Kalbim hızlıca atarak varlığını çok güzel hissettiriyordu. Üstümüz başımız oldukça ıslanmıştı. Beni zorla arabaya bindirmiş ve arabayı sürmeye başlamıştı. Telefonum bile yanımda değildi. Gözlerim yoldaydı. Nereye gideceğimizi bilmiyor , meraktan içim içimi yiyordu. Poyrazın bakışları arada bana düşüyor ben ona bakmadığım için somurtarak bana bakmayı bırakıyordu. Yüzüm hafifçe gülümsedi. "Nereye gittiğimizi sormayacak mısın ?" diye mırıldandığında gözlerimi ona asla değdirmedim. "Eğer sorarsam söyleyecek misin ki ?" dediğimde kafasını iki yana doğru salladı. "Söylemeyeceğim." dedi. Ona gözlerimi devirdim ve somurtmaya başladım. "Ee madem söylemeyeceksin ne diye soruyorsun ozaman ?" diye sıkılmış bir şekilde sordum. Poyrazın gece karası gözleri usulca bana değdi. Her yerimi yavaş

