Yırtıcılar Loncası

756 Words
"kubbe'den verilen para zar zor yetti" Demirci aeron'un ücret almadan verdiği 6 mermiyi silahıma yerleştirken iç geçirdim. "eskisi gibi fakir oldum. " Bu düşüncelerden babamın telefonunun çalması ile uzaklaştım. Konuşurken yüzü asıldı, mutsuz bir şekilde bize döndü. -anlaşılan acil iş çıktı oraya gitmem lazım. Sizi loncanın eğitim salonuna götüreyim. Hem bu yeni silahlarını denemek için bir fırsat olur vayne, ne düşünüyorsun? . - Bende denemek için sabırsızlanıyordum. Ama sorun şu ki sarah biraz sıkılabilir. -hayır abiğ gidelim gidelim. Sıkılmam orda uslu durucam söz. Onun mavi büyük gözlerinine bakarken Dünyada kimsenin Sarah'ın yalvarışlarına kayıtsız kalamıyıcağını düşündüm. "Gözleri en ölümcül silah olabilir." -peki tamam gidiyoruz. Babam bizi antrenman salonuna bırakıp yanımızdan ayrıldı. Odaya bir göz attım. Bembeyaz odanın her tarafı mana emici taşlarla çevriliydi. - S derece dedim. Bir s derece büyücünün saldırılarına dayanabilicek şekilde tasarlanmıştı. Duvara gelen saldırı duvar tarafından emilir ve hasar oluşmazdı. Bunlardan konseyde de vardı, " iyi para harcamışlar" bunlar kolay elde edilebilen malzemeler değil. -abiğğ bak hertaraf bembeyaz -evet sarah, öyle ama şimdi ben çalışıcağım. Yukarıda seyirciler için ayrı bir oda var bak gördün mü şurda, Bir taraftan elimle işaret verirken -oraya geç ki bende rahat bir şekilde çalışabiliyim. -tamam abiğ Diyip ufak adımlarıyla merdivenleri çıkışını izledim. Odanın içi gerçekten devasaydı. Kafamı kaldırıp aynı anda çalışan lonca üyelerine göz attım çoğu yüksek seviyeydi. Bir iki tane B rütbesi gördüm, gerisi ise babam gibi C rütbesiydi. Diğerlerinden uzak bir yerde kılıcımı çekip sallamaya başladım. Sağdan sola üstten aşşağı basit haraketlerden, ustalık gerektirenlere kadar Eski hayatımda bütün silahlar üzerine ustalığım vardı. en çok kullandığım ise mana silahlarıydı. Yeteneğimle de çok uyumlulardı. tek vuruşta insanlar için ölümcül olduysa da aynı şeyi canavarlar için söyleyezdim. Bazılarına için bir şarjör harcadığım günler aklıma gelince sinirlendim. Ondan sonra farklı bir yönden yaklaşmaya karar verdim. Kılıç ustalığıma öncelik verip demirci Aeron'dan bana en iyi kılıcı yapması için en kaliteli malzemeleri toplamıştım. Ortaya öyle bir sonuç çıkmıştı ki 3 senelik maaşımı o kılıca gömmüştüm. "Acaba ben öldükten sonra konsey kılıca ne yaptı?" -hey, hey yeni yetme Seslere aldırmayıp kılıcımı savurmaya devam ettim. "muhtemelen bana söylemiyordu." - hey sana diyorum velet. Duymuyor musun. arkamı dönüp hemen suratımın dibindeki adamla yüz yüze geldim. Gergin ve ciddi bir yüz hattı taşıyordu. Kumral saçlarına yer yer aklar düşmüş bu adam bana bir yerden tanıdık geliyor, gözüm biryerden ısırıyordu. - bi ihtimal bana mı seslendiniz? "lütfen bana seslenmiş olmasın." -burda senden başka velet var mı? -hayır yok efendim özür dilerim. "siktir bana seslenmiş." "Ne yapıcam! loncanın antrenman sahası için kuralları varmı ki umarım bu yüzden william'ın başı derde girmez." -yeteneklisin evlat kimin çocuğusun bakalım -Adım Vayne, william salas benim babam olur efendim. Sadece yeni kılıcımı test etmek için girmiştim. Rahatsızlık verdim, hemen çıkıcam. -william demek. Oğlu olduğundan bahsetmişti kubbe'de 1. Sınıfta olmalısın benim kızım da orda 1. Sınıfta şuan. Belki karşılaşmışsınızdır. Adı sofia lyons. "lyons lyons nerde duydum bu....... O an kafama dank etti. Lanet olsun karşımdaki adam yırtıcılar loncasının sahibi mi? Geralt lyons." Şoku atlatıp cevap verdim. -hayır efendim tanıdık gelmedi ne yazıkki ayrı sınıflarda olmalıyız. Sonra yüzü bi anda ciddileşti. -kızım da dün senin gibi eve geldi. O gün antrenmanda bir deli kızıma yumruk atıp güzel yüzünde iz bırakmış. O pi*i bulursam kemiklerini ellerimle kırıcam. Aynı sınıfta değilsen bilmen mümkün değil. Boğazımdaki tükürüğü yutup "bi ihtimal ben olamam öyle değilmi?" -peki kızınız saldıranın ismimi size söyledi mi? -hayır söylemedi sadece antrenman yaparken onu sahada rezil ettiğini ve yumruk attığını söyledi. Adını söylemesini istedim ama söylemedi. Kesin o piç, kızımı tehdit etti. Elini cebindeki fotoğrafa götürüp -benim küçük sofiam, merak etme baban o pi*i bulup kemiklerini kırıcak "hayır, hayır, hayır Vayne. O kişi kesinlikle sen değilsin. Şansız olmanın da bir sınırı var. Bu manyak kız babasından uzak durmak senin kaderin. Deli bu adam tamamiyle deli." -evet kesinlikle haklısınız bay... Geralt. -haklıyım değil mi Suratındaki ifade ilk karşılaştığımız anki ile kıyaslanamazdı. Vahşi bir aslan gibi bakan gözleri şuan adeta bir kedi gibiydi. -kızıma onu bulucağımı söyleyince beni durdurdu. Bana arkadaşı olduğunu söyledi. Bunu hiç yapmazdı anasınıfında bile ne zaman kavga etse bana söylerdi. Bende gerekeni yapardım. bi anlık rahatlama geldi. "tamam ben değilim çünkü benim arkadaşım yok." -tamamen arkanızdayım bay geralt. Onu bulup bacaklarını kırmalısınız. Hatta bu yaptığının yanında az bile kalır onu köpeklere yedirmelisiniz. "huzur içinde yat dostum seninde fedakarlığın boşa gitmiyicek." -hahahaha aynı düşünmemiz çok hoş Vayne, senden hoşlandım. Odanın içinde çalışan diğer üyelere dönüp bana lanet olası bir kılıç verin diye bağırdı ardından suratında büyük bir gülümseme ile -antrenman yapmak istiyordun değil mi bakalım neyden yapılmışsın. düz bir suratla geralt'a bakarken "Bu adam tam bir deli! kızı için nerdeyse üzülücem." * * *
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD