bc

Kader Ağları(Türkçe)+18

book_age18+
151
FOLLOW
1.1K
READ
others
love-triangle
sex
contract marriage
love after marriage
comedy
sweet
first love
friendship
surrender
like
intro-logo
Blurb

"Beklettiğim için özür dilerim." Bu ortamların adamı değil gibi... Yanlış filan mı geldi acaba..?

"Biraz viski alır mıydınız?" Çok ciddiydi yine de gülümseyen yüzümü bozmadım.

"Tabi. Ayla sen misin? Sana söylemek istediğim şeyler olduğu için buraya geldim." Yine gülümsememe devam ettim.

"Tabi ki buyurun, söyleyin." Burnumun dibine kadar yaklaşarak:

"Bu işi hemen bırak ve eski hayatına geri dön. Bu yaptığının hiç bir anlamı yok."

Bu adam neyin kafasında? Cidden artık sinirlenmeye başlıyordum.

"Neler söylüyorsunuz aniden?"

"Diyorum ki borçlarınızı ödemek için bu şekilde bedenini satmaya devam etmemelisin."

chap-preview
Free preview
1. Bölüm
..."Buyurun imzalayabilirsiniz." Ne, nasıl, ben ne yapıyorum? Hayır hayır bunu yapamam. Böyle olmaaaaaz! Olamaaaaaz! Her şey dün başladı. Ben Ayla Tekin. Bir noktaya kadar gayet sıradan bir ofis çalışanıydım. Şu an ise öğle yemeği molasındayız. "Dünkü adamla neler yaptınız Merve?" "Ayy sorma, hiç iyi değildi. Tam ortasında bırakıp evine döndü." "Beklediğimiz gibiydi yani." "Her neyse tanışma randevularına gelen erkeklerin hiçbiri iyi değil sanırım." En sonunda muhabbetlerine dayanamadım. "Bunu sizin söylememeniz gerekir, siz de her hafta gitmiyor musunuz? Hem erkek arkadaşının olmaması o kadar kötü bir şey mi ki? Erkeklerin hepsi baş ağrısı. Kendi kendinizi sıkıntıya sokmanın gereği- " Konuşmamı tamamlatmadan hemen karşı atağa geçtiler. Ah cidden bazen beni çok üzüyorlar. "Dur biraz... Bize bunu söylemeye hakkın var mı?! Bunu engin tecrübeleri olan biri dese neyse ama senin neredeyse 25 yıllık hayatında hiç sevgilin olmadı!" Dost acı söylerdi işte böyle. "Ben eğer uzun boylu, nazik, içi dışı bir ve kendine bakabilen birini bulursam direk aşık olacağım" Bana acıyan surat şekilleriyle bakarak ikisi birden "O türler en hızlı tükenenler aptal." dediler. Merve ve Aslı sevdiğim iş arkadaşlarım olmasına rağmen bu konularda asla anlaşamıyorduk. Bir erkek arkadaş...? Dürüst olmak gerekirse bunu düşünmeye bile vaktim yok. Ama tabi ki bu ayrıntıyı onların bilmesine de gerek yok. "Ama cidden böyle çok yakışıklı olmasına gerek yok, çok normal birisi bile olur. Zaten öyle çok yakışıklı biri yalnızsa onda bir sorun olduğunu düşünmemiz gerekir. " dedim. Merve heyecanla kıkırdayarak "Öyle desen bile şirket başkanı hakkında ne düşünüyorsun? Fikrini değiştiresin gelmiyor mu?" dedi. "Şirket başkanı derken...? Nasıl biri ki?" Hafızamı yokladım ama çıkaramadım. "Neyyy ? Görmedin mi hiç?" "Hayır.Karşılama töreninde uyuya kalmışım. Sonra da karşılaşmadım. Doğrusu karşılaşsam da tanımam." "Offf çok yakışıklı. Görsen seninde ağzın sulanır. Dur telefonda fotoğrafı olacaktı." "Vay be, göster bakalım." "Ama düşüncelerin değişirse sıkıcı olur, göstermiyorum hıh!" Yedik yine Merve hanımın saçma triplerini. "Aman be umrumda değil zaten bana ne!" Erkeklere güvenmeme konusunda benim de geçerli bir nedenim vardı. Babam işinden istifa edip kendi işini kurdu ama sefilce battı. Borçlar da tabi ki biricik kızı bana kaldı. Bu yüzden ofisten aldığım maaşım yetersiz kaldığı için geceleri part-time konsomatris olarak çalışıyorum. Annem uzun zaman önce bizi terk edip gitti. Beni büyükannem büyüttü. Vefatından sonra büyükannemin çok sevdiği evine ipotek gelmesine de yüreğim dayanmadı. Her neyse birden kendimi mecburen bu işte çalışırken buldum. Burası sayesinde de erkeklerden umudu gerçekten kestim. "Hoşgeldiniz!" Ah bu yapmacık gülümsemeler yüzünden artık yanaklarım ağrıyordu. "Demek Çiçek sensin. Ne kadar güzel bir isim" "Öyle mi teşekkür ederim." "Çiçek gibi renkli ve çok güzelsin" Alışkındım böyle müşterilere. Mekanda kendimi "Çiçek" olarak tanıtmıştım. Zaten bu kadar makyaj ve süslü kıyafetler içinde kendimi farklı bir kişi gibi hissettiğim için ve dışarıda beni tanımamaları için en iyisi buydu. Geceleri de böyle bir ortamda olduğum için nasıl bir sevgilim olsun ki! Herkes gülüşüp konuşurken içeriye birden uzun boylu, takım elbiseli, ciddi bir adam girdi. İlk defa bu kadar beyaz tenli bir erkek görüyordum. Saçları da tenine zıt kömür karasıydı. Tabi yakışıklılığını fark eden sadece ben değildim. Şu an filinta gibi olan vampir bey bizim kızların bakışlarının kurbanıydı. Hemen birisi yanına gitmişti bile. "Beyefendi buraya ilk gelişiniz sanırım." "Burada Ayla adında bir bayan var mı?" "Çiçeeeek! Biri seni soruyor." Kulağıma yaklaşıp fısıldayarak "Gerçek isminle çağırdı. Belki eski çalıştığın yerden müşteridir, elit kesimden biri gibi." dedi. Arkasından takip ettim. Daha önce başka bir yerde çalışmadım ki, kim olabilir? Çağıran kişinin vampir bey olduğunu görünce şok oldum. Ben bu adamı kesinlikle tanımıyordum ama o beni nereden tanıyordu? "Beklettiğim için özür dilerim." Bu ortamların adamı değil gibi... Yanlış filan mı geldi acaba..? "Biraz viski alır mıydınız?" Çok ciddiydi. Yine de gülümseyen yüzümü bozmadım. "Tabi. Ayla sen misin? Sana söylemek istediğim şeyler olduğu için buraya geldim." Yine gülümsememe devam ettim. "Tabii ki buyurun, söyleyin." Burnumun dibine kadar yaklaşarak: "Bu işi hemen bırak ve eski hayatına geri dön. Bu yaptığının hiç bir anlamı yok." Bu adam neyin kafasında? Cidden artık sinirlenmeye başlıyordum. "Neler söylüyorsunuz aniden?" "Diyorum ki borçlarınızı ödemek için bu şekilde bedenini satmaya devam etmemelisin." Terlemeye başladım. Son kibarlığımla "Borç falan ödemek için çalışmıyorum ben." "Peki ya ortaya bir milyon koysam hala böyle diyebilecek misin? Böyle bir işte çalışan biri olarak bu kadar gururun var mı?" Elimdeki viskiyi kafasına çarptım. Her şeyin bir sınırı vardı, sabrımın da. Dua etsin bardağı da kafasına geçirmedim. Arkamdan patronum bana çıkışıp gelip özür diledi. Ben ise hala sinirimi atamamıştım. "Neden benim hakkımda hiçbir şey bilmediğin halde nasıl böyle şeyler söylüyorsun? Burada çalışmak için benim de kendi nedenlerim var! Benimle alay edip böyle konuşmaya hakkın yok!! Senin için önemli en ufak bir şey yok değil mi ya da