
"Bana o adamın çocuğuna hamile olduğunu söyleme Dilek! Benim kardeşim bunu yapmaz!" Barzan kükreyerek dizlerinin üstün gözyaşlarına boğulan kız kardeşine bağırırken öfkesine hakim olmakta zorlanıyordu. Kız kardeşi nişanlı bir adamdan hamileydi! Kıyameti koparacaktı!
"Abi... Çok sevdim. Yıllarca sevdim, bekledim. En büyük şahidim sensin," dedi kollarını karnına sararak sevdiğinden emanet aldığı parçasını koruyarak. "Abi evleniyor. Evlendiğinde ona bakamazdım. Bütün suç benim. Ondan bana bir parça vermesini ben istedim. Ona ben yalvardım. Abi..." Dizlerinin üstünde abisine doğru emekledi Dilek. "Yalvarırım ona bir şey yapma. Beni de öldürürsün. Dokunma ona."
Her şeye rağmen kız kardeşinin hala o adam için yalvarmasına dayanamayan Barzan elini belindeki silaha atıp emniyet kilidini açtığı gibi havaya peş peşe şarjörünü boşaltana kadar ateş etti. Şarjörü bittiğinde kendisi de bitmişti.
"Her ne olursa olsun bu toprakların adamı hiçbir ağanın kızına bunu yapamaz! Sen desen bile bunu yapmaması lazımdı!"
Barzan üç yıldır Amerika'da işlerini büyütmenin peşine düşmüş bir çok insan kültür tanımıştı. Ülkesine geri döndüğünde eskisine göre daha rahattı fakat bu kadar genişliği kabullenemezdi. Töre bunu affetmezdi!
Kız kardeşinin on yıldan fazladır sevdiği adam piçin önde gideniydi ama kimse gerçek yüzünü bilmiyordu. Fahişelerden çocukları bile olduğu kulağına gelmişti. Sinirden gözünün altındaki kasları seğirdiğinde kollarını karnına saran kız kardeşine bakıp kararını verdi.
"Kim bu adamın nişanlısı?" diye sordu silahının kabzasıyla çenesini kaşırken. O piçe hayatının şokunu yaşatacaktı! Müstakbel karısının karnına çocuğu yerleştirecek bütün Mardin'e rezil edecekti.

