Shelby önünde durduğu evin bahçesinde biraz oyalandıktan sonra kapıyı çalarak açılmasını bekledi. İntikam arzusuyla yanış tutuştuğu yıllar boyunca hep bu anı beklemişti.Nihayet Victım'dan kendisine yaptıklarının karşılığını alabilecekti.
Kapıyı açan hizmetçi kıza en güzel gülümsemesiyle baktıktan sonra elinde ki davet mektubunu uzatarak ''Lord Victım tarafından çocuklarının bakıcısı olarak davet edildim '' dedi.
Hizmetçi kız mektubu eline alırken ''buyrun ''diyerek içeriye doğru girmesi için eliyle reverans yaptıktan sonra önden yürümeye başladı.
Shelby yürüdüğü koridor boyunca dikkatle etrafı inceliyor ve anlamaya çalışıyordu. Mesela Lordun yatak odası ne taraftaydı, çayı küçük salonda mı içiyorlardı yoksa özel bir alanları var mıydı. Victım'ın karısı çocuklara karşı nasıldı ya da birbirlerini gerçekten de gazetelerde yazıldığı gibi çok seviyorlar mıydı. Bütün bunları öğrenecekti fakat hepsi için biraz zamana ihtiyacı vardı.O sırada çocuklarla kaynaşıp ailenin içine daha da fazla girebilirdi.
İçeri girdiği odanın içinde nihayet tek kaldığında buranın bir çalışma odası olduğunu fark etti.Büyük ihtimal Victım'ın odasıydı.
Etrafa nefretle baktıktan sonra duyduğu seslerle bir anda kulak kesilerek kapıya doğru yürüdü. Tiz bir kadın sesi bir şeylerden yakınırcasına bağırıyordu.Karşısında kimin olduğunu bilmiyordu fakat görünen o ki bu tartışma kadının karşısında ki kişinin pek de umurunda değildi.
''Bağırmayı kes artık Charlotte. Kulaklarımı ağrıtıyorsun.''
Shelby kalbi heyecanla atarak kapıya doğru iyice yaklaştı ve hafifçe araladı.Sessiz olmaya çalışarak bir gözünün hizasına getirdiği aralıktan dışarıya baktı.
Victım ve karısı kavgalarını saklama gereği duymadan uluorta kavga ediyorlardı.
''Aman tanrım ''diye mırıldandı gülümseyerek. Bu eve geldiği ilk günden böyle bir ana tanıklık etmesi muhteşemdi.
''Senden nefret ediyorum Victım, daha sesime bile tahammül edemiyorsun.''
''Böyle bağırıp durmaya devam ederken nasıl tahammül edebilirim ki .''
Shelby hızla kapıdan uzaklaşarak masanın yanında ki yerini aldı.Eline aldığı bir kitabı okuyormuş gibi yaparak göz ucuyla kapıya baktı.
Karı koca nihayet içeri girdiklerinde Shelby kitabı kapatarak yerine koydu ve arkasını döndü.
''Leydi Shelby, beklediğimizden erken gelmeniz bizi şaşırttı. ''
Konuşan Lordun eşi Charlotte'du. Shelby gülümseyerek reverans yaptıktan sonra ''çocuklarınızla tanışmak için sabırsızlanıyorum Leydim ''diye cevap verdi.
''Ne kadar güzel, o yaramazlarla bundan sonra benim ilgilenmeyecek olmam çok hoş.'',
Victım karısına sert bir bakış atarken '' hayatında bir değişiklik olacağını sanmıyorum hayatım '' diye mırıldandı. Sadece karısının duymasını umut etmiş olsa da Shelby'de duymuştu ve üstelik Victım'ın ne söylemek istediğini anlamıştı.
Charlotte zaten çocuklarıyla çok ilgilenen bir anne olmadığından Shelby'nin burada olması bir şeyi değiştirmeyecekti.Shelby gülümsemesini bastırmaya çalışarak hafifçe dudaklarını ısırdı.