korumak istediğin herhangi bir şey? Bu yüzden başkalarıyla alay ederek eğleniyorsun! Gururu olmayan kişi asıl sensin! Defol git buradan bir daha da gelmeyi bile düşünme!" Kafasından damlalar akarken ayağa kalktı. "Tamam anladım, gidiyorum ve bir daha gelmeyeceğim." dedi ve çıkışa doğru ilerlerken patronum hala arkasından ilerleyip özür dileme peşindeydi. Tabi ki günün sonunda işten de kovulmuştum. Ertesi sabah şirkette dün geceden olan sinirimi bilgisayarın klavyesinden çıkarıyordum. "Off inanamıyorum resmen! Neden benim başıma gelmek zorunda ki! Şimdi yeni part-time iş bulmam gerek! Off o adamı kesinlikle affetmeyeceğim!" "Aylaa!" "Buyurun?" "Müdürü kızdıracak bir şey mi yaptın? Seni ofisine çağırıyor." Heh bir bu eksikti cidden. İkinci bir işte çalıştığımı mı öğrendiler acaba? Ama bu beni buraya çağırmaya yetecek bir neden değil. Yönetici kapıya tıklatıp beni getirdiğini haber verdi. Görelim bakalım gerçekten bizim kızların dediği kadar yakışıklı mıymış müdür bey? İçeri suçlu adımlarıyla yavaşça adımladım. "Dün akşam ki harika viski için teşekkürler, Ayla Tekin" Bu ses..! Kafamı yavaşça kaldırdım. Vampir beyyy.. "Sen niye buradasın!!!" "Bu şirketin müdürü olduğum için tabi ki de. Dün bir daha gelme deyince ben de seni buraya çağırttım. Ben Aybars Karaca. Kendi şirketinin müdürünü bile tanımadığına inanamıyorum." Ben de inanamıyorum. Bu gerçek değil... Gerçek olmamalı... Adamın suratına viski döktüm. Korku ve üzüntü içinde: "Yani dün yaptıklarım yüzünden, kovuldum anlamına mı geliyor bu?" "Kovulmak ? Hayır hayır, öyle değil." Birden arkadan yaşlı bir dede bana doğru koşmaya başladı. Bu ne ya kamera şakası filan olmalı. Ama hiç komik değil. Hatta şimdi hüngür hüngür koyuvereceğim neredeyse çok bunaldım. Yaşlı adam bana sıkı sıkı sarılarak: "Ohh! Düşündüğüm gibi, Semiha'nın genç halinin tıpkısının aynısısın!" dedi. "Bu amcanın nesi var! Kurtarın beni" "Lütfen kenarda bekle başkan... BAŞKAN!" Sonunda sakinleşip oturabilmiştik. Başkan olduğunu öğrendiğim yaşlı adam konuşmaya başladı: "Ben büyükannen Semiha Hanım'ın çalışan bir hizmetçisinin oğluydum. Bana karşı hep nazikti ve benimle hep ilgilendi. Ayrıca bu şirketi kurmam da onun sayesinde. Bir süredir ona özlem duyuyordum. Ve şimdi onun torunu böyle talihsizlikler yaşıyor eğer, eğer daha önceden farketseydim " "Lütfen böyle demeyin. Ne ekersen onu biçersin." "Bu nedenle sana bir teklifte bulunmak istiyorum. Ona karşı borcumu ödemeye yeter mi bilmiyorum ama... Borçlarını ödemene yardım etmek istiyorum." "Bunu kabul e-" "Ancak benim de bir şartım var. Torunum Aybars ile evlenmeni istiyorum."

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

30 Days to Freedom: Abandoned Luna is Secret Shadow King

read
311.9K
bc

Too Late for Regret

read
295.8K
bc

Just One Kiss, before divorcing me

read
1.7M
bc

Alpha's Regret: the Luna is Secret Heiress!

read
1.3M
bc

The Warrior's Broken Mate

read
138.7K
bc

The Lost Pack

read
413.4K
bc

Revenge, served in a black dress

read
149.4K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook