde giydiği gömleğe ve açık olan iki düğmesine baktı. Erkeklerde hepsinin kapalı olmasına ve kravat takışlarına bakardı, ama Erdem de boynunu inceliyordu. Üstünde gezinen siyah gözler ve bitmeyen sessizlik gerginlik oluşturuyordu. Ortamın havası değişsin diye "Bir şey söylemeyecek misiniz?" dedi. Alara konuşmak yerine daha da yaklaştı. Beklemediği bakışlarından belli oluyordu. Direk öpse farkı bulur muydu? Aklından geçenler gülümsemesine neden oldu. İyice delirmişti. Onun bir şey hissetmediği bakışlarından belliydi. Yapacağı saçmalığı anlamayacağını bilse de "Şu anda hastan olsam her şey burada kalır mı?" dedi. Soyadını tehlikeye atamazdı, ama vaz da geçemezdi. Erdem anlamayan gözlerle izlerken rahat olsun diye "Kesinlikle kalır." dedi. Sağlığı ile ilgili bir şey söyleyeceğini sanırken yakasından tutulduğu gibi çekilmeyi beklemiyordu. Ne oluyor diyemeden dudakları kapatıldı. Şok içinde kalmıştı. Ağzına gelen tat ve yumuşaklık aklını dondurdu. Nerede ve kimle olduğunu unutup gözleri kapandı. Bu rüya gibi bir şey miydi? """"" Alara bu yaşına kadar işini hep önde tutmuş biri. Her işini mantıkla çözse de bir yerde kalbi devreye girer. Bir seçim yapması gerekiyordur. Tabi bu hiç kolay değildir. Babası aileleri daha çok büyüsün diye ortaklarının oğlu ile evlenmesini ister. Evlilik de bir işti ve sorun olmamalıydı. Böyle düşünse de gerçeğin böyle olmadığını anlaması uzun sürmez. Bir anda karşısına çıkan adam ile bir savaşın ortasında çekilir. Aşk ve mantık savaşına hazır mısınız?

Aşk iki kişinin arasında olursa güzeldir. Peki bu iki kişi neye göre doğrudur? Aşk çıkmazı okudunuz, ama bir de bu gözden okuduğunuzda sizinde aklınız karışacak. Bir hikayede üç kişi varsa birinin mutlaka canı yanar..

Suçum Ne? Devam kitabıdır. Aşktan anlamayan birine aşık olan Uğur tam bir çıkmazın içinde. Her şeyini bildiği Masal'dan uzak durmak istese de kalbi çoktan o çıkmaza girmiş durumda. Kardeş gibi büyüyen on gencin en büyükleri olan Uğur'un tek uğraştığı konu aşk olmayacağı kesin. Kardeşlerine de abilik yapması gerekiyor. Hepsi onu çok sevse de her birinin hayatı devam ediyordu. Kan bağının değil gönül bağının ağır bastığı hikaye okumaya hazır mısınız? Kardeşler çok kalabalık ver her yerden biri çıkabilir.

Her şeyi zor başlamıştı. Küçük yaşta annesini kaybetmiş sonrada acıyı yaşayamadan hayatın en zor kısmıyla tanışmıştı. O istediği hayatı yaşayan değil babasının dediğini yapmak zorunda olan kızdı. Artık babasının istediği değil kendi istediği olacaktı. Bunun için harekete geçme zamanıydı. Benim hayatım bekle beni.... Hikayemde bir kızın mücadelesini, kavgasını, üzüntüsünü, mutluluğunu ve aşkını okuyacaksınız.

Hayatında ilk defa ona iyilik yapan kişi için her şeyi göze almış Tuana ile görev arkadaşı için adalet isteyen Engin. Hedefe kitlenerek giderken birbirlerine takılırlar. Ne bir olabilirler ne de birbirlerini unutabilirler. Peki hangisi gerçekten düşmandı? """ Dudaklarında oluşan sırıtıştan sonra ne yapacağını bekledim. Aradaki mesafeyi kapattı ve dudaklarımı öptü. Beklemediğim için bir anlık kaldım. Gözünde ona meraklı bir tip olduğum için karşılık vereceğim anda geri çekildi. Göz göze geldiğimizde "Benimle baş edebilir misin?" dedi. Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da geri adım atamazdım. Bu kız benim içeriye açılan anahtardı. Bu sefer çok ileri gideceğimi bilsem de "Denemeden anlayamazsın." dedim. Sonuçta bir kere gördüğü adama ne yapabilir derken diğer eliyle kolumdan tuttuğu gibi göğsüne çekti. Yaptığı her şeye karşı gelebilecekken izin veriyordum. Yine de baya güçlüydü. Eli boğazımı bulduğunda diğer eli karnımın üstünden yukarı çıkmaya başladı. Kulağıma yaklaştığında "O zaman deneyelim." dedi.

Insan gerçeklerden kaçamaz. Sadece kaçtığını sanar. Hayatta güzel şeyler olduğu kadar kötü şeylerde vardır. Önemli olan kötü olanla savaşabilmektir. Jale'nin güzel gidiyor sandığı hayatı nikah masasında kabusa dönmüştü. O günden sonra da sevmekten,güvenmekten ve durup düşünmekten hep kaçmak istemişti. Kaçarsa unutacağını sandı,ama düşündüğü gibi olmadı. Oysa kalıp savaşmasını öğrenmesi gerekiyordu.

Suçum Ne? devam kitabı. -Huysuz -Kavgacı -Dik başlı -Rengarenk Kızımızın en büyük özelliklerinden. Ayşe'nin kızı. Annesine çektiği kadar ondan fazla bile diyebiliriz. Ona kimse akıl vermemeliydi sadece yapacaklarına izin vermeliydiler. Yoksa bir yolunu bulup yine yapacağını yapardı. Not: Suçum ne kitabının devamıdır.

Suçum Ne? 1. Kısım başlangıç 2.Kısım Fırtına 3.Kısım Ali & Ada Kitabın 1. Kısmı: Ayşe'nin hayatı da aynen zor denilen kısımda başlamıştı. Çabalasa iyi biri olur muydu bilmiyordu? Zaten hayatı da insanları da sorgulamayı bırakalı çok olmuştu. Ailesi onu terk ettiği gün hissetmiş miydi bilmiyordu,ama kimseye bağlanamaması gerektiğini çok iyi biliyordu. Etrafını saran Kuzey ve Salih abisi,onun kardeşi Oğuz ile en değerlileri Ali bile olsa o Ayşe'ydi. Kitabın 2.Kısmı: Kuzay,Salih,Oğuz ve Ali'nin yeni bir başlangıç yaptıktan sonra başlarına gelenler hiçte kolay değildi. Zaten hayata eksi olarak başlayan bu adamlar bir de sevgi imtihanı veriyorlardı. Kitabın 3. Kısım; Ali & Ada'nın tatlı hikayesi

Aynı acıyı paylaşmış iki insan her zaman birbirini anlayamaz. Mert onu büyüten aileye vefa borcunu ödemek için küçük bir iyilik yapacağını düşünürken attığı imza hayatını tamamen değiştirdi. Hayatına düşen Cemre ile derinliklere gömdüğü her şey gün yüzüne çıkmaya başladı. Peki buna hazır mıydı?

Tatlı Kardeşler devam kitabı. Pırıl, Rıdvan’ın gösterdiği yere baktı. Evi izlerken yabancı olduğu kadar soğuk geliyordu. İçini gezmeyi düşünmediği için “Önce bizim konuşmamız gerekmiyor mu?” dedi. Büyükler karar verdiği için bir şeyler dönüyordu, ama Rıdvan da sanki her şey normalmiş gibi hiç sorgulamıyordu. -Ne konuşacağız? Rıdvan'nın aslında bir önce işe gitmesi gerekiyordu. Bunların hepsi zaman kaybı gelse de annesi istediği için hayır diyememişti. Pırıl ile paylaşacağı bir şey de yoktu. -Farkındaysan bizi evlendirecekler. -Farkındayım. Bir sorun mu var? Adamın rahatlığına inanamıyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmak istese de sakin kalıp “Biz birbirimizi sevmiyoruz.” dedi. Güldüğünü görünce devam edemedi. Komik bir şey söylediğini hiç sanmıyordu. Zoraki evlilik her zaman aşk ile sonuçlanmaz. Pırıl ailesinin seçtiği kişiyle evlenmek istemiyordu. Bundan emindi, ama engel olmanın da kolay olmadığını biliyordu.

Sevgiye Dair 1. Kitap Sevgi, Genç iki insanın birbirine duyduğu aşk ile her şeyin üstesinden geleceğini düşünüyorlardı. Oysa ne hayat kolaydı ne de kalkıştıkları evlilik kolaydı. Bir evet ile başlayan hikayemiz bizi nerelere sürüklediğini tahmin bile edemeyiz. 2.Kitap: Bir Hayaldin Bir torunun dedesinin hayalini yerine getirmek için çıktığını düşünsek de asıl kendi hayali vardı. Sevdiğinin yanında olmaktı. Çıktığı bu yolda hem kardeşinin hem de yani tanıştığı birinin de hayatını değiştirecekti.

Ecevit ve Zehra’nın şu hayat da bir istekleri vardı ki birbirinden tatlı dört evlatların artık başlarını belaya sokmamalarıydı. Öyle bir hala gelmişti ki ‘baba ,anne yetiş!”deseler ikisi de başınızın çaresine bakın diyecekti. İlk göz ağrıları Burçin’e göre hakkını savunmuştu. Onun bir küçüğü Kıraç’a göre ise kimseye bulaşmıyordu. İnsanlar gelip sinir ediyordu. Hadi bunlar neyse de Alp nasıl başını belaya sokuyordu? İşte onu hala çözememişlerdi. Bakıldığında en düzgünü o gözükse de sonuç aynıydı. Bir de dördüncü vardı ki konuşmaya gerek bile yoktu. En küçükleri Bengü ,en asileri ve lafını esirgemeyi bırak insanın üstüne gitmeyi seven biriydi. Tatlı oldukları kadar herkesi deli etmeyi seven bu kardeşleri tanıma zamanı geldi.

Hayal kırıklıklarının içinden aşk çıkar mı? Onca yalandan sonra inanabilir misin? Peki severken uzak durabilir misin? Tuna duyduklarına inanmak istemiyordu. Rüya onun kızıydı. Bunu hiç bir şey değiştiremezdi. Kalbi kabul etmese de gerçekler kulaklarına ulaşıyordu.. Bir anne evladını bulmaya çalışırken bir babanın kızını kaybetmeme hikayesini okuyacaksınız. En güzeli de buldukları aşka şahit olacaksınız.

Dosyayı uzatıp o bakarken konuştum. "Kardeşim şimdi çok önemli bir işim var. Hemen çıkmam lazım. Elinde ki dosyada her şey olmalı. Sen önden bak sonra birlikte bir daha bakarız. Bir yerden başlayınca gerisi gelir zaten.." Buğra şaşkın elinde ki dosyaya bakmaya devam ediyordu. -Buğra beni duyuyor musun? Sonunda bana baktığında "Abi sen bu dosyayı okudun mu?"dedi. Anlamadığım için yanına yaklaşıp dosyaya baktım. Vedat Bey'in kızı ölmüştü. Asıl mesele ise bir torunu vardı ve gözümüzün önündeydi. Ortaya çıkan bir gerçek hayatını tamamen değiştirebilir..

Sen ne kadar plan yaparsan yap. Bazen çat kapı biri gelir ve her şeyi alt üst eder. Su, tanınmış bir reklam şirketinin sahibi. Aynı günde hayatına giren iki kişi, kapıyı çalmadan hayatına dalmıştı. Bu güne kadar her şeyi mantıkla çözen biri için iki bilinmeyenli denklemi çözmek pekte kolay değildi. Bir tarafta kendinden küçük olsa da etkileyen bir erkek. Diğer tarafda da sevgisini göstermekten hiç çekinmeyen başka bir adam. Kalbi hangisini seçmeliydi?

Sadece bir iddaydı. Kaybetmenin sonucunda Özlem'in dediğini yapmak zorunda kaldım. Ava giderken avlanmak tabiri bu olsa gerek. Özlem kazandı ve benden en olmadık bir şey istedi. Onu tavlamamı istiyordu. Kaybetmem sonucu başlayan oyun hiç ummadığım şekilde son bulmuştu. Bu bir şansa ise o şans onu bana getirmişti.