NEFRETEN AŞKA

" PİYON " "Yeter!" diye bağırdım. Sesim, boğazımı acıtacak kadar yüksek çıkmıştı. Havadaki yumruklar son bulmuş, ikisinin de bakışlar bana dönmüştü. ... Sonunda anlamıştım. Bütün o lüks odalar, pahalı elbiseler, tehditler ve yumuşak sözler... Hepsi bir yalandı. Onlar, aralarındaki o soğuk, kirli savaşta beni bir piyon olarak kullanmışlardı. Birbirlerinin canını yakmak, birbirlerine en derin zararı vermek isterken, farkında bile olmadan en büyük yarayı bende açmışlardı. Ve şimdi... şimdi o yaranın acısı avucumun içindeydi. Soğuk, ağır ve ölümcül. İki adam da karşımda duruyordu. Biri, beni karanlık bir odadan çıkartıp bu lüks cehenneme atan, gözleri her daim bir fırtına kadar tehlikeli olan adam. Diğeri, buz gibi bir gölü andıran sakinliğinin altında dipsiz bir karanlık saklayan, beni ilk gördüğü anda içimi okuyan adam. Şimdi ise ikisinin de bakışları, avucumda sımsıkı tuttuğum ve tam kalbimin üzerine doğrulttuğum silahtaydı. O iki güçlü, korkusuz, amansız adamın gözlerinde, ilk defa gerçek bir korku gördüm. Benim için miydi, kendileri için mi, yoksa oyunlarının sona ermesi ihtimali için mi bilmiyorum. Ama oradaydı. Gerçekti. Ben korkuyor muydum? Bilmiyorum. İçimde acı ve öfkeden başka bir şey hissedemiyordum. İkisi de bana yalan söylemişti. İkisi de beni kandırmıştı. İkisinin de arasında, hiç istemediğim bir oyunun piyonu olmuştum. Parmağım tetikte geziniyordu. Sessizlik, bağırışlardan daha yüksek sesle çınlıyordu kulaklarımda. Boran, adımı seslendi. Sesi alışılmadık derecede yumuşak, neredeyse panikle karışıktı: "Leyla, yapma. O silahı bırak." Mahir ise hiç kıpırdamıyordu, ama o koyu kahverengi gözleri tetikteki parmağıma kitlenmişti. Sesi her zamanki gibi sakin ama gergindi: "Boran'ın dediğini yap. " Bir an için gözlerimi kapattım. İki yüzlülüklerinin ağırlığı üzerime çökmüştü. Beni bir silah, bir intikam aracı olarak görmüşlerdi. Gözlerimi tekrar açtım. İkisine de baktım. Artık korkan onlardı. Kontrol sırası bende miydi? Yoksa bu da oyunun bir parçası mıydı? Tetiği sıkmak mı... yoksa bu sirkten bir kurtuluş yolu aramak mı? İşte bütün cevaplar, avucumun terleyen içinde, soğuk çeliğe bağlıydı.