1 AY SONRA
Murat’ın babası Cemal Bey, ani bir rahatsızlıkla fenalaşmış ve acilen hastaneye kaldırılmıştı. Murat, gözleri dolu, perişan haldeydi; babasının onu bırakıp gideceği düşüncesi yüreğini yakıyordu. Annesiyle birlikte hastanenin soğuk koridorunda yere oturmuş, karşı odadan gelecek haber için sabırsızlıkla bekliyorlardı. Saatler adeta durmuş, zaman ağırlaşmıştı.
Murat, en çok Leyla’ya ihtiyaç duyuyordu ama Leyla, okulun yarı yıl tatili olduğu için Artvin’e, ailesinin yanına gitmişti. O anlarda en çok ihtiyacı olan destek ve sevgi, uzaktaydı. Murat, elleri titreyerek telefonunu çıkardı ve sevgilisini aradı; ama Leyla’nın telefonu kapalıydı. Yine de umudu elden bırakmamak için birkaç kez daha denedi.
Başını soğuk duvara yasladı, gözlerini kapadı. İçinde büyüyen çaresizlik ve yalnızlık duygusu, omuzlarına ağır bir yük gibi çökmüştü. Birkaç dakika öylece kaldı, sessizlikten sadece nefesinin sesi duyuluyordu.
O an, nazik bir ses ona dokundu:
“Murat…”
Başını kaldırdı, sesin sahibine baktı. Orada, ailesiyle birlikte, Beste duruyordu. Gözlerinde hem derin bir endişe hem de yanında olmaya kararlı bir güç vardı. Murat yavaşça doğruldu ve kısık bir sesle sordu:
“Neden zahmet ettiniz?”
Sadık Bey, yılların dostluğunu yansıtan bir sesle yanıt verdi:
“O nasıl söz? Cemal benim can dostum, böyle zamanlarda yanında olmazsam kim olur?”
Murat sadece başını salladı, söylenecek kelimeler boğazında düğümlenmişti.
Beste, ona sarılmak istedi ama çekiniyordu. İçinde biriken duygular, korkular ve çaresizlik arasında tereddüt ediyordu. Sessizce Murat’ın yanında durdu.
Murat, biraz rahatlamak için “Kahve alayım,” dedi ve kantine doğru yürüdü. Telefonunu unuttuğu sandalyede bıraktı.
Kısa süre sonra telefon çalmaya başladı. Beste istemsizce ekrana baktı; arayan Leyla’ydı. İçinde bir şeyler kıpırdadı ama telefonu sessize aldı ve yerine koydu. Ancak kısa bir süre sonra telefon yeniden çaldı.
Murat’ın annesi hafifçe seslendi:
“Kızım, açsan iyi olur. Belki önemli bir şeydir.”
Beste, içinden istemese de telefonu açtı.
Leyla’nın sesi yumuşak ve hafifçe titrekti:
“Sevgilim, kusura bakma. Burada bazen şebeke çekmiyor. Yeni gördüm aramanı.”
Beste, sakinliğini koruyarak yanıt verdi:
“Merhaba Leyla, ben Beste. Murat şu an burada değil. Gelince seni arar.”
Telefonun ucunda kısa bir sessizlik oldu. Beste, Leyla’nın şaşkınlığını ve içindeki karmaşayı hissedebiliyordu. Murat’ın telefonu neden Bestenin yanındaydı ve Murat neredeydi bilmiyordu ama fevri davranmak istemiyordu " Tamam" deyip görüşmeyi sonlandırdı
Telefon kapandı, koridorun sessizliği ağırlaştı. İçlerinde saklı kalan hisler ve sorular, boşluğa karışıyordu...