11. BÖLÜM ( LEYLA & BESTE)

502 Words
İki hafta sonra… Murat’tan gelen mesaj Beste’nin kalbini sıkıştırdı. Cumartesi günü buluşmak istediğini ve onu sevgilisiyle tanıştırmak istediğini yazmıştı. Beste, ekrana bir süre öylece baktı. Bu anın bir gün geleceğini biliyordu; çünkü Murat ne zaman konuşsa Leyla’dan bahsediyordu. En son konuşmalarında da yakında mutlaka tanıştıracağını söylemişti. Telefonu sessizce masaya bıraktı. İçine hüzünle karışık bir boşluk çöktü. Sevdiği adam, hayatının merkezine bir başkasını koymuştu. Bu gerçekle yüzleşmek kolay değildi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. İçinden gelen o burukluğu bastırmaya çalışarak kendi kendine gülümsedi. "Ne garip," dedi usulca, “sevdiğim adamın sevgilisiyle tanışacağım.” Bugün Perşembe'ydi. İki gün sonra hayatında belki de yeni bir dönem başlayacaktı. --- Cumartesi… Ve o gün geldi çattı. Beste aynada son kez kendine baktı. Ne fazla süslenmişti, ne de özensizdi. Sadece... sade ve sakindi. İçindeki fırtınayı dışına yansıtmamaya kararlıydı. Murat sabah saatlerinde buluşacakları kafenin konumunu atmıştı. Beste taksi çağırdı ve adresi söyledi. Kafeye vardığında içi burkuldu. Kalbi göğsünde ağırlaşmıştı sanki. Taksinin ücretini ödedi, kapıyı açtı ve yavaşça indi. Adımlarını kafenin kapısına doğru sürüklerken derin bir nefes aldı. İçeri adımını attığında gözleri hemen onları buldu. Murat ve Leyla çoktan gelmişti. Karşılıklı oturuyorlardı. Leyla bir şeyler anlatıyordu; Murat ise her zamanki gibi tatlı bir tebessümle onu dinliyordu. O sahne Beste'nin içine işledi. Kaçmak istedi bir an. Kapıyı kapatıp hiçbir şey olmamış gibi dönmek... Ama yapmadı. Dudaklarına zoraki bir gülümseme yerleştirip adımlarını onların olduğu masaya doğru yöneltti. Murat onu ilk fark eden oldu. Hemen ayağa kalktı. "Hoş geldin Beste," dedi samimiyetle. Leyla da hafifçe tebessüm etti. "Hoş geldin, ben Leyla," dedi uzattığı eliyle. "Hoş buldum," diyebildi Beste. Elini sıktı, ama o sıcaklık hissi içinden geçmedi. Üçü birlikte masaya oturdular. Beste, Murat’ın yanına oturdu. Murat şimdi iki kadının ortasındaydı. Bu durum ona kısa bir an için komik geldi ama ortamdaki gerginliği de hemen fark etti. Leyla'nın bakışları temkinliydi, Beste ise içindeki karmaşayı saklamaya çalışıyordu. Havadan sudan birkaç cümle edildi önce. Sessizlik uzadıkça, Murat ortamı yumuşatmak istedi. "Beste'yle küçüklüğümüzde her gün birlikte vakit geçirirdik," dedi gülümseyerek. "Bir keresinde bisiklet yarışı yapmıştık. Onu yenince ağlamış, hile yaptığımı söylemişti." Beste gülerek Murat’ın koluna hafifçe vurdu. "Asıl sen! Ben senden daha iyi resim yapıyorum diye surat asmıştın saatlerce!" İkisi birlikte gülüşürken, Leyla’nın yüzündeki ifade değişti. Gülümsemesi soldu. Beste’nin Murat’ın koluna dokunması, aralarındaki geçmişten gelen samimiyet… Leyla'yı rahatsız etmişti. O an kendini fazlalık gibi hissetti. Beste, Murat hakkında o kadar çok şey biliyordu ki… O ise henüz sadece onun şimdiki halini tanıyordu. Sessizce elindeki bardağa dokundu Leyla. Göz ucuyla Beste’ye baktı. Onun bakışlarında gizlediği hüzün, yüreğine tuhaf bir sızı bıraktı. Sadece kıskançlık değildi bu… İçinde adı konulmamış bir endişe vardı. Murat, ortamın tekrar soğuduğunu hissedince konuşmaya devam etti. "En çok da yaz tatillerinde yaşadığımız şeyleri unutamıyorum. Beste'nin babası bizi pikniklere götürürdü. O günler çok güzeldi." Beste başını salladı. "Evet… Annem bize sürekli limonata yapardı. Murat ise limonatayı üstüne dökmeden içemezdi," dedi hafifçe gülümseyerek. Leyla gülümsedi ama içinde büyüyen hisleri susturamadı. Masadaki sohbet bir geçmişin tanıklığıydı. Ve o geçmişte kendine ait hiçbir şey yoktu... Keşke dedi Murat'ı daha önce tanısaydım ve onun geçmişinde benim de bir izim olsaydı...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD