Çantamın kolunu sıktım ve önümde ki koca eve doğru yürüdüm. Telefonum çalarken, Ivan'ın ismini görmem ile açtım.
"Evet?"
"Neredesin? Eve geldim." yutkundum ve "Dışarıda biraz işim vardı. Halledip geleceğim." dedim. "Çabuk ol." telefonu kapattım ve çantama attım.
Her adımımda içimde ki korku büyüyordu. Bu eve gelmek için cesaretimi toplamam gerekti. Bir adım ileri... Üç adım geri... O kızla karşılaşmaktan korkuyordum. Angelina ile... Ama bu gereksizdi. Ivan beni sadece Angelina ile aldatmamıştı. O tek değildi.
Düşüncelerim beni adeta kovalarken kapıyı çaldım. Hizmetli beni salona götürdü. Angelina için geldiğimi düşünmüştü ama Vlademir ile görüşmek istediğimi söylediğimde şaşırdı ama odasına götürdü.
Hizmetli uzaklaşırken kapıyı çaldım. Gir sert bir soluk çektim ve içeri adımladım.
Vlademir masadaki belgeleri okumakla meşguldü. Diğer elinde purosu vardı. "Gel bakalım Lana." dedi ve eliyle önünde ki koltuğu işaret etti. Adımlarım sessiz odada yankılanırken çantamı masaya bıraktım ve oturdum.
"Gelmeni neye borçluyuz?"
"Bir bilgiye ihtiyacım var." dedim. Vlademir kağıtları bir kenara bıraktı ve tüm dikkatini bana verdi. "Ve bunu Ivan'dan değil benden istiyorsun?" başımı salladım. Dudağımı ısırdım ve "Ailemin nerede olduğunu öğrenmek istiyorum." Vlademir güldü. Gülümsemesi hiç samimi değildi.
"Eğer bunu sana söylersem... Ivan ile aramı bozarım." gözlerimi odada gezdirdim. "Kızınız ile Ivan arasında ki ilişkiyi biliyorsunuz." Vlademir yumruğunu masaya vurdu. Üstünde ki eşyalar yere devrilirken, kapı açıldı ve koruması içeri girdi. "Çık dışarı!" Adam geldiği gibi geri gitti.
"Beni kızımla tehdit etme!" Alaycı tavrı kaybolurken, ona döndüm. "Sizden sadece tek bir şey istiyorum. Ailem nerede? Eğer söylemezseniz Ivan ile kızınızın arasında ki ilişkiye gazetelerden okursunuz." yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu. Ayağa kalktım ve kapıya gittim. "Bu arada..." derin bir sessizlik vardı. Devam ettim "Beni öldürmeye kalkmayın. Her ne kadar Ivan ile aramda ki ilişki zayıflasada sizde biliyorsunuz ki bana bir şey olmasına izin vermez." dedim ve odadan çıktım.
***
Araba durduğunda Ivan ile yaşadığımız eve baktım. Dönmek istemiyordum. Bu eve girmek istemiyordum. Ne ironikti... Mecburdum. Kapıyı açtım ve üst kata çıktım. Ivan çalışma odasındaydı. Yanına gittim ve yanağını öptüm." Nasılsın?"
Elinde ki kağıdı masaya fırlattı. Kaşlarımı çatarken geri çekildim. Ivan bir anda ayaklandı ve gözlerinde ki öfke ile üzerime yürüdü. Korkuyla geriye giderken sırtım cama yaslanmıştı. Vlademir ona söylemiş miydi? Yanağıma değen sert tokat darbesi ile yere yığıldım.
Ivan beni kaldırırken gözleri hiç görmediğim şekilde öfke ile doluydu. Yanağım sızlarken "Neden?" diye sordum.
"Benim çocuğumu aldırdın!" diye öfkeyle tısladı. Gözlerimi yumdum. Ivan beni sallarken tekrar ona bakmak zorunda kalmıştım. "NASIL YAPARSIN! BENIM ÇOCUĞUMU BENDEN HABERSİZ NASIL ALDIRIRSIN!" ellerim titrerken onu ittirmek istiyordum.
Ivan bedenimi kendine çekti ve dudağını yanağıma bastırdı. Şevkat değildi. Canımı acıtıyordu. "Cevap ver. " diye çaresizce konuştu. Onunda elleri titriyordu.
"Beynimi sikeyim ki senin gibi birine körü körüne güvendim."
"Benim gibi biri?"
"Bu odadan çıkma."
"Ben seni kurtarmaya çalışan kadınım. O karanlıkta seninle birlikte boğulmayı göze alan kadınım." Ivan dudağını çekti. Korkudan tüm bedenim titriyordu. Ivan beni bıraktı. Bedeni sarhoş gibi sallanıyordu. Yıkıldı. Kardeşinin ölümünden sonra ikinci kez yıkıldı. Ve ben sevdiği adamı kurtarmak isterken ona ikinci en sert darbeyi vuran olmuştum.
Korkuyla yere çöktüm ve hıçkırığımı bastırmak için avucumu ağzıma bastırdım. Ivan yavaş adımlarla odadan çıktı ve kapıyı kilitledi. Kendimi tutmayı bıraktım ve ağlamaya başladım. Yanağımın acısını unutmuştum ama ne yaptığını unutmamıştım. "Bana vurdu." diye kendi kendime fısıldadım. Yanağıma dokundum ve daha çok ağladım. Geri dönüş yok. Durmak için gücüm yok. Bu adamın yanında daha fazla duramam. Ne kadar seversem seveyim, bana vuracak kadar gözü dönen bir adamın yanında ömrümü harcayamam. Evet canını yaktım. Bir evlat sahibi olma şansını elinden aldım ama oda benimkini almıştı. O bebeği doğurmama sebebim oydu. Ivan haklı değildi. Böyle bir davranışın hiçbir haklı tarafı olamazdı. O vahşi bir adama dönüşmüştü. Av olmak istemiyorsam buradan gitmek zorundaydım.