“Bazı hakikatler, kılıçlardan daha keskindi; ve bazı kararlar, kaderi sadece bir kişiye değil, bir ülkeye yazardı.”-Vezir Sencer *** Sarayın en eski bölümlerinden biri olan salonda sabah güneşi, duvarlardaki mavi-beyaz çinileri usulca okşarken, Sencer ayakta bekliyordu. Elleri arkada kenetli, bakışları açık pencerenin gerisinde yükselen dağlara dikiliydi. Ardında ağır adımlarla yaklaşan Sandara’nın varlığını fark ettiğinde, dudaklarının kenarı sezdirmeden gerildi. “Çağırmışsınız Vezir efendi,” dedi Sandara, sesi her zamanki gibi ketumdu, ama içinde sabırsız bir tedirginlik vardı. Sencer başını çevirmeden konuştu. “Evet. Hem seni, hem de Esem’i.” Ardından gözleriyle hizmetkâra işaret etti. Esem, gözleri merak ve korku dolu şekilde salona alındı. Oda da yalnızca üçü vardı. Her şeyi duym