Victım öne doğru yürüyerek masanın diğer tarafına geçti.
''Oturun lütfen '' dedikten sonra Shelby'nin gözlerinin içine dikkatlice baktı.
Bu hareket Shelby'yi az da olsa tedirgin etse de kendisini tanımayacağını umarak bakışlarını kaçırmadan bekledi.
Victım genç kızın gözlerinde kendisine tanıdık gelen bir şeyler olduğunu hissetse de şimdilik bunun lafını açmayarak ''sizi test etmeme izin verin lütfen ''dedi.
Eline aldığı kağıda bir kaç saniye baktıktan sonra '' burada Almanca, Fransızca, ispanyolca, İtalyanca, Portekizce ve Rusça olmak üzere toplamda altı dil konuşabildiğiniz yazıyor.Üstelik aynı ustalıkta yazabiliyormuşsunuz. ''
''Evet efendim.''
''Kabalığımı maruz görün ama kaç yaşındasınız Leydi Shelby ? ''
''26 efendim.''
''Bu kadar dili hangi ara öğrendiğinizi merak ettim. Çok ilginç sizin yaşınızda bir bayanın bu kadar dile hakim olması.Üstelik matematik ve fizik alanlarında da yüksek dereceniz var''
''Ailem gezmeyi seviyor efendim.Bende onlarla birlikte gezdiğim her ülkeden bir şeyler kapmış olabilirim ''
Shelby gülümseyerek Victor'a baktı. Dikkat çekmemesi gerekirken şimdiden bir çok soruya maruz kalmıştı. Yeteneklerini bu şekilde gözler önüne sermek istemese de bu işe alınması için yazmak zorunda kalmıştı. Soruların bittiğini umarak ''Çocuklarınızla tanışmak için sabırsızlanıyorum ''dedi.
Victım'ın hareketiyle hepsi birden ayağa kalkarken odadan ilk çıkan Charlotte oldu. Arkasından Shelby odadan çıkacaktı koluna dokunulması ile bir anda buz keserek olduğu yerde durdu ve sinirli bir ifadeyle arkasından gelen Victım'a baktı.
''Siz.. Bırakın lütfen''
''Size bir şey sormama izin verin Shelby .!''
Shelby cevap vermeyerek kolunda bulunan parmaklara baktı. Midesi bulanmaya başlamış vücudu tiksinti içinde kasılmaya başlamıştı.
''Sizi bir yerden tanıyor olmam mümkün mü .? ''
''H-hayır efendim ben Londraya yeni geldim.''
''Gözleriniz bana yıllar önce tanıdığım bir kızı hatırlatıyor.''
Shelby nefretle Victım'ın eli arasından kolunu çekerken ''Benimle bir alakası olduğunu sanmıyorum efendim ''diye cevap verdi.
''İnsan insana benzermiş sonuçta..''
''İsimleriniz de oldukça benzer .''
Kahretsin diye düşündü Shelby. Bu ayrıntıyı nasıl atlamıştı. Tanrım ne kadar da aptaldı. İntikam almayı o kadar çok kafasına takmıştı ki Victım'ın adını hatırlayabileceğini düşünmemişti.
'' Tesadüf sadece ''diyebildi ve hızla açık olan kapıdan çıkarak Leydi Charlotte'un peşinden gitti.
Victım düşünceler içinde bir kaç dakika olduğu yerde durarak yıllar önce ki o kızı düşündü.Zayıftı ve en önemlisi kendisine karşı koyamayacak kadar korkmuştu. Yıllar önce tanıdığı o kız nerdeydi bilmiyordu fakat burada olan Shelby'nin onunla bir alakası olamayacağını düşündü. O küçük kız bu kadar yetenekli değildi ve gözlerinden başka alıcı hiç bir tarafı yoktu.
Leydi Shelby'i için ise aynısını söylemek imkansızdı. Daha şimdiden genç kızın kıvrımlı bir vücudu olduğunu farketmişti. Giydiği o berbat siyah her yeri kapalı elbisesinin altından az da olsa belli oluyordu. Dekoltesini ise tamamen kapalı seçerek Victım'ın merakını kazanmıştı. Kafasında bulunan siyah beyaz karışımı bone ise saçlarını ustalıkla örterek genç kıza gizemli bir hava katmıştı.
''Kesinlikle O değil '' diye düşündü. Yılar önceki o saf kızı düşünmenin zamanı değildi.O artık geçmişte kalmıştı ve daha fazla düşünmesine gerek yoktu.
---------------------------------------------------------------------------
Shelby saatler sonra evine geldiğinde sinirle başında ki boneyi çekti ve yatağın üzerine fırlattı. Bal köpüğü renginde ki saçları omuzlarından aşağı dalgalı bir şekilde dökülürken üzerinde bulunan elbiseyi yırtarcasına çıkartarak yere attı. Victım'ın elinin değdiği ve kendisini kirlenmiş hissettiği bu elbise direk olarak çöpe gidecekti.
O adamın dokunuşlarından iğreniyordu ve ilerleyen günlerde bunun bir daha yaşanmaması için çaba gösterecekti. Victım gözlerine çok dikkatli baktığında Shelby bunun bir şeyleri açığa çıkaracağını düşünerek endişelense de nihayetinde atlatmayı başarmıştı.
Üzerinde bulunan kombinezonun iplerini gevşetirken derin bir nefes aldı.Artık evindeydi ve güvende olduğunu hissediyordu. Tamamen çıplak kaldığında aynaya daha da yaklaşarak yüzünü inceledi.
Victım'a tek bir şey için teşekkür edebilirdi.O da yüzüne bir zarar vermediği içindi. Beyaz bir teni vardı ve gözleriyle oldukça uyumluydu. Teninin rengi soluk değil aksine oldukça canlı görünen bir beyazdı ve heycanlandığında ya da utandığında yanaklarında oluşan kırmızılık oldukça hoş görünüyordu. Gözleri kahverengi-ela olmasına rağmen Chester sürekli bunun bal rengi olduğunu söylüyordu.O yüzden artık Shelby 'de emin değildi. Tek bildiği güneşe baktığında gerçekten güzel bir renge bürünüyorlardı.Birde gülümsediğinde , yani gerçekten gülümsediğinde parlıyordu ve asıl rengi ortaya çıkıyordu.
Yüzünü incelemeyi bırakarak odanın ortasında bulunan küvete yöneldi ve hizmetçilerin biraz önce doldurduğu sıcak suya elinin yanmasına aldırış etmeden dokundu.
Suyun içine tamamen girdiği zaman kenarda bulunan yumuşak bir bez parçasını alarak vücuduna yavaşça sürdü. Kirlerinden arınması gerekiyordu. Bir saat sonra suyun soğuması ile küvetin içinden çıktı ve kurulanarak geceliğini başının üzerinden geçirdi. Saçlarını kurutmayarak yatağına yöneldi.Sabah erken kalkacaktı ve ıslak saçlarını tarayacak hali yoktu.
------------------------------------------------------------------------------------
Shelby ertesi sabah yine aynı şekilde siyah bir elbiseyi üzerine geçirdi ve saçlarını sıkıca topladıktan sonra bonesini takarak hazır olduğuna karar verdi. Bugün çocuklara sadece kitap okuyarak onlarla biraz vakit geçirecekti. O yüzden çok da acele etmeyerek evden çıktı ve varacağı yere geldiği zaman kapıyı çalarak açılmasını bekledi.
Yine aynı hizmetçi kız kapıyı açtığında Shelby gülümseyerek ''Günaydın '' dedi. Bugün sanki biraz daha iyi hissediyordu. Bunun nedenini ise bu eve girmiş olmasına bağlıyordu.
Hizmetçi kız çekinerek aynı şekilde karşılık verdikten sonra işlerini halletmek üzere Shelby'i ana koridorda bırakarak gözden kayboldu. Artık bu evde rahatça dolanabileceği için hizmetçi onu gideceği yere kadar götürmemişti.
İlk önce çocuklar için uygun bir kitap bulmak umuduyla kütüphaneye yöneldi. Bir süre sonra aradığı kitabı bulduğunda gülümseyerek kapıya yöneldi.
Kapıyı açtı ve elinde bulunan kitaplardan ilk önce hangisini çocuklara okuyacağını düşünerek dışarı çıktı ve kafasına yediği darbe ile sendeleyerek geriye doğru adım attı. Ayağı elbisesine takıldığında Shelby biraz sonra yere düşeceğini ve kalçasının çok acıyacağını düşündü. Ama beklediği şey olmadı.Onun yerine kolunda ve belinde hissettiği bir sertlikle başını kaldırdı ve bakışlarıyla kendisini tutan kişiye baktı.
Saçları bonesinden kurtulmuş vahşi bir şekilde aşağı doğru sallanırken Shelby öfkeyle dudaklarını sıktı. Dişlerini birbirine sıkıca bastırırken bu hayatta kurtarılmayı isteyecek en son insan tarafından düşmekten son anda kurtulduğunu gördü. Kesinlikle düşmeyi tercih edeceği kesindi.
''Biraz daha dikkatli olun, yoksa her seferinde bu kadar şanslı kurtulamazsınız.''
''Şans mı ''diye mırıldandı Shelby.
''Teşekkür ederim fakat gerek yoktu düşsem de bunun bir sorun teşkil etmeyeceğine eminim, özellikle de sizin için.''
''Anlamadım..!''
Shelby, Victım'ın garip bakışlarına aldırış etmeyerek hızla eğilerek yere düşen bonesini aldı ve saçlarını toplayarak bonenin içine hapsetti.
''Yazık ediyorsunuz'' diye konuştu karşısında ki adam içten gelen bir sesle.
''Efendim !! Sizi anladığımı sanmıyorum bayım..''
''Saçlarınızı kapatmanız çok yazık diyordum Leydim..''
Shelby, Victımı öfkeli gözlerle izlerken, karşısında bulunan adam kendisini bir kez daha şaşırtarak yere eğildi ve çocuklar için seçtiği kitapları alarak kapaklarına baktı.
Genç kıza uzatmadan önce gülümsedi ve ''Bunlar elsa ile thomas için olmalı ''diyerek kitapları Shelby'e uzattı.
''Evet , artık gitmeliyim '' diye kabaca cevap veren Shelby hızla merdivenlere yöneldi. Biraz önce yaşananlarda neydi öyle.Victım hiç bir zaman bu kadar nazik değildi. Kesinlikle sabah kahvaltıda yediği bir şey dokunmuş olmalıydı. Ayrıca saçlarına iltifat mı etmişti.
''Ahh !! Kesinlikle iğrenç bir duygu Tanrım '' diye bağırmak istese de fısıldamakla yetindi.
Çocukların odasının önüne geldiğinde duraksayarak son bir kez üzerini düzeltti ve kapıyı açarak içeri girdi.
''Merhaba çocuklar..''
-------------------------------------------------------------------
Victım çalışma odasının kapısını açarak dışarı çıktı ve kütüphanenin önünde garip bir şekilde öylece ayakta dikilen Victor'la yüz yüze geldi.
''Victor seni burada görmeyi beklemiyordum..!!''
''Kardeşimin evine gelmeden önce haber vermem mi gerekiyordu.''
İki kardeş erkeksi birer kahkaha attıktan sonra biraz iş konuşmak için Victım'ın çalışma odasına girdiler.
Victor aklında ki soruları daha sonra sormak üzere erteleyerek Victım'a yeni yaptıkları iş anlaşmasından bahsetmeye başladı. Kafasının içinde beliren bal rengi gözer ise konuşmaları boyunca Victor'un dikkatini dağıtıp durmuştu.